- Konum
- Cennet
-
- Üyelik Tarihi
- 20 May 2015
-
- Mesajlar
- 6,868
-
- MFC Puanı
- 368
Şimdi Amsterdamın kalabalık sokaklarını arşınlayıp, duruyorum avare ve dalgın. Ama ben, bendine esir olmuş gibi, halâ Munzuru düşünüyorum bunca yıldan sonra, Munzurda seni
Bil ki, bütün acılarını tattığım ve ihanetlerine alışamadığım bu metropollerde, bir yerim yok benim, hep dikenler üzerinde eğreti durdum
Ah yüreği nakışlı seher gülüm! Ne çok severdik yayla yollarında türküler söylemeyi. Ne çok üşürdük yayla yollarında Yüreğinde kocaman ateşler yakardın ellerimi ısıtmak için
Şimdi üçler, beşler, seyitler aşkına usla yüreğimi. Usla ve bırak yaralı kalsın seven yanım Gözlerimdeki yaşları topla, bırak çöl olsun kaderim Bir kardelen aşkı kalsın içimde, bir de bu kahreden gurbet ezgisi Gerisi Munzur aşkına ağlamak olsun, yalan olsun, yanmak olsun
Gözlerin gözlerimde hangi pınarın mavisi, hangi ayın vurgunuydu mavi gecelerde ah nazlı maral? Umudun adresi var mı? Sevgiye nereden gidilir? Yitirdim adresini dostluğun, vefanın, aşkın. Bul beni Her adımda ateşlere basıyorum, körler ülkesinde, körüm. Ben yaşamın adını sen koydum, senin adını sevda, sevdanın adını yaşam. Düşmüşüm, tut elimden kaldır beni, alıp sevdalara gö*tür
Sesin çağlayan bir ırmağın türküsüydü karlı dağlarda oy nazlı maral. Gülün boyun büküşüydü hasret bahçelerinde, ben gönlümü yalnızca sana sakladım yıllar boyu Sev beni, sev beni ateşler içinde de olsan! Düşmüşüm kaldır beni, yüreğine yaslanayım. Üçler, yediler, kırklar aşkına ah nazlı maral! ..
Canevimde büyüyen hasretimi yasladım da yıllara; uzak, çok uzak bir yıldızda kaldı düşlediğim dünya. Sonra uzun bir kar yağdı yollara, üşüdüm. Duman oldu, tufan oldu ömrüm, içimde dinmeyen fırtınalar, gece karası öfkeler kaldı yüreğimde ve ihanetlerin açtığı çukurlar, hesabını kimselere soramadığım
Üstümde kar yangını, başımda gam, gönlüm rüzgarlara vurgun, yollar duman. Ateşler içinde dolanır kanım, yüreğim, sensiz kalan yanım. Sarıl bana üşüyorum, sarıl bana düşüyorum, nedenini sorma ne olur
Zaman kör karanlık ve acımasız. Yıldızlara döndür yüzümü oy maral, lekesiz sabahlara döndür. Güneşe döndür yüzümü, şimdi soğuk bir kutup dünya, iliklerime dek üşüyorum. Kar altında kalbim şimdi, Munzurun doruklarında gözlerim üşüyor, gözlerimin anadolusunda kirpiklerim. Mühür vuruldu yaralarıma oy maral maral
Sarıl boynuma sıcak dostluğun ısıtır beni ancak, hilesiz sevgin ısıtır. Bunca yıldır gönlümü yalnızca sana sakladım. Sev beni üçler, beşler aşkına. Öyle uzak durma gel. Acılar uçurum, acılar uçurum, tut beni düşüyorum, üşüyorum ısıt beni.
Ey yarasında nehirler fışkıran kalbim, ey saksısında sevgiler büyüttüğüm kalbim, bak akşam oldu yine, kararıp kaldı düşlerim. Ah ben bu acıların hesabını kime soracağım? Kendimi anlatacak kadar vaktim de yok artık.
Aşka ve toprağa ahdımız var oy maral. Şiir serpin üzerime su yerine, sevgi serpin üşüyorum Gel, yürek çatlağı bir ezgiye sar beni, gül yaprağı bir sevgiye sar ki, ölem. Gümbür gümbür bir yürek nasıl düşermiş toprağa, görsün dünya alem.
Elveda nazlı çiçek, elveda Teyran çiçegi sana su veremem, koklayamam bir daha, okşayamam nazlı yapraklarını. Bağışla beni. Derin bir ah gibi sevdalar içinde tutuşan upuzun nehirler alsın beni ah maral. Tutmaya gücüm yetmiyor artık kalbimdeki soluğu. Turnamın göğsü yaralı, turnamın kanadı kırık, taşıyamaz gurbeti kanatlarında..
Bitmeyen bir hüznün kıskacında yaralı ezgilere tutsak kaldım, paramparça kaldım ortasında karanlığın, geçen trenler de almıyor beni, içimde tarifsiz kederler büyüyor. Toz toz oldum buralarda, duman duman. Gel gör ki, kan çanağı gözlerim, sesim gelmiyor oralara ah maral maral
Nuri CAN
Bil ki, bütün acılarını tattığım ve ihanetlerine alışamadığım bu metropollerde, bir yerim yok benim, hep dikenler üzerinde eğreti durdum
Ah yüreği nakışlı seher gülüm! Ne çok severdik yayla yollarında türküler söylemeyi. Ne çok üşürdük yayla yollarında Yüreğinde kocaman ateşler yakardın ellerimi ısıtmak için
Şimdi üçler, beşler, seyitler aşkına usla yüreğimi. Usla ve bırak yaralı kalsın seven yanım Gözlerimdeki yaşları topla, bırak çöl olsun kaderim Bir kardelen aşkı kalsın içimde, bir de bu kahreden gurbet ezgisi Gerisi Munzur aşkına ağlamak olsun, yalan olsun, yanmak olsun
Gözlerin gözlerimde hangi pınarın mavisi, hangi ayın vurgunuydu mavi gecelerde ah nazlı maral? Umudun adresi var mı? Sevgiye nereden gidilir? Yitirdim adresini dostluğun, vefanın, aşkın. Bul beni Her adımda ateşlere basıyorum, körler ülkesinde, körüm. Ben yaşamın adını sen koydum, senin adını sevda, sevdanın adını yaşam. Düşmüşüm, tut elimden kaldır beni, alıp sevdalara gö*tür
Sesin çağlayan bir ırmağın türküsüydü karlı dağlarda oy nazlı maral. Gülün boyun büküşüydü hasret bahçelerinde, ben gönlümü yalnızca sana sakladım yıllar boyu Sev beni, sev beni ateşler içinde de olsan! Düşmüşüm kaldır beni, yüreğine yaslanayım. Üçler, yediler, kırklar aşkına ah nazlı maral! ..
Canevimde büyüyen hasretimi yasladım da yıllara; uzak, çok uzak bir yıldızda kaldı düşlediğim dünya. Sonra uzun bir kar yağdı yollara, üşüdüm. Duman oldu, tufan oldu ömrüm, içimde dinmeyen fırtınalar, gece karası öfkeler kaldı yüreğimde ve ihanetlerin açtığı çukurlar, hesabını kimselere soramadığım
Üstümde kar yangını, başımda gam, gönlüm rüzgarlara vurgun, yollar duman. Ateşler içinde dolanır kanım, yüreğim, sensiz kalan yanım. Sarıl bana üşüyorum, sarıl bana düşüyorum, nedenini sorma ne olur
Zaman kör karanlık ve acımasız. Yıldızlara döndür yüzümü oy maral, lekesiz sabahlara döndür. Güneşe döndür yüzümü, şimdi soğuk bir kutup dünya, iliklerime dek üşüyorum. Kar altında kalbim şimdi, Munzurun doruklarında gözlerim üşüyor, gözlerimin anadolusunda kirpiklerim. Mühür vuruldu yaralarıma oy maral maral
Sarıl boynuma sıcak dostluğun ısıtır beni ancak, hilesiz sevgin ısıtır. Bunca yıldır gönlümü yalnızca sana sakladım. Sev beni üçler, beşler aşkına. Öyle uzak durma gel. Acılar uçurum, acılar uçurum, tut beni düşüyorum, üşüyorum ısıt beni.
Ey yarasında nehirler fışkıran kalbim, ey saksısında sevgiler büyüttüğüm kalbim, bak akşam oldu yine, kararıp kaldı düşlerim. Ah ben bu acıların hesabını kime soracağım? Kendimi anlatacak kadar vaktim de yok artık.
Aşka ve toprağa ahdımız var oy maral. Şiir serpin üzerime su yerine, sevgi serpin üşüyorum Gel, yürek çatlağı bir ezgiye sar beni, gül yaprağı bir sevgiye sar ki, ölem. Gümbür gümbür bir yürek nasıl düşermiş toprağa, görsün dünya alem.
Elveda nazlı çiçek, elveda Teyran çiçegi sana su veremem, koklayamam bir daha, okşayamam nazlı yapraklarını. Bağışla beni. Derin bir ah gibi sevdalar içinde tutuşan upuzun nehirler alsın beni ah maral. Tutmaya gücüm yetmiyor artık kalbimdeki soluğu. Turnamın göğsü yaralı, turnamın kanadı kırık, taşıyamaz gurbeti kanatlarında..
Bitmeyen bir hüznün kıskacında yaralı ezgilere tutsak kaldım, paramparça kaldım ortasında karanlığın, geçen trenler de almıyor beni, içimde tarifsiz kederler büyüyor. Toz toz oldum buralarda, duman duman. Gel gör ki, kan çanağı gözlerim, sesim gelmiyor oralara ah maral maral
Nuri CAN