Çalışan annelerin çocuklarının sorunlu olduğu'' yönündeki genel inanışın doğru olmadığı belirtiliyor. Çalışan annelerin çoğunlukla çocuklarının bakımına günde iki saatten daha az zaman harcadıkları fakat kalan kısıtlı zamanda daha fazla ilgilenerek bu eksikliği telafi ettikleri bildirildi. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşare Aktaş Arnas, özellikle aile üyelerinin hep birlikte olduğu akşam saatleri ve hafta sonları zamanlarının çok büyük bölümünü ortak faaliyetlerde geçirmeleri annenin çalışmasının olumsuz etkisini ortadan kaldırdığını söyledi.
Çocuğun kişilik gelişimini olumlu etkiliyor
Annenin çalışmasının çocuğun kişilik gelişiminde de olumlu etki yaptığını savunan Arnas, ''Annenin çalışması, çocuğun kendi benliğini algılamasında da önemli bir etkiye sahiptir. Bu çocuklar ''büyüyünce ne olacağım'' sorusunu daha fazla düşünürler. Hedef belirleyip, bu yönde çaba gösterirler. Özellikle kız çocuğunda bu olumlu etkiler daha belirgindir. Buna bağlı olarak kariyer tutkusu gösterirler'' diye konuştu. Arnas, bunun yanı sıra çalışan annelerin işinde yaşadığı memnuniyetsizliğin, stresli ortamın ve olumsuz çalışma koşullarının aile içi ilişkilere yansıdığının göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti.
Çalışan annelerin suçluluk duyması, çocuğu şımartıyor
Çalışan annelerin, çocuklarıyla geçirdikleri sürenin kısa olması nedeniyle suçluluk duygusuna kapılabildiklerini ve bu durumun bazı hataları beraberinde getirdiğini kaydeden Arnas, ''Bunun sonucunda annenin büyük bir özveri ile her istediğini yerine getirme yolunu seçmesi çocuğun şımarmasına neden olur. Ayrıca, parasal olanaklarının elverdiği ölçüde her gün eve dönüşte ona hediyeler almak da çocuğu maddi çıkarlara yöneltip, tatminsiz ve bencil bir birey haline getirebilir. Bazı durumlarda bu suçluluk duygusu o kadar ağır basar ki, anne, çocuğun tüm ihtiyaçlarını ve görevlerini üstüne alarak onun bağımlı bir kişilik geliştirmesine neden olabilir. Bazı durumlarda ise çocuğun gerekli disiplin ve otoriteden uzak kaldığı düşünülerek, baskıcı ve aşırı disipline dayalı bir sistem geliştirilebilir. Oysa ki anne-babadan beklenilen en uygun davranış, çocuğu ile sevgi, şefkat ve güven temeline dayanan iyi bir diyalog ve iletişimin kurulmasıdır" diye belirtti.
Çocuğun kişilik gelişimini olumlu etkiliyor
Annenin çalışmasının çocuğun kişilik gelişiminde de olumlu etki yaptığını savunan Arnas, ''Annenin çalışması, çocuğun kendi benliğini algılamasında da önemli bir etkiye sahiptir. Bu çocuklar ''büyüyünce ne olacağım'' sorusunu daha fazla düşünürler. Hedef belirleyip, bu yönde çaba gösterirler. Özellikle kız çocuğunda bu olumlu etkiler daha belirgindir. Buna bağlı olarak kariyer tutkusu gösterirler'' diye konuştu. Arnas, bunun yanı sıra çalışan annelerin işinde yaşadığı memnuniyetsizliğin, stresli ortamın ve olumsuz çalışma koşullarının aile içi ilişkilere yansıdığının göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti.
Çalışan annelerin suçluluk duyması, çocuğu şımartıyor
Çalışan annelerin, çocuklarıyla geçirdikleri sürenin kısa olması nedeniyle suçluluk duygusuna kapılabildiklerini ve bu durumun bazı hataları beraberinde getirdiğini kaydeden Arnas, ''Bunun sonucunda annenin büyük bir özveri ile her istediğini yerine getirme yolunu seçmesi çocuğun şımarmasına neden olur. Ayrıca, parasal olanaklarının elverdiği ölçüde her gün eve dönüşte ona hediyeler almak da çocuğu maddi çıkarlara yöneltip, tatminsiz ve bencil bir birey haline getirebilir. Bazı durumlarda bu suçluluk duygusu o kadar ağır basar ki, anne, çocuğun tüm ihtiyaçlarını ve görevlerini üstüne alarak onun bağımlı bir kişilik geliştirmesine neden olabilir. Bazı durumlarda ise çocuğun gerekli disiplin ve otoriteden uzak kaldığı düşünülerek, baskıcı ve aşırı disipline dayalı bir sistem geliştirilebilir. Oysa ki anne-babadan beklenilen en uygun davranış, çocuğu ile sevgi, şefkat ve güven temeline dayanan iyi bir diyalog ve iletişimin kurulmasıdır" diye belirtti.