Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

ATATÜRK ve MEVLANA

LeGoLaS

ikra
Onursal Üye
Konum
Türkiye
  • Üyelik Tarihi
    1 Ağu 2008
  • Mesajlar
    9,958
  • MFC Puanı
    2,996
ATATÜRK ve MEVLANA

Atatürk tam 9 kez Konya’ ya, önceleri Mevlevi Dergahı, sonra Mevlevi müzesi olan yeri ziyaret ediyor. Bu ziyaretlerinde görüşlerini de açıklıyor..


“Mevlana, Müslümanlığı Türk ruhuna uygun hale getiren büyük bir reformisttir. Müslümanlık aslında hoşgörülü ve modern bir dindir. Araplar onu kendi bünyelerine göre almışlar ve uygulamışlardır. Sıcak bir iklimde oturan, suyu nadiren bulan ve kullanan genel bir hareketsizlik içinde ömür süren Araplar için, günde beş defa abdest alıp, beş defa namaz kılmak, çok ileri bir hareket adımıdır. Hz. Muhammedin dini, insanları harekete geçirmek esasına dayanır. Bu uygulama Türkler için çok hareketsiz sayılabilir. Sarp dağlarda at oynatan, erimiş kar sularıyla yıkanan Türk için, abdest ve namazla sınırlı ibadet tarzı çok hareketsiz kalmıştır. Şamani dininde iken dans eden, şarkılar söyleyen, kopuzlar çalan, şiir okuyan Türk, namazı az ve hareketsiz bir ibadet saymıştı. Türk hayat tarzı, bu hareketsizliğe karşı harekete geçilmesinden doğmuştur. Mevleviliğe gelince, o tamamıyla Türk geleneklerinin Müslümanlığa nüfuz örneğidir. Mevlana büyük bir reformisttir. Ayakta dönerek ve hareketli Allah’a yaklaşma fikri, Türk dehasının en doğal ifadesidir. Bir tarafta müzik çalıyor, diğer tarafta insanlar ilahiler söylüyor ve ayağa kalkmış diğerleri, hayali bir dönüşle ellerini göklere kaldırıyorlar. Bunun estetiği fevkaladedir” demiştir.




Yine Atatürk, bir Mevlevihanede akşam yemeği yiyip, semah seyrettikten sonra soruyor:
“Mevlana nasıl adamdır?”
Sorusunu “Çok büyük bir adam olacak ki musiki, şiir, raks gibi dincilerin hoş görmedikleri şeyleri tarikatına ayin ve esas yapmış” diye cevaplayan kişiye, neşeli neşeli gülerek:
“Ben onun liberal kafalı bir şair olduğunu bildiğim için ‘huzuruna kupkuru girilmez’ dedim ; birkaç kadeh çekip de girdim” demiştir.


Atatürk tekke ve zaviyeleri kapatırken, üzüldüğü tek nokta Mevlevi dergahının da kapatılmasıydı..
1925’te 450’ye yakın tekke ve dergah kapatıldı. Mustafa Kemal Atatürk, Mevlana’ya olan sevgisinden dolayı Konya’daki dergâhın müzeye çevrilmesi emrini verdi. Atatürk Mevlana’ya olan sevgisini her fırsatta dile getirirdi. Mevlevilik Atatürk’e göre, Türk dehasının bir ürünü, Mevlana da ileri görüşlü “Büyük adamdı…” Atatürk en son 18 Şubat 1931’de Konya’ya gitti. 21 Şubat’ta ise bütün gününü Mevlana Müzesi’nde geçirdi. Atatürk’ün Falih Rıfkı Atay’a Mevlevi dergâhını kapatmak zorunda kaldığı için üzüntülü olduğunu söylediği bilinir. Atatürk, F. Rıfkı Atay’a şöyle der: “Karar gereğince Konya’da Mevlana dergahının da kapanmış olmasından üzgünüm. Fakat istisna yapamam, buna çok üzülüyorum.
“Hey koca Sultan! Evet, bütün tekkeleri kapattık; fakat senin kapın kapanmadı” dediği de biliniyor.


Atatürk, 18 Şubat 1931 günü Konya’ya 9’uncu defa geldiği zaman, Konya’da 11 gün oturmuş, bu arada 21 Şubat 1931 gününü tamamen artık müze halinde ziyarete açık bulundurulan Mevlana Müzesi’nde geçirmiştir.
Bu ziyaret sırasında eski Konya Milletvekillerinden Fuat Gökbudak ve o günlerde Konya Azar-ı Atika Müzesi müdürü olan Yusuf Akyurt’un ayrı ayrı anlattıklarına göre, Atatürk müze müdürünün odasına girer girmez, niyaz penceresi üzerindeki rubaiyi görmüş, Farsça’yı çok iyi bilen Hasan Ali Yücel’e tercümesini yaptırmıştır. Atatürk tercümedeki: “Ey keremde, yücelikte ve nur saçıcılıkta güneşin, ayın, yıldızların kul olduğu sen. Garip aşıklar, senin kapından başka bir kapıya yol bulmasınlar diye öteki bütün kapıları kapanmış, yalnız senin kapın açık kalmıştır.” ibaresini işitir işitmez şöyle demiş:
“Hz.Mevlana’nın büyüklüğü burada bir kere daha kendini gösterdi… Doğrusu ben, 1923 yılındaki ziyaretim sırasında, bu dergahı kapatmayalım Müze olarak halkın ziyaretine açalım, diye düşünmüş; bir yıl sonra dergah ve tekkelerin kapatılması kanunu çıkar çıkmaz İsmet Paşa’ya Mevlana dergahı ve türbesini kendi eşyası ile Müze haline getir emrini vermiştim. Görüyorum ki, şu okuduğumuz rubainin hükmünü yerine getirmişim. Bakınız ne kadar mükemmel bir Müze olmuş…”
Değerli tarihçi Cemal Kutay’ın ifadelerine göre, Mustafa Kemal’e emrindeki yardımcılarının “Paşam Hz.Mevlana’nın makamını müze haline getirmeniz üzerine halk buraya akın etmeye başladı. Bu bir sakınca doğurmasın” demeleri üzerine Atatürk’ün verdiği cevap ilginçtir:


“-Eğer, Hz.Mevlana’yı hakkıyla tanımak ve benimsemek için ziyarete gitmekte olduklarına inansam öteki dergahların da açılmasını sağlardım. Çünkü, Hz. Mevlana’yı tanımak ve anlamak zaten diğer tüm tehlikeleri de ortadan kaldırmaktadır.”



 
Üst Alt