ALLAH DOSTLARI KİŞİSEL İSTEKLERİ İÇİN DUA ETMEYE UTANIR. ONLAR ALLAHTAN SADECE ÜMMETİN İYİLİĞİNE OLACAK ŞEYLERİ İSTER
Müslümanlara kıble olarak Kudüs emredildikten sonra ALLAHın Kulu ve Elçisi, Efendimiz Hz. Muhammed (Ona Binler Selam) kıblenin Kabe ve Mekke olmasını diliyor ama bunu Rabbine arz etmeye de utanıyordu. Ve bu tavrıyla da ALLAH dostlarının kişisel dilekleri için değil ancak Ümmete ya da başka Mümin ferdlere ait hayırların istenmesi için dua etmeleri gerektiğini göstermiş oluyordu. Bununla beraber bir insan olduğu için bazen elinde olmaksızın ümit ve hasretle yüzünü göğe çevirip, dileğini gönlünden geçirmekten de kendini alıkoyamıyordu. Ve Alemlerin Rabbi de Kendine yakışanı yaptı Sevgilisini sevindirdi: (Ey Muhammed) Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. İşte şimdi seni memnun olacağın kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (2/Bakara: 144) ayetini indirdi. Ünlü müfessirlerden Alusi, Ruhul-Meani tefsirinde bu olayla ilgili: Ayetin zahirinden anlaşıldığına göre Rasulullah bunu Rabbinden istemiş değildir. Sadece bekleyiş içerisindeydi, o kadar der. Ve Said Havva da el-Esas fit-Tefsir de ekler: Bu da Rasulullahın edebinin kemalinin delilidir.
Bu olay aynı zamanda derin bir tevekkül örneğidir.
Müslümanlara kıble olarak Kudüs emredildikten sonra ALLAHın Kulu ve Elçisi, Efendimiz Hz. Muhammed (Ona Binler Selam) kıblenin Kabe ve Mekke olmasını diliyor ama bunu Rabbine arz etmeye de utanıyordu. Ve bu tavrıyla da ALLAH dostlarının kişisel dilekleri için değil ancak Ümmete ya da başka Mümin ferdlere ait hayırların istenmesi için dua etmeleri gerektiğini göstermiş oluyordu. Bununla beraber bir insan olduğu için bazen elinde olmaksızın ümit ve hasretle yüzünü göğe çevirip, dileğini gönlünden geçirmekten de kendini alıkoyamıyordu. Ve Alemlerin Rabbi de Kendine yakışanı yaptı Sevgilisini sevindirdi: (Ey Muhammed) Yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz. İşte şimdi seni memnun olacağın kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (2/Bakara: 144) ayetini indirdi. Ünlü müfessirlerden Alusi, Ruhul-Meani tefsirinde bu olayla ilgili: Ayetin zahirinden anlaşıldığına göre Rasulullah bunu Rabbinden istemiş değildir. Sadece bekleyiş içerisindeydi, o kadar der. Ve Said Havva da el-Esas fit-Tefsir de ekler: Bu da Rasulullahın edebinin kemalinin delilidir.
Bu olay aynı zamanda derin bir tevekkül örneğidir.