- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Amadeo Modigliani Kimdir?Amadeo Modigliani Hayatı,Amadea Modigliani Biyografisi
Hacimsel etkiye önem vermeyen Modigliani, resimlerini renk düzlemlerinden oluşturmuş ve onlara, ikonalara has bir ifade kazandırmıştır. 14. yüzyıl İtalyan ressamlarının, bu dünyadan öte bir gerçekliği yansıtmasına benzer bir kopukluk ve dış gerçeklik ötesi bir deneyimi ifade etme arayışı ile, bazı resimlerinde karakteristik siyah konturu da terketmiş, renklerin hissettirdiği duygular, vücutların kıvranışları ve yüzlerdeki dalgın ifadeye odaklanmıştır. Onun sonsuzluğa bakan figürleri, onlarla aziz betimlemeleri arasındaki bağı kurar ve onları öte bir dünyaya ait kılar.
Amadeo Modigliani
1884 İtalyanın Livorno kentinde doğdu. Ailesi Sefardim Yahudisi idi.
1895 kışında¸ Modigliani, akciğer zarı enfeksiyonuna yakalandı.
1898 Tifo hastalığına yakalanması sonucu liseyi bırakmak zorunda kaldı. Guglielmo Micheli ile resmi sanat eğitimine başladı. Micheli, Macchiaiolinin (Empresyonizmin Italyadaki karşılığı) başı olan Giovanni Fattorinin öğrencisiydi.
1901 İkinci kere vereme yakalandı ve Napoli, Capri ve Romada tedavi gördü.
1902 Floransada, Scuola Libera di Nudoda (Çıplağın Serbest Okulu) Fattorinin atölyesine girdi.
1903 Venedike gidip benzer bir akademiye kaydını yaptırdı. Orada, Fütürizmin öncüleri olacak sanatçılardan ikisiyle tanıştı: Umberto Boccioni ve Ardengo Soffici. Daha da önemlisi, uyuşturucu ve içki alemine ilk girişini yaptı. Modigliani, bu üç şehirde, müzeleri gezme, antik sanatı ve Rönesans sanatını inceleme fırsatını yakaladı.
1906 Parise gitti, oradaki anti-semitizmin sonucu olarak, kendisi gibi Yahudi olan Soutine, Kisling, Lipchitz ve Max Jacob gibi sanatçılarla arkadaş oldu, ayrıca Maurice Utrillo, Jean Cocteau gibi, avangardın büyük isimleriyle tanıştı. Picassonun stüdyosuna ise hiç uğramadığı söylenir. İlk işleri, yeni başlayan Kübizme duyulan hafif bir ilgiyi gösterir fakat Steinlen, Lautrec ve Picasso'nun Mavi Dönemi ile yakınlıklar taşır ("Yahudi Kadın", 1908). Modigliani, aşırılıklarıyla çabucak ün yaptı ve takma ismini Dedodan Modiye çevirdi (bu, Fransızcada lanetlenmiş anlamına gelen maudit kelimesini çağrıştırıyordu.
1907 Grand Palaisdeki, avangard sanata ayrılan Salon dAutomneun (Sonbahar Salonu) sergisine katılıdı. Sergide, Matisse ve Dérain gibi, Fauves akımının sanatçıları baskındı. Yine de, dönemin en önemli sanat eleştirmeni ve yazar Apollinaire, Salon üzerine yaptığı değerlendirmede Modiglianiye de yer verdi. Dr. Paul Alexandre adında bir koleksiyoncu, Modiglianiyi destekledi, onun resimlerini aldı, siparişler verdi ve onu, Parisin yüksek sosyetesiyle tanıştırdı.
1908 Yahudi Kadın, Çıplak, Çalışma, Idol adlı resimleriyle Salon des Indépendants sergisine katıldı.
1909 Hasta ve yorgun olarak Livornoya çekildi. Döndüğünde, sanatçıların yeni semti olan Montparnassea taşındı ve yön değiştirip heykeltraş olmaya karar verdi. Ustası Brancusiydi ve işleri, onun, Salon des Indépendantsda ve önceki sene de, Modiglianinin işleriyle aynı zamanda, Salon dAutomneda gösterilen güçlü, idol gibi heykelleri kadar, Picasso, Matisse gibi sanatçılarda da açıkça görülen Afrika ve Okyanusya etkilerini yansıtıyordu. Bunlar, yassı ve geometrik biçimlere, oval, uzun suratlara ve stilize burun, ağız ve gözlere sahipti. Antik heykelin ve Afrika sanatının etkisi, bu stilizasyonda ve biçimlerin basitliğinde izlenebilir. Bu sanatlar, doğallık, sadelik, açıklıklarıyla, I. Dünya Savaşından önce, medeniyetin ilerleyişine yöneltilen eleştirilerde önemli bir rol oynuyordu. 19. yüzyılda, sanayileşmiş ülkelerde ortaya çıkan teknolojik ve maddeci dünya, hayatın gittikçe artan bir hıza ulaşması, Einsteinın 1905te görecelik kuramını yayınlaması ve bunun yol açtığı güvensizlik ve belirsizlik duygusu, sanatçıların ilgisinin, içgüdü tarafından biçimlenen bu Avrupa-dışı veya erken-Avrupa sanatlarına yönelmesine yol açmıştır.
1914 I. Dünya Savaşının çıkmasıyla Paristeki inşaat durdu ve Modigliani, heykelleri için çalabileceği taş bulamaz hale geldi. Portre ressamlığında uzmanlaştı ve hayatının gei kalan kısmını özellikle portrelere adadı. Bu resimlerdeki stilizasyon, çizgisellik ve sadeleştirme, heykeltraşlık döneminin etkilerini yansıtıyordu. Antik dönemden aldığı karyatid biçimini, köşeli figürlerini değişik bakışı açılarından çizen kübist sanatçıların aksine, ince, dolambaçlı çizgiler, akıcı konturlarla betimledi ve iki boyutlu olanı vurguladı. Genç sanat taciri Paul Guillaume ile çalıştı. Guillaume, henüz pek tanınmayan, Goncharova, de Chirico, Picabia gibi sanatçıların işlerini sergiliyordu. Modigliani, Londradaki Whitechapel Galleryde, 20. Yüzyıl Sanatı adlı sergiye katıldı. Savaşın ilk yıllarında, İngiliz gazeteci Béatrice Hastingsle ilişkisi oldu. Fakat ikisi de çok içiyor ve kavga ediyorlardı. Bir keresinde Béatricei pencereden attı.
1916 Ressam Lejeuneün atölyesindeki bir sergiye katıldı ve orada tanıştığı Polonyalı bir şair olan Leopold Zborovskiden destek gördü. Béatrice Hastingsden ayrıldıktan sonra Zborovskinin dairesinde çalışmaya başladı. Bu dönemin, kübizmden etkilenen portreleri, katı bir kompozisyona, kesin çizgilere ve geometrik stilizasyona sahiptir. Modiglianinin Paristeki avangard çevreye girişinde etkili olan Jacques Lipchitz, Jean Cocteau, Picasso, Max Jacob, Chaim Soutine, Henri Laurens gibi sanatçıların portreleri bu döneme rastlar. Bu dönemde, kadın çıplaklar daha sıklaşmış; kadın vücudunun hatları ritmik melodiler haline gelmiştir (Uzanan Çıplak, 1917).
1917 Modigliani, bir süredir, Académie Colarosside çizim çalışmaktaydı ve burada, o sırada 19 yaşında olan Jeanne Hébuterne ile tanıştı. Birlikte yaşamaya başladılar. Jeannela itişip kakışmaları ve onu sokakta sürükleyecek, çekiştirip, Luxembourg Bahçelerinin demirlerine çarpacak kadar haşin davranışları, Montmartreda, Beatrice ile ettiği kavgalardan daha meşhur oldu. Arkadaşı Zborowskinin cesaretlendirmesiyle, Modigliani, Paristeki Berthe Weill Galleryde ilk sergisini açtı. 32 resim ve çizimden oluşan bir koleksiyon sergilendi ve sadece birkaç çizim alıcı buldu. Sergi, uygunsuzluk nedeniyle, açıldığı gün kapandı.
1918 Paristeki şartlar o kadar kötüleşmişti ki, Zborowski, Güney Fransaya taşınmaya karar verdi. Şimdi, Modiglianinin yanında, Soutine, Kisling ve Japon sanatçı Foujitanın resimlerini sergiliyordu. Modigliani de, hem mali nedenlerden hem de kötüleşen sağlığından dolayı Nicee yerleşti; aileyi Zborowski destekliyordu. Fakat Akdeniz iklimi ve manzarası ona çekici gelmiyordu. Yerel dükkan sahipleri ve onların çocuklarının portrelerini yapıyordu.
Jeanne hamile kaldı ve az süre sonra ayrıldılar. Bebekleri doğmadan tekrar biraraya geldiler. Modigliani, çocuğu Jeanne Modiglianiyi kayda geçirmek için giderken yolda sarhoş oldu ve çocuk resmen babasız kaldı. Daha sonra sanatçının İtalyadaki ailesi tarafından evlat edinildi.
1919 Sevdiği tek çevre olan Parise döndü. Tekrar hamile olan Jeanne ise şimdilik arkada kalmıştı. Modigliani, onunla evleneceğine söz veren bir belge imzaladı. Zborowski'nin çabaları sayesinde, Modigliani'nin resimleri iyi fiyata alıcı buluyordu.
Osbert Sitwellin yardımıyla, Zborowski, Londradaki Mansart Galleryde, bir Fransız sanatı sergisi açtı. Sergi başarılı oldu ve en yüksek fiyata ulaşanlardan biri de Modiglianinin işlerinden biri oldu. İşleri, ayrıca Londradaki Hill Galleryde ve Paristeki Sonbahar Salonunda da sergilendi. Modigliani ve Jeanne, Grande Chaumière Sokağında, bir zamanlar Gauginin oturduğu dairenin bir üstündeki ilk gerçek evlerine taşındılar. Fakat Modiglianinin sağlığı gittikçe bozuluyor, alkol komaları sıklaşıyodu. 1920 Yeni yılı iyi durumda kutladı, fakat 15 gün sonra böbrek sancılarıyla yatağa düştü. Birkaç gün sonra, yine bir ressam olan alt kalttaki komşusu Ortiz de Zarate onu ziyarete geldi. Modiglianiyi çılgın bir halde, şiddetli bir başağrısından şikayet ederken buldu. Yatağı, boş şişelerle ve yarı açık, yağları örtüye damlayan sardalya kutularıyla doluydu. Yanında, 9 aylık hamile olan Jeanne oturuyordu. Ortiz de Zarate hemen bir doktor çağırdı. Doktor, durumun ümitsiz olduğunu, Modiglianinin veremli menenjit olduğunu söyledi. Modigliani, bilincine tekrar kavuşamayarak 24 Temmuzda öldü. Bütün Montmartreın katıldığı muazzam bir cenaze töreni yapıldı. Anne babasının evine götürülen Jeanne ise, Modiglianinin ölümünden iki gün sonra, kendini beşinci kat penceresinden attı ve hem kendini hem de henüz doğmamış çocuğunu öldürdü.
Hacimsel etkiye önem vermeyen Modigliani, resimlerini renk düzlemlerinden oluşturmuş ve onlara, ikonalara has bir ifade kazandırmıştır. 14. yüzyıl İtalyan ressamlarının, bu dünyadan öte bir gerçekliği yansıtmasına benzer bir kopukluk ve dış gerçeklik ötesi bir deneyimi ifade etme arayışı ile, bazı resimlerinde karakteristik siyah konturu da terketmiş, renklerin hissettirdiği duygular, vücutların kıvranışları ve yüzlerdeki dalgın ifadeye odaklanmıştır. Onun sonsuzluğa bakan figürleri, onlarla aziz betimlemeleri arasındaki bağı kurar ve onları öte bir dünyaya ait kılar.
Amadeo Modigliani
1884 İtalyanın Livorno kentinde doğdu. Ailesi Sefardim Yahudisi idi.
1895 kışında¸ Modigliani, akciğer zarı enfeksiyonuna yakalandı.
1898 Tifo hastalığına yakalanması sonucu liseyi bırakmak zorunda kaldı. Guglielmo Micheli ile resmi sanat eğitimine başladı. Micheli, Macchiaiolinin (Empresyonizmin Italyadaki karşılığı) başı olan Giovanni Fattorinin öğrencisiydi.
1901 İkinci kere vereme yakalandı ve Napoli, Capri ve Romada tedavi gördü.
1902 Floransada, Scuola Libera di Nudoda (Çıplağın Serbest Okulu) Fattorinin atölyesine girdi.
1903 Venedike gidip benzer bir akademiye kaydını yaptırdı. Orada, Fütürizmin öncüleri olacak sanatçılardan ikisiyle tanıştı: Umberto Boccioni ve Ardengo Soffici. Daha da önemlisi, uyuşturucu ve içki alemine ilk girişini yaptı. Modigliani, bu üç şehirde, müzeleri gezme, antik sanatı ve Rönesans sanatını inceleme fırsatını yakaladı.
1906 Parise gitti, oradaki anti-semitizmin sonucu olarak, kendisi gibi Yahudi olan Soutine, Kisling, Lipchitz ve Max Jacob gibi sanatçılarla arkadaş oldu, ayrıca Maurice Utrillo, Jean Cocteau gibi, avangardın büyük isimleriyle tanıştı. Picassonun stüdyosuna ise hiç uğramadığı söylenir. İlk işleri, yeni başlayan Kübizme duyulan hafif bir ilgiyi gösterir fakat Steinlen, Lautrec ve Picasso'nun Mavi Dönemi ile yakınlıklar taşır ("Yahudi Kadın", 1908). Modigliani, aşırılıklarıyla çabucak ün yaptı ve takma ismini Dedodan Modiye çevirdi (bu, Fransızcada lanetlenmiş anlamına gelen maudit kelimesini çağrıştırıyordu.
1907 Grand Palaisdeki, avangard sanata ayrılan Salon dAutomneun (Sonbahar Salonu) sergisine katılıdı. Sergide, Matisse ve Dérain gibi, Fauves akımının sanatçıları baskındı. Yine de, dönemin en önemli sanat eleştirmeni ve yazar Apollinaire, Salon üzerine yaptığı değerlendirmede Modiglianiye de yer verdi. Dr. Paul Alexandre adında bir koleksiyoncu, Modiglianiyi destekledi, onun resimlerini aldı, siparişler verdi ve onu, Parisin yüksek sosyetesiyle tanıştırdı.
1908 Yahudi Kadın, Çıplak, Çalışma, Idol adlı resimleriyle Salon des Indépendants sergisine katıldı.
1909 Hasta ve yorgun olarak Livornoya çekildi. Döndüğünde, sanatçıların yeni semti olan Montparnassea taşındı ve yön değiştirip heykeltraş olmaya karar verdi. Ustası Brancusiydi ve işleri, onun, Salon des Indépendantsda ve önceki sene de, Modiglianinin işleriyle aynı zamanda, Salon dAutomneda gösterilen güçlü, idol gibi heykelleri kadar, Picasso, Matisse gibi sanatçılarda da açıkça görülen Afrika ve Okyanusya etkilerini yansıtıyordu. Bunlar, yassı ve geometrik biçimlere, oval, uzun suratlara ve stilize burun, ağız ve gözlere sahipti. Antik heykelin ve Afrika sanatının etkisi, bu stilizasyonda ve biçimlerin basitliğinde izlenebilir. Bu sanatlar, doğallık, sadelik, açıklıklarıyla, I. Dünya Savaşından önce, medeniyetin ilerleyişine yöneltilen eleştirilerde önemli bir rol oynuyordu. 19. yüzyılda, sanayileşmiş ülkelerde ortaya çıkan teknolojik ve maddeci dünya, hayatın gittikçe artan bir hıza ulaşması, Einsteinın 1905te görecelik kuramını yayınlaması ve bunun yol açtığı güvensizlik ve belirsizlik duygusu, sanatçıların ilgisinin, içgüdü tarafından biçimlenen bu Avrupa-dışı veya erken-Avrupa sanatlarına yönelmesine yol açmıştır.
1914 I. Dünya Savaşının çıkmasıyla Paristeki inşaat durdu ve Modigliani, heykelleri için çalabileceği taş bulamaz hale geldi. Portre ressamlığında uzmanlaştı ve hayatının gei kalan kısmını özellikle portrelere adadı. Bu resimlerdeki stilizasyon, çizgisellik ve sadeleştirme, heykeltraşlık döneminin etkilerini yansıtıyordu. Antik dönemden aldığı karyatid biçimini, köşeli figürlerini değişik bakışı açılarından çizen kübist sanatçıların aksine, ince, dolambaçlı çizgiler, akıcı konturlarla betimledi ve iki boyutlu olanı vurguladı. Genç sanat taciri Paul Guillaume ile çalıştı. Guillaume, henüz pek tanınmayan, Goncharova, de Chirico, Picabia gibi sanatçıların işlerini sergiliyordu. Modigliani, Londradaki Whitechapel Galleryde, 20. Yüzyıl Sanatı adlı sergiye katıldı. Savaşın ilk yıllarında, İngiliz gazeteci Béatrice Hastingsle ilişkisi oldu. Fakat ikisi de çok içiyor ve kavga ediyorlardı. Bir keresinde Béatricei pencereden attı.
1916 Ressam Lejeuneün atölyesindeki bir sergiye katıldı ve orada tanıştığı Polonyalı bir şair olan Leopold Zborovskiden destek gördü. Béatrice Hastingsden ayrıldıktan sonra Zborovskinin dairesinde çalışmaya başladı. Bu dönemin, kübizmden etkilenen portreleri, katı bir kompozisyona, kesin çizgilere ve geometrik stilizasyona sahiptir. Modiglianinin Paristeki avangard çevreye girişinde etkili olan Jacques Lipchitz, Jean Cocteau, Picasso, Max Jacob, Chaim Soutine, Henri Laurens gibi sanatçıların portreleri bu döneme rastlar. Bu dönemde, kadın çıplaklar daha sıklaşmış; kadın vücudunun hatları ritmik melodiler haline gelmiştir (Uzanan Çıplak, 1917).
1917 Modigliani, bir süredir, Académie Colarosside çizim çalışmaktaydı ve burada, o sırada 19 yaşında olan Jeanne Hébuterne ile tanıştı. Birlikte yaşamaya başladılar. Jeannela itişip kakışmaları ve onu sokakta sürükleyecek, çekiştirip, Luxembourg Bahçelerinin demirlerine çarpacak kadar haşin davranışları, Montmartreda, Beatrice ile ettiği kavgalardan daha meşhur oldu. Arkadaşı Zborowskinin cesaretlendirmesiyle, Modigliani, Paristeki Berthe Weill Galleryde ilk sergisini açtı. 32 resim ve çizimden oluşan bir koleksiyon sergilendi ve sadece birkaç çizim alıcı buldu. Sergi, uygunsuzluk nedeniyle, açıldığı gün kapandı.
1918 Paristeki şartlar o kadar kötüleşmişti ki, Zborowski, Güney Fransaya taşınmaya karar verdi. Şimdi, Modiglianinin yanında, Soutine, Kisling ve Japon sanatçı Foujitanın resimlerini sergiliyordu. Modigliani de, hem mali nedenlerden hem de kötüleşen sağlığından dolayı Nicee yerleşti; aileyi Zborowski destekliyordu. Fakat Akdeniz iklimi ve manzarası ona çekici gelmiyordu. Yerel dükkan sahipleri ve onların çocuklarının portrelerini yapıyordu.
Jeanne hamile kaldı ve az süre sonra ayrıldılar. Bebekleri doğmadan tekrar biraraya geldiler. Modigliani, çocuğu Jeanne Modiglianiyi kayda geçirmek için giderken yolda sarhoş oldu ve çocuk resmen babasız kaldı. Daha sonra sanatçının İtalyadaki ailesi tarafından evlat edinildi.
1919 Sevdiği tek çevre olan Parise döndü. Tekrar hamile olan Jeanne ise şimdilik arkada kalmıştı. Modigliani, onunla evleneceğine söz veren bir belge imzaladı. Zborowski'nin çabaları sayesinde, Modigliani'nin resimleri iyi fiyata alıcı buluyordu.
Osbert Sitwellin yardımıyla, Zborowski, Londradaki Mansart Galleryde, bir Fransız sanatı sergisi açtı. Sergi başarılı oldu ve en yüksek fiyata ulaşanlardan biri de Modiglianinin işlerinden biri oldu. İşleri, ayrıca Londradaki Hill Galleryde ve Paristeki Sonbahar Salonunda da sergilendi. Modigliani ve Jeanne, Grande Chaumière Sokağında, bir zamanlar Gauginin oturduğu dairenin bir üstündeki ilk gerçek evlerine taşındılar. Fakat Modiglianinin sağlığı gittikçe bozuluyor, alkol komaları sıklaşıyodu. 1920 Yeni yılı iyi durumda kutladı, fakat 15 gün sonra böbrek sancılarıyla yatağa düştü. Birkaç gün sonra, yine bir ressam olan alt kalttaki komşusu Ortiz de Zarate onu ziyarete geldi. Modiglianiyi çılgın bir halde, şiddetli bir başağrısından şikayet ederken buldu. Yatağı, boş şişelerle ve yarı açık, yağları örtüye damlayan sardalya kutularıyla doluydu. Yanında, 9 aylık hamile olan Jeanne oturuyordu. Ortiz de Zarate hemen bir doktor çağırdı. Doktor, durumun ümitsiz olduğunu, Modiglianinin veremli menenjit olduğunu söyledi. Modigliani, bilincine tekrar kavuşamayarak 24 Temmuzda öldü. Bütün Montmartreın katıldığı muazzam bir cenaze töreni yapıldı. Anne babasının evine götürülen Jeanne ise, Modiglianinin ölümünden iki gün sonra, kendini beşinci kat penceresinden attı ve hem kendini hem de henüz doğmamış çocuğunu öldürdü.