- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
GÜNÜMÜZ ALEVİLİĞİNİN EVRENSEL DEĞERLERİ
Alevilik çeşitli ve farklı kültürlerden dinlerden inançlardan aldığı öğeleri sentezleyerek bünyesine alarak orijinal bir öğreti yaratmıştır. Alevilikte Hıristiyanlıktan İslamiyetten Budizmden Mani inancından Zerdüşlükten Anadolunun yerli inançlarından vb. unsurlar görülür. Düşünüldüğünün tersine Alevilik İslamiyetten farkı onun şartlarına olmazsa olmazlarına uzak duran bir felsefedir.
Alevilik; insanı merkezine koyan (insanı merkez alan) Anadoluya özgü eşi benzeri olmayan bir felsefe bir inanç bir yaşam biçimi bir kültür bir öğreti ve hatta bunların tümünü de aşan bir toplumsal olgudur.
Aleviler Anadolu toprakları üzerinde 1000 yıldır yaşamlarını sürdürmektedirler. Anadolu Alevi nüfusu ise 20 milyon civarındadır.
Alevilik Anadoludaki resmi dinsel anlayışın dışında oluşmuş ve olmuştur. Bu nedenledir ki tarihte Anadoluda kurulan gerek Selçuklu devleti zamanında gerekse Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyeti altında sürekli olarak Aleviler baskı ve zulüm görmüşler aşağılanmışlar horlanmışlaryadsınıp yok edilmeye kalkışılmışlardır.
Alevilik Osmanlının resmi dinsel anlayışı olan Şeriatı/İslamiyeti yadsıyan bir inanç/öğreti olduğundan Aleviler birçok katliama maruz kalmış tarihsel süreçte kendi varlığını korumak için bedeller ödemiştir. Avrupada ortaçağda yaşanan engizisyonun bir benzeri Anadoluda Aleviler üzerinde uygulanmıştır.
HÜMANİZM ALEVİLİĞİN TEMEL KARAKTERİDİR
Aleviler tarihte salt inançlarından/ kültürlerinden/öğretilerinden dolayı birçok katliam yaşamış olmalarına rağmen Alevi öğretisinin temelini insan sevgisi yani hümanizm oluştur. Aleviler insanda tanrısal özellikler görürler. Onlara göre insan tanrının yeryüzündeki yansımasıdır. İnsana gösterilecek sevgi ve saygı yeryüzündeki her türlü ibadetten daha değerlidir. İnsana değer verilmelidir çünkü insan dünyadaki her şeyin yaratıcısıdır. İnsan yaratan ve yaşatandır. Hümanizminsan sevgisi temelinde tüm kerametlerin/ mucizelerin insanda olduğuna inanır. Bunu her ne arar isen insanda ara özdeyişiyle dile getirir.
ALEVİLER DEMOKRASİDEN YANADIR
Aleviler ve Alevi öğretisi demokrasiye bağlıdır. Bu onun tarihsel geleneğinden Alevi öğretisinin yapısından kaynaklanır.
Yoksul Anadolu insanlarının varoluş öğretisi olan Alevilik sürekli bir gelişim oluşum ve değişim içerisinde olmuştur. Alevilik 1000 yıllık tarihi boyunca mazlumdan yana zalime karşı ezilenden yana ezene karşı zulme zorbalığa baskıya karşı haktan ve haklıdan yana olmuştur.
Kendi dışındaki inançsal dinsel kültürel farklılıkları bir gerçeklik olarak gören ve saygı ile yaklaşan Aleviler tüm toplumsal kararların o toplumda varolan bireylerin ortak iradesi ele alınması gereğini savunur.
ALEVİLİK DOĞMATİK VE BAĞNAZ DEĞİLDİR ALEVİLİK RASYONELDİR
Alevilik dogmatik ve bağnaz değildir. Aleviler kuralcı ve biçimciliği reddederler öze önem verirler. Diğer dinlerde inançlarda olan insan yaşamının her alanına müdahale eden kendileri dışında doğruyu görmeyen katı donuk yaklaşımları Alevilikte bulamazsınız. Dogmatizme karşı bilimden yana insan aklının ve iradesinin özgürlüğüne inanırlar. Alevilik eleştirel bir yaklaşımı savunur. Alevi öğretisinde mutlaklık değişmezlik söz konusu değildir. Kılık-kıyafetten ibabet etme biçiminedünyaya yaşama bakışta bu farklılıkları açık seçik görmek mümkündür.
Alevilik rasyoneldir. Alevilikte akıl ve mantığa aykırı düşüncelere / inançlara / uygulamalara yer yoktur.Alevilik gerçekliği temel aldığından dolayı realisttir ilericidir.
ALEVİLİK ÇAĞDAŞTIR SÜREKLİ BİR DEĞİŞİM VE GELİŞİMDEN YANADIR
Alevlik donmuş kalıplaşmış bir öğreti/inanç değildir. Tüm tarihi boyunca sürekli bir gelişim değişim ve ilerleme içerisinde olmuştur. Alevilikte bir söz vardır: Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy! Aleviler tüm çağdaş yeniliklere öğretilerini uyarlamayı bilmişlerdir. Alevilik yaşadığı ülkeye zamanamekana yenilik ve değişimlere uyma yeteneğini her zaman gösterebilmiştir.
ALEVİ ÖĞRETİSİ EVRENSELDİR HOŞGÖRÜ ÜZERİNE YÜKSELİR
Anadolu Aleviliği evrensel özellikler gösterir. Bu nedenle yalnız başına hiçbir ulusa etnik guruba mal edilemez onunla sınırlanıp daraltılamaz.
Alevilik yeryüzünde yaşayan tüm insanları din dil ırk inanç cinsiyet ayrımı yapmaksızın bir ve eşit olarak görür. Alevi öğretisinde 72 millete bir nazarla bakmak ilkesi esastır. Bu tüm insanlar için eşitlik ve kardeşlik demektir.
Uluslarüstü bir inanç bir yaşam tarzı olan Alevilik kendisini Alevi gören Alevi hisseden bütün uluslardan insanların yani Türklerin Kürtlerin Arapların Arnavut ve diğer ulusların ortak bir inancı kültür mozaiğidir.
Alevi öğretisi Alevi inancı ve kültürü her türlü ırkçı-şovenist ve milliyetçi akımı reddeder. Ona karşı mücadele eder. Bu anlayışlarda barışçı eşitlikçi ve evrenseldir.
ALEVİLER LAİK TOPLUM LAİK DEVLET İLKESİNİ SAVUNURLAR
Laiklik inananların farklı inananlar farklı düşünenlerin kendi tercihlerinin ortak güvencesidir. Bunun için laiklikte devlet inançlar karşısında taraf değil ortak güvencedir. Laiklik inanç dünyasının sivil topluma devridir. Bu çerçevede laiklik demokrasinin temel bir ilkesidir.Bunun içindir ki Aleviler laiklik ilkesini ısrarla benimserler. Laiklik için mücadeleyi her zaman yürütür ve savunurlar.
ALEVİLİK DOĞA VE ÇEVRE DOSTUDUR
Alevi öğretisi doğa ve insan dostudur. Alevilikte her şeyin bir canı/ruhu olduğu inancı vardır. Dolayısıyla dağın taşın ağacın ırmağın böceğin yani doğadaki tüm canlı ve cansız varlıkların da bir canı vardır. Ve hiç bir canı incitmemek gerekir. Aleviler doğayla dosttur. Doğanın tahrip edilmesineinsanların insanca yaşayacağı ortamın yok edilerek çevrenin kirletilmesine karşı dururlar. Hatta Alevilikte ağaçların dağların suların kutsallığı söz konusudur. Bu kutsallık yaşam kaynağı olan doğanın korunmasından kaynaklanıyor olsa gerekir.
ALEVİLİKTE KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ VARDIR
Alevi felsefe ve öğretisinde cinsiyet ayrımcılığına yer yoktur. Kadın ve erkek toplumda eşit statüdedirler. Alevilik tüm kültür ve inanç eylemlerinde kadın ve erkeğin eşit biçimde yer almasını öngörür. Alevilikte kadın erkek eşitliği aslanın dişisi de aslandır özdeyişi ile dile getirilir.
SANAT ALEVİLİĞİNİN VAROLUŞ UNSURUDUR
Sanat Alevi öğretisini var eden temel unsurların başında gelir. Aleviliğin toplumsal/inançsal kurumlarının başında gelen cem adı verilen toplantılar saz şiir semah eşliğinde yürütülür. Alevilikte Alevi felsefesini dile getiren şiirleri söyleyen ozanlara büyük saygı duyulur. Ozanların eren/evliya olduğu dahi düşünülür. Şiirler saz eşliğinde ezgili bir biçimde söylenir. Bir müzik aleti olan saz da Alevilikte kutsal addedilir. Kadın ve erkeklerin birlikte katıldıkları semahlar (yani dans) da Aleviliğin vazgeçilmez unsurlarındandır. Sazı şiiri semahı ile Alevilik estetize edilmiş bir yaşam sunar. Estetik güzellik adeta Aleviliğin kendisidir.
ALEVİLER DÜNYAYA KUCAK AÇIYOR
Farklı ulusların toplulukların inançlarından kültürlerinden tarihi birikim ve estetik değerlerinden süzülüp gelerek özgün bir öğreti oluşturan Anadolu Aleviliği sosyolojik gelişime uygun olarak bugün kıtaları kapsayan bir geniş coğrafyaya yayılmış bulunmaktadır. Ne var ki bütün varlığına rağmen Alevilik Türkiyede resmi olarak yok sayılmakta inkar edilip yadsınmaktadır. Aleviliğin inkarı yalnız Türkiye için değil insanlık ailesi için de önemli bir kayıptır. Dünya insanlığını sevgi saygı ve hoşgörü ile birbirine kaynaştırarak barış içinde uyumlu bir şekilde bir ararda yaşamalarını özleyen/öngören Alevilik bunun için tüm dünya insanlığına kucak açmış bulunmaktadır.
Alevilik çeşitli ve farklı kültürlerden dinlerden inançlardan aldığı öğeleri sentezleyerek bünyesine alarak orijinal bir öğreti yaratmıştır. Alevilikte Hıristiyanlıktan İslamiyetten Budizmden Mani inancından Zerdüşlükten Anadolunun yerli inançlarından vb. unsurlar görülür. Düşünüldüğünün tersine Alevilik İslamiyetten farkı onun şartlarına olmazsa olmazlarına uzak duran bir felsefedir.
Alevilik; insanı merkezine koyan (insanı merkez alan) Anadoluya özgü eşi benzeri olmayan bir felsefe bir inanç bir yaşam biçimi bir kültür bir öğreti ve hatta bunların tümünü de aşan bir toplumsal olgudur.
Aleviler Anadolu toprakları üzerinde 1000 yıldır yaşamlarını sürdürmektedirler. Anadolu Alevi nüfusu ise 20 milyon civarındadır.
Alevilik Anadoludaki resmi dinsel anlayışın dışında oluşmuş ve olmuştur. Bu nedenledir ki tarihte Anadoluda kurulan gerek Selçuklu devleti zamanında gerekse Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyeti altında sürekli olarak Aleviler baskı ve zulüm görmüşler aşağılanmışlar horlanmışlaryadsınıp yok edilmeye kalkışılmışlardır.
Alevilik Osmanlının resmi dinsel anlayışı olan Şeriatı/İslamiyeti yadsıyan bir inanç/öğreti olduğundan Aleviler birçok katliama maruz kalmış tarihsel süreçte kendi varlığını korumak için bedeller ödemiştir. Avrupada ortaçağda yaşanan engizisyonun bir benzeri Anadoluda Aleviler üzerinde uygulanmıştır.
HÜMANİZM ALEVİLİĞİN TEMEL KARAKTERİDİR
Aleviler tarihte salt inançlarından/ kültürlerinden/öğretilerinden dolayı birçok katliam yaşamış olmalarına rağmen Alevi öğretisinin temelini insan sevgisi yani hümanizm oluştur. Aleviler insanda tanrısal özellikler görürler. Onlara göre insan tanrının yeryüzündeki yansımasıdır. İnsana gösterilecek sevgi ve saygı yeryüzündeki her türlü ibadetten daha değerlidir. İnsana değer verilmelidir çünkü insan dünyadaki her şeyin yaratıcısıdır. İnsan yaratan ve yaşatandır. Hümanizminsan sevgisi temelinde tüm kerametlerin/ mucizelerin insanda olduğuna inanır. Bunu her ne arar isen insanda ara özdeyişiyle dile getirir.
ALEVİLER DEMOKRASİDEN YANADIR
Aleviler ve Alevi öğretisi demokrasiye bağlıdır. Bu onun tarihsel geleneğinden Alevi öğretisinin yapısından kaynaklanır.
Yoksul Anadolu insanlarının varoluş öğretisi olan Alevilik sürekli bir gelişim oluşum ve değişim içerisinde olmuştur. Alevilik 1000 yıllık tarihi boyunca mazlumdan yana zalime karşı ezilenden yana ezene karşı zulme zorbalığa baskıya karşı haktan ve haklıdan yana olmuştur.
Kendi dışındaki inançsal dinsel kültürel farklılıkları bir gerçeklik olarak gören ve saygı ile yaklaşan Aleviler tüm toplumsal kararların o toplumda varolan bireylerin ortak iradesi ele alınması gereğini savunur.
ALEVİLİK DOĞMATİK VE BAĞNAZ DEĞİLDİR ALEVİLİK RASYONELDİR
Alevilik dogmatik ve bağnaz değildir. Aleviler kuralcı ve biçimciliği reddederler öze önem verirler. Diğer dinlerde inançlarda olan insan yaşamının her alanına müdahale eden kendileri dışında doğruyu görmeyen katı donuk yaklaşımları Alevilikte bulamazsınız. Dogmatizme karşı bilimden yana insan aklının ve iradesinin özgürlüğüne inanırlar. Alevilik eleştirel bir yaklaşımı savunur. Alevi öğretisinde mutlaklık değişmezlik söz konusu değildir. Kılık-kıyafetten ibabet etme biçiminedünyaya yaşama bakışta bu farklılıkları açık seçik görmek mümkündür.
Alevilik rasyoneldir. Alevilikte akıl ve mantığa aykırı düşüncelere / inançlara / uygulamalara yer yoktur.Alevilik gerçekliği temel aldığından dolayı realisttir ilericidir.
ALEVİLİK ÇAĞDAŞTIR SÜREKLİ BİR DEĞİŞİM VE GELİŞİMDEN YANADIR
Alevlik donmuş kalıplaşmış bir öğreti/inanç değildir. Tüm tarihi boyunca sürekli bir gelişim değişim ve ilerleme içerisinde olmuştur. Alevilikte bir söz vardır: Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy! Aleviler tüm çağdaş yeniliklere öğretilerini uyarlamayı bilmişlerdir. Alevilik yaşadığı ülkeye zamanamekana yenilik ve değişimlere uyma yeteneğini her zaman gösterebilmiştir.
ALEVİ ÖĞRETİSİ EVRENSELDİR HOŞGÖRÜ ÜZERİNE YÜKSELİR
Anadolu Aleviliği evrensel özellikler gösterir. Bu nedenle yalnız başına hiçbir ulusa etnik guruba mal edilemez onunla sınırlanıp daraltılamaz.
Alevilik yeryüzünde yaşayan tüm insanları din dil ırk inanç cinsiyet ayrımı yapmaksızın bir ve eşit olarak görür. Alevi öğretisinde 72 millete bir nazarla bakmak ilkesi esastır. Bu tüm insanlar için eşitlik ve kardeşlik demektir.
Uluslarüstü bir inanç bir yaşam tarzı olan Alevilik kendisini Alevi gören Alevi hisseden bütün uluslardan insanların yani Türklerin Kürtlerin Arapların Arnavut ve diğer ulusların ortak bir inancı kültür mozaiğidir.
Alevi öğretisi Alevi inancı ve kültürü her türlü ırkçı-şovenist ve milliyetçi akımı reddeder. Ona karşı mücadele eder. Bu anlayışlarda barışçı eşitlikçi ve evrenseldir.
ALEVİLER LAİK TOPLUM LAİK DEVLET İLKESİNİ SAVUNURLAR
Laiklik inananların farklı inananlar farklı düşünenlerin kendi tercihlerinin ortak güvencesidir. Bunun için laiklikte devlet inançlar karşısında taraf değil ortak güvencedir. Laiklik inanç dünyasının sivil topluma devridir. Bu çerçevede laiklik demokrasinin temel bir ilkesidir.Bunun içindir ki Aleviler laiklik ilkesini ısrarla benimserler. Laiklik için mücadeleyi her zaman yürütür ve savunurlar.
ALEVİLİK DOĞA VE ÇEVRE DOSTUDUR
Alevi öğretisi doğa ve insan dostudur. Alevilikte her şeyin bir canı/ruhu olduğu inancı vardır. Dolayısıyla dağın taşın ağacın ırmağın böceğin yani doğadaki tüm canlı ve cansız varlıkların da bir canı vardır. Ve hiç bir canı incitmemek gerekir. Aleviler doğayla dosttur. Doğanın tahrip edilmesineinsanların insanca yaşayacağı ortamın yok edilerek çevrenin kirletilmesine karşı dururlar. Hatta Alevilikte ağaçların dağların suların kutsallığı söz konusudur. Bu kutsallık yaşam kaynağı olan doğanın korunmasından kaynaklanıyor olsa gerekir.
ALEVİLİKTE KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ VARDIR
Alevi felsefe ve öğretisinde cinsiyet ayrımcılığına yer yoktur. Kadın ve erkek toplumda eşit statüdedirler. Alevilik tüm kültür ve inanç eylemlerinde kadın ve erkeğin eşit biçimde yer almasını öngörür. Alevilikte kadın erkek eşitliği aslanın dişisi de aslandır özdeyişi ile dile getirilir.
SANAT ALEVİLİĞİNİN VAROLUŞ UNSURUDUR
Sanat Alevi öğretisini var eden temel unsurların başında gelir. Aleviliğin toplumsal/inançsal kurumlarının başında gelen cem adı verilen toplantılar saz şiir semah eşliğinde yürütülür. Alevilikte Alevi felsefesini dile getiren şiirleri söyleyen ozanlara büyük saygı duyulur. Ozanların eren/evliya olduğu dahi düşünülür. Şiirler saz eşliğinde ezgili bir biçimde söylenir. Bir müzik aleti olan saz da Alevilikte kutsal addedilir. Kadın ve erkeklerin birlikte katıldıkları semahlar (yani dans) da Aleviliğin vazgeçilmez unsurlarındandır. Sazı şiiri semahı ile Alevilik estetize edilmiş bir yaşam sunar. Estetik güzellik adeta Aleviliğin kendisidir.
ALEVİLER DÜNYAYA KUCAK AÇIYOR
Farklı ulusların toplulukların inançlarından kültürlerinden tarihi birikim ve estetik değerlerinden süzülüp gelerek özgün bir öğreti oluşturan Anadolu Aleviliği sosyolojik gelişime uygun olarak bugün kıtaları kapsayan bir geniş coğrafyaya yayılmış bulunmaktadır. Ne var ki bütün varlığına rağmen Alevilik Türkiyede resmi olarak yok sayılmakta inkar edilip yadsınmaktadır. Aleviliğin inkarı yalnız Türkiye için değil insanlık ailesi için de önemli bir kayıptır. Dünya insanlığını sevgi saygı ve hoşgörü ile birbirine kaynaştırarak barış içinde uyumlu bir şekilde bir ararda yaşamalarını özleyen/öngören Alevilik bunun için tüm dünya insanlığına kucak açmış bulunmaktadır.