- Konum
- Karı$ık..
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Mar 2013
-
- Mesajlar
- 2,021
-
- MFC Puanı
- 297
Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi
bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik.
Ankara'da Bakanlıklar.
Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL
uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya,... taksici üstünü
arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak
dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para
üstü varmı diye aranmaya başladı...
- "Üstü kalsın kardeşim" dedim.
Döndü bana doğru:
- "Vaktin varmı ağabey ?" dedi.
- "Evet" dedim (tek ayağım hala dışarıda)
Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan. Önde bir büfe
var. Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 krş uzattı. Belli
ki para bozdurmuş.
- "Birader" dedim,"9.75 değil,10.50 yazsa ister miydin 50 krş. benden?"
- "Ne alacağım ağabey 50 krş.u!"
- "Peki, niye gittin 25 krş. için o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim."
Döndü bana, attı kolunu arkaya:
- "Vaktin varmı ağabey?"
- "Var."
- "Çek kapıyı o zaman."
Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız...
5 dk. konuştuk. İngiltere'de profösüründen, bilmem kiminden eğitimler
aldım. O taksicinin 5 dk.da öğrettiklerini, İngiliz hocalar haftalarca
verdikleri derslerde öğretemediler:
- "Ağabey biz Keçiören'de 5
kardeşiz. Babam rençberdi, günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan
bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa, biz eve gelişinden,
yüzünden anlardık."
"Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında
yemek yerdik. Yemek bitince babam bize" Durun kalkmayın" derdi. Önce dua
ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı."
"Aha" dedim, "Bizim meslekten", seminerci...
- "Ne anlatırdı baban?"
- "Hayatta nasıl başarılı olunur?"
" O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor."
- "Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir
çorapla pantolonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp
"Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken, biz de
gülerdik. Annem kızardı,"Babanızla alay etmeyin. O, hem dürüst hem de
çalışkandır" derdi.
Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin.
Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan
oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini
kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık,
çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü
hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay
içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir
apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne
bıraktı biliyor musunuz?"
- "Ne bıraktı?"
- "Bakkal veresiyesi
ve konuşmalarını bıraktı : "Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız
olmayan parayı almayın..." Falan filan...
"Ağabey, aradan 15 yıl geçti "
"Diğer babanın 2 oğlu şu anda cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı.
Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var.
Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var."
"Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki :
- "Asıl mirası bizim baba bırakmış."
"Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri,
taksimetrenin yazmadığı 10 krşu evimize sokmadık. Her şeyimiz var
Allah'a şükür."
Çok duygulandım, veda ettim. Tam ineceğim:
- "Dur ağabey, asıl bomba şimdi!"
- "Nedir bomban?"
- "Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz."
Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada
sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına
değer kavramları bırakmışlar.
Bir Babanın En Güzel Mirası AHLAK'tır...
bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik.
Ankara'da Bakanlıklar.
Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL
uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya,... taksici üstünü
arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak
dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para
üstü varmı diye aranmaya başladı...
- "Üstü kalsın kardeşim" dedim.
Döndü bana doğru:
- "Vaktin varmı ağabey ?" dedi.
- "Evet" dedim (tek ayağım hala dışarıda)
Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan. Önde bir büfe
var. Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 krş uzattı. Belli
ki para bozdurmuş.
- "Birader" dedim,"9.75 değil,10.50 yazsa ister miydin 50 krş. benden?"
- "Ne alacağım ağabey 50 krş.u!"
- "Peki, niye gittin 25 krş. için o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim."
Döndü bana, attı kolunu arkaya:
- "Vaktin varmı ağabey?"
- "Var."
- "Çek kapıyı o zaman."
Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız...
5 dk. konuştuk. İngiltere'de profösüründen, bilmem kiminden eğitimler
aldım. O taksicinin 5 dk.da öğrettiklerini, İngiliz hocalar haftalarca
verdikleri derslerde öğretemediler:
- "Ağabey biz Keçiören'de 5
kardeşiz. Babam rençberdi, günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan
bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa, biz eve gelişinden,
yüzünden anlardık."
"Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında
yemek yerdik. Yemek bitince babam bize" Durun kalkmayın" derdi. Önce dua
ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı."
"Aha" dedim, "Bizim meslekten", seminerci...
- "Ne anlatırdı baban?"
- "Hayatta nasıl başarılı olunur?"
" O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor."
- "Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir
çorapla pantolonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp
"Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken, biz de
gülerdik. Annem kızardı,"Babanızla alay etmeyin. O, hem dürüst hem de
çalışkandır" derdi.
Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin.
Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan
oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini
kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık,
çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü
hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay
içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir
apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne
bıraktı biliyor musunuz?"
- "Ne bıraktı?"
- "Bakkal veresiyesi
ve konuşmalarını bıraktı : "Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız
olmayan parayı almayın..." Falan filan...
"Ağabey, aradan 15 yıl geçti "
"Diğer babanın 2 oğlu şu anda cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı.
Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var.
Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var."
"Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki :
- "Asıl mirası bizim baba bırakmış."
"Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri,
taksimetrenin yazmadığı 10 krşu evimize sokmadık. Her şeyimiz var
Allah'a şükür."
Çok duygulandım, veda ettim. Tam ineceğim:
- "Dur ağabey, asıl bomba şimdi!"
- "Nedir bomban?"
- "Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz."
Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada
sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına
değer kavramları bırakmışlar.
Bir Babanın En Güzel Mirası AHLAK'tır...