• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Bencil Dev

Pamira

Moderatör
İçerik Üreticisi
Üyelik Tarihi
22 May 2019
Konular
2,801
Mesajlar
9,706
MFC Puanı
60,560
Bir zamanlar bir şehrin ortasında bir kale varmış. Bu kale senelerdir boşmuş. Orada kimse kalmıyormuş. Halk o kalede eskiden bir devin yaşadığını söylüyormuş ama onca yıldır kimse orada bir dev görmemiş. -Bu kalede yaşayan devi duyanınız var mı? -Bence bunlar dedikodu. Biz bunlara inanmamalıyız. İçimizde bir dev gören oldu mu hiç? -Hayır. -Hayır. -Biz bu yerin güzelliğinden keyif almalıyız. Dedikodulara itibar etmemeliyiz. -Öyleyse bu bahçeyle kim ilgileniyor? Kalenin çevresinde güzel bir bahçe varmış. İçi çiçeklerle, ağaçlarla, meyvelerle, kuşlar ve kelebeklerle doluymuş. Her gün o bahçede bir sürü küçük çocuk oyun oynarmış. Çocukların en çok sevdiği ve en güvenli yer orasıymış. Çocuklar birçok farklı oyun oynarmış. En çok sevdikleri oyunlardan biri kelebeklerin peşinden koşmakmış.

-Hey şu turuncu kelebeğe bakın. -Ben onu yakalamaya çalışacağım. -Peşinden koşturun ama ona zarar vermeyin lütfen. -Zarar vermeyeceğim. Bahçe cennet gibi bir yermiş. Ama günün birinde dev çıkagelmiş. O güzel ve bakımlı bahçeyi gördüğü için mutluymuş. -Ah benim güzel bahçem. Doğa ana hala bahçeme özen gösteriyor anlaşılan. Burada olduğum için mutluyum. Dev kaleye döndüğünde öğleden sonraymış. O saatlerde bahçede oyun oynayan çocuk yokmuş. Dev bu sessizliği severmiş ama akşam olunca dışarıdan gelen gürültüden rahatsız olmuş. Çünkü çocuklar oyun oynamak için bahçeye gelmiş. Dev yalnız yaşamaktan hoşlanırmış. Etrafında birilerinin olması hiç hoşuna gitmezmiş. Bahçeye çıkmaya karar vermiş. Dev bahçeye adımını attığında oynayan çocuklar korkmuş. Çığlık atarak kaçışmaya başlamışlar. Herkes kaçacak bir delik arıyormuş. Dev bahçede bu kadar çok çocuğun oyun oynamasına sinir olmuş. -Gidin buradan küçük canavarlar. Güzel bahçeme zarar vereceksiniz. Gidin dedim. Bir daha da sakın bahçeme girmeye çalışmayın. Burası benim bahçem sizin değil. Bahçede oynayan çocuklar koşarak çıkmış ve evlerine gitmişler. Dev kaleye geri dönerek evinin huzurunun keyfini çıkarmış. Sonra yine uykuya dalmış. Çocuklar devin gittiğini sanmış, o yüzdende dayanamayıp bahçeye girmişler. Dev yine uyanmış ve bahçesinde oynayan çocukları görmüş. Öfkelenerek çocuklara bağırmış. Korkan çocuklar yine kaçmışlar. Dev daha sonra bahçesini gözetlemeye başlamış, hatta gece bile uyumuyormuş. Gece geç saatte çiçek açmış bir ağacın dallarının yere düştüğünü görmüş. Bunun sebebini anlayamamış. Ertesi sabah, birkaç çocuğun yine bahçesinde oynadığını görmüş. Öfkeyle bahçeye koşmuş. Çocuklar devin kızgın halini görünce çok korkmuşlar. Dev kalesinin etrafındaki duvarları yükseltmeye karar vermiş. Artık kalesinin içinde yapayalnızmış. Kaleye kimse giremiyormuş.

-Bu dev çok bencil biri.- İnsan tek başına o bahçeden ne zevk alır ki? -Çok üzgün biri olmalı. Neden üzgün olduğunu öğrenmemiz gerek. -Bizimle oyun oynamasını isteriz. -Ama içeri girmemize izin verirse isteyebiliriz sadece. Dev saatlerce uyurmuş. Uyanınca da pencerede oturur ve bahçesinin güzelliğini seyredermiş. Ama ara sıra yere düşen dallar görüyormuş. Şöyle düşünmüş: -Bir süre devam eder herhalde. Bahar gelince de bahçem yeniden çiçeklenir. Kış mevsimi boyunca pencerede oturmuş ve bahçenin kurumasını seyretmiş. Günler geçmiş: -Bende baharı beklerim. Baharda bahçem canlanır ve hiç olmadığı kadar güzel olur. Bahar gelip geçmiş ama bahçe hala kuruymuş. İçinde tek bir çiçek bile kalmamış. Ne bir kuş nede kelebek varmış. Dev çok mutsuz olmuş. -Bahçemde neden hiç çiçek açmıyor? Doğa ana niye benim bu güzel bahçeme yüz çevirdi acaba? Yoksa doğa ana bana mı kızıyor? İyide neden kızıyor bana? Dev gece gündüz bunları düşünüyormuş. Artık yalnızlıktan da sıkılıyormuş. Güzel bir sabah birkaç çocuk gizlice bahçeye girmiş. Dev onları görünceye kadar bir süre oynamışlar. Dev yine çocuklara sinir olmuş. Koşarak yanlarına gidip bağırmış. Bütün çocuklar dışarı kaçışmış. Ama içlerinden biri kalmış. Dev bir ağacın dibinde duran küçük bir oğlan görmüş. Dev ona yaklaşırken çocuk korkuyla titriyormuş. Çok kötü ağlıyormuş.

-Ne yapıyorsun sen burada? -Lütfen beni öldürmeyin. Bir daha asla gelmem buraya. -Ben insan mı öldürüyorum? Hayır. Ben kötü birisi değilim. Hayır. Ben hiç kimseyi öldürmem. Senide öldürmeyeceğim. Ağlama. -Ben insan mı öldürüyorum? Hayır. Ben kötü birisi değilim. Hayır. Ben hiç kimseyi öldürmem. Senide öldürmeyeceğim. Ağlama. -Ben insan mı öldürüyorum? Hayır. Ben kötü birisi değilim. Hayır. Ben hiç kimseyi öldürmem. Senide öldürmeyeceğim. Ağlama. -Eve gitmek istiyorum. Lütfen bırakın gideyim. -Ben buraya gelmeden önce ne işler çeviriyordun? -Bu ağaca tırmanmak istiyordum ama tırmanamadım. -Demek öyle. Dur sana yardım edeyim. Dev çocuğu kaldırarak onu bir dala oturtmuş. -Şimdi arkadaşlarını buraya çağır. Hepiniz burada oynayabilirsiniz. Dev çocuğun yüzündeki o güzel gülümsemeyi fark etmiş. Çocuk oynamak için arkadaşlarını çağırmış. Hepsi içeri girmişler ve devde kaleye geri dönmüş. Tam geri dönerken ufak bir bitkinin çiçek açtığını görmüş. Bunu görmek onu hem şaşırtmış, hem de sevindirmiş. Arkasını döndüğünde çocukların neşeyle oynadıklarını görmüş. Çocuklar bundan sonra eskiden olduğu gibi yine bahçede oynamaya başlamış ve çok kısa bir süre sonra bahçede yeniden çiçekler açmaya başlamış. Penceresinde oturan dev bahçenin asıl güzelliğinin ne olduğunu anlamış.
 
Üst