Atatürk ün Askeri Dehası
Atatürk, Türk Milletinin yetiştirdiği en eşsiz siyasi deha, en güçlü devlet adamı ve hiç şüphesiz en büyük kumandandır. Gerek doğuştan sahip olduğu yetenekler, gerekse yaşamı boyuna edindiği özellikler açısından, çok üstün ve seçkin niteliklere sahiptir. Onun üstün askeri dehası; ileriyi görebilme, isabetli kararlar verebilme, cesaret, kuvvetli bir irade, azim, kararlılık ve güçlü bir sorumluluk anlayışı gibi özelliklerle kendisini gösterir. Onun bu askeri ve siyasi dehası, tüm dünya tarafından da tartışmasız kabul görmüştür.
Hayatının önemli bir bölümünü savaş meydanlarında geçiren Atatürk, hiçbir zaman yenilgiyi tanımamış ender komutanlardan biridir. Türk Milleti bu açıdan, insanlık tarihinde nadir olarak ortaya çıkan eşsiz kahramanlardan birine sahip olma ayrıcalığına sahiptir. Annesinin karşı çıkmasına rağmen askerlik mesleğini tercih eden ve bu alanda eğitimine başlayan Atatürk, gittiği her okulda üstün bir başarı sergilemiştir.
Yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy, Atatürk le nasıl tanıştıklarını şöyle anlatır:
Perşembe günü akşam yoklamasında dahiliye zabiti beni aldı, birinci sınıf, birinci bölük, birinci takım, birinci mangasına götürüp çavuşa teslim etti. Bu çavuş M. Kemal di. O anda gözüme çarpan hususiyet üniformasının temizliği, itinalı giyimi, hal ve tavırlarında sezilen, karşısındakine saygı telkin etmek isteyen, askerlere mahsus o tarif edilmez hakim duruşu...Herhalde o çavuşluk hüviyetini doldurmak isteyen müstesna bir hal ve tavır.
Atatürk ün askeri dehasının temelinde, kendini geliştirmek için gösterdiği sürekli ve yoğun çaba yatmaktadır. Örneğin,1909 yılında, subayların meslek bilgilerini artırmaları için askeri bir eser yayınlamaları gerekli görülmüştü. Mesleğinde yükselmeyi ve başarıyı hedefleyen Atatürk, Alman generali Litzmann ın Takımın Muharebe Talimi adlı eserini Türkçeye çevirerek, 23 Şubat 1909 da Selanik te yayımlamıştır.
Atatürk, Türk Milletinin yetiştirdiği en eşsiz siyasi deha, en güçlü devlet adamı ve hiç şüphesiz en büyük kumandandır. Gerek doğuştan sahip olduğu yetenekler, gerekse yaşamı boyuna edindiği özellikler açısından, çok üstün ve seçkin niteliklere sahiptir. Onun üstün askeri dehası; ileriyi görebilme, isabetli kararlar verebilme, cesaret, kuvvetli bir irade, azim, kararlılık ve güçlü bir sorumluluk anlayışı gibi özelliklerle kendisini gösterir. Onun bu askeri ve siyasi dehası, tüm dünya tarafından da tartışmasız kabul görmüştür.
Hayatının önemli bir bölümünü savaş meydanlarında geçiren Atatürk, hiçbir zaman yenilgiyi tanımamış ender komutanlardan biridir. Türk Milleti bu açıdan, insanlık tarihinde nadir olarak ortaya çıkan eşsiz kahramanlardan birine sahip olma ayrıcalığına sahiptir. Annesinin karşı çıkmasına rağmen askerlik mesleğini tercih eden ve bu alanda eğitimine başlayan Atatürk, gittiği her okulda üstün bir başarı sergilemiştir.
Yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy, Atatürk le nasıl tanıştıklarını şöyle anlatır:
Perşembe günü akşam yoklamasında dahiliye zabiti beni aldı, birinci sınıf, birinci bölük, birinci takım, birinci mangasına götürüp çavuşa teslim etti. Bu çavuş M. Kemal di. O anda gözüme çarpan hususiyet üniformasının temizliği, itinalı giyimi, hal ve tavırlarında sezilen, karşısındakine saygı telkin etmek isteyen, askerlere mahsus o tarif edilmez hakim duruşu...Herhalde o çavuşluk hüviyetini doldurmak isteyen müstesna bir hal ve tavır.
Atatürk ün askeri dehasının temelinde, kendini geliştirmek için gösterdiği sürekli ve yoğun çaba yatmaktadır. Örneğin,1909 yılında, subayların meslek bilgilerini artırmaları için askeri bir eser yayınlamaları gerekli görülmüştü. Mesleğinde yükselmeyi ve başarıyı hedefleyen Atatürk, Alman generali Litzmann ın Takımın Muharebe Talimi adlı eserini Türkçeye çevirerek, 23 Şubat 1909 da Selanik te yayımlamıştır.