- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
ARTVİN'İN TARİHİ
Tarih Öncesi Çağlarda Artvin ve Çevresi
Göçebe yaşam tarzını benimseyen biz Türklerin ataları yazılı edebiyat yerine sözlü edebiyat geliştirdikleri için, günümüzde Artvinin tarih öncesi dönemlerine ait bilgileri İran ve Bizans kaynakları yada Erzurum ya da Karsa dair günümüz araştırmacılarının eserlerinden öğrenebilmekteyiz.
Artvin ve çevresi oldukça köklü ve zengin uygarlıkların yaşadığı bir bölgedir. Toprak yapısının elverişsiz olması ve bilim merkezlerinden uzaklığı nedeni ile planlı ve bilimsel tarzda arkeolojik çalışmalar yapılamamıştır. Buna rağmen Prof Dr. İbrahim KÖKTENin Kars civarında ve Çıldır Gölünün karşısına yaptığı kazılarda dolmen ve menhir kalıntıları bulunmuştur. KÖKTEN 1965te Karsın güneyinde ve Aras nehrinin kuzey kesimindeki Ala Dağın doğu eteğinde Camışlı Köyünün sınırındaki kayalıklarda geyik avcılığı ile ilgili duvar resimleri bulunmuştur.
1933 ve 1955 yıllarında Yusufeli ve Şavşat yörelerinde halkın bulduğu bakır baltaların MÖ 3000-4000 yıllarına ait olduğu sanılmaktadır.
Aynı yörede bulunan tunç baltaların 3000-2000 yıllarına ait oldukları bilinmektedir.
Artvin ve çevresi tarih öncesi devirleri cilalı taş devrinden başlayarak bakır-tunç demir devri olarak sırası ile yaşamıştır. MÖ 10 bin ile 8 bin yıllarından kalma cilalı taş çağına ait insan izleri Artvinde de bu çağlarda insanların yaşamış olduğu izlenimini vermektedir. Bulunan madeni eşyalar ise tarih öncesi devirlerin sırası ile yaşandığını belgelemektedir.
Artvinde İlk Devletler ve İstilalar
Artvine egemen ilk Kavim Türklerin ataları olarak kabul gören Hurrilerdir. MÖ 2000 tarihinden başlayarak Huriler Artvin ve çevresinde site devletleri kurmuşlardır. Hitit kralı II. Murşit MÖ 1360ten itibaren 20 yıl sürdüğü seferler ile Artvini ele geçirmiştir.
Hurrilerin soyundan gelen Urartular, başkenti Van olan, geliri tarım-hayvancılık-ticarete dayalı doğru Anadolu merkezli bir devlet kurmuşlardır. Kuzey sınırlarını Artvine kadar genişlettiler. Ancak doğudan büyük göçlerle gelen İskitlerin baskısına dayanamadılar ve yıkıldılar. Artvin bu kez Kafkasya merkezli İskit devletinin batı sınırında yer aldı.
Eski Yunan tarihçisi Heredotun İskit diye nitelendirdiği bu devlet çağının öncüsüydü. Tekerleği icat eden, atı evcilleştiren, tarihte ilk beyin ameliyatını gerçekleştiren İskitler, Artvini ele geçirerek bu alanı askeri üs olarak kullanmaya başlamışlardır.
İskitler sonrası Arsaklar adı verilen sülale Artvine egemen oldu. Şamanist dini öğretiye inanan bu sülale MS 350li yıllarda Bizans etkisinde kalarak İsevi dini kabul ettiler. Daha sonra da Bizansın tahakkümü altına girdiler. 575 yılında İran Kralı I. Darivs Bizansa saldırınca bundan istifade eden Hazar Türküleri (11) Çoruh boylarına egemen oldular.
Hz.Osman döneminde İslam orduları kumandana Mesleme Oğlu Habib Bizansı yenerek Şavşat-Ardanuç-Artvini ele geçirdi. Hazar denizine ilerlemek istese de Musevi yeti kabul eden Hazarlar tarafından durduruldular. Emeviler döneminde Hazarlar ile birleşen Artvin halkı İslam ordularına karşı direndi. 786da Abbasi Halifesi Harun Reşit Çoruh bölgesini başkenti Bağdata bağladı.
853-1023 Artvin Bagratlar ve Sac adlı Abbasilere bağlı iki beylik kuruldu. Sac emirliği yıkılınca Artvin tekrar Bizansın eline geçti. Bu esnada İran Merkezli kurulan Selçuklu Devletinin reisi Tuğrul Bey Anadolu nun keşfi için 1018de kardeşi Çağrı Beyi batıya gönderdi. 1040 Dandanakan Savaşında Gaznelileri yenip devlet statüsüne çıkan Selçuklular 1048 Pasinler savaşı ile Artvin sınırına kadar geldiler.
Alparslan 1064te Gürcistan seferine çıkarak Çoruh boylarını ele geçirir. Alparslanın ölümü üzerine Bizanstan yardım alan Gürcü Kralı Gorgi Artvini tekrar ele geçirdi. Fakat 1081de Melikşaha yenilince Melikşahın desteği ile Çoruhuda içine alan Erzurum-Bayburt Kars merkezli Saltukoğlu beyliği kuruldu. Türk nüfusunun Artvine yayılması hızlandır.
Büyük Selçuklu Devletinin yıkılışı sonrası Artvin Azerbaycan merkezli İldeniz oğlu Atabeyliğine bağlandı. 1263te Kubilay Artvini ele geçirerek bu yöreyi İlhanlı topraklarına kattı. 1265te Kıpçak Türkü olan Sark is bu yörede Çıldır Atabeyliğini kurdu.
1458-1463-1466 yılları arasında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Çoruh boylarına üç sefer düzenlese de Osmanlı hükümdarı II. Mehmede Oltukbeli savaşında yenilince zayıflama süresince girerek Safevilerin 1502de eline geçmiştir.
Osmanlı Serhat Şehri Artvin
Artvin İlinin Osmanlı yönetimine geçtiği evrelere ait belgeler yeterli değildir. Bununla beraber II. Mehmedin Trabzon Rum Devletini yıkarak Karadeniz bölgesinin sahil kıyısını Artvin İlinin kıyı kesiminden itibaren ele geçirdiği bilinmektedir. Bu esnada Artvin-Yusufeli-Ardanuç-Borçka Çıldır Atabeyliğinin elinde bulunuyordu.
I. Selim Trabzon valisiyken Gürcistana yaptığı seferde Batumun güneybatısında bulunan Güney Kalesini ele geçirmiştir. Bu kalenin adı ile sancak kuran I. Selim sancağa Borçka-Hopa ve Artvini bağlamıştır. Çaldıran seferinden 20 yıl sonra Erzurum Beylerbeyi Mehmed Han Yusufeli civarına akınlar yapmıştı. Ardanuç Atabeyi II. Keykavus ayaklanınca I. Selimin oğlu padişah I.Süleyman ikinci veziri Kara Ahmet Paşayı isyanı bastırmakla görevlendirmiştir. Kara Ahmet Paşanın İkinci seferi ile Pert-Eğekte adlı ilk Livane Sancağı kuruldu. 1549-51 yılları arasında Şavşat-Yusufeli arasındaki Ardanuç bölgesi iki yıl kadar II. Keykavusun elinde kaldı. 13 Haziran 1551 günü Ardanuç Kalesini de fetheden Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa bu bölgeyi de Osmanlı ülkesine kattı. II. Keykavus kaçarak İrana sığındı.
1627de Osmanlı topraklarına katılan Acaristanın önemli bir merkezi olan Batum şehri ise III. Ahmed dönemi vezirlerinden Hasan Paşa tarafından 1703te kurulmuştur.
Artvin ve çevresi Çıldır eyaleti ile birlikte yaklaşık 250 yıl Osmanlı Devletinin egemenliğinde kalmıştır. 1828 Osmanlı Rus savaşı ve savaş sonucu imzalanan Edirne Anlaşması ile Ahıska Osmanlı elinden çıkınca Çıldır eyalet teşkilatı bozuldu. Anlaşma gereği Çıldır eyaletinin bir kısmını Osmanlı kaybetti. Buna karşılık Artvin-Borçka-Ardanuç-Şavşat-Yusufeli Osmanlı elinde kaldı.
1854-56 Kırım Savaşında Osmanlı Devleti İngiltereden aldığı destek ile Batum yakınlarındaki Şevket-İl kalesine saldırdı. Savaş başlayınca 600 kadar Artvinli gönüllü Kars savunmasında başarılı savaşlar verdiler.
Rusların güneye inme ve dünya imparatorluğu yaratma planı ile 1877-78 (93 Harbi) Osmanlı-Rus savaşı çıktı. Bu savaş Artvin yöresi halkına pahalıya mal oldu. 24 Nisan Rusya Kars-Ardahan-Batumu işgal ettikten sonra Türk topraklarına doğru ilerlemeye başladı. 2 Mayıs 1877de 800den fazla askerimizi şehit ettiler. Ardahan dolayını ele geçiren Ruslara karşı Artvin halkı Ardanuç ve Şavşata doğu göç etmeye başladılar.
Şıpka geçidinde hatalı hatlar kuran Süleyman Paşa yüzünden Ruslar bu hatları delerek Doğu Anadolu içlerine kadar ilerlediler. Osmanlı barış teklifinde bulunmak zorunda kaldı.
3 Mart 1878de Osmanlı ile Rusya arasında 29 maddeden oluşan Ayestefanos barışı imzalandı.19. maddesinde yer alan 245.207.301 altın tazminatını ödemeyen Osmanlı, Kars-Ardahan-Batum topraklarını Rusyaya tazminat karşılığı vermek zorunda kalmıştır. Bu barış Avrupalı devletlerin çıkarına aykırı düşünce 23 Aralık 1978de Berlin Barışı imzalandı. Bu barış ile Elvire-i Selase denen Kars-Ardahan-Batum Rusya eline geçti.
8 Şubat 1879da Osmanlı ile Rusya arasında imzalanan büyük Muhaide anlaşması ile Kars-Ardahan-Batumda yaşayan Türkler batıya doğru göç etmeye başlamışlardır. Gerçek Fransız Devriminin getirdiği ulusalcılık ilkesi gerekse de Rusların güneye inmek için uyguladığı, politikalar sonucu bir Türklerin yüzyıllar boyu beraber yaşadığı, sadık millet diye adlandırdığı Ermeniler I. Dünya savaşına kadar en kanlı savaşları yaptığımız milletlerden bir olmuştur.
Milli Mücadele Döneminde Artvin
1917 Ekiminde Bolşevikler Rusyada yönetimini ele geçirerek Ramonov hanedanlığını devirince yeni kurulan Sovyet Rusya I. Dünya savaşından çekilerek 18 Aralık 1917de Artvin ve Şavşattan çekildi. Sovyet Rusya 3 Mart1918de I. Dünya savaşına katılan devletlerle imzalandığı Bresk-Litovsk Anlaşması hükmünce Kars-Ardahan-Batumu Osmanlıya bıraktı. 15 Kolordunun başında bulun Kazım Karabekir Erzurum-Erzincan-Erivan bölgesine girdi. 18 Haziran 1918de Osmanlı Hükümeti Gürcistan Milli hükümeti ile anlaşarak Kars-Ardahan-Batum illerinde hak iddia etmelerini engelledi.
I. Dünya savaşından yenik ayrılan Osmanlı Devleti adına 30 Ekim 1918de Bahriye Nazırı Rauf ORBAY Mondros Ateşkes Anlaşmasını imzaladı. Bu ateşkesten 1 ay sonra 17 Aralık 1918de İngiltere Batumu işgal etti. 1878-1918 arası 40 yıl süren Rus işgali sonrası İngiliz işgali başlıyordu. Mondrosun 5.Maddesi gereği işgale karşı direnen Milislerin elinden silahları alındı. İngiliz generali Ravtenson Kazım Karabekire çektiği telgraf ile ordusunu terhis etmesini istese de Karabekir bunu kabul etmedi. 19 Mayıs 1919da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Türk yurdunun düşman işgalinin kurtuluşu için Samsunda ele aldığı meseleyi Havza ve Amasya Genelgeleri ile tutuşturdu. Doğu Anadoluda 23 Temmuzda topladığı Erzurum Kongresi ile yöre halkını emperyalist İngilizler ve piyonu Ermenilerin niyetlerine karşı birleştirdi.
1920 başında Gürcistanda bulunan Gürcü İslamaiyesi adlı cemiyet Batum ve Artvinli Gürcistana katarak istiyordu. Bu olayı haber alan Kazım Karabekir olayı önledi. 28 Ocak 1920de son Osmanlı Mebuslar Meclisinde alınan Misak-ı Milli kararları ile Kars-Ardahan-Batumda halkoylamasına gidileceği kararı alındı. Bu kararın alınmasının temel nedeni bu topraklarda Türk nüfusunun fazla olmasından kaynaklanıyordu. İngiliz işgal kuvvetlerinin Batumdan çekilmesi üzerine Gürcistan hükümeti 1 Temmuz 1920da Batumu işgal etti. Bu işgal sırasında TBMMnin Batum Milletvekillerinden M.Edip DİNÇ ve Ahmet Akit Beyler 1129 kişilik Milli olayları ile işgale karşı üstün gayretler sergilemişlerdir. TBMMnin Eylül-Aralık 1920de üç ay süren Ermeni savaşında başarılı olması sonrası M.Kemal Gürcü hükümeti ile temaslara başlamıştır.
Artvinin Kurtuluşu
Gürcistan sefiri Siman MİDİVANI 17 Ocak 1921de Ankaraya gelerek itimatnamesini M. Kemale iletir. M. Kemal Gürcü sefaretinden derhal işgal ettikleri toprakları boşaltmalarını ister. Sefir geçen günler boyunca TBBM Hükümetini oyalamayı sürdürünce Hariciye Nazırı Bekir Sami Bey Gürcistana sert bir nota verdi. 23 Şubat 1921de TBMM ve Gürcü hükümetleri arasında Batum anlaşması imzalandı.
Bu tarihten itibaren Artvin-Ardanuç-Borçka ve Şavşattan Gürcü kuvvetleri çekildi. 45 yıllık esaret sona erdi. Diğer yandan Trabzondan Artvine kuvvetleri ile hareket eden Miralay Şükrü Bey Oruçlu köyünden Kamil Beyi Kaymakam vekili tayin ederek kendisi Batuma geçti. 7 Mart 1921den itibaren Artvinde Türk bayrağı dalgalanmaya başladı.
Cumhuriyet Döneminde Artvin
1878-1918 ve 1918-1921 arası Rusya-Ermeni-İngiliz-Gürcü idaresinde kalan Artvin-Borçka Şavşat kazaları 7 Mart 1921den itibaren 4 ay kadar Ardahan kazasına bağlanmıştır. Yeni Türk devletinin ilk Anayasası olan 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiyede 24 Nisan 1924te yapılan değişikler ile Liva-Sancak teşkilatı kaldırılınca Artvin vilayet haline geldi. 1926 Haziranında 877 sayılı kanunla Yusufeli kazası Erzurum vilayetinden alınarak Artvine bağlandı. 1928de 1282 sayılı kanunla Borçka kazası nahiye haline getirilerek Artvine bağlandı. Dokuz yıl Artvin vilayeti teşkilatı ile yönetilen bu yerler 1 Haziran 1933te 2197 sayılı kanunun ikinci maddesine göre merkezi Rize olmak üzere Artvin ve Rize birleştirilerek Çoruh vilayeti teşkil edilmiştir. Arazi şartlarının zorluğu, Artvin ve çevresinin vilayet merkezine olan uzaklığı birtakım sorunlara yol açmıştır. Dönemin Başbakanı İsmet İNÖNÜnün 25 Temmuz 1935 tarihindeki Artvini ziyaretinde durum kendisine iletilmiştir. Bunun üzerine hükümet 4 Kasım 1936da kabul edilen 2885 sayılı kanun ile merkezi Rize olan Çoruh vilayeti kaldırıldı. Artvin Merkez, Hopa,Borçka, Şavşat kazaları ile evvelce Erzuruma verilmiş Yusufeli Kazasını da alarak Artvin olan Çoruh İli teşkilatı kabul edildi.
Tarih Öncesi Çağlarda Artvin ve Çevresi
Göçebe yaşam tarzını benimseyen biz Türklerin ataları yazılı edebiyat yerine sözlü edebiyat geliştirdikleri için, günümüzde Artvinin tarih öncesi dönemlerine ait bilgileri İran ve Bizans kaynakları yada Erzurum ya da Karsa dair günümüz araştırmacılarının eserlerinden öğrenebilmekteyiz.
Artvin ve çevresi oldukça köklü ve zengin uygarlıkların yaşadığı bir bölgedir. Toprak yapısının elverişsiz olması ve bilim merkezlerinden uzaklığı nedeni ile planlı ve bilimsel tarzda arkeolojik çalışmalar yapılamamıştır. Buna rağmen Prof Dr. İbrahim KÖKTENin Kars civarında ve Çıldır Gölünün karşısına yaptığı kazılarda dolmen ve menhir kalıntıları bulunmuştur. KÖKTEN 1965te Karsın güneyinde ve Aras nehrinin kuzey kesimindeki Ala Dağın doğu eteğinde Camışlı Köyünün sınırındaki kayalıklarda geyik avcılığı ile ilgili duvar resimleri bulunmuştur.
1933 ve 1955 yıllarında Yusufeli ve Şavşat yörelerinde halkın bulduğu bakır baltaların MÖ 3000-4000 yıllarına ait olduğu sanılmaktadır.
Aynı yörede bulunan tunç baltaların 3000-2000 yıllarına ait oldukları bilinmektedir.
Artvin ve çevresi tarih öncesi devirleri cilalı taş devrinden başlayarak bakır-tunç demir devri olarak sırası ile yaşamıştır. MÖ 10 bin ile 8 bin yıllarından kalma cilalı taş çağına ait insan izleri Artvinde de bu çağlarda insanların yaşamış olduğu izlenimini vermektedir. Bulunan madeni eşyalar ise tarih öncesi devirlerin sırası ile yaşandığını belgelemektedir.
Artvinde İlk Devletler ve İstilalar
Artvine egemen ilk Kavim Türklerin ataları olarak kabul gören Hurrilerdir. MÖ 2000 tarihinden başlayarak Huriler Artvin ve çevresinde site devletleri kurmuşlardır. Hitit kralı II. Murşit MÖ 1360ten itibaren 20 yıl sürdüğü seferler ile Artvini ele geçirmiştir.
Hurrilerin soyundan gelen Urartular, başkenti Van olan, geliri tarım-hayvancılık-ticarete dayalı doğru Anadolu merkezli bir devlet kurmuşlardır. Kuzey sınırlarını Artvine kadar genişlettiler. Ancak doğudan büyük göçlerle gelen İskitlerin baskısına dayanamadılar ve yıkıldılar. Artvin bu kez Kafkasya merkezli İskit devletinin batı sınırında yer aldı.
Eski Yunan tarihçisi Heredotun İskit diye nitelendirdiği bu devlet çağının öncüsüydü. Tekerleği icat eden, atı evcilleştiren, tarihte ilk beyin ameliyatını gerçekleştiren İskitler, Artvini ele geçirerek bu alanı askeri üs olarak kullanmaya başlamışlardır.
İskitler sonrası Arsaklar adı verilen sülale Artvine egemen oldu. Şamanist dini öğretiye inanan bu sülale MS 350li yıllarda Bizans etkisinde kalarak İsevi dini kabul ettiler. Daha sonra da Bizansın tahakkümü altına girdiler. 575 yılında İran Kralı I. Darivs Bizansa saldırınca bundan istifade eden Hazar Türküleri (11) Çoruh boylarına egemen oldular.
Hz.Osman döneminde İslam orduları kumandana Mesleme Oğlu Habib Bizansı yenerek Şavşat-Ardanuç-Artvini ele geçirdi. Hazar denizine ilerlemek istese de Musevi yeti kabul eden Hazarlar tarafından durduruldular. Emeviler döneminde Hazarlar ile birleşen Artvin halkı İslam ordularına karşı direndi. 786da Abbasi Halifesi Harun Reşit Çoruh bölgesini başkenti Bağdata bağladı.
853-1023 Artvin Bagratlar ve Sac adlı Abbasilere bağlı iki beylik kuruldu. Sac emirliği yıkılınca Artvin tekrar Bizansın eline geçti. Bu esnada İran Merkezli kurulan Selçuklu Devletinin reisi Tuğrul Bey Anadolu nun keşfi için 1018de kardeşi Çağrı Beyi batıya gönderdi. 1040 Dandanakan Savaşında Gaznelileri yenip devlet statüsüne çıkan Selçuklular 1048 Pasinler savaşı ile Artvin sınırına kadar geldiler.
Alparslan 1064te Gürcistan seferine çıkarak Çoruh boylarını ele geçirir. Alparslanın ölümü üzerine Bizanstan yardım alan Gürcü Kralı Gorgi Artvini tekrar ele geçirdi. Fakat 1081de Melikşaha yenilince Melikşahın desteği ile Çoruhuda içine alan Erzurum-Bayburt Kars merkezli Saltukoğlu beyliği kuruldu. Türk nüfusunun Artvine yayılması hızlandır.
Büyük Selçuklu Devletinin yıkılışı sonrası Artvin Azerbaycan merkezli İldeniz oğlu Atabeyliğine bağlandı. 1263te Kubilay Artvini ele geçirerek bu yöreyi İlhanlı topraklarına kattı. 1265te Kıpçak Türkü olan Sark is bu yörede Çıldır Atabeyliğini kurdu.
1458-1463-1466 yılları arasında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Çoruh boylarına üç sefer düzenlese de Osmanlı hükümdarı II. Mehmede Oltukbeli savaşında yenilince zayıflama süresince girerek Safevilerin 1502de eline geçmiştir.
Osmanlı Serhat Şehri Artvin
Artvin İlinin Osmanlı yönetimine geçtiği evrelere ait belgeler yeterli değildir. Bununla beraber II. Mehmedin Trabzon Rum Devletini yıkarak Karadeniz bölgesinin sahil kıyısını Artvin İlinin kıyı kesiminden itibaren ele geçirdiği bilinmektedir. Bu esnada Artvin-Yusufeli-Ardanuç-Borçka Çıldır Atabeyliğinin elinde bulunuyordu.
I. Selim Trabzon valisiyken Gürcistana yaptığı seferde Batumun güneybatısında bulunan Güney Kalesini ele geçirmiştir. Bu kalenin adı ile sancak kuran I. Selim sancağa Borçka-Hopa ve Artvini bağlamıştır. Çaldıran seferinden 20 yıl sonra Erzurum Beylerbeyi Mehmed Han Yusufeli civarına akınlar yapmıştı. Ardanuç Atabeyi II. Keykavus ayaklanınca I. Selimin oğlu padişah I.Süleyman ikinci veziri Kara Ahmet Paşayı isyanı bastırmakla görevlendirmiştir. Kara Ahmet Paşanın İkinci seferi ile Pert-Eğekte adlı ilk Livane Sancağı kuruldu. 1549-51 yılları arasında Şavşat-Yusufeli arasındaki Ardanuç bölgesi iki yıl kadar II. Keykavusun elinde kaldı. 13 Haziran 1551 günü Ardanuç Kalesini de fetheden Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa bu bölgeyi de Osmanlı ülkesine kattı. II. Keykavus kaçarak İrana sığındı.
1627de Osmanlı topraklarına katılan Acaristanın önemli bir merkezi olan Batum şehri ise III. Ahmed dönemi vezirlerinden Hasan Paşa tarafından 1703te kurulmuştur.
Artvin ve çevresi Çıldır eyaleti ile birlikte yaklaşık 250 yıl Osmanlı Devletinin egemenliğinde kalmıştır. 1828 Osmanlı Rus savaşı ve savaş sonucu imzalanan Edirne Anlaşması ile Ahıska Osmanlı elinden çıkınca Çıldır eyalet teşkilatı bozuldu. Anlaşma gereği Çıldır eyaletinin bir kısmını Osmanlı kaybetti. Buna karşılık Artvin-Borçka-Ardanuç-Şavşat-Yusufeli Osmanlı elinde kaldı.
1854-56 Kırım Savaşında Osmanlı Devleti İngiltereden aldığı destek ile Batum yakınlarındaki Şevket-İl kalesine saldırdı. Savaş başlayınca 600 kadar Artvinli gönüllü Kars savunmasında başarılı savaşlar verdiler.
Rusların güneye inme ve dünya imparatorluğu yaratma planı ile 1877-78 (93 Harbi) Osmanlı-Rus savaşı çıktı. Bu savaş Artvin yöresi halkına pahalıya mal oldu. 24 Nisan Rusya Kars-Ardahan-Batumu işgal ettikten sonra Türk topraklarına doğru ilerlemeye başladı. 2 Mayıs 1877de 800den fazla askerimizi şehit ettiler. Ardahan dolayını ele geçiren Ruslara karşı Artvin halkı Ardanuç ve Şavşata doğu göç etmeye başladılar.
Şıpka geçidinde hatalı hatlar kuran Süleyman Paşa yüzünden Ruslar bu hatları delerek Doğu Anadolu içlerine kadar ilerlediler. Osmanlı barış teklifinde bulunmak zorunda kaldı.
3 Mart 1878de Osmanlı ile Rusya arasında 29 maddeden oluşan Ayestefanos barışı imzalandı.19. maddesinde yer alan 245.207.301 altın tazminatını ödemeyen Osmanlı, Kars-Ardahan-Batum topraklarını Rusyaya tazminat karşılığı vermek zorunda kalmıştır. Bu barış Avrupalı devletlerin çıkarına aykırı düşünce 23 Aralık 1978de Berlin Barışı imzalandı. Bu barış ile Elvire-i Selase denen Kars-Ardahan-Batum Rusya eline geçti.
8 Şubat 1879da Osmanlı ile Rusya arasında imzalanan büyük Muhaide anlaşması ile Kars-Ardahan-Batumda yaşayan Türkler batıya doğru göç etmeye başlamışlardır. Gerçek Fransız Devriminin getirdiği ulusalcılık ilkesi gerekse de Rusların güneye inmek için uyguladığı, politikalar sonucu bir Türklerin yüzyıllar boyu beraber yaşadığı, sadık millet diye adlandırdığı Ermeniler I. Dünya savaşına kadar en kanlı savaşları yaptığımız milletlerden bir olmuştur.
Milli Mücadele Döneminde Artvin
1917 Ekiminde Bolşevikler Rusyada yönetimini ele geçirerek Ramonov hanedanlığını devirince yeni kurulan Sovyet Rusya I. Dünya savaşından çekilerek 18 Aralık 1917de Artvin ve Şavşattan çekildi. Sovyet Rusya 3 Mart1918de I. Dünya savaşına katılan devletlerle imzalandığı Bresk-Litovsk Anlaşması hükmünce Kars-Ardahan-Batumu Osmanlıya bıraktı. 15 Kolordunun başında bulun Kazım Karabekir Erzurum-Erzincan-Erivan bölgesine girdi. 18 Haziran 1918de Osmanlı Hükümeti Gürcistan Milli hükümeti ile anlaşarak Kars-Ardahan-Batum illerinde hak iddia etmelerini engelledi.
I. Dünya savaşından yenik ayrılan Osmanlı Devleti adına 30 Ekim 1918de Bahriye Nazırı Rauf ORBAY Mondros Ateşkes Anlaşmasını imzaladı. Bu ateşkesten 1 ay sonra 17 Aralık 1918de İngiltere Batumu işgal etti. 1878-1918 arası 40 yıl süren Rus işgali sonrası İngiliz işgali başlıyordu. Mondrosun 5.Maddesi gereği işgale karşı direnen Milislerin elinden silahları alındı. İngiliz generali Ravtenson Kazım Karabekire çektiği telgraf ile ordusunu terhis etmesini istese de Karabekir bunu kabul etmedi. 19 Mayıs 1919da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Türk yurdunun düşman işgalinin kurtuluşu için Samsunda ele aldığı meseleyi Havza ve Amasya Genelgeleri ile tutuşturdu. Doğu Anadoluda 23 Temmuzda topladığı Erzurum Kongresi ile yöre halkını emperyalist İngilizler ve piyonu Ermenilerin niyetlerine karşı birleştirdi.
1920 başında Gürcistanda bulunan Gürcü İslamaiyesi adlı cemiyet Batum ve Artvinli Gürcistana katarak istiyordu. Bu olayı haber alan Kazım Karabekir olayı önledi. 28 Ocak 1920de son Osmanlı Mebuslar Meclisinde alınan Misak-ı Milli kararları ile Kars-Ardahan-Batumda halkoylamasına gidileceği kararı alındı. Bu kararın alınmasının temel nedeni bu topraklarda Türk nüfusunun fazla olmasından kaynaklanıyordu. İngiliz işgal kuvvetlerinin Batumdan çekilmesi üzerine Gürcistan hükümeti 1 Temmuz 1920da Batumu işgal etti. Bu işgal sırasında TBMMnin Batum Milletvekillerinden M.Edip DİNÇ ve Ahmet Akit Beyler 1129 kişilik Milli olayları ile işgale karşı üstün gayretler sergilemişlerdir. TBMMnin Eylül-Aralık 1920de üç ay süren Ermeni savaşında başarılı olması sonrası M.Kemal Gürcü hükümeti ile temaslara başlamıştır.
Artvinin Kurtuluşu
Gürcistan sefiri Siman MİDİVANI 17 Ocak 1921de Ankaraya gelerek itimatnamesini M. Kemale iletir. M. Kemal Gürcü sefaretinden derhal işgal ettikleri toprakları boşaltmalarını ister. Sefir geçen günler boyunca TBBM Hükümetini oyalamayı sürdürünce Hariciye Nazırı Bekir Sami Bey Gürcistana sert bir nota verdi. 23 Şubat 1921de TBMM ve Gürcü hükümetleri arasında Batum anlaşması imzalandı.
Bu tarihten itibaren Artvin-Ardanuç-Borçka ve Şavşattan Gürcü kuvvetleri çekildi. 45 yıllık esaret sona erdi. Diğer yandan Trabzondan Artvine kuvvetleri ile hareket eden Miralay Şükrü Bey Oruçlu köyünden Kamil Beyi Kaymakam vekili tayin ederek kendisi Batuma geçti. 7 Mart 1921den itibaren Artvinde Türk bayrağı dalgalanmaya başladı.
Cumhuriyet Döneminde Artvin
1878-1918 ve 1918-1921 arası Rusya-Ermeni-İngiliz-Gürcü idaresinde kalan Artvin-Borçka Şavşat kazaları 7 Mart 1921den itibaren 4 ay kadar Ardahan kazasına bağlanmıştır. Yeni Türk devletinin ilk Anayasası olan 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiyede 24 Nisan 1924te yapılan değişikler ile Liva-Sancak teşkilatı kaldırılınca Artvin vilayet haline geldi. 1926 Haziranında 877 sayılı kanunla Yusufeli kazası Erzurum vilayetinden alınarak Artvine bağlandı. 1928de 1282 sayılı kanunla Borçka kazası nahiye haline getirilerek Artvine bağlandı. Dokuz yıl Artvin vilayeti teşkilatı ile yönetilen bu yerler 1 Haziran 1933te 2197 sayılı kanunun ikinci maddesine göre merkezi Rize olmak üzere Artvin ve Rize birleştirilerek Çoruh vilayeti teşkil edilmiştir. Arazi şartlarının zorluğu, Artvin ve çevresinin vilayet merkezine olan uzaklığı birtakım sorunlara yol açmıştır. Dönemin Başbakanı İsmet İNÖNÜnün 25 Temmuz 1935 tarihindeki Artvini ziyaretinde durum kendisine iletilmiştir. Bunun üzerine hükümet 4 Kasım 1936da kabul edilen 2885 sayılı kanun ile merkezi Rize olan Çoruh vilayeti kaldırıldı. Artvin Merkez, Hopa,Borçka, Şavşat kazaları ile evvelce Erzuruma verilmiş Yusufeli Kazasını da alarak Artvin olan Çoruh İli teşkilatı kabul edildi.