- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
En önemli ve verimli görevlerimiz, eğitim ve öğretim işleridir. Eğitim ve öğretim işlerinde kesinlikle başarı sağlamak gerekir. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu yolla olur. 1922 (Atatürkün M.A.D., s.10)
Eğitim ve öğretimde hızla yüksek bir düzeye çıkacak bir milletin, yaşam mücadelesinde maddi ve manevi bütün kuvvetlerinin artacağı kesindir. Eğitim ve öğretim faaliyetimiz ilk öğretimin fiilen genel ve zorunlu olmasını, memlekette eğitim birliğini, orta öğretimin iyi araçlarla artırılmasını ve kolaylaştırılmasını, meslek öğretiminin ilk ve orta derecesinden en yüksek derecesine kadar memlekette sağlanmasını, yüksek öğretiminde sayıda olduğu kadar değerde de bu yüzyılın gereksinimlerine yeterliğini hedef tutmuştur. 1928 (Atatürkün S.D.I, s.345)
Eğitim ve öğretim, millet olmanın, bayındır bir vatan kurmanın temel şartıdır. Dünyanın, olacağına akıl erdiremediği büyük ve milli bir mücadeleyi başarmış olan Türkiye, olmaz gibi görünen bu önemli ve çok büyük savaşı da başarıyla sonuçlandıracaktır. Bunda hiç kimsenin şüphesi olmasın. 1922 (S. Edip Balkır, Eski Bir Öğretmenin Anıları, s.99)
Memlekette eğitim ve öğretim ışığının yayılmasına ve en derin köşelere kadar işlemesine özellikle gözlerimizi çeviriyoruz. 1924 (Atatürkün S.D.I, s.316)
Pratik ve kapsamlı bir eğitim ve öğretim için, vatan sınırlarının önemli merkezlerinde modern kitaplıklar, bitkileri ve hayvanları içeren bahçeler, konservatuarlar, sanat okulları, müzeler ve güzel sanatlarla ilgili sergiler kurulması gerektiği gibi, özellikle şimdiki yönetimsel yapıya oranla kaza merkezlerine kadar bütün memleketin basımevleriyle donatılması gerekmektedir. Bütün bu güzel şeylerin bir an içinde oluşturulması imkânsız olmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde bu sonuçların elde edilmesi önemle dileğe değerdir. 1923 (Atatürkün S.D.I, s.288)
Atatürkün Eğitimin Milli Oluşu ve Önemi Hakkındaki Sözleri:
Türkiyenin eğitim ve öğretim siyasetini her derecesinde tam bir açıklık ve hiçbir tereddüde yer vermeyen kesinlikle ifade etmek ve uygulamak gerekir. Bu siyaset her anlamıyla milli bir nitelikte gösterilebilir. 1924 (Atatürkün S.D.I, s.317)
Eğitimdir ki, bir milleti özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder. Eğitim kelimesi yalnız olarak kullanıldığı zaman herkes kendince istediği bir anlama geçer. Ayrıntılarına girişilirse eğitimin hedefleri, amaçları çeşitlenir. Meselâ dini eğitim, milli eğitim, uluslararası eğitim... Bütün bu eğitimlerin hedef ve amaçları başka başkadır. Ben burada yalnız yeni Türk Cumhuriyetinin yeni kuşağa vereceği eğitimin, milli eğitim olduğunu kesinlikle ifade ettikten sonra diğerleri üzerinde durmayacağım. Yalnız işaret etmek istediğim anlamı kısa bir örnek ile açıklayacağım: Yeryüzünde üç yüz milyonu geçen İslâm vardır. Bunlar ana, baba, hoca eğitimiyle, eğitim ve ahlâk almaktadırlar. Fakat acınarak söylüyorum, gerçek olay şudur ki, bütün bu milyonlarca insan kitleleri şunun veya bunun tutsaklık ve hor-görü zincirleri altındadır. Aldıkları manevi eğitim ve ahlâk, onlara bu tutsaklık zincirlerini kırabilecek insanlık niteliğini verememiştir, veremiyor. Çünkü eğitimlerinin hedefi millî değildir. Milli eğitimin ne demek olduğunu bilmekte artık hiçbir şekilde karışıklık kalmamalıdır. Bir de milli eğitim esas olduktan sonra onun dilini, yöntemini, araçlarını da milli yapmak zorunluğu tartışmadan uzaktır. Milli eğitim ile geliştirmek ve yükseltmek istenilen genç beyinleri, bir taraftan da paslandırıcı, uyuşturucu, hayali fazlalıklarla doldurmaktan dikkatle kaçınmak gerekir. 1925 (Atatürkün S.D.II, s.198)
Atatürkün Öğretim Birliği İle İlgili Sözleri:
Büyük millet, dünya uygarlık ailesinde saygın yer sahibi olmaya lâyık Türk milleti, evlâtlarına vereceği eğitimi okul ve medrese adında birbirinden büsbütün başka iki cins kuruma bölmeye bugünkü günde katlanabilir miydi? Eğitim ve öğretimde birlik olmadıkça aynı fikirde, aynı düşünüş biçiminde bireylerden oluşmuş bir millet yapmaya imkân aramak boş şeylerle uğraşmak olmaz mıydı? 1925 (Atatürkün S.D.II, s.210)
Milletin halk oyunda belirlenen eğitim ve öğretimin birleştirilmesi kuralının zaman kaybetmeksizin uygulanması gereğini görüyoruz. Bu yolda gecikmenin zararları ve bu yolda çok isteğin ciddi ve verimli sonuçları hızlı kararınızı belirleme nedeni olmalıdır. 1924 (Atatürkün S.D.I, s.317)
Atatürkün Eğitim ve Öğretim Hakkında Söylemiş Olduğu Veciz Sözleri:
Eğitim ve öğretimde uygulanacak yol, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir zorbalık aracı yahut uygar bir zevkten ziyade, maddî hayatta başarılı olmayı temin eden pratik ve kullanılması mümkün bir donanım haline getirmektir. Millî Eğitim Bakanlığı bu esasa önem vermelidir. 1923 (Atatürkün S.D.I, s.288)
Eğitim ve öğretimin amacı, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha ziyade memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, devrimci, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek yetenekte, doğru düşünüşlü, iradeli, hayatta tesadüf edeceği engelleri yenmeye kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programlarını ve sistemlerini ona göre düzenlemelidir. (Kılıç Ali, Atatürkün Hususiyetleri, 1955, s.62)
Bir taraftan bilgisizliği ortadan kaldırmaya, bir taraftan da memleket evlâdını sosyal ve ekonomik hayatta fiilen etkili ve verimli kılabilmek için gerekli olan ilkel bilgiyi pratik bir şekilde vermek, eğitim ve öğretim yöntemimizin esasını oluşturmalıdır. 1922 (Atatürkün S.D.I, s.224)
Hayatın her çalışma evresinde olduğu gibi, özellikle öğretim hayatında gerekli düzen, başarının esasıdır. Müdürler ve eğitim kurulları düzeni temine ve öğrenci düzene uymaya mecburdur. 1925 (Atatürkün M.A.D., s.24)
Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı şekilde bütün öğrenim aşamalarındaki öğretim ve eğitimlerinin pratik olması önemlidir. Memleket çocukları, her öğrenim aşamasında ekonomik yaşamda verimli, etkili ve başarılı olacak şekilde donatılmalıdır. 1924 (Atatürkün S.D.II, s.173)
Eğitim ve öğretimde hızla yüksek bir düzeye çıkacak bir milletin, yaşam mücadelesinde maddi ve manevi bütün kuvvetlerinin artacağı kesindir. Eğitim ve öğretim faaliyetimiz ilk öğretimin fiilen genel ve zorunlu olmasını, memlekette eğitim birliğini, orta öğretimin iyi araçlarla artırılmasını ve kolaylaştırılmasını, meslek öğretiminin ilk ve orta derecesinden en yüksek derecesine kadar memlekette sağlanmasını, yüksek öğretiminde sayıda olduğu kadar değerde de bu yüzyılın gereksinimlerine yeterliğini hedef tutmuştur. 1928 (Atatürkün S.D.I, s.345)
Eğitim ve öğretim, millet olmanın, bayındır bir vatan kurmanın temel şartıdır. Dünyanın, olacağına akıl erdiremediği büyük ve milli bir mücadeleyi başarmış olan Türkiye, olmaz gibi görünen bu önemli ve çok büyük savaşı da başarıyla sonuçlandıracaktır. Bunda hiç kimsenin şüphesi olmasın. 1922 (S. Edip Balkır, Eski Bir Öğretmenin Anıları, s.99)
Memlekette eğitim ve öğretim ışığının yayılmasına ve en derin köşelere kadar işlemesine özellikle gözlerimizi çeviriyoruz. 1924 (Atatürkün S.D.I, s.316)
Pratik ve kapsamlı bir eğitim ve öğretim için, vatan sınırlarının önemli merkezlerinde modern kitaplıklar, bitkileri ve hayvanları içeren bahçeler, konservatuarlar, sanat okulları, müzeler ve güzel sanatlarla ilgili sergiler kurulması gerektiği gibi, özellikle şimdiki yönetimsel yapıya oranla kaza merkezlerine kadar bütün memleketin basımevleriyle donatılması gerekmektedir. Bütün bu güzel şeylerin bir an içinde oluşturulması imkânsız olmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde bu sonuçların elde edilmesi önemle dileğe değerdir. 1923 (Atatürkün S.D.I, s.288)
Atatürkün Eğitimin Milli Oluşu ve Önemi Hakkındaki Sözleri:
Türkiyenin eğitim ve öğretim siyasetini her derecesinde tam bir açıklık ve hiçbir tereddüde yer vermeyen kesinlikle ifade etmek ve uygulamak gerekir. Bu siyaset her anlamıyla milli bir nitelikte gösterilebilir. 1924 (Atatürkün S.D.I, s.317)
Eğitimdir ki, bir milleti özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder. Eğitim kelimesi yalnız olarak kullanıldığı zaman herkes kendince istediği bir anlama geçer. Ayrıntılarına girişilirse eğitimin hedefleri, amaçları çeşitlenir. Meselâ dini eğitim, milli eğitim, uluslararası eğitim... Bütün bu eğitimlerin hedef ve amaçları başka başkadır. Ben burada yalnız yeni Türk Cumhuriyetinin yeni kuşağa vereceği eğitimin, milli eğitim olduğunu kesinlikle ifade ettikten sonra diğerleri üzerinde durmayacağım. Yalnız işaret etmek istediğim anlamı kısa bir örnek ile açıklayacağım: Yeryüzünde üç yüz milyonu geçen İslâm vardır. Bunlar ana, baba, hoca eğitimiyle, eğitim ve ahlâk almaktadırlar. Fakat acınarak söylüyorum, gerçek olay şudur ki, bütün bu milyonlarca insan kitleleri şunun veya bunun tutsaklık ve hor-görü zincirleri altındadır. Aldıkları manevi eğitim ve ahlâk, onlara bu tutsaklık zincirlerini kırabilecek insanlık niteliğini verememiştir, veremiyor. Çünkü eğitimlerinin hedefi millî değildir. Milli eğitimin ne demek olduğunu bilmekte artık hiçbir şekilde karışıklık kalmamalıdır. Bir de milli eğitim esas olduktan sonra onun dilini, yöntemini, araçlarını da milli yapmak zorunluğu tartışmadan uzaktır. Milli eğitim ile geliştirmek ve yükseltmek istenilen genç beyinleri, bir taraftan da paslandırıcı, uyuşturucu, hayali fazlalıklarla doldurmaktan dikkatle kaçınmak gerekir. 1925 (Atatürkün S.D.II, s.198)
Atatürkün Öğretim Birliği İle İlgili Sözleri:
Büyük millet, dünya uygarlık ailesinde saygın yer sahibi olmaya lâyık Türk milleti, evlâtlarına vereceği eğitimi okul ve medrese adında birbirinden büsbütün başka iki cins kuruma bölmeye bugünkü günde katlanabilir miydi? Eğitim ve öğretimde birlik olmadıkça aynı fikirde, aynı düşünüş biçiminde bireylerden oluşmuş bir millet yapmaya imkân aramak boş şeylerle uğraşmak olmaz mıydı? 1925 (Atatürkün S.D.II, s.210)
Milletin halk oyunda belirlenen eğitim ve öğretimin birleştirilmesi kuralının zaman kaybetmeksizin uygulanması gereğini görüyoruz. Bu yolda gecikmenin zararları ve bu yolda çok isteğin ciddi ve verimli sonuçları hızlı kararınızı belirleme nedeni olmalıdır. 1924 (Atatürkün S.D.I, s.317)
Atatürkün Eğitim ve Öğretim Hakkında Söylemiş Olduğu Veciz Sözleri:
Eğitim ve öğretimde uygulanacak yol, bilgiyi insan için fazla bir süs, bir zorbalık aracı yahut uygar bir zevkten ziyade, maddî hayatta başarılı olmayı temin eden pratik ve kullanılması mümkün bir donanım haline getirmektir. Millî Eğitim Bakanlığı bu esasa önem vermelidir. 1923 (Atatürkün S.D.I, s.288)
Eğitim ve öğretimin amacı, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha ziyade memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, devrimci, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek yetenekte, doğru düşünüşlü, iradeli, hayatta tesadüf edeceği engelleri yenmeye kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programlarını ve sistemlerini ona göre düzenlemelidir. (Kılıç Ali, Atatürkün Hususiyetleri, 1955, s.62)
Bir taraftan bilgisizliği ortadan kaldırmaya, bir taraftan da memleket evlâdını sosyal ve ekonomik hayatta fiilen etkili ve verimli kılabilmek için gerekli olan ilkel bilgiyi pratik bir şekilde vermek, eğitim ve öğretim yöntemimizin esasını oluşturmalıdır. 1922 (Atatürkün S.D.I, s.224)
Hayatın her çalışma evresinde olduğu gibi, özellikle öğretim hayatında gerekli düzen, başarının esasıdır. Müdürler ve eğitim kurulları düzeni temine ve öğrenci düzene uymaya mecburdur. 1925 (Atatürkün M.A.D., s.24)
Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı şekilde bütün öğrenim aşamalarındaki öğretim ve eğitimlerinin pratik olması önemlidir. Memleket çocukları, her öğrenim aşamasında ekonomik yaşamda verimli, etkili ve başarılı olacak şekilde donatılmalıdır. 1924 (Atatürkün S.D.II, s.173)