Anadolu Beylikleri
Orta Asya'da bin yıl öncesinden hareketlenen büyük Türk gurupları, X. asırdan itibaren doğudan Azerbaycan-Doğu Anadolu-Irak-İran istikametinde yürüyüşlerine devam etmişlerdi.
Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşu ile Malazgirt zaferi (1071) arasındaki devrede Türkmenler Anadolu hudutlarını aşarak bu ülkenin doğu ve orta kısımlarına yayıldılar. Malazgirt zaferinden sonra Bizans'ın mukavemetinin tamamen kırılması üzerine Anadolu'nun geri kalan kısımlarını da fethe giriştiler. Türkler için Anadolu artık yeni bir vatan olmuştu. Sultan Alp Arslan ile beraber Malazgirt savaşına, Artuk, Tutak, Danişmend, Satuk, Mengücük, Savtegin ve Afşin gibi büyük emir ve beyler de katılmışlardı. İşte bu beylerden bazıları Malazgirt zaferinin kazanıldığı yıldan itibaren Doğu Anadolu'da Türk beyliklerini kurdular.
1344'te İlhanlı İmparatorluğu'nun kesin çöküş tarihidir, Anadolu'da Türkmen Beylikleri hâkim vaziyettedirler. Bu Beylikler'in elinde bulunmıyan Anadolu toprakları, geniş de olsa, siyasî ve askerî ehemmiyet arzetmemektedir. Osmanoğulları, İzmit şehrini de almışlar, Pelekanon meydan muharebesinde Bizans İmparatoru'nu bozmuşlar, Karasıoğulları'na metbûluklarını tanıtmışlar, Ankara'daki Ahi Cumhuriyeti'ni tehdide başlamışlar, Karamanlılar'ın nüfuz mıntakalarına uzanmışlar, mutlak surette Anadolu'nun en prestij sahibi hükümdarı olmuşlardır (tahtta gene Osmanoğlu Orhan Bey vardır).
Karamanoğulları da Eretna devleti başta olmak üzere komşularından fütuhatta bulunmuşsa da, Osmanoğulları'nın prestijine erişmeleri mümkün olamamıştır. Türkiye'nin eski başkenti Konya'yı ellerinde tutmaları, Osmanlılar'ın jeopolitik konuşlarının yanında ehemmiyetsiz kalmıştır. Kocaeli yarımadası Osmanoğulları'na geçince, Bizans, Anadolu ile hemen hemen alâkasını kesmiştir. Osmanlılar, Karası Beyliği'ni ortadan kaldırıp Çanakkale Boğazı'na dayanmanın arifesindedirler.
Memlûk Nüfuz Bölgesi
Memlûk nüfuz bölgesinde, hattâ doğrudan doğruya Memlûk idaresindeki topraklarda da bir genişleme görülmektedir. Celâyirliler, Güneydoğu Anadolu'ya, Kars'a, Artvin'e, hâkimdirler. Kilikya Ermeni beyliği, Memlûkler'e tabî olup, Memlûk darbeleri altında son derece küçülmüş, Çukurova'ya sığınmıştır. Kaybettiği topraklar, Memlûk imparatorluğuna katılmaktadır. Biga, İzmir, Samsun, Ereğli, Amasra gibi siteler, hâlâ Cenevizliler'in ve Rodos, Saint-Jean Şövalyeleri'nin elindedir
Anadolu Beylikleri'nin Kuvvetleri
Arab tarih ve coğrafya âlimi İbnü Fazlillaahi'l-Ömerî, 1332 senesine ait Anadolu'nun vaziyeti hakkında çok kıymetli bilgiler vermektedir. Bu tarih, İlhanlılar'ın Anadolu'daki son hâkimiyet senelerinden biridir. Arab âlimi diyor ki: "Bu Türk Uç Beyleri, yüksek dağlar ve kalelere ve muharip unsurlara dayanırlar. Ordu ve silâhlarının çokluğu sayesinde pek kuvvetlidirler.
Hulâgû neslinden olan İlhanlar'ın adına hutbe okutup sikke kestirirler. İlhanlılar'ın Anadolu'daki naiplerine hediye verirler ve onların arkasında duran İlhanlar'dan sakınırlar. Naibin İlhan'a yazacağı nâmenin kendi lehlerine olmasına dikkat ederler".
Aynı âlim, 1332 senesinde Türkmen beylikleri'nin nüfus ve ordularına dair de pek kıymetli malûmat vermektedir. Bu malûmattan, 1332 senesinde Türkmen beylikleri'nin nüfusu şu şekilde tahmin ve istidlal edilebilir: Osmanoğulları 1.030.000, Karasıoğulları 250.000 (her ikisi: 1.280.000), Karamanoğulları 750.000, Candaroğulları 420.000, Hamîdoğulları 380.000 (İsparta şubesi: 300.000, Antalya = Teke şubesi: 80.000), Saruhanoğulları 280.000, Menteşeoğulları 170.000, İnançoğulları (Denizli Beyliği) 100.000, Eşrefoğulları (Beyşehir Beyliği) 70.000, Gazi Çelebî'nin Sinop Beyliği 70.000, yekûn: 5.020.000.
Türkmen beylikleri dışında İlhanlılar'a, Memlûkler'e, Trabzon ve Kilikya devletlerine, Bizans'a, Latinler'e ait Anadolu topraklarının nüfusunu da bu devirde 6-7 milyon tahmin edebiliriz (İstanbul ve Trakya bu hesaba dahil değildir). Şu halde XIV. asrın ikinci çeyreğinde bugünki Türkiye topraklarının nüfusunun kaba bir tahminle 13 milyon kadar olduğu anlaşılır. Tarihî vaziyet de bunu göstermektedir. Aynı devirde İngiltere'nin nüfusu takriben 2.5, Fransa'nınki 12,5 milyon kadardı (bugünki sınırlar). Şu halde XIV. asırda Türkiye ile Avrupa'nın mutlak surette en kalabalık ülkesi olan Fransa'nın nüfusu eşitti. Şunu da ilâve etmek lâzımdır ki, XIII. asrın ortalarında Türkiye nüfusunun daha fazla, hiç olmazsa 15-16 milyon olması icap etmektedir. Moğol idaresinde Türkiye'nin nüfusunun azaldığı muhakkaktır. Demek XIII. asırda, Avrupa'da hiç bir devletin ve hiç bir ülkenin (meselâ bugünki sınırlarıyla Fransa veya Almanya yahut Rusya'nın) nüfusu, Türkiye'nin nüfusuna yakın bile değildi. Yalnız Türkiye Hakanlığı yani Anadolu Selçukluları için de aynı şey söylenebilir. Şüphe yoktur ki XIII. asırda Türkiye'nin nüfusu, Anadolu'nun en mamur olduğu Roma ve ilk Bizans çağının nüfusunu geçmişti.
Orta Asya'da bin yıl öncesinden hareketlenen büyük Türk gurupları, X. asırdan itibaren doğudan Azerbaycan-Doğu Anadolu-Irak-İran istikametinde yürüyüşlerine devam etmişlerdi.
Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşu ile Malazgirt zaferi (1071) arasındaki devrede Türkmenler Anadolu hudutlarını aşarak bu ülkenin doğu ve orta kısımlarına yayıldılar. Malazgirt zaferinden sonra Bizans'ın mukavemetinin tamamen kırılması üzerine Anadolu'nun geri kalan kısımlarını da fethe giriştiler. Türkler için Anadolu artık yeni bir vatan olmuştu. Sultan Alp Arslan ile beraber Malazgirt savaşına, Artuk, Tutak, Danişmend, Satuk, Mengücük, Savtegin ve Afşin gibi büyük emir ve beyler de katılmışlardı. İşte bu beylerden bazıları Malazgirt zaferinin kazanıldığı yıldan itibaren Doğu Anadolu'da Türk beyliklerini kurdular.
1344'te İlhanlı İmparatorluğu'nun kesin çöküş tarihidir, Anadolu'da Türkmen Beylikleri hâkim vaziyettedirler. Bu Beylikler'in elinde bulunmıyan Anadolu toprakları, geniş de olsa, siyasî ve askerî ehemmiyet arzetmemektedir. Osmanoğulları, İzmit şehrini de almışlar, Pelekanon meydan muharebesinde Bizans İmparatoru'nu bozmuşlar, Karasıoğulları'na metbûluklarını tanıtmışlar, Ankara'daki Ahi Cumhuriyeti'ni tehdide başlamışlar, Karamanlılar'ın nüfuz mıntakalarına uzanmışlar, mutlak surette Anadolu'nun en prestij sahibi hükümdarı olmuşlardır (tahtta gene Osmanoğlu Orhan Bey vardır).
Karamanoğulları da Eretna devleti başta olmak üzere komşularından fütuhatta bulunmuşsa da, Osmanoğulları'nın prestijine erişmeleri mümkün olamamıştır. Türkiye'nin eski başkenti Konya'yı ellerinde tutmaları, Osmanlılar'ın jeopolitik konuşlarının yanında ehemmiyetsiz kalmıştır. Kocaeli yarımadası Osmanoğulları'na geçince, Bizans, Anadolu ile hemen hemen alâkasını kesmiştir. Osmanlılar, Karası Beyliği'ni ortadan kaldırıp Çanakkale Boğazı'na dayanmanın arifesindedirler.
Memlûk Nüfuz Bölgesi
Memlûk nüfuz bölgesinde, hattâ doğrudan doğruya Memlûk idaresindeki topraklarda da bir genişleme görülmektedir. Celâyirliler, Güneydoğu Anadolu'ya, Kars'a, Artvin'e, hâkimdirler. Kilikya Ermeni beyliği, Memlûkler'e tabî olup, Memlûk darbeleri altında son derece küçülmüş, Çukurova'ya sığınmıştır. Kaybettiği topraklar, Memlûk imparatorluğuna katılmaktadır. Biga, İzmir, Samsun, Ereğli, Amasra gibi siteler, hâlâ Cenevizliler'in ve Rodos, Saint-Jean Şövalyeleri'nin elindedir
Anadolu Beylikleri'nin Kuvvetleri
Arab tarih ve coğrafya âlimi İbnü Fazlillaahi'l-Ömerî, 1332 senesine ait Anadolu'nun vaziyeti hakkında çok kıymetli bilgiler vermektedir. Bu tarih, İlhanlılar'ın Anadolu'daki son hâkimiyet senelerinden biridir. Arab âlimi diyor ki: "Bu Türk Uç Beyleri, yüksek dağlar ve kalelere ve muharip unsurlara dayanırlar. Ordu ve silâhlarının çokluğu sayesinde pek kuvvetlidirler.
Hulâgû neslinden olan İlhanlar'ın adına hutbe okutup sikke kestirirler. İlhanlılar'ın Anadolu'daki naiplerine hediye verirler ve onların arkasında duran İlhanlar'dan sakınırlar. Naibin İlhan'a yazacağı nâmenin kendi lehlerine olmasına dikkat ederler".
Aynı âlim, 1332 senesinde Türkmen beylikleri'nin nüfus ve ordularına dair de pek kıymetli malûmat vermektedir. Bu malûmattan, 1332 senesinde Türkmen beylikleri'nin nüfusu şu şekilde tahmin ve istidlal edilebilir: Osmanoğulları 1.030.000, Karasıoğulları 250.000 (her ikisi: 1.280.000), Karamanoğulları 750.000, Candaroğulları 420.000, Hamîdoğulları 380.000 (İsparta şubesi: 300.000, Antalya = Teke şubesi: 80.000), Saruhanoğulları 280.000, Menteşeoğulları 170.000, İnançoğulları (Denizli Beyliği) 100.000, Eşrefoğulları (Beyşehir Beyliği) 70.000, Gazi Çelebî'nin Sinop Beyliği 70.000, yekûn: 5.020.000.
Türkmen beylikleri dışında İlhanlılar'a, Memlûkler'e, Trabzon ve Kilikya devletlerine, Bizans'a, Latinler'e ait Anadolu topraklarının nüfusunu da bu devirde 6-7 milyon tahmin edebiliriz (İstanbul ve Trakya bu hesaba dahil değildir). Şu halde XIV. asrın ikinci çeyreğinde bugünki Türkiye topraklarının nüfusunun kaba bir tahminle 13 milyon kadar olduğu anlaşılır. Tarihî vaziyet de bunu göstermektedir. Aynı devirde İngiltere'nin nüfusu takriben 2.5, Fransa'nınki 12,5 milyon kadardı (bugünki sınırlar). Şu halde XIV. asırda Türkiye ile Avrupa'nın mutlak surette en kalabalık ülkesi olan Fransa'nın nüfusu eşitti. Şunu da ilâve etmek lâzımdır ki, XIII. asrın ortalarında Türkiye nüfusunun daha fazla, hiç olmazsa 15-16 milyon olması icap etmektedir. Moğol idaresinde Türkiye'nin nüfusunun azaldığı muhakkaktır. Demek XIII. asırda, Avrupa'da hiç bir devletin ve hiç bir ülkenin (meselâ bugünki sınırlarıyla Fransa veya Almanya yahut Rusya'nın) nüfusu, Türkiye'nin nüfusuna yakın bile değildi. Yalnız Türkiye Hakanlığı yani Anadolu Selçukluları için de aynı şey söylenebilir. Şüphe yoktur ki XIII. asırda Türkiye'nin nüfusu, Anadolu'nun en mamur olduğu Roma ve ilk Bizans çağının nüfusunu geçmişti.