“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek degildir.
Benim fikirlerimi,
benim duygularimi anliyor ve hissediyorsaniz,
bu yeterlidir.”
M.Kemal ATATÜRK
Gösteristen uzak, sade ve düsündükçe her geçen gün O’nu daha iyi anlayabilmemi saglayan cümlelerinden biridir… Bu gün Atatürk’ün Türk milletine miras biraktigi sözlerinden örnekler vererek yeniden düsünelim istedim. Düsünmeden, anlamadan, bilmeden içi doldurulmamis bir anlayisin duvarda asili bir Atatürk portresinden öte gidemeyecegini vurgulamak istedim…
10 Kasim 1938 ölüm yildönümü degildir benim için. Bilakis, bir milletin esaretini içine sindiremeyen ve özgürlük adina yilmadan ugras veren bir liderin düsüncelerinin dogum yil dönümüdür. Hiçbir insan yasarken bu derece kahraman ilan edilemez çünkü. O’nu asil kahraman yapan ne kazandigi savaslar ne de elde ettigi basarilar. O’nu asil kahraman yapan, enkaz haline gelmis bir milleti, yoktan var edebilme cesaretidir…
Günümüzde tüm söylemleri halen geçerliligini korumakta, neredeyse 100 yil öncesinden bu günü görebilen olacaklari fark edebilen bir kâhin adeta. Gençlige hitabesinin satir aralarinda bunu çok açikça görmek mümkün.
“Cebren ve hile ile aziz vatanin, bütün kaleleri zapt edilmis, bütün tersanelerine girilmis, ordulari dagitilmis ve memleketin her kösesi bilfiil isgal edilmis olabilir”
Ders kitaplarinin çogunun arka ya da ön sayfasinda yazmasina ragmen birçok gencin okuyup anladigindan süphe duyuyorum su an yasadigimiz zamanda olanlara sahit oldukça…
Milli mücadeleyi baslattigi dönemde Samsun’a ilk ayak bastigi 19 Mayis 1919 tarihini “Gençlik ve Spor Bayrami” olarak Türk gençligine armagan etmesi Atatürk’ün gençlige verdigi önemin sadece bir bölümüdür. Dünyanin hiçbir ülkesinde, ülkenin yapilasmasini saglayan özel günler milletçe bu sekilde paylasilmamistir. Tanidigim hiçbir ülkede, ülkenin çocuklarina armagan edilen “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayrami” gibi bir yaklasim yoktur. Burada verilmek istenen mesaj gençlere, çocuklara dolayisi ile ailelere, hep birlikte milli bir paylasimi benimsetme, özümsetme ve bu tarihlerin anlamlaridir. Nedenlerini ve sonuçlarini unutmamak, sorgulamak, düsünmektir. Ama bu ince düsünceyi birçok kisi ve kurum içi bos, ezberlenmis birkaç siir okunan bayram günü olarak geçistirir.
“Yurtta sulh, cihanda sulh”
Dünya barisinin önemini vurgulayan, evrensel akilci bir söylem… Kendi ülkesinin disinda kalan ülkeleri de düsünen, dünyada çikabilecek savaslarin tüm ülkeleri, masum insanlari, dogal ortami, ekonomiyi olumsuz yönde etkileyebilecegini düsünen kaç lider taniyorsunuz?
Üstelik kendi ülkesindeki dogal kaynaklarin farkinda olup bunu kötü yönde kullanmayi düsünmeden hayata geçiren…
“Cumhuriyeti biz kurduk onu yasatacak ve yükseltecek sizlersiniz”
Mucize, Kurtulus Savasi sonrasi toplumu, gerici tüm kuruluslardan kurtarip çagdas bir yapiya dönüstüren en önemli eserim dedigi Cumhuriyet’i kisa sürede hayata geçirmesidir. O günkü sartlarda Türk milletine en uygun yönetim seklinin, korunmasini saglik verirken, bir taraftan da ilerici düsüncesini sezinliyorum “yükseltecek sizlersiniz” , yani daha iyi bir yönetim sekli bulmak için çalisin, basarin yok bunu basaramiyorsaniz “koruyun” anlami açikça görülüyor. 87. yilini geçenlerde kargasa ile kutlayabildigimiz Cumhuriyet umarim yasar ve yükselir bu baglamda…
Evrendeki birçok ulus, dünya disinda yasam ve yerlesme alani ariyorken, Türkiye olarak biz halen birçok sorunu çözemiyoruz. Örnegin kilik kiyafet kategorisi içine giren türban… Oysaki Atatürk Cumhuriyetin kurulusundan sonra “kilik kiyafet devrimleri” ile büyük reformlar yapmistir çok kisa sürede. Medeni devletlerin kiyafetlerinden örnekler alip çaga uygun bir Türkiye görüntüsünü ortaya çikartmistir. Zira giyim kusamdaki sembolik görüntüler psikolojik olarak insan davranislari üzerinde kisiyi olumlu / olumsuz yönde etkileyebilir. Daha o zamanlarda bile bu ilerici fikri düsünebilen bir filozoftur Atatürk. Bir ziyafette nasil yemek yenilecegini anlatmaz, nasil yemek yenilmesi gerekiyorsa öyle yer ve ilk önce yaptigi devrimleri kendi üzerinde biçimsellestirerek hayata geçirir.
Atatürk, iyi bir asker, iyi bir devlet adami, iyi bir düsünür, iyi bir kâhin, iyi bir psikolog da ayni zamanda. Olumlu olumsuz davranislari da olabilir, nihayetinde bir “insan” Atatürk…
Ikna kabiliyeti yüksek bir lider Atatürk, kendini gelistirmeyi ilke edinmemis, tembel olmaya egilimli, esaret altina girmeye meyilli bir millete iltifat ederek yüreklendirecek kadar da zarif bir ruha sahip…
“Türk milleti çaliskandir, Türk milleti zekidir…”
Seni anlamam için elbette yüzünü görmem gerekmiyor, düsüncelerin düsüncem, fikirlerin fikrim, duygularina da saygim sonsuz “Sari Cesaret”…