Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Bir Avuç Saçma

Lykia

Şem's Gibi Aşı'k Olacaksın ki ; Aşk'ın Haddini Aşa
MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    27 Tem 2013
  • Mesajlar
    813
  • MFC Puanı
    14
Yazar, kitabında küçük ve parça parça hikâyelerden bahsetmektedir. Kitapta bu şekilde otuz dokuz tane hikâye bulunmaktadır.

Yazar, bu hikâyelerin hepsine bir ortak yön vermeye çalışmış. Öncelikle hikâyelerin hepsinde başta olaydan bahsetmiş ve hepsini de kendi yaşadı gibi göstermeye çalışmış. Olayın o yönünü bilemiyoruz tabii ki belki de yaşamıştır. Kitapta o konudan bahsedilmiyor. Sadece sırayla hikâyeler anlatılmış. Hikâyelere ise bakış açısı; Hepsine bir alaycı gözle bakmış ve okuyanları güldürmeye çalışmış. Hikâyelerin hepsi genel anlamda güzel sayılır ama kitabın adından da anlaşılacağı gibi gerçekten biraz da saçma. Şimdi size bu hikâyelerin bir kaçından özet olarak bahsetmek istiyorum:

Bu hikâyenin adı ‘kusuya merhamet’; Yazar burada kendini apartmanda oturan bir efendi gibi gösteriyor ve ona bir akrabası kuzu hediye ediyor ve o da nerde besleyeceğim derdine düşüyor, apartmanda kuzumu beslenir diye yakınıyor onu apartmanın altına indiriyor fakat kuzuda orada ağlamaya başlıyor. Yazar burada şöyle düşünüyor: Böyle şeyleri gerçekten düşmanına hediye edeceksin diyor, beslemesi tam bir eziyet diye düşünüyor ve dayanamıyor, o da başka birine hediye ediyor.

Yazar, başka bir hikâyesinde ‘su ve köpük ‘diyor; Burada ise çağlayanlarda oluşan köpükten bahsediyor. Köpüğün ona çalgılı gazinolarda caz davuluna uyarak çılgınca numaralar yapan, ak etekli oyuncu kızları hatırlattığını söylüyor, bunu da bunaltıcı bir gürültü içinde yalancı bir keyif diye nitelendiriyor. En tatlı köpüğün ise bira köpüğü olduğunu söylüyor. Ayrıca çağlayanı, bir azgın olarak görüyor ve keşke bir an dursa ve donuverse diyordu. Çağlayanın başına geçip ‘sende uslanacaksın çapkın, sende durulacaksın ey deli gönül, sende ağırlaşacaksın ey hoppa ‘diyordu. Fakat onu dinlemediğini düşünüyor ve aşağıda ırmağın kucağına düşünce akıllanır diyordu.
 
Üst Alt