- Konum
- Kendi Dünyasında
-
- Üyelik Tarihi
- 5 Ara 2016
-
- Mesajlar
- 3,206
-
- MFC Puanı
- 37
Hamuş yani susmak. Susmak halvetti Hira’da, susmak En’el Hak’tı Hallac-ı Mansur’da, Hamuş olmaktı yârin alfabesiz halinde Mevlana’ca.
Ve susmak visal orucuydu maşukta, iftarını şehadet şerbeti ile açan Şems misali.
Suskunuz. Kin ve garazdan uzaktayız. Biraz dargın biraz da boz bulanığız o kadar. Aldatıldık biz de aşk yolunda. Yâre kırıldık ama yolu terk etmedik Şems. Sen yüreği yaralı olana gelirsin. Bize neden gelmiyorsun Şems? Hem vuslat hem hicransın dost yüreklim! Yanımızda bizimleyken yaramızda olmayan… Bizler de Mevlâna misali alıp kalemi elimize “Hamuş” yazsak düşer miydin yollara? Gelir miydin acılarımıza? Dokunur muydun yüreklerimize?
Ha: Hallac, Mim: Mevlana, Şin: Şems… Hamuştu onlar. En Sevgiliye sevdalıydılar. Aşkın uzun yol arkadaşları. Tüm kötülükleri güzellikle savuşturanlar, susanlar, iyilik kardeşleri, aşka namzet secde kardeşleri, susayanlar, ölüm sözcüğünü aşkın soluğundan içenler… Aşkın “Hızır”ları…