-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2015
-
- Mesajlar
- 4,042
-
- MFC Puanı
- 245
Alaçatı'da Bilmeniz gereken yerler
Alaçatı’nın adı kimilerine göre ‘alaca at’tan geliyor kimilerine göre de ‘alacık çadırları’ndan. Kasaba eskiden deniz kenarındaymış ama deniz yavaş yavaş çekilince geriye bataklık kalmış. Bataklık kurutulunca bölgeye damgasını bağcılık ve tütüncülük vurmuş. Mübadeleyle gitmek zorunda kalan Rumların yerine Selanik, Girit ve İstanköy (Kos) Adası’ndan gelenler yerleşmiş. Şimdilerdeyse Alaçatı, Türkiye’nin en gözde tatil beldeleri arasında. Her yıl yeni önemli mekânlar açılıyor, değişiklikler oluyor. İşte onlardan bazıları...
Köşe Kahve’nin ara sokağındaki Salça sadece bilenlerin iyi müzik ve iyi içki eşliğinde dost muhabbetine uğradığı bir yer. Salça’nın yakınındaki Sobe; bu yıl tarz değişikliğine giderek Cura isminde yeni nesil bir meyhaneye dönüştü (curaalacati.com). Mekânın sahibi Cüneyt’in müziklerine güzel mezeler ve bol muhabbet karışıyor. Sonrasında uğrayabileceğiniz Göz Lounge yaz kış ne zaman gitseniz hep gözde
Çark Plajı’nda açılan Zio Beach bu sene Alaçatı’ya damgasını vuracak. İçindeki restoran Zio Pino ise Papermoon’un şefi Giuseppe Pressani’ye emanet (Pino olarak da tanınıyor). İtalyanca Zio dayı/amca demek. Alaçatı’nın bana göre en güzel plajı Kum Beach. Alaçatı 11 doğal kumsalı ve dalgasız denizi ile çok ilgi çekiyor .
Alaçatı Port Niyazi ile Ferdi Baba yine çok popüler. Yemek sonrası Port Alaçatı’da bu yıl Tektekçi’nin yerini alacak Zilly’de bir içki içip ardından Alaçatı’nın en gözde mekânlarından Club 29’da dans edebilirsiniz (0232 716 03 03). Alaçatı Tektekçi eski yerinde, yeni kokteyller ile devam ediyor. Türkçe müziğin kulüpleri olarak Sess ve Albüm var. Aklınızda olsun sabaha karşı 03.00 gibi insanlar Otto’ya gidiyorlar (0533 339 06 00). Eğlence 07.00’ye kadar sürebiliyor, sakın güneş gözlüklerinizi unutmayın!
Fiyatları uygun olan Balıkçı Kenan, Hacı Memiş’in girişinde tam bir aile işletmesi. Dolmaların ve ahtapotun tadına bakmayı ihmal etmeyin. Beş odalı bir butik otel Göz Oda’nın altında bulunan restoranı gayet samimi. İki yıl önce açılan Eflatun, artık bir klasik olan Agrilia, Hacımemiş’te sevdiğim mekânlar arasında. Akaretler’deki Gile kapandı ve neredeyse tüm ekip Alaçatı’ya taşındı.
Mavinin ve beyazın huzur verici sakinliğinde doğayla iç içe verilecek molanın adreslerinden biri Alaçatı’daki Viento Hotel (vientoalacati.com). Geleneklerine bağlı bir misafirhane, geçmişi günümüze uyarlayan, geleneksel tatları modern yorumlayan, kişiye özel servislerle yeni bir Alaçatı masalında buluşuyor. Selanik ve Midilli göçmeni olan aile işletmesi Viento Hotel’de Yunanistan’dan Ayvalık’a bir asırdır taşınan kültürün izlerini taşıyan kahvaltı sofralarında lezzete ve keyfe doyuyorsunuz.
Tash Mahal ikisi de doktor bir çiftin olağanüstü emeğiyle ortaya çıkmış. Balayı odası muhteşem (tashmahalotel.com). Sedirli Ev çok sıcak bir mekân. Odalar ve özellikle bahçedeki havuz muhteşem (sedirliev.com). Evliyagil Hotel iki taş cumbalı binanın iç avlu ile birleştiği 10 odalı butik bir otel. Mimarisiyle Alaçatı’nın ruhunu yansıtan otelin kahvaltıları çok güzel, arka bahçedeki geniş havuzunda keyif yapabilirsiniz (evliyagilhotel.com).
Adada yaşayan ve bir efsane olan Mermelechas son derece hızlı ve kıvrak yelkenlisi ‘Bella Viena’ ve maharetli tayfaları ile korsanlık yapıyor. O devirde bu tip korsanlar Hıristiyan, Müslüman, Türk, Ceneviz ne av bulurlarsa saldırıyorlar ama Ege Denizi de Türklerin kontrolü altında. Bu azılı korsanın ana üssünün Mikonos Adası olduğu biliniyor ama bir türlü yakalanamıyor. Gecelerden bir gece, Kaptan-ı Derya’nın ünlü filosu, anzısın, hem kumanya, hem taze su, hem de Mermelechas’ı almaya Mikonos sularına karanlıkta sessizce hayalet gibi demirliyor. Gün doğarken bir ulak düzgün bir Rumca’yla; “Ey Mykonos halkı, duyduk duymadık demeyin. Devleti Aliyye’nin kullarına ve gemilerine yönelik soygunları nedeni ile Mermelechas korsanını bize bu gün, gün batımına kadar teslim etmezseniz kasabanız önce topa tutulacak, ardından da leventlerin keskin kılıçları ile paramparça olacaksınız. Tüm yapılarınız , evleriniz ve değirmenleriniz yer ile yeksan edilecek. Yedi kat göğü ve yeri yaratan Allah, altı ve yirmi bin Peygamber ve göklerden gelen Hazreti Peygamber ve dört Halife adına bin yemin ederiz.”
Yıllar sonra, veba salgını adayı kasıp kavurmaya başlayınca halk korkudan ölülere elini sürememiş, cesetler evlerde kokmaya başlamış. Bizim Robin Hood’a yeni bir görev düşmüş; vebalı cesetleri sırtladığı gibi dağda açtığı kireç kuyusuna tek başına taşımış. Artık ada halkı Mermelechas’ın efsunlu, insanüstü bir aziz olduğuna inanmaya başladığı sırada, ikinci bir veba salgını yaşlı korsanın ölümsüz sanılan vücudunu yere sermiş.... İki gün araştırmadan sonra, halka açık olmayan minik Şapel’in anahtarını gönüllü bakıcısı esnaf bir hanımda buldum ve gözlerim dolu ağdalı bir dua okudum Mermelechas’ın ruhuna..
Saffet Emre TONGUÇ