KİTABIN ADI : ATAÇAĞ
YAZAR ADI : Cem KAPYALI
YAYINEVİ : ADA KİTABEVİ
BASIM TARİHİ : 1996
1. KİTABIN KONUSU:
Kitapta, birçok sorunlarla karşılaştığımız günümüz Türkiyesi ile Osmanlı İmparatorluğunun son günlerinde ve Cumhuriyetin başlarında canla başla mücadele etmiş olan genç Türkiye arasında bir karşılaştırma yapılmaktadır.
2. KİTABIN ÖZETİ:
Ataçağ, Can Kapyalının 1905 ile 1938 yılları arasına koymuş olduğu addır. Gerçekten de bu dönem, Anadolunun bağrında doğan yeni bir çağdır. Artık Hasta Adam olarak kabul edilen; Osmanlı İmparatorluğunun yerine yepyeni, çağdaş bir cumhuriyet kurulmuştur.
Cem Kapyalı, bu kitapta olaylara farklı bir gözle bakıyor. Özellikle günümüz insanının dünyaya bakış açısı ile Kurtuluş Savaşını destanlaştıran genç kuşak arasında bir değerlendirme yapıyor.
Osmanlı İmparatorluğu Mustafa Kemal Ataürkün; yetişme evresinde artık yitirilmiş bir devlettir. Büyük devletler (İngiltere, Fransa, Rusya) bu pastayı paylaşma planlarıyla yıllarca süren savaşlarla önce Macaristanı elimizden almışlar, daha sonra da çeşitli dalavereler ve propagandalarla 600 yıllık imparatorluğun göz bebeği Balkanların bağısız hale gelmiş Balkan devletleri tarafından ist6ila edilmesine göz yummuşlardır.
I.Dünya Savaşı yılları imparatorluğa son darbenin vurulduğu dönemdir. Tabi ki; Enver Paşa ve kurmayları İmparatorluğu birçok hayalle de olsa geri almayı amaçlıyordu. Bu uğurda Sarıkamışda ve Suriye, Irak,Suveyş ve Yemende daha bıyığı terlememiş genç delikanlılar şehit oldu. Mustafa Kemal Beyin Ataçağı başlattığı Çanakkale Zaferiyle tüm dünyaya tekrar Türkün azim ve kararını gördü.
Kurtuluş Savaşı; işgalci İtilaf Devletlerinin doyumsuz isteklerinden ve Türk milletinin boyunduruk altına girmek istememesinden doğdu. Türk insanı, büyük bir çaba ve önderinin yol göstericiliğiyle bu ateş çemberinden 1923 yılında; hem özgürlüğünü tüm dünyaya ilan ettiği Lozan Antlaşmasını, hem de yepyeni, çağdaş bir cumhuriyeti doğurdu.
Yıl 1996, kitabın yazıldığı tarih; Türk insanı Atalarının bıraktığı azmi ve kararlılığı kaybetmek üzere. Ama halen Türk Ordusunun önderliğinde bir çağ devam etmekte: O da ATAÇAĞ
3. KİTABIN ANAFİKRİ:
Geçmişimize bakarak öncelikle sistemimizi tekrar gözden geçirmeli ve yeni oluşumlarla, yeni anlayışlarla yepyeni bir demokrasi anlayışı oluşturmalıyız. Yani Atatürkün bize 1938de bırakmış olduğu çalışkanlık meşalesini tekrar yakmalı ve bu meşaleyle yeni ufukları aydınlatmalıyız.
4. YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ:
Can Kapyalı, 1929 yılında İstanbulda doğdu. Babası bir subaydı. Ankara Üniversitesi Dil-tarih-coğrafya bölümünü bitiren Can Kapyalı birçok tiyatro eseri sundu. 1996 yılında babasına ve ailesine ithafen Ataçağ adlı kitabını yazdı. Halen Ankarada oturmakta olan Can Kapyalı evli ve iki çocuk babasıdır.
5. ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Yazarın biz gençleri etkilemeyi bir uslupla kitabı kaleme alması beni çok etkiledi. Özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında dedelerimizin çektikleri acıları okumak beni heyecanlandırdı. Bir anda Atatürkün yanında olmayı arzuladım. Onun emir subayı olarak bu tarihe mal olmuş savaşa katılmak benim tüm düşünce dünyamı değiştirebilirdi. Savaşların içinde yoğrulmuş bir milletin, torunu olan bizler geçmişimize daha çok önem vermeliyiz. Tarihimize sırt çevirmeyerek onu okumalı, ondan ders almalı ve gelecek kuşaklara güçlü, gelişmiş bir devlet bırakmak için çalışmalıyız.
YAZAR ADI : Cem KAPYALI
YAYINEVİ : ADA KİTABEVİ
BASIM TARİHİ : 1996
1. KİTABIN KONUSU:
Kitapta, birçok sorunlarla karşılaştığımız günümüz Türkiyesi ile Osmanlı İmparatorluğunun son günlerinde ve Cumhuriyetin başlarında canla başla mücadele etmiş olan genç Türkiye arasında bir karşılaştırma yapılmaktadır.
2. KİTABIN ÖZETİ:
Ataçağ, Can Kapyalının 1905 ile 1938 yılları arasına koymuş olduğu addır. Gerçekten de bu dönem, Anadolunun bağrında doğan yeni bir çağdır. Artık Hasta Adam olarak kabul edilen; Osmanlı İmparatorluğunun yerine yepyeni, çağdaş bir cumhuriyet kurulmuştur.
Cem Kapyalı, bu kitapta olaylara farklı bir gözle bakıyor. Özellikle günümüz insanının dünyaya bakış açısı ile Kurtuluş Savaşını destanlaştıran genç kuşak arasında bir değerlendirme yapıyor.
Osmanlı İmparatorluğu Mustafa Kemal Ataürkün; yetişme evresinde artık yitirilmiş bir devlettir. Büyük devletler (İngiltere, Fransa, Rusya) bu pastayı paylaşma planlarıyla yıllarca süren savaşlarla önce Macaristanı elimizden almışlar, daha sonra da çeşitli dalavereler ve propagandalarla 600 yıllık imparatorluğun göz bebeği Balkanların bağısız hale gelmiş Balkan devletleri tarafından ist6ila edilmesine göz yummuşlardır.
I.Dünya Savaşı yılları imparatorluğa son darbenin vurulduğu dönemdir. Tabi ki; Enver Paşa ve kurmayları İmparatorluğu birçok hayalle de olsa geri almayı amaçlıyordu. Bu uğurda Sarıkamışda ve Suriye, Irak,Suveyş ve Yemende daha bıyığı terlememiş genç delikanlılar şehit oldu. Mustafa Kemal Beyin Ataçağı başlattığı Çanakkale Zaferiyle tüm dünyaya tekrar Türkün azim ve kararını gördü.
Kurtuluş Savaşı; işgalci İtilaf Devletlerinin doyumsuz isteklerinden ve Türk milletinin boyunduruk altına girmek istememesinden doğdu. Türk insanı, büyük bir çaba ve önderinin yol göstericiliğiyle bu ateş çemberinden 1923 yılında; hem özgürlüğünü tüm dünyaya ilan ettiği Lozan Antlaşmasını, hem de yepyeni, çağdaş bir cumhuriyeti doğurdu.
Yıl 1996, kitabın yazıldığı tarih; Türk insanı Atalarının bıraktığı azmi ve kararlılığı kaybetmek üzere. Ama halen Türk Ordusunun önderliğinde bir çağ devam etmekte: O da ATAÇAĞ
3. KİTABIN ANAFİKRİ:
Geçmişimize bakarak öncelikle sistemimizi tekrar gözden geçirmeli ve yeni oluşumlarla, yeni anlayışlarla yepyeni bir demokrasi anlayışı oluşturmalıyız. Yani Atatürkün bize 1938de bırakmış olduğu çalışkanlık meşalesini tekrar yakmalı ve bu meşaleyle yeni ufukları aydınlatmalıyız.
4. YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ:
Can Kapyalı, 1929 yılında İstanbulda doğdu. Babası bir subaydı. Ankara Üniversitesi Dil-tarih-coğrafya bölümünü bitiren Can Kapyalı birçok tiyatro eseri sundu. 1996 yılında babasına ve ailesine ithafen Ataçağ adlı kitabını yazdı. Halen Ankarada oturmakta olan Can Kapyalı evli ve iki çocuk babasıdır.
5. ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Yazarın biz gençleri etkilemeyi bir uslupla kitabı kaleme alması beni çok etkiledi. Özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında dedelerimizin çektikleri acıları okumak beni heyecanlandırdı. Bir anda Atatürkün yanında olmayı arzuladım. Onun emir subayı olarak bu tarihe mal olmuş savaşa katılmak benim tüm düşünce dünyamı değiştirebilirdi. Savaşların içinde yoğrulmuş bir milletin, torunu olan bizler geçmişimize daha çok önem vermeliyiz. Tarihimize sırt çevirmeyerek onu okumalı, ondan ders almalı ve gelecek kuşaklara güçlü, gelişmiş bir devlet bırakmak için çalışmalıyız.