Atatürk ün Demokrat Kişiliği
Atatürk ün diplomatik dehasının kaynağı, her zaman demokrat bir insan olmasından geliyordu. Yaşamını daima halkın içinde geçirmesi, buna en güzel örnektir. Atatürk ayrıca, açık konuşmayı, serbest münakaşayı her zaman için sevmişti.
Atatürk ün büyük meziyetlerinden biri de, devlet ve inkılap işlerini arkadaşlarıyla görüşmek, bu konuları onlarla münakaşa etmekti. Atatürk bu münakaşalardan çok haz duyardı. O, harikulade zekasına, büyük görüş kuvvetine, hadiseleri tahlil yeteneğine güvenmekle beraber; başkalarının fikir ve mütalaalarına da kıymet verirdi. İstişare etmesini bilmesi ve istişareler sonunda kendi eşsiz mantığını hadiselere hakim kılması, onun en önemli özelliklerindendi.
Atatürk, hiçbir zaman diktatör rolünü benimsememiştir. Gerçek tenkitten hoşlanmıştır. Sofrası, bazen büyük tartışmalara sahne olmuştur. Gerçi, telkin etmek istediği fikirlerde daima muvaffak olmuştur; fakat, bu fikirler muhataplarına mal olduktan sonra, yani bir dikta havası vermeden, icra edilmişti.
Atatürk, Meclis e karşı da diktatör rolünü benimsememiş, ikna metodu ile Meclis ten olumlu kararlar alabilmek için çok defa insan takatı üstünde gayret göstermiştir.
Atatürk ün diplomatik dehasının kaynağı, her zaman demokrat bir insan olmasından geliyordu. Yaşamını daima halkın içinde geçirmesi, buna en güzel örnektir. Atatürk ayrıca, açık konuşmayı, serbest münakaşayı her zaman için sevmişti.
Atatürk ün büyük meziyetlerinden biri de, devlet ve inkılap işlerini arkadaşlarıyla görüşmek, bu konuları onlarla münakaşa etmekti. Atatürk bu münakaşalardan çok haz duyardı. O, harikulade zekasına, büyük görüş kuvvetine, hadiseleri tahlil yeteneğine güvenmekle beraber; başkalarının fikir ve mütalaalarına da kıymet verirdi. İstişare etmesini bilmesi ve istişareler sonunda kendi eşsiz mantığını hadiselere hakim kılması, onun en önemli özelliklerindendi.
Atatürk, hiçbir zaman diktatör rolünü benimsememiştir. Gerçek tenkitten hoşlanmıştır. Sofrası, bazen büyük tartışmalara sahne olmuştur. Gerçi, telkin etmek istediği fikirlerde daima muvaffak olmuştur; fakat, bu fikirler muhataplarına mal olduktan sonra, yani bir dikta havası vermeden, icra edilmişti.
Atatürk, Meclis e karşı da diktatör rolünü benimsememiş, ikna metodu ile Meclis ten olumlu kararlar alabilmek için çok defa insan takatı üstünde gayret göstermiştir.