Rapunzel
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 11 Mar 2015
-
- Mesajlar
- 5,320
-
- MFC Puanı
- -445
Beyin unutuyor ama beden unutmuyor!
Yaşanan travmalar zamanla veya çeşitli tedavi yöntemleriyle hafızadan silinebiliyor ancak bedenimiz bu travmayı unutmuyor. Sosyal hafızaya kaydedilen travma anındaki bedensel tepkilerimizi bedenimiz, ileriki dönemlerde hatırlıyıp bize o anları tekrar yaşatıyor.
Uzman Doktor Mehmet Yavuz, bazı durumlarda zihnimiz tarafından bastırılmış, hafızamız tarafından geri getirilmekte zorlanan sahnelerin bedenimiz tarafından hatırlandığını belirterek, bedenimizin verdiği tepkileri dikkatlice izlemenin yaşadığımız travma ve sonrası hakkında oldukça önemli bilgiler verdiğini söyledi.
"Travma sadece zihinde, davranışta ya da duyguda kodlanmaz" diyen Dr. Yavuz, "Bedenimiz de travma yaşandığı anda nasıl tepki verdiğini hatırlar. Bazı durumlarda zihnimiz tarafından bastırılmış, hafızamız tarafından geri getirilmekte zorlanan sahneler bedenimiz tarafından hatırlanır. Bedenimizin verdiği tepkileri dikkatlice izlemek, yaşadığımız travma ve sonrası hakkında oldukça önemli bilgiler verir. Travma sırasında farkında olduğumuz ya da olmadığımız birçok şey, bilinçaltına kaydedilir ve bunların pek çoğunu zamanla unuturuz. Yaşadığımız pek çok olumsuz olay sosyal hafızamıza kaydedilir" şeklinde konuştu.
İç organlar sosyal hafıza ile içiçedir
Sosyal hafızanın davranışlarımızda önemli rol oynadığını, aynı zamanda beden dili ile de yakından ilgili olduğunu söyleyen Dr. Yavuz, şöyle devam etti: "Mide ve bağırsaklar gibi iç organlarımız sosyal hafıza ile iç içedir. Yaşanılan travmalar bir yandan sosyal hafızaya kayıtlandığı için aynı zamanda iç organlarımızın çalışma şeklini de etkiler. Örneğin önemli bir randevu öncesinde mide ve bağırsak fonksiyonları bozulabilir, çarpıntı yaşanabilir, kan basıncında iniş çıkışlar olabilir. Bu tablo, ruhsal gerilimin psikosomatik yansımalarıdır. Bu durum, yaşanmış travmaların mide bağırsak fonksiyonları üzerindeki kalıcı olumsuz etkilerinden kaynaklanır."
Travmaların bedene etkisi ömür boyu sürebilir
Travmaların bedene olan etkisinin ömür boyu sürebileceğini vurgulayan Dr. Mehmet Yavuz, şunları söyledi: "Kişi, travmayı yaşamış ve olay bitmiştir. Hatta tamamen de unutmuş olabilir. Ancak bu travmadan oluşan bedensel bozukluklar devam eder. Durum bazen bir ömür boyu sürebilir. Beden unutsa da beden yaşanmışlıkları asla unutmaz. Kişi yaşadığı travmayı çoktan unutmuştur ama bu olay, psikolojik dünyamızın merkezi olan sol frontal lobdaki hafızaya kayıtlanmıştır. Buradan hiç beklenmedik zamanlarda bedensel dille hatırlanan travmayla kişi kalp krizi, mide kanaması ya da felç geçirdiğini düşünür. Böylece panik atak denilen olay gelişir. Çoğu kez vücut abartıya kaçar ve kişiye ölüm korkusu yaşatır."
Travmaların uzun süreli bedensel tepkimelerinin psikosomatik bozukluklara; kısa süreli ani tepkimelerininse panik ataklara neden olduğunu belirten Dr. Yavuz tedavi için çevresel koşulların düzeltilmesi, ilaç tedavileri, psikoterapileri ve TMS (Transkranial Manyetik Stimülasyon) ile beyin resetlemesi yöntemini önerdi. Yavuz, beyin resetleme yöntemini de "TMS ile beyine şok manyetik uyarılar gönderilerek, beyinin hastalanmadan önceki sağlam durumuna dönmesi amaçlanmaktadır" diye açıkladı.
Yaşanan travmalar zamanla veya çeşitli tedavi yöntemleriyle hafızadan silinebiliyor ancak bedenimiz bu travmayı unutmuyor. Sosyal hafızaya kaydedilen travma anındaki bedensel tepkilerimizi bedenimiz, ileriki dönemlerde hatırlıyıp bize o anları tekrar yaşatıyor.
Uzman Doktor Mehmet Yavuz, bazı durumlarda zihnimiz tarafından bastırılmış, hafızamız tarafından geri getirilmekte zorlanan sahnelerin bedenimiz tarafından hatırlandığını belirterek, bedenimizin verdiği tepkileri dikkatlice izlemenin yaşadığımız travma ve sonrası hakkında oldukça önemli bilgiler verdiğini söyledi.
"Travma sadece zihinde, davranışta ya da duyguda kodlanmaz" diyen Dr. Yavuz, "Bedenimiz de travma yaşandığı anda nasıl tepki verdiğini hatırlar. Bazı durumlarda zihnimiz tarafından bastırılmış, hafızamız tarafından geri getirilmekte zorlanan sahneler bedenimiz tarafından hatırlanır. Bedenimizin verdiği tepkileri dikkatlice izlemek, yaşadığımız travma ve sonrası hakkında oldukça önemli bilgiler verir. Travma sırasında farkında olduğumuz ya da olmadığımız birçok şey, bilinçaltına kaydedilir ve bunların pek çoğunu zamanla unuturuz. Yaşadığımız pek çok olumsuz olay sosyal hafızamıza kaydedilir" şeklinde konuştu.
İç organlar sosyal hafıza ile içiçedir
Sosyal hafızanın davranışlarımızda önemli rol oynadığını, aynı zamanda beden dili ile de yakından ilgili olduğunu söyleyen Dr. Yavuz, şöyle devam etti: "Mide ve bağırsaklar gibi iç organlarımız sosyal hafıza ile iç içedir. Yaşanılan travmalar bir yandan sosyal hafızaya kayıtlandığı için aynı zamanda iç organlarımızın çalışma şeklini de etkiler. Örneğin önemli bir randevu öncesinde mide ve bağırsak fonksiyonları bozulabilir, çarpıntı yaşanabilir, kan basıncında iniş çıkışlar olabilir. Bu tablo, ruhsal gerilimin psikosomatik yansımalarıdır. Bu durum, yaşanmış travmaların mide bağırsak fonksiyonları üzerindeki kalıcı olumsuz etkilerinden kaynaklanır."
Travmaların bedene etkisi ömür boyu sürebilir
Travmaların bedene olan etkisinin ömür boyu sürebileceğini vurgulayan Dr. Mehmet Yavuz, şunları söyledi: "Kişi, travmayı yaşamış ve olay bitmiştir. Hatta tamamen de unutmuş olabilir. Ancak bu travmadan oluşan bedensel bozukluklar devam eder. Durum bazen bir ömür boyu sürebilir. Beden unutsa da beden yaşanmışlıkları asla unutmaz. Kişi yaşadığı travmayı çoktan unutmuştur ama bu olay, psikolojik dünyamızın merkezi olan sol frontal lobdaki hafızaya kayıtlanmıştır. Buradan hiç beklenmedik zamanlarda bedensel dille hatırlanan travmayla kişi kalp krizi, mide kanaması ya da felç geçirdiğini düşünür. Böylece panik atak denilen olay gelişir. Çoğu kez vücut abartıya kaçar ve kişiye ölüm korkusu yaşatır."
Travmaların uzun süreli bedensel tepkimelerinin psikosomatik bozukluklara; kısa süreli ani tepkimelerininse panik ataklara neden olduğunu belirten Dr. Yavuz tedavi için çevresel koşulların düzeltilmesi, ilaç tedavileri, psikoterapileri ve TMS (Transkranial Manyetik Stimülasyon) ile beyin resetlemesi yöntemini önerdi. Yavuz, beyin resetleme yöntemini de "TMS ile beyine şok manyetik uyarılar gönderilerek, beyinin hastalanmadan önceki sağlam durumuna dönmesi amaçlanmaktadır" diye açıkladı.