-
- Üyelik Tarihi
- 20 Nis 2013
-
- Mesajlar
- 618
-
- MFC Puanı
- 2
İstanbul'da Gezi Parkı Eylemi yapan 49 avukatın Çağlayan’daki Adalet Sarayı girişinde yaka paça gözaltına alınmasına barolardan da yargıdan da tepki geldi.
Ankara Barosu’ndan üç bine yakın avukat 12.00’de adliye önünde buluştu ve avukatlara yaka paça gözaltını protesto etti. İstanbul'da avukatlar tepkilerini adliyede gösterdi. Marmaris, Gaziantep ve diğer illerden de gözaltılara tepki geldi.
Ankara Barosu Başkan Vekili Sema Aksoy, baro adına sert bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Saldırıyı hepimize yapılmış sayıyoruz. Ayağa kalkıyoruz. Bu hep böyleydi. Bundan sonra da böyle olacak. Kimsenin bundan şüphesi olmasın. Bilsinler ki biz boyun eğmeyeceğiz, bugüne kadar susmadık susmayacağız. Toplumsal barış tehdit altında” denildi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yaşananları kınadı. Avukatların gözaltına alınış görüntülerinin yüreğini parçaladığını belirten Feyzioğlu, olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.
Feyzioğlu şu açıklamayı yaptı:
11 Haziran 2013 tarihinde, İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nde 50’ye yakın meslektaşımız çevik kuvvet ve özel güvenlik görevlileri tarafından yerlerde sürüklenerek, üstleri başları parçalanarak, darp edilerek, elleri kelepçelenerek dışarı çıkarılmış, otobüslere doldurulup Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmüştür. Meslektaşlarımız, Gezi Parkı olaylarında polisin uyguladığı şiddeti protesto ettikleri ve bu şiddetin sorumluları hakkında savcıları göreve çağırdıkları sırada kendileri şiddet mağduru olmuşlardır.Yargının kurucu unsuru olan avukatlar yerde sürüklenirken müdahale etmeye çalışan pek çok meslektaşımız da şiddetten nasibini almış ve onlar hakkında da yakalama işlemi uygulanmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre; yakalama işlemi ancak tutuklamanın şartları var ise uygulanabilir. Somut olayda, kaçma veya delilleri karartma ihtimali bulunmayan, kimlikleri rahatlıkla tespit edilebilecek, üstelik hukuk devletini ve insan haklarını korumaktan başka gayesi olmayan meslektaşlarımızın yakalanmasına dair emrin hukuka aykırı olduğu kuşkusuzdur. Esasen, Çağlayan Adliyesi’nde yerlerde sürüklenen avukatlar değil, adalettir ve avukatların temsil ettiği yurttaşlardır.
Türkiye Barolar Birliği olarak, Gezi Parkı gösterilerinde polis tarafından uygulanan şiddetin sorumluları hakkında, bu şiddeti teşvik edenler, azmettirenler ve göz yumanlar da dahil olmak üzere, hak ettikleri gerekli adli ve idari soruşturmaların açılmasının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyurmuştuk.Bugün geldiğimiz noktada bir kez daha savunmayı savunmak zorunda bırakılmış bulunuyoruz.Avukatlara yönelik baskı ve şiddetin sorumluları hakkında da gereğini yapacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz.”
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da, yaşananları “sivil sıkıyönetim hali” diye nitelendirdi ve kınarken, “Adliyelerde adalet değil terör örgütü arayan idareyi kınıyoruz” dedi. Eminağaoğlu, şu açıklamayı yaptı:
“Taksim gezi parkıyla başlayan süreçte halkın demokratik tepkilerini bile hazmedemeyen siyasi iktidar, demokratik hukuk devletinin içini boşalttığı, ülkede hukuk bırakmadığı için, artık adliyelerde adalet değil, terör örgütü bile arar hale gelmiş, yeni bir adım olarak avukat meslektaşlarımızı dahi gözaltına aldırmaya varan uygulamalara yönelmiştir.
Bu sivil sıkıyönetim halini şiddetle kınıyor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısını ve Adalet Bakanı’nı, yargı üzerinde yaratılan siyasi baskıya derhal son vermeleri için göreve davet ediyor, yaratılan bu baskı ortamıyla halkımızın demokratik tepkilerini ortaya koymaktan alıkonulması da amaçlanmasına rağmen, halkımıza demokratik hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde, tepkilerini ortaya koymaktan geri durmamaları çağrımızı bir kez daha yineliyorum”
Ankara Barosu’ndan üç bine yakın avukat 12.00’de adliye önünde buluştu ve avukatlara yaka paça gözaltını protesto etti. İstanbul'da avukatlar tepkilerini adliyede gösterdi. Marmaris, Gaziantep ve diğer illerden de gözaltılara tepki geldi.
Ankara Barosu Başkan Vekili Sema Aksoy, baro adına sert bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Saldırıyı hepimize yapılmış sayıyoruz. Ayağa kalkıyoruz. Bu hep böyleydi. Bundan sonra da böyle olacak. Kimsenin bundan şüphesi olmasın. Bilsinler ki biz boyun eğmeyeceğiz, bugüne kadar susmadık susmayacağız. Toplumsal barış tehdit altında” denildi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yaşananları kınadı. Avukatların gözaltına alınış görüntülerinin yüreğini parçaladığını belirten Feyzioğlu, olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.
Feyzioğlu şu açıklamayı yaptı:
11 Haziran 2013 tarihinde, İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nde 50’ye yakın meslektaşımız çevik kuvvet ve özel güvenlik görevlileri tarafından yerlerde sürüklenerek, üstleri başları parçalanarak, darp edilerek, elleri kelepçelenerek dışarı çıkarılmış, otobüslere doldurulup Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmüştür. Meslektaşlarımız, Gezi Parkı olaylarında polisin uyguladığı şiddeti protesto ettikleri ve bu şiddetin sorumluları hakkında savcıları göreve çağırdıkları sırada kendileri şiddet mağduru olmuşlardır.Yargının kurucu unsuru olan avukatlar yerde sürüklenirken müdahale etmeye çalışan pek çok meslektaşımız da şiddetten nasibini almış ve onlar hakkında da yakalama işlemi uygulanmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre; yakalama işlemi ancak tutuklamanın şartları var ise uygulanabilir. Somut olayda, kaçma veya delilleri karartma ihtimali bulunmayan, kimlikleri rahatlıkla tespit edilebilecek, üstelik hukuk devletini ve insan haklarını korumaktan başka gayesi olmayan meslektaşlarımızın yakalanmasına dair emrin hukuka aykırı olduğu kuşkusuzdur. Esasen, Çağlayan Adliyesi’nde yerlerde sürüklenen avukatlar değil, adalettir ve avukatların temsil ettiği yurttaşlardır.
Türkiye Barolar Birliği olarak, Gezi Parkı gösterilerinde polis tarafından uygulanan şiddetin sorumluları hakkında, bu şiddeti teşvik edenler, azmettirenler ve göz yumanlar da dahil olmak üzere, hak ettikleri gerekli adli ve idari soruşturmaların açılmasının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyurmuştuk.Bugün geldiğimiz noktada bir kez daha savunmayı savunmak zorunda bırakılmış bulunuyoruz.Avukatlara yönelik baskı ve şiddetin sorumluları hakkında da gereğini yapacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz.”
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da, yaşananları “sivil sıkıyönetim hali” diye nitelendirdi ve kınarken, “Adliyelerde adalet değil terör örgütü arayan idareyi kınıyoruz” dedi. Eminağaoğlu, şu açıklamayı yaptı:
“Taksim gezi parkıyla başlayan süreçte halkın demokratik tepkilerini bile hazmedemeyen siyasi iktidar, demokratik hukuk devletinin içini boşalttığı, ülkede hukuk bırakmadığı için, artık adliyelerde adalet değil, terör örgütü bile arar hale gelmiş, yeni bir adım olarak avukat meslektaşlarımızı dahi gözaltına aldırmaya varan uygulamalara yönelmiştir.
Bu sivil sıkıyönetim halini şiddetle kınıyor, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısını ve Adalet Bakanı’nı, yargı üzerinde yaratılan siyasi baskıya derhal son vermeleri için göreve davet ediyor, yaratılan bu baskı ortamıyla halkımızın demokratik tepkilerini ortaya koymaktan alıkonulması da amaçlanmasına rağmen, halkımıza demokratik hukuk devleti ilke ve kuralları çerçevesinde, tepkilerini ortaya koymaktan geri durmamaları çağrımızı bir kez daha yineliyorum”