-
- Üyelik Tarihi
- 4 Mar 2019
-
- Mesajlar
- 5,682
-
- MFC Puanı
- 189
Şimdiye kadar gezegenimizin merkezinde çok sıcak halde lav ve erimiş metal bulunduğu düşünülüyordu. Bir araştırmacı ise Dünyanın merkezinde kara delik bulunduğunu savundu.
Dünyanın yapısıyla ilgili tek garip teori düz Dünya teorisi değil. Boş Dünya teorisi adlı garip bir teori daha var. Bu teoriye göre gezegenimizin içi oyuk, girişler sadece kutup bölgesinde ama ne aşağı dünya halkı yukarı çıkıyor ne de yukarı dünya halkı aşağı iniyor. Bu teoriye inananlar arasında Halley kuyruklu yıldızını keşfeden astronom, matematikçi ve bilim insanı Edmond Halley de yer alıyor.
Eski bir NASA çalışanı da benzer ve radikal bir teori ortaya attı. Bu teoriye göre gezegenimiz küçük bir kara deliğin etrafında toplanan parçacıklarla şekillendi. Bu kara delik varlığını hala devam ettiriyor. Volkanların, depremlerin ve dünyanın manyetik alanının sorumlusu da bu alan. En azından teoriye göre.
Louise Riofrio, LinkedIn sayfasındaki bilgilere göre daha önce NASAnın Johnson Uzay Merkezinde yardımcı kıdemli araştırmacı olarak Okyanus Mühendisliği Uzay Sistemleri alanında çalıştı. Riofrionun iddiasına göre Dünya, bir kara deliğin etrafında tıpkı bir kum tanesinin etrafında şekillenen inciler gibi şekillendi. Bu kara delik gezegenin iç ısısının da kaynağı ve depremlerin, volkanların ve adaların oluşumunda rol oynuyor.
Araştırmacı şu anda Uluslararası Uzay İstasyonunda yapılacak olan, ışık hızının değişip değişmediğinin test edileceği bir çalışma için atomik saat üreten ekipte yer alıyor. Son zamanlarda zaman yolculuğu ya da ışık hızını içeren her tartışma bir şekilde kara deliklere geliyor.
Bilim insanının teorisindeki kara delik, uzaydaki örnekleri gibi devasa boyutlarda değil, aşağı yukarı bir kum tanesi boyutunda. Bu boyutta bir kara delik, Ayın kütlesine denk bir kütleye sahip.
Teori oldukça ilginç olmasına rağmen bir akademik makale ile bir dergide yer almadı, onun yerine komplo teorileriyle meşhur bir sitedeki bir röportajda ortaya çıktı. Bu nedenle insanlar bu konuya şüpheli yaklaşıyor. Açıkçası teori oldukça ilginç, yine de bilimin temel yapısını düşündüğümüzde bir iddiayı ortaya atıp yanlışlanmasını beklemek doğru yöntem değil. İddianızı kanıtlamanız gerekiyor.
Dünyanın yapısıyla ilgili tek garip teori düz Dünya teorisi değil. Boş Dünya teorisi adlı garip bir teori daha var. Bu teoriye göre gezegenimizin içi oyuk, girişler sadece kutup bölgesinde ama ne aşağı dünya halkı yukarı çıkıyor ne de yukarı dünya halkı aşağı iniyor. Bu teoriye inananlar arasında Halley kuyruklu yıldızını keşfeden astronom, matematikçi ve bilim insanı Edmond Halley de yer alıyor.
Eski bir NASA çalışanı da benzer ve radikal bir teori ortaya attı. Bu teoriye göre gezegenimiz küçük bir kara deliğin etrafında toplanan parçacıklarla şekillendi. Bu kara delik varlığını hala devam ettiriyor. Volkanların, depremlerin ve dünyanın manyetik alanının sorumlusu da bu alan. En azından teoriye göre.
Louise Riofrio, LinkedIn sayfasındaki bilgilere göre daha önce NASAnın Johnson Uzay Merkezinde yardımcı kıdemli araştırmacı olarak Okyanus Mühendisliği Uzay Sistemleri alanında çalıştı. Riofrionun iddiasına göre Dünya, bir kara deliğin etrafında tıpkı bir kum tanesinin etrafında şekillenen inciler gibi şekillendi. Bu kara delik gezegenin iç ısısının da kaynağı ve depremlerin, volkanların ve adaların oluşumunda rol oynuyor.
Araştırmacı şu anda Uluslararası Uzay İstasyonunda yapılacak olan, ışık hızının değişip değişmediğinin test edileceği bir çalışma için atomik saat üreten ekipte yer alıyor. Son zamanlarda zaman yolculuğu ya da ışık hızını içeren her tartışma bir şekilde kara deliklere geliyor.
Bilim insanının teorisindeki kara delik, uzaydaki örnekleri gibi devasa boyutlarda değil, aşağı yukarı bir kum tanesi boyutunda. Bu boyutta bir kara delik, Ayın kütlesine denk bir kütleye sahip.
Teori oldukça ilginç olmasına rağmen bir akademik makale ile bir dergide yer almadı, onun yerine komplo teorileriyle meşhur bir sitedeki bir röportajda ortaya çıktı. Bu nedenle insanlar bu konuya şüpheli yaklaşıyor. Açıkçası teori oldukça ilginç, yine de bilimin temel yapısını düşündüğümüzde bir iddiayı ortaya atıp yanlışlanmasını beklemek doğru yöntem değil. İddianızı kanıtlamanız gerekiyor.