İnandırıcı olmak, istediğimiz bir konuda karşımızdaki kişiyi tamamiyle ikna edebilme yeteneğidir. Aynı zamanda bizim toplumumuzun da en beceremediği konular arasında yer alır. İnsanımız inandırı olmak yani onları tamamen kendine inanmasını sağlamayı istiyor, onda bir sıkıntı yok fakat onlardan kendine inanmasını istersen tutarsız cümleler kurarak, hareketleriyle söyledikleri uyuşmayarak ve imkansızı inandırmaya çalışmak gibi hatalarından dolayı halkımızın inandırıcılık konusunda pek de başarılı olduğunu söylemeyiz.
Farkına vardıysanız inandırıcı insanlar her zaman olabilecek şeyler hakkında konuşurlar, her zaman imkanı olan şeylerden bahsederler. Yani sizlere olmayacak şeylerin hayalini kurdurmazlar. Örnek vermek gerekirse telefonunuzu arayan satıcılar, bu konuda profesyoneldirler ki bu sayede işlerine alınırlar. Onlar karşıdaki kişiyle yüz yüze gelmemesine rağmen telefon üzerinden binlerce TLlik alışveriş yaptırabilirler. Çünkü karşıdaki kişinin bu işten karlı çıktığını, pişman olmayacağını ve bir kaybının olmayacağını ona hissettirdiği zaman karşıdaki taraf müşteri temsilcisini veya herhangi bir belge görmemesine rağmen ürün satın alabilir.
Bazen gerçekten doğru olduğumuz bir konuda karşı tarafı ikna etmekte zorlanabiliyoruz. Neden diye hiç düşündünüz mü? Nedeni aslında net; "kendimizi doğru ifade edemiyoruz". Yanlış anlaşıldığımıza dair karşı tarafa yaptığımız en büyük hatalardan birisi de sürekli bağırmak ve onu dinlememektir. Düşünsenize karşı taraf sizin hakkınızda olumsuz düşünüyor ve siz bunun üzerine aslında doğruları anlatayım derken onu dinlemeyerek, bağırarak ve ısrarcı olarak onu tamamen kendi düşüncesine inanmasına zorluyorsunuz. Belki "ısrar etmezsek nasıl inanır ki?" diyebilirsiniz. Fakat yapmanız gereken şunlardır:
1- İkna etmek istediğiniz konudaki fikirlerini alın,
2- Kendi fikirlerinin yanlış yönlerinden bahsedin,
3- Kendi fikirlerinizin pozitif yönlerinden ve eksi yönlerinin çok etkilemeyeceğinden bahsedin,
4- Ardından ısrar etmeden ikna edin.
Eğer az ısrar ettikten sonra inanmıyorsa yapmanız gereken onu kendi düşünceleriyle baş başa bırakmaktır. Onu kendi düşünceleriyle baş başa bırakarak söylediklerinizin aklında yankı yapmasını ve sonunda sizin düşüncelerinize inanmasını sağlayabilirsiniz.