Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Babürlüler

Ragnar

Bilgi size güç verir ama karakter saygı uyandırır
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    12 Kas 2020
  • Mesajlar
    2,474
  • MFC Puanı
    29,290
Babürlüler veya Babür İmparatorluğu günümüzdeki Hindistan ve çevresi üzerinde kurulmuş ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet. Babür Şah tarafından 1526 yılında kurulan ve 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında imparatorluğun gücünün zirvesinde olduğu dönemde, Hindistan'ın büyük bölümüne hakim olan imparatorluğun nüfusunun o tarihlerde 3,2 milyon kilometre karelik bir bölge üzerinde 110 milyon ila 150 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Babür İmparatorluğu'nun hakimiyet alanı, en geniş olduğu dönemde bugünkü Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'ı kapsamaktaydı.

İmparatorluğun klasik döneminin, Ekber Şah'ın 1556 yılında tahta çıkması ile başladığı kabul edilir. Onun yönetimi altında, Hindistan, kültürel ve ekonomik ilerlemenin yanı sıra farklı dinlerden olanların uyumu açısından çok iyi bir konuma ulaşmıştır. Babür İmparatorluğu'nun beşinci imparatoru Şah Cihan'ın saltanatı, imparatorluğun mimarlık ve sanat alanında altın çağıdır. Agra'daki efsanevi Tac Mahal'in yanı sıra pek çok mükemmel eser onun döneminde yapılmıştır. Babür İmparatorluğu'nun, Evrengzib'in hükümdarlığı sırasında toprak genişlemesi doruk noktasına ulaştı. Onun döneminde 150 milyonluk nüfusu ile imparatorluk dünya nüfusunun dörtte birine hükmeder konumdaydı.

1739 yılında Nadir Şah güçleri tarafından Karnal Savaşı'nda mağlup edilen Babür İmparatorluğu, 18. yüzyılın ortalarından itibaren idari ve ekonomik olarak zayıflamaya başladı. Son imparator Bahadır Şah II'ın sadece şehir üzerinde otoritesi vardı. 1858 yılında bir isyan üzerine bölgeye müdahale eden İngiliz'lerce Babür İmparatorluğu'na son verilerek Hindistan, Büyük Britanya İmparatorluğu'na bağlanılmıştır.

Babür imparatorluğu uluslararası literatürde Farsça Moğol anlamına gelen Mughal olarak yer alsa da imparatorluğun kurucusu Babür Şah'ın anne tarafından atası olan Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz Han'ın oğlu Çağatay'ın kurduğu Çağatay Hanlığı İslamiyeti kabul etmiş ve Türkleşmiştir. Babür Şah'ın baba tarafından atası olan ve soyu bir Türk-Moğol boyu olan Barlaslar'a dayanan Timur da müslümandır ve Türk'tür. Anadili Çağatay Türkçesi olan ancak Fars kültüründen yoğun olarak etkilenmiş olan hanedanın üzerindeki bu etki, Hindistan'da bu kültürün önemli derecede gelişmesine neden olmuştur. Babür Şah'tan sonra Türk kültürü ve Türk dilinin yavaş yavaş etkisi azalmış ve yerini Farsça, daha sonra da Urduca almıştır. Günümüzde, Özbekistan, Kırgızistan, Afganistan ve Hindistan'da da mirasına sahip çıkılan Babür İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Forsu'na birer yıldızla işlenen tarihteki 16 Türk devletinden biridir.

Zahireddin Muhammed Babür Babası Fergana hükümdarı Ömer Şeyh Mirza'nın ölümünden sonra amcası ile yaptığı taht mücadelesini kaybetmiş ve emri altındaki beylerle birlikte 1504' te Kabil'e gitmiştir. Devletin başkentini de burası yapmıştır. 1519 yılında Pencap bölgesini ele geçirmiş, 1524 yılında Delhi Sultanı'nı yenilgiye uğratarak Lahor'a girmiştir. Delhi'den sonra Agra'yı da alan Babür Şah burayı başkent yapmış ve Babür İmparatorluğu'nu kurmuştur.

1530 yılında ölen Babür Şah'dan sonra devletin başına oğlu Hümayun (1530-1556) geçmiştir. Tahtının ilk yıllarında kardeşleri ve akrabaları ile mücadele eden Hümayun bir yandan da Ludi hükümdarı ile mücadelede bulunmuş ve bu mücadelelerden galibiyetle ayrılmıştır. Yetenekli bir hükümdar olmayan Hümayun Şah 1556 yılında ölmüş yerine Ekber Şah (1556-1605) geçmiştir. 5 Kasım 1556'da Babür İmparatorluğu II. Panipat Zaferi'ni kazanarak eski gücüne kavuştu. Tahtta hak iddia eden Hemu, Ekber Şah'ın veziri Bayram Han tarafından yenildi ve Babür Hanedanı'nın fetret devri sona erdi. Ekber Şah döneminde sarayda Hint etkisinin arttığı görülmüştür. Bu dönemde Hintler de devlet ve askerlik işlerinde görev almaya başlamışlardır.

1605'te ölümünden sonra yerine Cihangir (1605-1627) geçmiştir. Bu dönemde önemli başarılar görülmemiş ve Safevîler Kandehar şehrini ele geçirmiştir. Yapılan en önemli iş olarak Lahor ile Agra arasında yapılan yoldur. İngilizler bu dönemde Hindistan ticaretine el atmış ve Surat limanında yer açarak zamanla buradan Hindistan'ı ele geçirecek gelişmeyi sağlamışlardır. Cihangir'in ölümü üzerine yerine oğlu Şah Cihan (1628-1658) geçmiştir. Kardeşleri ile girdiği taht mücadelelerini kazandıktan sonra bir daha bu tip mücadelelerin yaşanmaması amacıyla kendi soyundan gelen bütün erkekleri öldürtmüştür. Şah Cihan döneminde Avrupalılar ile ilişkilerin daha da arttığı görülmektedir.

1658 yılında hastalanan Şah Cihan'ın yerine oğlu Evrengzip (1658-1707) tahta çıkmıştır. Onun zamanında Hindistan ticaretinde Hollandalılar'da rol almaya başlamışlardır. 1707 yılında ölümü ile yine taht kavgaları başlamış ve ülke 1723'te Delhi ve Haydarabad şahlıkları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Safevi Hükümdarı 1739'da Delhi'yi zaptetmiş ve imparatorluk hazinesinin büyük bölümüne el koymuştur. 1748 yılında Afgan hükümdarı Hindistan'a girmiş ve birçok eyaleti ele geçirmiştir. 1760'ta II. Alemgir Şah'ın yerine Şah Alem geçmiş bu dönemde İngilizlerle 1764 Buksar Savaşı yapılmış ancak yenilgiye uğranınca İngilizler Hindistan'da hüküm sürmeye başlamışlardır. 1766 Allahabad Antlaşması ile İngiliz hakimiyeti daha da artmıştır. 1857 yılında çıkan Sipahi İsyanı'nı da bastıran İngilizler 1858'de son Babür İmparatoru II. Bahadır Şah'ı tahttan indirip çocuklarını da öldürmüş ve Hindistan'daki Timur Hanedanı'na son vererek Hindistan'ı İngiliz İmparatorluğu'na katmışlardır.

Babür astronomları gözlemsel astronomide ilerlemeler kaydetmiştir ve yaklaşık yüz zij tezi ürettiler. Hümâyun Şah, Delhi yakınlarında kişisel bir Gözlemevi inşa etti; Cihangir ve Şah Cihan da gözlemevleri inşa etmeyi planlıyorlardı, ancak bunu yapamadılar.

Babür gözlemevlerinde kullanılan astronomik aletler ve gözlem teknikleri esas olarak İslami astronomisinden türetilmiştir 17.yüzyılda Babür İmparatorluğu, İslami gözlem araçlarının Hindu hesaplama teknikleriyle birleştirildiği İslami ve Hindu astronomisi arasında bir sentez oluşturdu.

Babür İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında, Hindu Kralı 2.Jai Singh Babür Astronomi çalışmalarına devam etti. 18. yüzyılın başlarında, Uluğ Bey'in Semerkant Gözlemevi'ne rakip olmak ve Siddhantas'taki daha önceki Hindu hesaplamalarını ve Zij-i-Sultani'deki İslami gözlemleri geliştirmek için Yantra Mandirs adlı birkaç büyük Gözlemevi inşa etti. Kullandığı araçlar İslami astronomiden etkilenirken, hesaplama teknikleri Hindu astronomisinden türetilmiştir.

Babür İmparatorluğunun Hindistan'a en büyük katkısı eşsiz mimarisi olmuştur. Hindistan'daki birçok anıt Babür mimarisinin ince örneklerini temsil etmektedir. Babür mimarisinin en önemli eseri ise Tac Mahal olarak bilinmektedir. Yapımına 1631'de başlanan ve 1652'de tamamlanan, Şah Cihan'ın çok sevdiği eşi Mümtaz Mahal (Ercüment Nur Banu Sultan)'in ölümü üzerine inşa ettirdiği Tac Mahal başta olmak üzere, Hümayun Türbesi, Agra Kalesi, Lahor Kalesi UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan Babür İmparatorluğu mimarisinin en önemli örnekleridir. Hindistan'ın birçok şehri ile birlikte, Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'te Babür mimarisinden örneklere rastlanmaktadır.

Babür İmparatorluğu'na ait mimari eserlerin en önemli özelliği, hacimce büyük yapılar olmalarıdır. Genel malzeme kullanımı, mermer ve kırmızı kum taşı üzerinedir. Kakmacılık gelişmiş bir süsleme biçimi olmakla beraber kubbe mimarisi de görülmektedir. Alemgir devrinde mimari yönden bir çöküş başlamış olsa da buna rağmen yine de bazı önemli eserler yaptırılmıştır. Bunlar Lahor’daki Padişahî Camisi ve Delhi kalesindeki Motî Mesciti'dir.

Bir süre, Safevî sarayında sürgün hayatı yaşayan Hümâyun'un ülkesine dönerken yanında Tebrizli sanatçıları da getirmesi nedeniyle Hindistan sanat çevrelerinde minyatüre karşı duyulan ilgi artmıştır. Başlangıçta Tebrizli ustaların kendi tarzlarını aktardıkları minyatürlerde zamanla yerel ustaların da katılımıyla kendine özgü bir üslup gelişmiştir. Babür İmparatorluğu'nda minyatürcülüğün en verimli dönemi Hümâyun'un oğlu Ekber Şah zamanına rastlamaktadır.

Çeşitli yazmaların yanı sıra Bâbür hükümdarları için kaleme alınan şehnâme tarzındaki Bâbürnâme, Ekbernâme adlı eserler resimlendirilmiş, hükümdarların savaşları, avlanmaları, tören ve eğlenceleri gerçekçi bir yaklaşımla tasvir edilmişitir. Cihangir döneminde portrelerin yapımı yaygınlaşmış, Şah Cihan ve Evrengzib devirlerinde ise sadece Racastan, Dekkan gibi eyaletlerde minyatür devam etmiştir.
 
Üst Alt