ANTİSEMİTİZMİN YÜKSELİŞİ (19.-20. Y.Y.)
ANTİSEMİTİZMİN YÜZÜ
Bu bölümde 18. yüzyıldaki aydınlanma ile uygar toplumun cilası altına gizlenen, ancak Holokost sırasında çirkin yüzünü ortaya çıkaracak olan Antisemitizmi kısaca inceleyeceğiz. Rusya ve Doğu Avrupada Antisemitizm hiç yeraltına inmedi ama batı dünyasında durum farklıydı. Almanyada Nazilerin yükselişinden önce Antisemitizmin en berbat vakalarından bazıları, ülkeleri Aydınlanmanın doğum yeri olan Fransızlar tarafından başlatıldı. Örneğin 1840 yılında Şamda bir Kapüsen keşişi ortadan kaybolunca, Yahudilere kan iftirası atanın Fransız konsolos Ratti-Menton olduğunu öğrenmek şoke edicidir. Suçlamalarına cevap olarak Suriye yetkilileri altmıştan fazla Yahudi çocuğu, ebeveynlerini itiraf etmeye zorlamak için tuttu. Birçok Yahudi tutuklandı ve işkence gördü. İkisi işkence altında öldü, birçoğu kalıcı bir şekilde sakatlandı; bir tanesi itiraf etti. Yahudi dünyası tepki göstermeseydi, Suriyeliler Fransız otoritelerinin baskısıyla bu Yahudileri asılsız suçlamalarla yargılayacaktı. Yahudi örgütleri İngiliz ve Amerikan liderler (Başkan Martin Van Buren dahil) aracılığı ile bir protesto başlattı, bu da Suriyenin suçlamaları geri çekmesine yol açtı. (Kendilerini diğer Yahudilerle özdeşleştirmekten kaçınan Almanyanın Reform Yahudileri protestoya katılmadı.) Fransız Antisemitizmi devam etti. 1886 yılında zehir saçan bir Antisemit kitap, La France Juive (Yahudi Fransa), Fransada en çok okunan kitap haline geldi. Arkasından Antisemit günlük gazete La Libre Parole geldi. Berel Wein Triumph of Survival adlı eserinde şöyle yazar (sh.233): La Libre Parole en çok Fransız ordusunun subayları arasında popülerdi... Solun anarşistlerinin ve barışçılarının vurduğu, 1870 yılının Fransa-Prusya savaşının topyekun yenilgisinin küçük düşürdüğü Fransız ordusu asabi, kötü niyetli ve paranoyaktı. Başlıca düşmanlarından biri Fransız yaşamındaki Yahudi etkisi idi. Bu, askeriyeyi Antisemit bir olayın mantıklı adayı haline getiriyordu.
ANTİSEMİTİZMİN YÜZÜ
Bu bölümde 18. yüzyıldaki aydınlanma ile uygar toplumun cilası altına gizlenen, ancak Holokost sırasında çirkin yüzünü ortaya çıkaracak olan Antisemitizmi kısaca inceleyeceğiz. Rusya ve Doğu Avrupada Antisemitizm hiç yeraltına inmedi ama batı dünyasında durum farklıydı. Almanyada Nazilerin yükselişinden önce Antisemitizmin en berbat vakalarından bazıları, ülkeleri Aydınlanmanın doğum yeri olan Fransızlar tarafından başlatıldı. Örneğin 1840 yılında Şamda bir Kapüsen keşişi ortadan kaybolunca, Yahudilere kan iftirası atanın Fransız konsolos Ratti-Menton olduğunu öğrenmek şoke edicidir. Suçlamalarına cevap olarak Suriye yetkilileri altmıştan fazla Yahudi çocuğu, ebeveynlerini itiraf etmeye zorlamak için tuttu. Birçok Yahudi tutuklandı ve işkence gördü. İkisi işkence altında öldü, birçoğu kalıcı bir şekilde sakatlandı; bir tanesi itiraf etti. Yahudi dünyası tepki göstermeseydi, Suriyeliler Fransız otoritelerinin baskısıyla bu Yahudileri asılsız suçlamalarla yargılayacaktı. Yahudi örgütleri İngiliz ve Amerikan liderler (Başkan Martin Van Buren dahil) aracılığı ile bir protesto başlattı, bu da Suriyenin suçlamaları geri çekmesine yol açtı. (Kendilerini diğer Yahudilerle özdeşleştirmekten kaçınan Almanyanın Reform Yahudileri protestoya katılmadı.) Fransız Antisemitizmi devam etti. 1886 yılında zehir saçan bir Antisemit kitap, La France Juive (Yahudi Fransa), Fransada en çok okunan kitap haline geldi. Arkasından Antisemit günlük gazete La Libre Parole geldi. Berel Wein Triumph of Survival adlı eserinde şöyle yazar (sh.233): La Libre Parole en çok Fransız ordusunun subayları arasında popülerdi... Solun anarşistlerinin ve barışçılarının vurduğu, 1870 yılının Fransa-Prusya savaşının topyekun yenilgisinin küçük düşürdüğü Fransız ordusu asabi, kötü niyetli ve paranoyaktı. Başlıca düşmanlarından biri Fransız yaşamındaki Yahudi etkisi idi. Bu, askeriyeyi Antisemit bir olayın mantıklı adayı haline getiriyordu.