Bakış açısı, kişiye özgü ve özel olarak gelişen bir davranış modelidir. Gelişen farklı duygu, düşünce, görüş, fikir ve algının kişinin inisiyatifliği ile özgürce ifade edilmesi anlamına gelir. İfade edim süreci içerisinde ise asla ikinci veya üçüncü şahıslar tarafından müdahale edilmez. Her şeyden önce kişi bu düşünce içerine girdiğinde bizler anlarız ki yenilikçi bir ruh edinme isteği hâkimdir bedende.

Hayatta işinize geldiği gibi yaşamanız bile bakış açısıyla birlikte gelişen bir süreçtir. Hayatta sizin için önemli olan her ne ise onları görürsünüz, onları algılarsınız, onları idrak edersiniz ve o gördüklerinizi yorumlarsınız. Yani gördüklerinizi anlatırsınız görmek istediklerinizi değil. Bakış açısı dediğimiz olayda tam da bu noktada gelişim sağlıyor işte. “Açı” dediğimiz benliğinizde saklı kelime sizin üç yüz altmış derece mi bakış açısı sağlıyorsunuz? Yoksa sadece yüz seksen derece mi bakış açısı sağlıyorsunuz? Bu realiteyi ortaya çıkmaya yarıyor.

Aynada baktığınız da ne görüyorsunuz? Sadece bir yansımadan ibaret olan bir görüntü mü? Yoksa baştan aşağı kişilik ve karakterinizi tanımlayan bir siluet mi? Psikolojiniz gereğince insanlara karşı sergilediğiniz tutum ve davranış rol modelinin bazı kişiler tarafından bakış açınızın hangi noktada ilerleyiş kayıt ettiğini biliyor muydunuz? İçe dönük ve bazen de dışa dönük yapı süreciniz de bakış açınızı etkileyen bazı diğer ana faktörler bulunmaktadır… Bu dönüklük sürecini basit bir örnek deneyi ile test edebilmemiz ise mümkündür.

Öncelikle doğa temalı bir tablo çalışması açınız önünüze. Birkaç dakika inceleme sonrasında sizde ne gibi izlenim bıraktığını not alınız kenara ve yanınızda bulunan bir yakınınız içinde aynı testi uygulayarak yorumlarınızı kayıt ediniz. İki not arasındaki aktarmayı ele alarak eleştirdiğinizde bakış açınızın ne yönde ilerlediğini kolaylıkla öğrenebilmeniz mümkün olacaktır. Bunu sadece bir tema ya da şema olarak değil de bütün yaşam ve çevresel faktörler üzerinde denemeyi mutlaka alışkanlık haline getirebilirsiniz.

Elinize aldığınız her nesnede kendinize soru yöneltiniz. “Bu cisim de ben ne görüyorum?” ya da “bu çevre de, insanlar da ne görüyorum?” şeklinde uygulamalar yapmanızda yine size oldukça getirisi olacaktır. Sadece nesnel sorgulamadan ibaret de sanmayınız her şeyi. “Bakış açısının kişiler üzerindeki etkisi nelerdir? Bakış açımızı daraltan düşünceler nedir? Bakış açımızı genişleten düşünceler nelerdir? Peki, Bakış açımızı değiştirmek için neler yapmalıyız?” Arada bir bunu da sorgulamaya vaktiniz olsun. Olsun ki, bakış açınızı artık her genişlettiğinizde hayata, olaylara ve insanlara karşı gelişen yeni bakış açınızla bakarak zevk alınız. Benliğinizde bugüne kadar size dair negatif, kötü düşünceleri ve ön yargılarınızı yok ediniz. Göstermiş olduğunuz bu yaklaşım ile birlikte aynı zamanda yaşam kaliteniz maksimum artış göstersin. Böylelikle hayattan daha çok pozitif enerji eforu sağlayarak haz alabilirsiniz. Aynı zamanda iş kariyerinizde yükselişe geçerek daha çok başarılı ve emin adımlarla yürüme ihtimalinizde olacaktır. Her şeyden öncesi ne istediğinizi bilecek ve kararsızlık noktasından kurtularak kararlılığınızla ilerleyebileceksiniz.

Olumsuz düşüncelere dair her ne varsa zihin de daima onları olumlu yaklaşımlar sergileyerek etkileşim halinde bulunmayı da unutmamanız gerekir. Evrende bulunan enerjinin insan üzerindeki etkisini şüphesiz bilmeyenimiz yoktur. O sebeptendir ki bazen olumsuz bir düşünce içerisine girdiğimizde en yakın arkadaşımız dostane bir yaklaşımla bize uyarıda bulunur “iyi düşün ki iyi olsun” ifadesindedir.

Evrene, yaşama karşı bakış açınız en az sizin egonuz, öz güveniniz, duruşunuz, güçlük aidiyetiniz, karakteriniz ve kişiliğiniz kadar önemli yaşam prensipleriniz arasında yer alan insanlara karşı mutlak olarak sergilediğiniz çerçeveniz arasında sayılır. Sizler insanlara karşı her daim bakış açınızı ve yardımlarınızı nasıl yansıtırsanız karşı taraftan da aynı şekilde yorum ve yaklaşım alacaksınız. Yargılamalar olacak belki de kim bilir dar bir bakış açısıyla yaklaşım yaptığınızdan dolayı. Yeri gelecek belki de eleştiriye, ön yargıya maruz kalacaksınız. Aynı hataya sizlerde düşme ihtimalinizin olduğunu hiçbir zaman da unutmamanızı ayrıca tavsiye ediyorum. Bu, sohbet etmeyi sevdiğiniz bir arkadaşınız olabilir ya da ailenizden bir ebeveyn de olabilir ya da ilk defa tanıştığınız yeni bir şahsiyet de olabilir. Yapılan konuşmalar, görüşler, sunumlar, tavır ve tutumlar, giyiniş tarzları ya da almış oldukları bir takım yeni kararlar. Bunların hiç biri asla sizi bağlamayacağını, sizi ilgilendirmediğini bildiğiniz gibi sizinde bu olası durumlarda bulunduğunuzda karşı tarafı ilgilendirmeyeceğini unutmayınız ve neden? Diye başlayan öz yargılarınızla kişisel, yanıltıcı yorumlar yapmayınız. Ön yargılarla yapılan bu yorumlar hayatta sizi daima geri plana atacak ve asla bir adım bile ilerlemenize imkân sunmayacaktır. Bu yıkıcı davranış ile de ayrıca bakış açınızı genişletemezsiniz. Duygu ve düşüncelerinizi elinizden gelenin en iyisi sanki oymuş gibi zorlayarak nirvana’da en uç noktayı yapmaya bakınız.

Karşınızdaki insan size bir düşüncesinden bahsediyorsa eğer sadece o düşünceyi değil neden? O şekilde düşünmeyi gerektirdiğini sebep ve gerekçelerle kendi inisiyatifinizce sorgulayınız. Yorum yapmaktan uzak durun ve sadece saygı duyup tasdikleyiniz. Partneriniz size soruyorsa eğer “nasıl görünüyorum?” diye ona sadece kıyafeti, makyajı olarak bakmayınız. Daha derine inerek izlenim haline giriniz. Nereden bileceksiniz belki de saçını kestirdi ya da boyattı belki de size ait üzerinde bir şey takılı, görmek istediğiniz tam da bu. Hayatta daima yenilikçi oluşumlarla devam etmeye dikkat ediniz.

Evet, yeni çıkan bir yazarın kitabını okumak, yeni vizyona giren bir filmi izlemek, sezonun yeni ürün trendinin takibini yapmak, arkadaşlarınızla bir araya gelmek ve yahut uzun bir bölge seyahatine çıkmak da bakış açısını genişletmekte etken sosyal aktivite davranışlarındandır ama her şeyin tam olarak da tamamen sizde bittiğini, sizin kararlarınızla yeni bir başlangıcın sürdürülebilirliliğin hüküm sürdüğü realitesini de unutmayınız. Siz eğer isterseniz bakış açınız genişler yoksa hep bir at gözlüğü ile bir ilerleyiş, bir yaşam söz konusu olması kaçınılmaz olacaktır. Bu davranışı sergilemenizde dikkat edilmesi gereken ayrıca önemli bir husus vardır. Oda bakış açısı işlevini gerçekleştirirken anlık olmanızdır. Çünkü daima sabit bir konumla detaya inerek yapılacak her incelemede bu kişiler diğer sosyal yaşamına da bunu etki edecektir. Sağ beyin lob arkasına gizlenen bu davranış belirli bir süreç sonrası kişi de beliren saplantı psikolojisi gibi bunu alışkanlık haline getirmesine sebebiyet verecektir. Buda olumsuz yan etkileriyle geri dönüşüm sağlayacaktır.

Bakış açınızı genişletmeye çalışırken köreltebilmeniz de mümkündür. Bir de buradaki asıl maksat dala konan bir kuşu görmek değil, konduğu dalın ne tür bir ağaç olduğu, ağacın yapraklarındaki şekilleri, varsa çiçeklerinin veya meyvelerinin renkleri, detayları ve akabinde yüce yaratanın bu eşsiz kusursuzlukta yarattığı kuşun üzerindeki renk desenlerini görebilmektir.

Evet, bakış açısı güzel ruhlu olduğuna inandığım güzel insan. Şayet ki her aynaya baktığında bakışlarının güzel olduğuna inanıyorsan ve evrendeki tüm mucizevî yaratılışa kalp gözüyle bakabiliyorsan işte senin bakış açın hiç olmadığı kadar geniş ve hiç çaba gösteremeyeceğin kadar yaratılışınla mevcut olan bir var oluştan ibarettir. Eğer, bu asıl oluşu kabul ettiysen o vakit, maksadın her sabah uyanıp aynaya baktığında gördüğün şey senden oluşan bir yüzden ibaret olmasın dikkat et. Yüzün gerisinde beliren bakışın ve gülüşünde neleri değiştirebileceğini de fark et.