- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Zâhidül-Kevserî hazretleri İslâmiyetin emirlerine uymakta, yasaklarından sakınmakta, zühd, dünyâdan uzaklaşmakta ve takvâda âdetâ isminin canlı bir misâliydi. Dünyâ malına ve makâmlarına değer vermez, dünyâ ehlinden uzak olmaya çalışırdı. Bu yönüyle seçkin bir kişiliğe sâhipti. Hiç kimseye şahsî kin beslemezdi. Bir kimsenin kendisini aldattığını anlarsa, onu tahkik ederek araştırır, o kimseyle bir daha münâsebet kurmazdı. Darlık ve sıkıntılara sabreder, kendisinde bulunan ilmî ve ahlâkî üstünlük sebebiyle diğer insanlardan kendini üstün görmezdi. İlmini istismâr vâsıtası yapmaktan şiddetle sakınırdı. Bu sebeple çevresi oldukça genişlemişti. Hiçbir ücret almadan ders verirdi. Yaptığı kitap tashihlerinden bile herhangi bir para veya karşılık almazdı. Hayâtının son günlerinde hastalığı iyice artınca, tedâvî masraflarını karşılayabilmek için kitaplarını satmaya karar vermişti. O halde iken dahi talebelerinin maddî yardımlarını kabûl etmemişti. Sıkıntılı günlerinde Fuâd Üniversitesinden iki profesör, kendisini ziyâret ederek üniversitede ders vermesini istediler. Zâhidül-Kevserî özür dileyerek bunu yapamayacağını belirtti. Onlar gittikten sonra; Niçin kabûl etmediniz? diye sorulunca; İçinde bulunduğum durumdan dolayı kesinlikle ücretli olarak ders vermemi istiyorlardı. Bunun için kabûl etmedim. Böyle bir işi aslâ kabûl edemem. diye cevap verdi.