-
- Üyelik Tarihi
- 16 Eyl 2014
-
- Mesajlar
- 1,713
-
- MFC Puanı
- 6
Atatürk, Türkiyenin yeniden yapılanma döneminde, milli kültürü yansıtan bir sanat anlayışının oluşması adına önemli adımlar atmıştır. Atatürk, sanatın Türk Milleti için önemini şu veciz sözleri ile ifade etmiştir:
Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılaplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır.
Milletimizin güzel sanatlar sevgisini her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.
Atatürk Osmanlıdan kalma Sanayi-i Nefiseyi imar ettirerek Güzel Sanatlar haline getirmiştir. Ayrıca burada yetişen birçok sanatçıyı kendilerini geliştirmeleri için Avrupanın sanat merkezlerine göndermiştir. Resim, heykel ve mimarlık bölümlerinden çok sayıda öğrenci Almanya, Avusturya ve Fransaya gönderilmiştir.
Atanın sanatçıya verdiği büyük değeri gösteren bir hatıra da şöyledir: Daha devlet tiyatrosu kurulmamışken, İstanbuldaki şehir tiyatrosu sanatçıları Ankaraya gelerek o zamanki Türk ocağında temsiller verir. Atatürk de bu temsillerin birinde bulunur ve sanatçıları Çankayaya davet ederek ağırlar. Hepsine ayrı ayrı iltifat eder. Ayrılma vakti gelince, Reşit Galip sanatçılara, Atatürkün elini öperek veda etmelerini söylediğinde, Atanın cevabı şu olur:
Hayır, sanatkar el öpmez, sanatkarın eli öpülür.
Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılaplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır.
Milletimizin güzel sanatlar sevgisini her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür.
Atatürk Osmanlıdan kalma Sanayi-i Nefiseyi imar ettirerek Güzel Sanatlar haline getirmiştir. Ayrıca burada yetişen birçok sanatçıyı kendilerini geliştirmeleri için Avrupanın sanat merkezlerine göndermiştir. Resim, heykel ve mimarlık bölümlerinden çok sayıda öğrenci Almanya, Avusturya ve Fransaya gönderilmiştir.
Atanın sanatçıya verdiği büyük değeri gösteren bir hatıra da şöyledir: Daha devlet tiyatrosu kurulmamışken, İstanbuldaki şehir tiyatrosu sanatçıları Ankaraya gelerek o zamanki Türk ocağında temsiller verir. Atatürk de bu temsillerin birinde bulunur ve sanatçıları Çankayaya davet ederek ağırlar. Hepsine ayrı ayrı iltifat eder. Ayrılma vakti gelince, Reşit Galip sanatçılara, Atatürkün elini öperek veda etmelerini söylediğinde, Atanın cevabı şu olur:
Hayır, sanatkar el öpmez, sanatkarın eli öpülür.