Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Akl-ı Nûrânî

Asrevya

Özgürlük=Öze B/akış
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    14 Ocak 2014
  • Mesajlar
    1,409
  • MFC Puanı
    354


Nûrânî akla sahip olanlar gönderiliş sebebini bilmiş, Allah-u Teâlâ’ya yönelmiş ve içini nurlandırmaya çalışıyor.

Murâkaba sayesinde ilâhî tecelliyâtı kalbine almıştır, kalp aynasına cemal nûrları tecelli eder. Bu sayededir ki huzur, huşû ve maiyyete nail olabilir. Kurbiyet ancak Akl-ı kül’dedir.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde:

“Mümin müminin aynasıdır.” buyuruyorlar. (Ebu Dâvud)

Birinci müminden mümin-i kâmilin kalbi, ikinci müminden ise bizzat Allah-u Teâlâ murad edilmektedir. Mümin Allah-u Teâlâ’nın ism-i şerif’lerinden birisidir.

Allah-u Teâlâ onun kalbine tecelli ettiği zaman mârifetullah husule gelmeye başlar. Bunun hâsıl olması kalp aynasındaki bir müşâhedeye dayanır.

Nitekim diğer bir Hadis-i şerif’lerinde de buyururlar ki:

“İyi bilin ki insanda bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün ceset iyi olur, o bozulursa bütün ceset ifsat olur. O et parçası kalptir.” (Buhârî)

Vücut nurlanınca akıl da nurlanmış oluyor.

Âyet-i kerime’de ise şöyle buyuruluyor:

“Allah bir kimsenin sinesini müslümanlık için açarsa o Rabb’inden verilen bir nur üzerindedir.” (Zümer: 22)

Kalbinde ilâhî nur tecelli edip durmaktadır.

Bu nuru Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde şöyle beyan buyururlar:

“Mümin-i kâmilin ferâsetinden korkunuz. Çünkü o Aziz ve Celîl olan Allah’ın nuru ile bakar.” (Tirmizî)

Bunun mânâsı; kalbindeki nur-i ilâhî ile sırlarınızı keşfedeceği büyük ihtimaldir.

İşte Allah-u Teâlâ sevdiği kullarına böyle lütuflarda bulunur.

Bir insan helâl lokma yemekle, ihlâsla ubûdiyet yapmakla, farz ve nafilelere devam etmekle içini nurlandırabilirse; Allah-u Teâlâ dilerse onda hikmet husule getirir ve hikmetle konuşur.

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Allah hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse, ona muhakkak ki çok hayır verilmiştir. Bunu ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar.” (Bakara: 269)

Kim bildiği ile amel ederse, Allah-u Teâlâ ona bilmediklerini öğretir.

Ve Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Allah’tan korkar takvâ sahibi olursanız, mualliminiz Allah olur.” (Bakara: 282)

Bir kimse aklını iyi kullanarak Rahman olan Allah’a yaklaşmak için çalışırsa, Allah-u Teâlâ da onu nuruna kavuşturur.

Vücudunu tamamen nurlandıran kimseleri toprak dahi çürütmez. Çünkü sıfat-ı hayvaniyeden ayıklanmış, insan suretine girmiş, nur olmuş. Onlar insan suretinde haşrolunur.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“İyi bilin ki Allah’ın velî kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.” buyuruyor. (Yunus: 62)

İşte çalışan bunun için çalışsın, yaşayan bunun için yaşasın!

Akl-ı nûrâni olanlardaki ilim:

Kafa gözü ile, kafa kulağı ile, çalışması ve gayreti ile zâhirî ilimde derinleşmiş, Allah-u Teâlâ’nın methini kazanmış olan âlimlerdir.

Buraya kadar zâhirîdir, bundan sonrası bâtınîdir.

Akl-ı nûrânî’nin kalpteki durumu:

Kalp aynasının Cemâl nurları tecelli eder, kalp gözü görür.

Âlim nakış yapar, ârif ise parlatır.

İlâhî isimlere devam etmek suretiyle kalp tasfiyesi tamam olunca, Allah-u Teâlâ’nın sıfatlarının tecellisi ile marifet husule gelir. Bunun hâsıl olması, kalp aynasındaki bir müşahedeye dayanır.

ÖMER ÖNGÜT

 
Üst Alt