09.Şubat.1441 03.Ocak.1501
Herat, Afganistan Herat, Afganistan
Şair, Bilim adamı, Bilim adamı
Türk şairi, Bilgin ve devlet adamıdır. Ali Şir Nevai, Kaşgarlı Mahmutdan sonra Türk diline hizmet eden en büyük Türk edebiyatçısıdır.
Ali Şir Nevai, 9 Şubat 1441 tarihinde Afganistan, Heratda doğmuştur. Babası Timurun meliklerinden Sultan Ebû Saidin veziri Kiçkine Bahşi idi. Ali Şîr Nevâînin ilk eğitimini babası verdi. Daha sonraki eğitimine Horasan ve Semerkantta devam etti.
Biyografi
Sultan Hüseyin Baykara ile mektepte ders arkadaşıydı. İkisinden hangisi devlet idaresine geçerse, diğerini unutmamak üzere aralarında sözleşmişlerdi. Ali Şir, bir müddet Horasanda, sonra da Semerkantta tahsil ile meşgul oldu. Bir hayli zaman sonra, Hüseyin Baykara Heratta tahta geçti. Verdiği sözü yerine getirmek için Ali Şiri arattırdı. Semerkantta olduğunu öğrendi. Maveraünnehir meliki Ahmed Mirzaya yazarak Ali Şirin kendisine gönderilmesini istedi. Ali Şir, Sultan Ahmedin yardımıyla Herata geldi. Hüseyin Baykara tarafından yakın ilgi ile karşılanarak önce mühürdarlığa, sonra da vezirliğe tayin edildi. Ali Şir, boş vakitlerini kitab okuma, inceleme ve araştırma yapmakla geçirdi. Bu sebepten çevresi alimler ve edipler cemiyeti haline gelmiş idi.
Nevai, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsça'nın karşısında edebi dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini Muhakemet'ül Lugateyn'de görürüz. Türk dili tarihinde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072 - 1074 yılları arasında yazılan Türkçe - Arapça bir sözlük olan Divân-ı Lügat-it Türk'ten sonra ikinci önemli kitaptır.
Ali Şir Nevai, Hamse sahibi ilk Türk şairidir (hamse 5 mesneviden oluşur). Tezkire sahibidir(günümüz edebiyattaki biyografi): "Mecalüs'ün Nefais". Şehrengizoğup büyüdüğü "Herat" kentinin doğal güzelliklerini anlatır.
1488 yılında Esterabad valisiyken yazdığı "Târîh-i Mülûk-i Acem" (İran Memleketleri Tarihi) kitabını yazdı. Bu eserinde "Arjasp Binni Efrasiyab kim, Türk Padişahi erdi. Şeklinde Alp Er Tunga'dan söz eder. 1490 yılında Esterabad valiliğinden istifa etti.
Nevai'nin doğuda Hindistan'ı ve batıda Osmanlı imparatorluğuna kadar olan alanda büyük bir etkisi olmuştur. Nevai bu vasıflarıyla sadece Türkistan ve Türk dilli devletlere değil bütün dünyaya, bütün insanlığa ibret olacak bir şahsiyettir.
Hayrat ve iyilikleri de çok olup, bir çok medreseler ve binalar yaptırmıştır. Büyük bir kütüphanesi olup, bu kütüphaneden pek çok kişi istifade etmiştir.
Ali Şir Nevainin dördü Türkçe, biri Farsça olmak üzere beş divanı vardır. Türkçe divanlarının genel adı Hazain-ül-Maanidir. Türkçe divanlar, sırasıyla; 1) Garaib-üs-Sıgar: Çocukluğunda yazmış olduğu şiirlerden meydana gelmiştir. 2) Nevadir-üş-Şebab: Gençliğinde yazdığı şiirleri ihtiva etmektedir. 3) Bedayi-ül-Vasat: Olgunluk devresine ait şiirleri bu eserde toplamıştır. 4) Fevaid-ül-Kiber: Yaşlılığında söylemiş olduğu şiirlere ayrılmıştır.
Ali Şir Nevainin diğer eserleri şunlardır: 1) Hayret-ül-Ebrar: İslam ahlakı, tasavvuf, iman, adalet, doğruluk, ilim, cehalet, yiğitlik, edeb gibi konular üzerine yazılmış, manzum makale ve hikayelerden müteşekkil bir mesnevidir. 2) Ferhad ve Şirin. 3) Leyla ve Mecnun: Nevainin üçüncü mesnevisidir. Bu mesnevi, Nizaminin ve Hüsrev-i Dehlevinin izinde yazılmış olmakla beraber, olayların psikolojisi, tasviri ve sosyal hayat içinde işleyişi bakımından tamamiyle orijinal, milli ve mahalli bir eser görünüşündedir. Hikayede şahısların ve olayların tasviri, kelimelerle yapılan bir tablo halinde, adeta Orta Asya hayatını ortaya sermektedir. 4) Seba-i Seyyare: Bu mesnevi, meşhur Sasani Hükümdarı Behram-ı Gurun hikayesidir. Daha çocukken babası tarafından Medainden çıkarılan ve babasının ölümünden sonra çıkan taht kavgaları arasında, bir ordu ile Medaine gelerek hükümdar olan Behram-ı Gurun yaptığı savaşlar, av maceraları bu mesnevinin mevzuunu teşkil etmektedir. 5) Sedd-i İskenderi: Bu mesnevi, Zülkarneyn aleyhisselamın hayatını, fetihlerini, kahramanlıklarını ve adaletini anlatan bir İskendernamedir. Beş mesnevisinden meydana gelen Hamsesi ile Türk edebiyatında ilk hamse yazan da Ali Şir Nevaidir. 6) Lisan-üt-Tayr: Büyük alim Feridüddin-i Attarın Mantık-ut-Tayrına nazire olarak yazılmış, 3500 beytten meydana gelen tasavvufi bir eserdir. 7) Muhakemet-ül-Lügateyn, 8) Mecalis-ün-Nefais: Bu eser, Türk edebiyatında ilk defa Ali Şir Nevai tarafından yazılan bir şairler tezkeresidir ve pek çok şair tarafından örnek alınmıştır. 9) Mizan-ül-Evzan: Türkçe olup, bu eserde, Orta Asya Türk nazım şekilleri hakkında bilgiler ve örnekler verilmektedir. 10) Nesaim-ül-Mehabbe: Orta Asyada yaşayan velilerin hayat ve menkıbelerini anlatan bir Tezkiret-ül-Evliyadır. Tasavvufun Türkler arasında nasıl karşılandığı, büyük velilerin Türklerden nasıl saygı ve sevgi gördüğü, Türk tasavvufu hakkında bilgiler veren bu eserde, özellikle halk psikolojisi bakımından önemli çizgiler vardır. 11) Nazm-ül-Cevahir (Türkçe), 12) Hamset-ül-Mütehayyirin, 13) Tuhfet-ül-Müluk (Farisi), 14) Münşeat (Türkçe), 15) Sirac-ül-Müslimin, 16) Tarih-ül-Enbiya (Türkçe), 17) Mahbub-ül-Kulub fil-Ahlak, 18) Seyf-ül-Hadi ve Rekabet-ül-Münadi.
Horosanda açtığı sanat çığırı, bütün Türk dünyasında yayılmış, eserleri Anadolu, Rumeli, Kırım, Azerbaycan, İran, Irak ve Hindistan Türkleri arasında yüzyıllar boyunca hayranlıkla okunmuştur.
Ali Şir Nevai, 3 Ocak 1501tarihinde Heratda 60 yaşında öldü. Heratta kendi yaptırdığı türbeye gömüldü.
Kitapları :
- Hazâinül Maânî
- Garâibüs-Sağîr
- Nevâdirüş Şebâb
- Bedâyiül-Vasat
- Fevâidül-Kiber
- Hayretül-Ebrâr
- Ferhat ve Şirin
- Leyla ve Mecnun
- Seba-i Seyyârem
- Sedd-i İskender
- Lisânüt-Tayr
- Muhâkemetül-Lügateyn
- Mecâlisün-Nefâis
- Mîzânül-Evzân
- Nesâimül-Mehabbe
- Nazmül-Cevâhir
- Hamsetül-Mütehayyirîn
- TühfetülMülûk
- Münşeât
- Sirâcül-Müslimîn
- Tarihul-Enbiyâ
- Mahbûbül-Kulûb fil-Ahlâk
- Seyfül-Hâdî
- Rekâbet-ül-Münâdî