Kemer'den kısa süreli otostoplarla ve bazen de
yürüyerek Adrasan kavşağına ulaşmıştım.Doğa
harikaydı;güneş tepeme henüz çökmemişti.Bir
sincap gülümseyerek kayboldu ağaçların arasın-
dan;ayağımın dibinde bir kertenkele...Sırt çan-
tam bir tüy kadar hafifti;mutlu ve türküler söy-
leyerek yürüyordum:
Evlerinin önü mersin
Sular içmem kadınım, tersin tersin.
Ah, sular içmem bir tanem, tersin tersin
Mevlam seni bana versin
Al hançeri kadınım, vur ben öleyim
Ah, kapınızda bir tanem, kul ben olayım.
Yaşam bu işte...Bir başına ve alabildiğine özgür;
entel sahtekarlıklardan çok uzaklarda...Birden,
sanki deprem oldu.Bir korna sesi kulaklarımda çın-
ladı;kamyonetin biri zank diye yanıbaşımda bitiver-
di.'Nereye kardeş? dedi,gençten biri.Kan beynime
sıçramıştı.'Sana ne ulan?' dedim içimden.Sonra,ağ-
zımdan 'Bodrum'a...' çıkıverdi.Aptal aptal suratıma
bakarak, 'Yanlış gelmişsin kardeş;buralarda bodrum
modrum yok...' dedi kurbanım.'Ulan köftehor,ben
bütün Akdeniz'in haritasını nah şuraya ezbere çize-
rim ve dahi bütün köylerini de milim şaşmadan yer-
leştiririm.' diye geçirdim içimden...'Bu yol nereye gi-
der?' diye sordum;bilmez bilmez...'Adrasan'a...yanı-
tını alınca düşünür gibi yaptım.'Gel seni götüreyim.'
dedi.'Tamam...Bodrum'dan vazgeçtim.Hadi gide-
lim.' diyerek arkaya atladım.Adam,laflayacak birini
arıyor ya...Niyetim işkence etmek.'Olmaz kardeş;gel
öne otur,biraz sohbet ederiz.' diye seslendi.'Hadi
yine,iyi tarafıma denk geldin;sana bu kadarı yeter.'
diye sırıtarak öne atladım.Sonrası bildik muhabbet...
'Nerelisin?' İstanbul ya da Ankara dememi bekliyordu.
'Diyarbakır.' dedim.Urfa ya da Mardin de diyebilirdim;
içimden Diyarbakır demek geldi.İnanmaz inanmaz bak-
tı saçı sakalına karışmış bu şehir züppesi kılıklı herife...
'İçinden mi?' dedi.'Yok köyünden...' Adam afallamıştı;
intikamım korkunçtu.Bitap vaziyette o bildik soruyu
sordu:'Kimlerdensin?' 'Ben kimsesizim...' dedim ağla-
maklı bir suratla.Sonrası? Bir güvercin havalandı mas-
mavi göğe;Karacadağ kokulu...aaafim yerine geldi.
Yol boyu dertleştik.Hala haberleşiriz;kendisine sözüm
var:Seneye grida yemeye Adrasan'dayım.
yürüyerek Adrasan kavşağına ulaşmıştım.Doğa
harikaydı;güneş tepeme henüz çökmemişti.Bir
sincap gülümseyerek kayboldu ağaçların arasın-
dan;ayağımın dibinde bir kertenkele...Sırt çan-
tam bir tüy kadar hafifti;mutlu ve türküler söy-
leyerek yürüyordum:
Evlerinin önü mersin
Sular içmem kadınım, tersin tersin.
Ah, sular içmem bir tanem, tersin tersin
Mevlam seni bana versin
Al hançeri kadınım, vur ben öleyim
Ah, kapınızda bir tanem, kul ben olayım.
Yaşam bu işte...Bir başına ve alabildiğine özgür;
entel sahtekarlıklardan çok uzaklarda...Birden,
sanki deprem oldu.Bir korna sesi kulaklarımda çın-
ladı;kamyonetin biri zank diye yanıbaşımda bitiver-
di.'Nereye kardeş? dedi,gençten biri.Kan beynime
sıçramıştı.'Sana ne ulan?' dedim içimden.Sonra,ağ-
zımdan 'Bodrum'a...' çıkıverdi.Aptal aptal suratıma
bakarak, 'Yanlış gelmişsin kardeş;buralarda bodrum
modrum yok...' dedi kurbanım.'Ulan köftehor,ben
bütün Akdeniz'in haritasını nah şuraya ezbere çize-
rim ve dahi bütün köylerini de milim şaşmadan yer-
leştiririm.' diye geçirdim içimden...'Bu yol nereye gi-
der?' diye sordum;bilmez bilmez...'Adrasan'a...yanı-
tını alınca düşünür gibi yaptım.'Gel seni götüreyim.'
dedi.'Tamam...Bodrum'dan vazgeçtim.Hadi gide-
lim.' diyerek arkaya atladım.Adam,laflayacak birini
arıyor ya...Niyetim işkence etmek.'Olmaz kardeş;gel
öne otur,biraz sohbet ederiz.' diye seslendi.'Hadi
yine,iyi tarafıma denk geldin;sana bu kadarı yeter.'
diye sırıtarak öne atladım.Sonrası bildik muhabbet...
'Nerelisin?' İstanbul ya da Ankara dememi bekliyordu.
'Diyarbakır.' dedim.Urfa ya da Mardin de diyebilirdim;
içimden Diyarbakır demek geldi.İnanmaz inanmaz bak-
tı saçı sakalına karışmış bu şehir züppesi kılıklı herife...
'İçinden mi?' dedi.'Yok köyünden...' Adam afallamıştı;
intikamım korkunçtu.Bitap vaziyette o bildik soruyu
sordu:'Kimlerdensin?' 'Ben kimsesizim...' dedim ağla-
maklı bir suratla.Sonrası? Bir güvercin havalandı mas-
mavi göğe;Karacadağ kokulu...aaafim yerine geldi.
Yol boyu dertleştik.Hala haberleşiriz;kendisine sözüm
var:Seneye grida yemeye Adrasan'dayım.