-
- Üyelik Tarihi
- 24 Mar 2017
-
- Mesajlar
- 4,579
-
- MFC Puanı
- 1,437
Barut
Ateşli silahlarda mermiyi atmak için kullanılan güherçile, kükürt ve kömür tozundan meydana gelen patlayıcı bir maddedir. Daha M.Ö. 1000 yıllarında Çinliler, savaşlarda ateşten yararlanıyorlardı. Batılılann ateşli silahları, Doğululardan öğrendikleri sanılır. Fakat bu ateşle çıkarılan yangınlar çabuk söndürülüyordu. Bunun sonucu olarak yanmak için gerekli oksijeni havadan değil de, kendi bünyesinden alan yanıcı maddeler arandı ve ilk olarak güherçile kullanıldı. G
üherçile, kimyasal adı «potasyum azotat» olan be yaz renkte, ince billurlar halinde bir maddedir. Güherçile 13. yüzyılın ortalarına doğru Doğu'dan İslam ülkelerine geçmiştir. Marco Polo Çin gezisinde, Çİnliler'in barutu bildiklerini söylemiştir. Fakat Çinliler barutu kestane fişeği dediğimiz şekilde kullanırlardı. Avrupa'da barutu ilk defa kullananın Berthold Schvvartz adlı bir Alman filozofu olduğu sanılır. Fakat bazı tarihçiler, Avrupa'da barutun icadı şerefini Roger Bacon adlı İngiliz bilginine verirler. Bugünkü anlamıyla barut İlk defa, 1346 yılında İngilizler'le Fransızlar arasındaki Cressy savaşında kullanılmıştır.
1886'da Paul Vieille adlı Fransız mühendisi, dumansız barutu icat etmiş, ondan birkaç yıl sonra da İsveçli kimyager Alfred Nobel daha yüksek evsafta patlayıcı bir madde olan nitrogliserinli barutu keş fetmiştir. Barutun karışımında % 70-80 potasyum nitrat (KNO*), % 12-20 odun kömürü, % 3-14 de kükürt vardır. Potasyum nitrat kömürle kükürtün yanması İçin gerekli oksijeni verir. Kükürt de barutun kolayca tutuşmasını sağlar. Kömürün yanmasından karbon dioksit, kükürtün yanmasından da kükürt dioksit gazları meydana gelir. Geriye kalan potasyum sülfat, potasyum karbonat, potasyum sülfür gazlarından yüksek bir basınç meydana getirirler. Bu basınç da ateşli silahlarla merminin ileri fırlamasını sağlar.
Patlayıcı maddeleri yapmak İçin bol potasyum nitrata İhtiyaç vardır. Eskiden ancak Şiirden temin edilen bu madde, Almanlar'ın havadan aynı maddeyi elde etmeleri sayesinde bugün kolayca temin edilmektedir. Barut, kullanıldığı alana göre, karışımı teşkil eden maddelerin oranlarını değiştirmek suretiyle hazırlanır. Barutu hazırlamak için önce karışımı teşkil eden saf maddeler ince toz haline getirilerek iyice karıştırılır. Toz barut çok hızlı yandığı ve patlama sürati birden düştüğü için bunu tanecikler haline getirmek gerekir. Bunun için alkol gibi çeşitli sıvılarla ıslatılıp hamur haline getirilerek uygun büyüklükteki eleklerden geçirilir veya altıgen şekillerde önceden hazırlanmış kalıplara basılır.
barut
On dokuzuncu asırda büyük çaplı toplarda yavaş yanmayı sağlamak için kahverengi barut yapılmıştır. Bunun bileşenleri, % 80 potasyum nitrat, % 3 kükürt ve kalan % 17si de çavdar samanından elde edilmiş olan kömürdür. Kara barut yandığında, % 45 oranında azot, karbonmonoksit, karbondioksit gazları, % 55 de buhar halinde potasyum karbonat, sülfat ve sülfür tozları meydana gelir. Barutu ilk keşfedenlerin Müslümanlar olduğu söylenmekte olup, M.S takriben 1200 yıllarında Arabistanlı Abdullahın kitaplarında barutun temel maddesi olan potasyum nitrattan bahsedilmektedir.
Çinlilerin de barutu kullandıkları bilinmektedir. 1884 yılında Viellenin dumansız barutu bulmasıyla kara barut önemini büyük ölçüde kaybetmiştir. Dumansız barut nitro selülozlardan yapılmış olup, formülü C 6 H 7 O 5 (NO 2 ) 3 şeklindedir ve görüldüğü gibi molekülünde hem yakıt (karbon ve hidrojen), hem de oksijen ihtiva ettiğinden, yanma tam olmakta ve daha az duman meydana gelmektedir. Nitrik asit ve sülfürik asidin selüloz üzerine az az ilavesiyle elde edilir. Bu madde sarımtrak, amorf olup, alkol, eter, benzen ve asetonda çözünür. Bir gramının patlamasıyla meydana gelen enerji 1010 kaloridir. Ülkemizde ilk baruthane İkinci Bayezid zamanında İstanbul Kağıthanede kurulmuştur. Daha sonra Ankarada Elmadağda barut fabrikası açılmıştır.
Bilhassa İkinci Dünya Savaşından sonra kara barut üretimi önemli ölçüde azalarak yerini başka yeni maddelere bırakmıştır. Bu maddelerden en önemlileri mağnezyum ve alüminyum gibi metallerin oksitleyici maddelerle verdikleri karışımlardır. Bunlar daha temiz yanmakta ve daha yüksek yanma hızı ve enerji sağlamaktadırlar. Kara barut insanoğluna asırlar boyunca hizmet etmiş, toplarda kullanılmasıyla kale ve surların yıkılmasından, modern medeniyet mefhumuna ulaşılmasına kadar olan safhada büyük rol almıştır.
Ateşli silahlarda mermiyi atmak için kullanılan güherçile, kükürt ve kömür tozundan meydana gelen patlayıcı bir maddedir. Daha M.Ö. 1000 yıllarında Çinliler, savaşlarda ateşten yararlanıyorlardı. Batılılann ateşli silahları, Doğululardan öğrendikleri sanılır. Fakat bu ateşle çıkarılan yangınlar çabuk söndürülüyordu. Bunun sonucu olarak yanmak için gerekli oksijeni havadan değil de, kendi bünyesinden alan yanıcı maddeler arandı ve ilk olarak güherçile kullanıldı. G
üherçile, kimyasal adı «potasyum azotat» olan be yaz renkte, ince billurlar halinde bir maddedir. Güherçile 13. yüzyılın ortalarına doğru Doğu'dan İslam ülkelerine geçmiştir. Marco Polo Çin gezisinde, Çİnliler'in barutu bildiklerini söylemiştir. Fakat Çinliler barutu kestane fişeği dediğimiz şekilde kullanırlardı. Avrupa'da barutu ilk defa kullananın Berthold Schvvartz adlı bir Alman filozofu olduğu sanılır. Fakat bazı tarihçiler, Avrupa'da barutun icadı şerefini Roger Bacon adlı İngiliz bilginine verirler. Bugünkü anlamıyla barut İlk defa, 1346 yılında İngilizler'le Fransızlar arasındaki Cressy savaşında kullanılmıştır.
1886'da Paul Vieille adlı Fransız mühendisi, dumansız barutu icat etmiş, ondan birkaç yıl sonra da İsveçli kimyager Alfred Nobel daha yüksek evsafta patlayıcı bir madde olan nitrogliserinli barutu keş fetmiştir. Barutun karışımında % 70-80 potasyum nitrat (KNO*), % 12-20 odun kömürü, % 3-14 de kükürt vardır. Potasyum nitrat kömürle kükürtün yanması İçin gerekli oksijeni verir. Kükürt de barutun kolayca tutuşmasını sağlar. Kömürün yanmasından karbon dioksit, kükürtün yanmasından da kükürt dioksit gazları meydana gelir. Geriye kalan potasyum sülfat, potasyum karbonat, potasyum sülfür gazlarından yüksek bir basınç meydana getirirler. Bu basınç da ateşli silahlarla merminin ileri fırlamasını sağlar.
Patlayıcı maddeleri yapmak İçin bol potasyum nitrata İhtiyaç vardır. Eskiden ancak Şiirden temin edilen bu madde, Almanlar'ın havadan aynı maddeyi elde etmeleri sayesinde bugün kolayca temin edilmektedir. Barut, kullanıldığı alana göre, karışımı teşkil eden maddelerin oranlarını değiştirmek suretiyle hazırlanır. Barutu hazırlamak için önce karışımı teşkil eden saf maddeler ince toz haline getirilerek iyice karıştırılır. Toz barut çok hızlı yandığı ve patlama sürati birden düştüğü için bunu tanecikler haline getirmek gerekir. Bunun için alkol gibi çeşitli sıvılarla ıslatılıp hamur haline getirilerek uygun büyüklükteki eleklerden geçirilir veya altıgen şekillerde önceden hazırlanmış kalıplara basılır.
barut
On dokuzuncu asırda büyük çaplı toplarda yavaş yanmayı sağlamak için kahverengi barut yapılmıştır. Bunun bileşenleri, % 80 potasyum nitrat, % 3 kükürt ve kalan % 17si de çavdar samanından elde edilmiş olan kömürdür. Kara barut yandığında, % 45 oranında azot, karbonmonoksit, karbondioksit gazları, % 55 de buhar halinde potasyum karbonat, sülfat ve sülfür tozları meydana gelir. Barutu ilk keşfedenlerin Müslümanlar olduğu söylenmekte olup, M.S takriben 1200 yıllarında Arabistanlı Abdullahın kitaplarında barutun temel maddesi olan potasyum nitrattan bahsedilmektedir.
Çinlilerin de barutu kullandıkları bilinmektedir. 1884 yılında Viellenin dumansız barutu bulmasıyla kara barut önemini büyük ölçüde kaybetmiştir. Dumansız barut nitro selülozlardan yapılmış olup, formülü C 6 H 7 O 5 (NO 2 ) 3 şeklindedir ve görüldüğü gibi molekülünde hem yakıt (karbon ve hidrojen), hem de oksijen ihtiva ettiğinden, yanma tam olmakta ve daha az duman meydana gelmektedir. Nitrik asit ve sülfürik asidin selüloz üzerine az az ilavesiyle elde edilir. Bu madde sarımtrak, amorf olup, alkol, eter, benzen ve asetonda çözünür. Bir gramının patlamasıyla meydana gelen enerji 1010 kaloridir. Ülkemizde ilk baruthane İkinci Bayezid zamanında İstanbul Kağıthanede kurulmuştur. Daha sonra Ankarada Elmadağda barut fabrikası açılmıştır.
Bilhassa İkinci Dünya Savaşından sonra kara barut üretimi önemli ölçüde azalarak yerini başka yeni maddelere bırakmıştır. Bu maddelerden en önemlileri mağnezyum ve alüminyum gibi metallerin oksitleyici maddelerle verdikleri karışımlardır. Bunlar daha temiz yanmakta ve daha yüksek yanma hızı ve enerji sağlamaktadırlar. Kara barut insanoğluna asırlar boyunca hizmet etmiş, toplarda kullanılmasıyla kale ve surların yıkılmasından, modern medeniyet mefhumuna ulaşılmasına kadar olan safhada büyük rol almıştır.