-
- Üyelik Tarihi
- 12 Kas 2020
-
- Mesajlar
- 2,474
-
- MFC Puanı
- 29,290
Yunanca kökenli olan “archaios” ve “logos” kelimelerinden türeyen Arkeoloji (sözcük anlamı:eskinin bilimi), insanlık tarihine ait her türlü uygarlık ve kültür izini kendi bilimsel ilkeleri ve yöntemleriyle araştıran, çeşitli alt bilim alanlarının katkısıyla analiz eden, yorumlayan ve sonuç olarak bilimsel bilgi haline getiren bir bilim dalıdır. Arkeoloji, eski medeniyetlerin yaşadığı toplumu, kültürü gizli kalmış her şeyi kazarak ve araştırarak gün yüzüne çıkarır ve toplumun kültür bilincinin oluşmasında da sorumluluk taşır. Kültürel mirasın bilimsel çalışma sürecinin yanı sıra, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasında da aracı rolü üstlenir.
Ortak bir geçmişe ve ortaya çıkış hikayesine sahip Sanat Tarihi ve Arkeoloji bilim dalları görüldüğü gibi amaçları bakımından analiz edildiğinde, önemli kesişme ve ayrılma noktalarına sahiptir. Bilindiği gibi hem Sanat Tarihi’nin hem de Arkeoloji’nin ortak temel amacı; insanın ortaya koyduğu her türlü eseri kendi özgün bakış açılarıyla irdeleyerek ona ait kültürel/tarihsel/sanatsal bir geçmiş oluşturabilmektir. Neticede, her iki bilim dalı için de ortak nokta insan elinden çıkmış her türlü kültürel materyaldir. Eyice, şu ifadesiyle her iki bilim dalının iç içeliğini en doğru şekilde dile getirir: “Her ikisi de (Sanat Tarihi ve Arkeoloji) geçmiş insanların bıraktıkları maddi kültür hatıralarının ve günlük yaşantıda kullanılan yapı ve eşyanın incelenmesi ile uğraşan bu iki bilim dalı birbirine o kadar bağlı ve birbirine o kadar girifttir ki bunları ayırmak ve bunları ayrı ayrı şeyler olarak görmek yanlış olur ”
Tarihi belgeler içinde geçen tarih her zaman belgenin yazıldığı tarih olmayıp çok defa daha önceki bir olaya işaret eder. Böyle bir belge ile karşılaşıldığında paleografya biliminden faydalanılır. Bu açıdan arkeoloji bilimine yardımcı olmaktadır.
Arkeolojinin Diğer Bilim Dallarıyla İlişkisi
Arkeoloji biliminin belli bir araştırma metodu vardır. Bu araştırma sürecinde diğer bilim dallarından da yararlanır. Arkeoloji bilimine yardımcı olan bilim dalları içerisinde; sanat tarihi, tarih, jeoloji, mitoloji, nümizmatik, antropoloji, paleografi ve epigrafi sayılabilir.Sanat Tarihi
Arkeoloji, somut verileri objektif değerlendirmeyle doğruyu değil gerçeği arayarak bilimsel bilgiye dönüştürmekle kalmaz, geçmişte yaşamış insanın düşüncelerini, kaygılarını, mücadelelerini ve ürünlerini günümüz insanına tanıtmayı da amaçlar. Sanat Tarihi ise geçmişin sanat eserleri üzerinde düşünmemizi sağlayarak, günümüz ve gelecekteki eserler ile ilgili bakış açımıza yön verir. Sanat tarihçisi, eski medeniyetlerden kalmış taşınabilir veya taşınamaz hatıraları doğrudan doğruya değerlendirip tarih ve kültür tarihi içindeki yerlerine yerleştirmekle uğraşır.Ortak bir geçmişe ve ortaya çıkış hikayesine sahip Sanat Tarihi ve Arkeoloji bilim dalları görüldüğü gibi amaçları bakımından analiz edildiğinde, önemli kesişme ve ayrılma noktalarına sahiptir. Bilindiği gibi hem Sanat Tarihi’nin hem de Arkeoloji’nin ortak temel amacı; insanın ortaya koyduğu her türlü eseri kendi özgün bakış açılarıyla irdeleyerek ona ait kültürel/tarihsel/sanatsal bir geçmiş oluşturabilmektir. Neticede, her iki bilim dalı için de ortak nokta insan elinden çıkmış her türlü kültürel materyaldir. Eyice, şu ifadesiyle her iki bilim dalının iç içeliğini en doğru şekilde dile getirir: “Her ikisi de (Sanat Tarihi ve Arkeoloji) geçmiş insanların bıraktıkları maddi kültür hatıralarının ve günlük yaşantıda kullanılan yapı ve eşyanın incelenmesi ile uğraşan bu iki bilim dalı birbirine o kadar bağlı ve birbirine o kadar girifttir ki bunları ayırmak ve bunları ayrı ayrı şeyler olarak görmek yanlış olur ”
Tarih
Sosyal bilimler içerisinde ele alınan tarih; geçmişte olan olaylar veya bunlar hakkındaki belgelerin verileridir. Belgelere dayandırılmayan veya geçerli sayılabilecek kaynaklarla desteklenemeyen geçmiş; tarih biliminin konusu olarak algılanamaz. “Tarih” sözcüğü hem geçmişte kalan insani ve toplumsal olaylar topluluğunu, yani yaşanmış geçmişi adlandırmakta kullanılır. Bu anlamda tarih bilimi arkeolojik kazılardan elde edilmiş buluntuları tarihlendirerek kronolojik olarak sınıflandırır ve buluntuyu efsane olmaktan kurtarır.Jeoloji
Jeoloji, Yunanca Ge=Yer ve Logos=Bilim kelimelerinden meydana gelir ve Türkçe’deki karşılığı “Yerbilimi” dir. Jeoloji geniş anlamda, yeryuvarı olarak adlandırılan dünyamızın, güneş sistemi içindeki konumu, durumu, onun fiziksel ve kimyasal özellikleri, yaklaşık beş milyar yıllık geçmişindeki oluşumu ve gelişimiyle, yeryüzünde yaşayan tüm canlıların evrimini konu olarak işler. Jeoloji bilimi bu yönüyle ilk çağ topluluklarının yaşayışı hakkında bilgi vererek arkeoloji bilimine yardımcı olmaktadır.Nümismatik
Nümismatik para bilimidir. Sikke ve madalyonların tarihi ve tanımıyla uğraşan; Sikke anlamına gelen Grekçe “nomisma” ile Latince “numisma” kelimelerinden türemiştir. Arkeolojik kazılarda bulunan sikke ve madalyonları inceleyerek arkeoloji bilimine yardımcı olmaktadır.Mitoloji
Yunanca; mitologia (µυθολογία), mithos (µυθος) yani “söylenen ya da duyulan söz” ve logos (λογος) yani “konuşma” kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Eski Yunan’da “geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi “ gibi bir anlam barındırmaktayken zamanla Batı dillerinde “efsane” anlamı kazanmıştır. Çağdaş kullanımda, mitoloji ya belirli bir din veya kültürdeki mitlerin bütününü tanımlar (örneğin: Yunan mitolojisi, Türk mitolojisi, Hint Mitolojisi) ya da mitlerin incelenmesi, yorumlanması, toplanması (belki yeniden oluşturulması) ve benzeri çalışmaları içeren bilgi, bilim dalını tanımlar. Arkeolojik kazılarda elde edilen efsanevi figürler mitoloji bilimiyle anlam kazanmaktadır. Bazı mitolojik olaylar yaşanmış olayları konu alması nedeniyle de arkeolojiye yardımcı bir bilim dalıdır.Paleografya
Paleografya (paleografi), tarih boyunca kullanılan çeşitli yazı tiplerini okumaya ve incelemeye dayanan bir bilim dalıdır. Özellikle XVIII-XIX. yüzyıllarda Eskiçağ medeniyetlerinden günümüze ulaşan yazıları çözmek amacıyla bu ilimden faydalanılmış, ayrıca çeşitli el yazılarının şekil ve tarzını da inceleyerek tarihe ışık tutmuştur.Tarihi belgeler içinde geçen tarih her zaman belgenin yazıldığı tarih olmayıp çok defa daha önceki bir olaya işaret eder. Böyle bir belge ile karşılaşıldığında paleografya biliminden faydalanılır. Bu açıdan arkeoloji bilimine yardımcı olmaktadır.