- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Gençlik teşkilatı Yedi Hilalin Üsküdardaki merkezinde düzenlediği iki ayrı Cahit Zarifoğlu anma etkinliğine yazar Yusuf Kaplan ile Türk öykü ve düşünce dünyasının özgün isimlerinden Rasim Özdenören konuşmacı olarak katıldı. Asım Gültekinin yönettiği söyleşilere şair Cevdet Karal, Zafer Acar, Aykut Ertuğrul, Yeprem Türk, Üzeyir İlbak, Prof Oruç Çakmaklı, Sami Gül, Mustafa Nezihi Pesen ve Zarifoğlunun ailesi de katıldı. Rasim Özdenören dört saat süren ve saatler 01:00ı gösterdiğinde dahi dağılmayan dinleyicilere, kah sevindirip kah hüzünlendiren anıları, yüzünden eksik olmayan bir tebessümle anlattı. DinleyenlerCahit Zarifoğlu ile aynı sınav kağıdını boş verdiler, yolda aç aç yürüdüler, otostop çektiler, Mavera dergisi için heyecanla ve tüm imkansızlıkları reddeden bir inançla çabaladılar. Rasim Özdenören, Zarifoğlunun karakteri ile sanatı arasında ilişki kurulabilmesine yardımcı olabilecek olaylar anlattı bu zarif programda.
Dosto okur, sinemaya giderdik
Zarifoğlunun edebiyat dersinden üst üste boş kağıt vererek kalmasını ve güç bela geçtikten sonra İstanbulda Alman Dili ve Edebiyatı okumaya başlamasını hikaye etti. O yıllarda sürekli Dostoyevski okuduklarını, çeşitli ilçeleri gezmek suretiyle günde birkaç kez sinemaya gittiklerini anlattı. Kendi kitabı çıkacağı zaman Zarifoğlunun Şu an bir çok kişi bu kitaba para vermek için bizi bekliyor diyerek ortada para pul yok iken yüklerin altına girdiğini, bir şekilde matbaacıya o kitabın paralarının ödendiğini anlatıp Zarifoğlunun imkansızlıklara takılıp kalmayan ve onları aşan kişiliğini ortaya koydu. Biz işimize bakalım düsturu ile yaşayan Zarifoğlu şiiri ile alakalı önemli değerlendirmelerde bulunan Özdenören bir soru üzerine Zarifoğlunun gündeme ve geçiciliğe teslim olmadığını ama gündemi diri, canlı bir şekilde şiirine taşıdığını ifade etti. Yusuf Kaplan da konuşmasında formlar ve normlar arasında Mümin sanatçının kendisine bir merkez edinmesi meselesi üzerinden Zarifoğlunu anlattı.
Dosto okur, sinemaya giderdik
Zarifoğlunun edebiyat dersinden üst üste boş kağıt vererek kalmasını ve güç bela geçtikten sonra İstanbulda Alman Dili ve Edebiyatı okumaya başlamasını hikaye etti. O yıllarda sürekli Dostoyevski okuduklarını, çeşitli ilçeleri gezmek suretiyle günde birkaç kez sinemaya gittiklerini anlattı. Kendi kitabı çıkacağı zaman Zarifoğlunun Şu an bir çok kişi bu kitaba para vermek için bizi bekliyor diyerek ortada para pul yok iken yüklerin altına girdiğini, bir şekilde matbaacıya o kitabın paralarının ödendiğini anlatıp Zarifoğlunun imkansızlıklara takılıp kalmayan ve onları aşan kişiliğini ortaya koydu. Biz işimize bakalım düsturu ile yaşayan Zarifoğlu şiiri ile alakalı önemli değerlendirmelerde bulunan Özdenören bir soru üzerine Zarifoğlunun gündeme ve geçiciliğe teslim olmadığını ama gündemi diri, canlı bir şekilde şiirine taşıdığını ifade etti. Yusuf Kaplan da konuşmasında formlar ve normlar arasında Mümin sanatçının kendisine bir merkez edinmesi meselesi üzerinden Zarifoğlunu anlattı.