- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
KİTABIN ADI
Anamın Kitabı
KİTABIN YAZARI
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
YAYINEVİ VE ADRESİ
İletişim Yayınları Cağaloğlu / İSTANBUL
BASIM TARİHİ
1999
KİTABIN YAYIM MAKSADI
KİTABIN ÖZETİ :
Yakup Kadri Karaosmanoğlunun belki bütün romanlarımın anahtarlarını verdiğim kitabım dediği Anamın Kitabıonun en önemli eserlerinden biridir. Eserde
şuuraltında daima çocukluk kaldığını savunur.
Yakup Kadri
hayatının doğrudan doğruya bu bölümleriyle ilgilidir.
Yazar babasını
kendisi ile ilgilenilmekte biraz gecikilse evi velveleye vererek huzursuzluk çıkartır.
Yazarda geçmişe daima bir özlem vardır. Lalasıyla Nil boyunca Ehramlara doğru ya da şehrin kalabalık caddelerine doğru yapılan gezintiler
hele babasıyla şehrin hayvanat bahçesi karakterindeki Özbekiye Bahçesine yaptığı araba gezintileri onun için tadına varılmaz saatlerdir.
Mısırdaki bu ihtişam dolu çocukluk günlerini
kendisine kahvaltı olarak bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peyniri sunuluşunu hiç unutmaz. Hele okula giderken yolun bozukluğu onun için işkence dolu saatlerdir.
Okul hayatı ise ona göre pek verimsizdir. Okulun doksanlık kapıcısı onu teneffüslerde rahat bırakmaz. Sınıf hocası Mustafa Efendinin daima çatık ve kızgın suratı
arkadaşlarına bırakır.
Mısır dönüşü Karaosmanoğulları sülalesi kendilerine itibar göstermediğinden sıkıntılı günler yaşarlar. Kendilerine babasının arkadaşı Hulusi Bey kucak açar. Onun konağında önce misafir olarak birkaç gün kaldıktan sonra konağın yanındaki küçük evi kiralalar. Bu evde yazarın ilk dikkatini çeken şey
hayal kırıklığına uğramıştır.
Çocukluğunda en derin
evdekilere hayatı zehir eder.
Babasının hastalığı da eserde geniş yer alır. Babası hayatının son devresinde kendisini dünyadan iyice çekerek ahirete verir. Seccadesinin başına oturarak saatlerce tespih çeker
on dakikada kılınacak namazları yarım saatte bitirir. Yakup Kadiriye Kuran-ı Kerim öğretmeye çalışır. Ama Yakup Kadri bunu hiç beceremez. Yazarı bu derslerden evde bozulan antika saatler kurtarır. Babası günlerce saatleri yapmaya çalışır ama muvaffak olamaz.
Babası ölümüne doğru Ramazanı Şerif geliyor diye evin içinde çocukça bir sevinçle dolaşır. Ramazanı mutlaka İstanbulda geçirmek niyetindedir. Fakat gidecekleri günün arifesinde babası ansızın hastalanarak yatağa düşer. Hastalığı çok ağırdır
çok geçmeden ölür. Yakup Kadiriyi ölümden ziyade kardeşiyle birlikte komşusunun evinde geçirdikleri ayrılık geceleri etkiler. Babasının cesedi önüne götürüldüğünde diğerleri gibi ağlamak istediği halde ağlayamaz.
Çayırbaşı İlkokulunun
yumruklamaya başlar. Bu nedenle kalfası onu bir daha okula götürmeye cesaret edemez. Ancak yazar kendisinden daha büyük birini dövmenin verdiği gururla kendisine olan güveni yerine gelir.
Bu olaydan haberinin olmadığını sandığı annesi ona küser. Bunu bilmeyen Yakup Kadri
durumu anlayarak bir daha ağzına öyle sözler almayacağına söz vererek annesinden özür diler ve elini öper. İşler yoluna girer.