-
- Üyelik Tarihi
- 12 Kas 2020
-
- Mesajlar
- 2,474
-
- MFC Puanı
- 29,290
Avrupa Konseyi Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla 1949'da kurulmuş hükûmetlerarası bir kuruluştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi'ne bağlıdır. Avrupa Konseyi'ne Belarus, Kazakistan ve Vatikan hariç tüm Avrupa ülkeleri üyedir.
5 Mayıs 1949’da 10 ülke - Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, ve Norveç - merkezi Strasbourg olmak üzere Avrupa Konseyi’ni kuran antlaşmayı imzalamıştır. Şu an Avrupa Konseyi'nde 47 üye ülke bulunmaktadır. Türkiye, anlaşmayı 1949 yılında imzalamıştır. Konsey'in çalışma alanları insan hakları, medya, hukukî iş birliği, sosyal dayanışma, sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik, yerel demokrasiler, sınırötesi iş birliği çevre ve bölgesel plânlamadır. Türkiye, Yunanistan ile birlikte Avrupa Konseyi kurulduktan sonra konseye ilk giren üyeler oldukları için "kurucu üye" statüsündedirler.
Kurum, Avrupa Birliği ile herhangi bir organik bağı bulunmayan ayrı bir uluslararası teşkilattır. Ancak günümüzde Avrupa Birliği'nin Avrupa Konseyi'ne ait bayrağı kullanıyor olmasının yanı sıra Avrupa Konseyi ile AB'nin yakın iş birliği söz konusudur. Birçok ülkede Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi'nin müşterek projeler gerçekleştirilmektedir. Avrupa Konseyi, AB Bakanlar Konseyi ile de karıştırılmamalıdır. Konsey'in bütçesi üye ülkelerin nüfus ve GSMH'sine göre hesaplanan katkılarından oluşmaktadır. 2002 yılı bütçesi yaklaşık olarak €169 milyondur. Konsey'in resmî dilleri İngilizce ve Fransızcadır. Konsey Genel Sekreterliği'ni 2019 yılında beş yıllığına seçilen Marija Pejčinović Burić yürütmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
AİHM Avrupa Konseyi'ne bağlı bir kurumdur.
İnsan hakları kavramı, genel olarak, kişilerin insan olmaları nedeniyle insanlık onuruna uygun olarak sahip oldukları hakların bütünüdür. Geniş anlamıyla iç hukukta temel haklar ve kamu özgürlüklerin tümünü ve uluslararası hukukta öngörülen ve korunan hakları kapsar. Bu haklar tüm insanları ilgilendirdiğinden, bu hakların uluslararası alanda koruma altına alınmaları gerekmiştir. İnsan haklarının korunmasına dair ilk uygulamalar daha çok ulusal düzeydedir. İnsan haklarının uluslararası düzeyde korunması çalışmalarına 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılda rastlanmaktadır. Uluslararası hukukun insan haklarını genel bir biçimde ele alması Birleşmiş Milletler antlaşması ile gerçekleşir. Bu antlaşma, insan haklarından çokça söz etmesine rağmen bu hakların neler olduğuna dair bir açıklama içermez. Bu nedenle Ekonomik ve Sosyal Konsey'e bağlı olarak bir İnsan Hakları Komisyonu kurulmuş ve bu konuda çalışma yapmakla görevlendirilmiştir. Komisyon, bu amaçla hazırladığı tasarıyı 12.12.1948 günü Genel Kurul’un bir kararı ile İnsan Hakları Evrensel Bildirisi olarak kabul etmiştir. Bu bildirinin B.M. Genel Kurul kararı olarak kendiliğinden bağlayıcı niteliği bulunmaması ve herhangi bir güvence mekanizmasını düzenlememesi nedeniyle bildiriden sonraki gelişmeler, bu eksikleri gidermeye yönelik olmuştur. Bu çerçevede iki düzeyde yeni düzenlemelere rastlanmaktadır. Bu düzenlemeler: Evrensel düzeyde “Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Sözleşme” ve “Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklara İlişkin Sözleşme”, bölgesel düzeyde “Amerika-Afrika İnsan Hakları Sözleşmesi” ve “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” ile gerçekleştirilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi diğer antlaşmalardan farklıdır. O yüzden de insan haklarının anayasası olarak ele alınan da diğer sözleşmeler değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'dir. Bu farklılığı sağlayan özellikler; metindeki maddelerin açıklığa sahip olması, kesin, ayrıntılı, doğrudan uygulanabilir kurallar olmasıdır.
Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Avrupa Konseyi'nin danışman organıdır ve Avrupa Konseyi içinde mahalli yönetimleri temsil ederek yerel demokrasiyi destekler. Biri yerel yönetimler odası, diğeri de bölgesel yönetimler odası olmak üzere iki meclise bölünmüştür, bir sekreterlik ve kongre tarafından 5 yılda bir seçilen bir genel sekretere sahiptir.
5 Mayıs 1949’da 10 ülke - Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, ve Norveç - merkezi Strasbourg olmak üzere Avrupa Konseyi’ni kuran antlaşmayı imzalamıştır. Şu an Avrupa Konseyi'nde 47 üye ülke bulunmaktadır. Türkiye, anlaşmayı 1949 yılında imzalamıştır. Konsey'in çalışma alanları insan hakları, medya, hukukî iş birliği, sosyal dayanışma, sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik, yerel demokrasiler, sınırötesi iş birliği çevre ve bölgesel plânlamadır. Türkiye, Yunanistan ile birlikte Avrupa Konseyi kurulduktan sonra konseye ilk giren üyeler oldukları için "kurucu üye" statüsündedirler.
Kurum, Avrupa Birliği ile herhangi bir organik bağı bulunmayan ayrı bir uluslararası teşkilattır. Ancak günümüzde Avrupa Birliği'nin Avrupa Konseyi'ne ait bayrağı kullanıyor olmasının yanı sıra Avrupa Konseyi ile AB'nin yakın iş birliği söz konusudur. Birçok ülkede Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi'nin müşterek projeler gerçekleştirilmektedir. Avrupa Konseyi, AB Bakanlar Konseyi ile de karıştırılmamalıdır. Konsey'in bütçesi üye ülkelerin nüfus ve GSMH'sine göre hesaplanan katkılarından oluşmaktadır. 2002 yılı bütçesi yaklaşık olarak €169 milyondur. Konsey'in resmî dilleri İngilizce ve Fransızcadır. Konsey Genel Sekreterliği'ni 2019 yılında beş yıllığına seçilen Marija Pejčinović Burić yürütmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
AİHM Avrupa Konseyi'ne bağlı bir kurumdur.
İnsan hakları kavramı, genel olarak, kişilerin insan olmaları nedeniyle insanlık onuruna uygun olarak sahip oldukları hakların bütünüdür. Geniş anlamıyla iç hukukta temel haklar ve kamu özgürlüklerin tümünü ve uluslararası hukukta öngörülen ve korunan hakları kapsar. Bu haklar tüm insanları ilgilendirdiğinden, bu hakların uluslararası alanda koruma altına alınmaları gerekmiştir. İnsan haklarının korunmasına dair ilk uygulamalar daha çok ulusal düzeydedir. İnsan haklarının uluslararası düzeyde korunması çalışmalarına 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılda rastlanmaktadır. Uluslararası hukukun insan haklarını genel bir biçimde ele alması Birleşmiş Milletler antlaşması ile gerçekleşir. Bu antlaşma, insan haklarından çokça söz etmesine rağmen bu hakların neler olduğuna dair bir açıklama içermez. Bu nedenle Ekonomik ve Sosyal Konsey'e bağlı olarak bir İnsan Hakları Komisyonu kurulmuş ve bu konuda çalışma yapmakla görevlendirilmiştir. Komisyon, bu amaçla hazırladığı tasarıyı 12.12.1948 günü Genel Kurul’un bir kararı ile İnsan Hakları Evrensel Bildirisi olarak kabul etmiştir. Bu bildirinin B.M. Genel Kurul kararı olarak kendiliğinden bağlayıcı niteliği bulunmaması ve herhangi bir güvence mekanizmasını düzenlememesi nedeniyle bildiriden sonraki gelişmeler, bu eksikleri gidermeye yönelik olmuştur. Bu çerçevede iki düzeyde yeni düzenlemelere rastlanmaktadır. Bu düzenlemeler: Evrensel düzeyde “Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Sözleşme” ve “Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklara İlişkin Sözleşme”, bölgesel düzeyde “Amerika-Afrika İnsan Hakları Sözleşmesi” ve “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” ile gerçekleştirilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi diğer antlaşmalardan farklıdır. O yüzden de insan haklarının anayasası olarak ele alınan da diğer sözleşmeler değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'dir. Bu farklılığı sağlayan özellikler; metindeki maddelerin açıklığa sahip olması, kesin, ayrıntılı, doğrudan uygulanabilir kurallar olmasıdır.
Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Avrupa Konseyi'nin danışman organıdır ve Avrupa Konseyi içinde mahalli yönetimleri temsil ederek yerel demokrasiyi destekler. Biri yerel yönetimler odası, diğeri de bölgesel yönetimler odası olmak üzere iki meclise bölünmüştür, bir sekreterlik ve kongre tarafından 5 yılda bir seçilen bir genel sekretere sahiptir.