• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Asker İçin Yazılmış Ağıt

Üyelik Tarihi
3 Haz 2013
Konular
112
Mesajlar
2,254
MFC Puanı
2,610
Türkiye Türklerini en fazla etkileyen ve hemen her aileden bir veya birkaç bireyin kaybedildiği önemli tarihi olaylardan biri de Türk Kurtuluş Savaşı’dır. Bu savaşta kaybedilen yüz binlerce Türk evladı için pek çok ağıt yakılmıştır. Bu durumu, Kurtuluş Savaşı’nda şehit olan Bayat’tan Ali Osman’a bacısı Şerife Aydın’ın yaktığı ağıtta açıkça görmekteyiz.

Şafak söktü tan yerleri atıyor,
Tren gelmiş acı acı ötüyor,
Kardeşim şehit olmuş yerde yatıyor,
Ak elleri kızıl kana batıyor.

Ağıdın devam eden aşağıdaki mısraları, kardeşinin şehit olmasıyla kendisinin kimsesiz ve yalnız kaldığını düşünen ağıtçı kadının sözleri “feleğe sitem” ile doludur.

İlkbaharda her çiçekler bezeri,
Sonbaharda döker yaprak gazeli,
Kardeşim şehit olmuş nerde mezarı?
Felek beni taşa çaldı neyleyim.

Felek sille vurdu ben oldum sersem,
İyi olmaz dediler her kime sorsam,
Varsamda hekime muayene olsam,
İyi olmadık derdi hekim neylesin.

Ben gurbeti geze geze yoruldum,
Evvel altın idi şimdi pul oldum,
Değer bilmez kötülere kul oldum,
Felek beni taşa çaldı neyleyim.

Kanatlarım yoktur çırpınıp uçmaya,
Dizlerim tutmuyor karlı dağlar aşmaya,
Ellerim ermedi helallaşmaya,
Felek beni taşa çaldı neyleyim.
 
Üyelik Tarihi
3 Haz 2013
Konular
112
Mesajlar
2,254
MFC Puanı
2,610
Çanakkale Savaşı’nda; birçok eli kalem tutan, okur-yazar Türk genci şehit olmuş, niceleri sakat kalmıştır. Ağabeyi Çanakkale Savaşı’nda şehit olan bir kız tarafından yakılan aşağıdaki ağıt bunu ne güzel ifâde etmektedir:

Çanakkale derler yeşil gavaklı,
Mollaların mürekkebi boyaklı,
Neçe gulların var ağaç ayaklı,
Ağaç ayağınan gelsen n’olurdu.

Çanakkale derler yeşil söğütlü,
Neçe molla getti eli divitli,
Bi mektup atayım üstü tahütlü,
Mektubum ordunu bulur m’ola.

Ağılıdır Çanakkale goyağı,
Babamoğlu dizlerimin dayağı,
İrengide bana benzer bayağı,
Gurbanlar olurum babamoğluna.

Edem gözelidi gıyıdan getmiş,
Sürek öküz gibi boynunu bükmüş,
Şu gevur dinsizi denklemiş atmış,
Acep babamoğlun yudular m’ola.
Yumadan gabire godular m’ola.
 
Üyelik Tarihi
3 Haz 2013
Konular
112
Mesajlar
2,254
MFC Puanı
2,610
Kardeşinin şehit olması üzerine bacısı Zehra’da uzunca bir ağıt yakar. Ancak, ağıdın aşağıdaki mısraları hâfızada kalmıştır. Ağıtta; günlerce süren Kore yolculuğu “çığra yola” yani bir kişinin ancak geçebileceği ve kısa mesafelerde kullanılan yola benzetilirken, Kore evlerinin ufaklığı ve insanının küçük boylu oluşu Anadolu kadınının ağzından şöyle dile getirilir.

Kore’ye gidiyor bir uzun çığra,
Allah’ın aşkına Eyüb’e uğra,

Eyüp bize biz Eyüb’e doymadık,
Gelin alıp çeyizini dökemedik,

Ufacıktır şu Kore’nin evleri,
Benim gardaşımdır küçük beyleri.
 
Üyelik Tarihi
3 Haz 2013
Konular
112
Mesajlar
2,254
MFC Puanı
2,610
Anadolu’nun birçok yöresinden olduğu gibi, Emirdağ’dan da Kore’ye gidip de dönemeyenlerden birisi de Balişoğlu Eyüp Can’dır. Eyüp Can’ın şehit olması üzerine bir yakını aşağıdaki ağıdı yakar. Ağıtta, Türk askerinin Kore’ye gitmesini anlâmsız bulan Anadolu kadını, bunu “Kore senin vatanın mı, yurdun mu?” şeklinde ifâde ederken, O’na “Kırk belikli gelin almaya” ve “Yerine kardeşi Abdil’i göndermeye râzı olacağını” belirtir.

İzmir’den mi kalktı Kore’ye gemi,
Gemi gurban olam getir Eyüb’ü,
Çok ağlattın anan ile Baliş’i,
Kore senin vatanın mı, yurdun mu?
Gayıbıdın oğlum şehit oldun mu?

Şubeye vardım da künyen okundu,
Emirdağ’ı başımıza yıkıldı,
Dostumuz ağladı, düşman bakındı,
Dön gel oğlum dön gel kurban oluyum,
Sana kırk belikli gelin alıyım.

Köprüden ağrında gel bir görüyüm,
Görüyüm de gadın oğlum ölüyüm,
Apdil’i yerine vesek veriyim,
Bir günüm doğar da bir günüm batar.
Kore dağlarında aslanım yatar.
 
Üyelik Tarihi
3 Haz 2013
Konular
112
Mesajlar
2,254
MFC Puanı
2,610
Öyle ağıtlarımız var ki; Edirne’de, Yemen’de, Kudüs’te kalanları anlatır. Yedi kardeşinden bazılarının şehit düşmesiyle yüreği yanan Ahmet Çavuş’un yaktığı ağıt, işte böyle bir ağıttır:

Yedi gardaşıdık gazada ünlü,
Hep gara bıyıklı yüzleri benli,
Zeybek şalvarlı da hep çuha donlu,

Ben bu derdin hangisine yanayım,
Zencirler zapdetmez benim gönlümü.

Halil yoğun güder içi guzulu
Ali haba geyer golu sızılı,
Gadir’in çocuklar gara yazılı

Ben bu derdin hangisine yanayım,
Zencirler zapdetmez benim gönlümü.

Ali ağam Edirne’de oldu şehit,
Garabıyık Yemen’de ünlendi yiğit,
İbik Ağam Kudüs’te kaldı bi büyük,

Ben bu derdin hangisine yanayım,
Zencirler zapdetmez benim gönlümü.

Âşık olsam ağır ağır söylesem,
El kaldırsam şu gönlümü eğlesem,
Şu gönlümü gıl ipinen bağlasam,

Ben bu derdin hangisine yanayım,
Zencirler zapdetmez benim gönlüm.
 
Üyelik Tarihi
3 Haz 2013
Konular
112
Mesajlar
2,254
MFC Puanı
2,610
Suvermez köyünden Devecioğulları sülâlesinden, Macar Lâkaplı Salih’in Çanakkale’de şehit olmasıyla, annesi tarafından yakılan ağıttır. Ağıtta, yoğunlukla şehidin geride bıraktığı eşi ve çocuğunun ne olacağı endişesi vurgulanmaktadır:

Hucûm demiş Alamanın zabiti,
Yavrumun kefeni asker kabutu,
Salına girmeye yoktur tabutu,
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola,
Kefensiz gabire goydular m’ola.

Topun dumanı da ağmış havaya,
Gözlerim yavrumu dönmez sılaya,
Goltuğuna girmiş çifte sıhhıya,
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola,
Kefensiz gabire goydular m’ola.

Çanakkale nerde, Suvermez nerde?
Her ana dayanmaz bu zalim derde,
Ahmed’in babasız eğlenmez evde,
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola,
Kefensiz gabire goydular m’ola

Derinimiş Çanakkale deresi,
Goygunumuş şehidimin yarası,
Acıya dayanamaz garip garısı,
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola,
Kefensiz gabire goydular m’ola.

Senin yavrum beşik ile belede,
Yâdigarın galdı yavrum geride,
Bir gelin eğlenmez ıssız bir evde,
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola,
Kefensiz gabire goydular m’ola.

Bir günüm doğarda bir günüm batmaz,
Şu ıssız evlerde bir gelin yatmaz,
Oğlumun yerini kimseler tutmaz,
Yoksa yavrum seni vurdular m’ola,
Kefensiz gabire goydular m’ola.
 
Üst