-
- Üyelik Tarihi
- 27 Mar 2021
-
- Mesajlar
- 4,719
-
- MFC Puanı
- 34,710
Nazer Bullen, The Royal Ascot At Yarışları’na damgasını vuruyor. Bullen, her yarış zamanı farklı bir dünyanın kapılarının açılması için çalıştıklarını söylüyor
İngiltere’nin en önemli geleneklerinden biri olan ve yıl boyunca büyük bir heyecanla beklenen The Royal Ascot At Yarışları’na 10 yıldır Moda İletişim Danışmanı olarak bir Türk kadını Nazer Bullen, damgasını vuruyor. Bullen, her yarış zamanı farklı bir dünyanın kapılarının açılması için çalıştıklarını söylerken, bu sene yapılan yarışların modasını Milliyet’e anlattı.
İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitiren, İngiltere’ye dil eğitimi için giden ve ardından Türkiye’ye dönmeyi düşünen Nazer Bullen’in hayatı bir İngiliz’e aşık olmasıyla değişmiş. Altı ayda dönmeyi düşündüğü İngiltere’de kalışını aşk için uzatırken bir yandan da kendine farklı bir kariyer seçmiş. Medya alanında eğitim alan ve çeşitli dergilerde çalışan Bullen, modaya olan ilgisiyle işini birleştirmiş. Moda iletişimi yani Fashion PR alanında çalışmalara başlayan Bullen, uzun yıllar çalıştığı Goodley Bullen PR şirketinin ortaklarından biri olmayı başarmış.
Ascot aslında bir moda şov
Bu süreçte efsanevi The Royal Ascot At Yarışları’nı düzenleyenlerle de çalışmaya başladıklarını anlatan Bullen, yaptıklarını şöyle anlattı: “Bize ilk geldiklerinde ‘Tamamen bizim çalışma alanımızın dışındasınız ama size moda konusunda seve seve yardımcı oluruz’ dediğimizde aslında onların da istediklerinin tam olarak bu olduğu ortaya çıktı. Çünkü Ascot bir yarış ama bir taraftan da beş gün boyunca İngiltere’nin dört bir yanından gelen kadınların, en güzel kıyafetlerini ve şapkalarını taktıkları bir moda şov. En uç noktaların bir araya geldiği, çok enteresan insanların aynı çatı altında toplandığı bir etkinlik... Bu kadar önemli organizasyonda insanların neler giymesi gerektiğini bilmediklerini fark ettik. Bunun için Royal Ascot Style Guide adı altında bir dergi çıkardık. Burada, ‘İnsanlara neler giyebileceklerini gösterelim’ istedik. Çok küçük başladık ve büyük farklı bir dünya yarattık. Mesela Ascot’un simgelerinden biri de şapkalar. İnsanlar üç dört ay öncesinde bu şapkaları satın almaya başlıyor ve fiyatları bin pound’a kadar çıkabiliyor. İlk kez kadınlarda takım elbise fikrini biz soktuk. Ascot’u gençleştirdik ve yeniledik.”
İngiltere’nin en önemli geleneklerinden biri olan ve yıl boyunca büyük bir heyecanla beklenen The Royal Ascot At Yarışları’na 10 yıldır Moda İletişim Danışmanı olarak bir Türk kadını Nazer Bullen, damgasını vuruyor. Bullen, her yarış zamanı farklı bir dünyanın kapılarının açılması için çalıştıklarını söylerken, bu sene yapılan yarışların modasını Milliyet’e anlattı.
İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitiren, İngiltere’ye dil eğitimi için giden ve ardından Türkiye’ye dönmeyi düşünen Nazer Bullen’in hayatı bir İngiliz’e aşık olmasıyla değişmiş. Altı ayda dönmeyi düşündüğü İngiltere’de kalışını aşk için uzatırken bir yandan da kendine farklı bir kariyer seçmiş. Medya alanında eğitim alan ve çeşitli dergilerde çalışan Bullen, modaya olan ilgisiyle işini birleştirmiş. Moda iletişimi yani Fashion PR alanında çalışmalara başlayan Bullen, uzun yıllar çalıştığı Goodley Bullen PR şirketinin ortaklarından biri olmayı başarmış.
Ascot aslında bir moda şov
Bu süreçte efsanevi The Royal Ascot At Yarışları’nı düzenleyenlerle de çalışmaya başladıklarını anlatan Bullen, yaptıklarını şöyle anlattı: “Bize ilk geldiklerinde ‘Tamamen bizim çalışma alanımızın dışındasınız ama size moda konusunda seve seve yardımcı oluruz’ dediğimizde aslında onların da istediklerinin tam olarak bu olduğu ortaya çıktı. Çünkü Ascot bir yarış ama bir taraftan da beş gün boyunca İngiltere’nin dört bir yanından gelen kadınların, en güzel kıyafetlerini ve şapkalarını taktıkları bir moda şov. En uç noktaların bir araya geldiği, çok enteresan insanların aynı çatı altında toplandığı bir etkinlik... Bu kadar önemli organizasyonda insanların neler giymesi gerektiğini bilmediklerini fark ettik. Bunun için Royal Ascot Style Guide adı altında bir dergi çıkardık. Burada, ‘İnsanlara neler giyebileceklerini gösterelim’ istedik. Çok küçük başladık ve büyük farklı bir dünya yarattık. Mesela Ascot’un simgelerinden biri de şapkalar. İnsanlar üç dört ay öncesinde bu şapkaları satın almaya başlıyor ve fiyatları bin pound’a kadar çıkabiliyor. İlk kez kadınlarda takım elbise fikrini biz soktuk. Ascot’u gençleştirdik ve yeniledik.”