- Konum
- Karı$ık..
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Mar 2013
-
- Mesajlar
- 2,021
-
- MFC Puanı
- 297
Kitabın Adı :Akın
Yazarı : Faruk Nafiz Çamlıbel
Akın Kitabının Özeti :
Akın, konusunu İslamiyet öncesi Türk Tarihinden almaktaodır. Anayurttaki iç denizin kuruması olayı, şiir-piyes biçiminde, destan olarak anlatılmaktadır. Yıllarca süren kuraklığın sona eromesi için, yasa gereğince, İhtiyar Hakan İstemi Hanın kurban edilmesi gerekmektedir.
İstemi Hanın hedefi ise, suyu, yeşili, ağacı bol bereketli topraklara akınlar düzenleyerek, yerleşmek için yeni yurtlar ele geçirmektir. Gün, Batı ve Doğu beyleri bu hükmü yerine getirmek için İstemi Hana gelirler. Bu üç beyin oğullan da devlet yönetimini Öğrensinler diye İstemi Hanm yaonındadırlar. Üç başbuğ, kuraklık devam edeceği ve kurban edilme sırası İstemi Handan sonra kendilerine geleceği için hileye başvuorurlar ve İstemi Han yerine kızı Sunanın öldürülmesi için baş bakıcıyı kandırırlar. Gün Başbuğunun oğlu Demir ise Sunayı sevmektedir. Hileyi meydana çıkarır. Mertliğe sığmayan bu tuotumları yüzünden, halk üç başbuğu öldürür. Bunların oğullan Bumin, Bayan ve Demir başbuğ olur ve İstemi Hanın Akın ülküsünü gerçekleştirirler.
Türklerin Anayurttan göç etmelerinin en Önemli sebebi olan kuraklıktan dolayı yeşile, suya ağaca olan özlem, Demirin sevgiolisi Sunaya hediye ettiği çiniye bakılarak, İstemi Han tarafından işte böyle anlatılmaktadır:
Yeşilde ne arar da bulamaz insan oğlu?
Yeşil bu.. .Varlık dolu, gök dolu, umman dolu!
Bir ucu gözlerinde, bir ucu engindedir,
Meyve veren ağaçlar bu çini rengindedir,
Bu çini rengindedir bahar, deniz, kır, orman
Bana Tanrım gözükür yeşil dediğin zaman.
Toplanmış bütün bunlar yeşil çininde senin,
Gizli arzulan var bunda bütün ülkenin.
Bunu ancak biz duyar, biz anlarız bu dilden
Kızı Suna, babasının bu kadar üzülmesine dayanamaz ve:
Yeter, baba, bu kadar içlendiğin yeşilden der. İstemi Han, nasıl İçlenmesin, nasıl özlem duymasın ki yeşile? Şu dizeler çektiği acıları gayet net bir şekilde açıklamaktadır:
Tanrım, nasıl kesildi köpüren, taşan
sular? Dağlar mı yassûaşii? Ovalar mı
delindi? Neden coşkun suların sesi
gittikçe dindi?
Yıllarca bulutlara bakarak derin derin
Bekledik hiç gelmeyen yağmurunu
göklerin, Başaklar yandı gitti boyunu
gösterirken Koyunlar can çekişti
yavrusunu verirken Meyveler
kızarmadan dalı üstünde soldu, Irmak
yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu.
Eskiden güneş derdim bereketin eşidir
Bugün başucumuzda Tanrının ateşidir,
O da susuz kalınca benzedi kudurmuşa,
Şimşek gibi çarpıyor aslana,
kurda,kuşa İrmak bugünün yolu,
deniz yarının çölü Tarlalar yangın
yeri.. .sürüler canlı ölü..
Dağlarının başından bulutu eksilmeyen,
Yılın dört mevsiminde susuzluk ne
bilmeyen Rüzgârlı ülkelere göç etmeli,
akmalı.. Yalnız bu anayurdu kimlere bırakmalı?
Yurdunda bir dikili ağaç kalmadığı gün
Yerinde durduğunu görürler gene Türkün..
Ayırmağa çalışmak ikisini boş etmek:
Türk demek yurt demektir, yurt demek de Türk demek!
Sizdedir bu varlığı kurtaracak son
büyü. Sîzin göç etmenizdir diriltecek
ölüyü Bekçisi kalsın artık bu yurdun
ihtiyarlar, Koç yiğitler arasın başka
güzel diyarlar,
Bilgi bir elinizde, sanat bir elinizde,
Altınızda yağız at, dal kılıç belinizde,
Okları hiç şaşmayan yayınızla
yürüyün, Akın alaylarını arkanızdan
sürüyün. Kulağınızda kalsın ölürsem
vasiyetim: Gençleri yollamaktı sağa
sola niyetim.
Yazarı : Faruk Nafiz Çamlıbel
Akın Kitabının Özeti :
Akın, konusunu İslamiyet öncesi Türk Tarihinden almaktaodır. Anayurttaki iç denizin kuruması olayı, şiir-piyes biçiminde, destan olarak anlatılmaktadır. Yıllarca süren kuraklığın sona eromesi için, yasa gereğince, İhtiyar Hakan İstemi Hanın kurban edilmesi gerekmektedir.
İstemi Hanın hedefi ise, suyu, yeşili, ağacı bol bereketli topraklara akınlar düzenleyerek, yerleşmek için yeni yurtlar ele geçirmektir. Gün, Batı ve Doğu beyleri bu hükmü yerine getirmek için İstemi Hana gelirler. Bu üç beyin oğullan da devlet yönetimini Öğrensinler diye İstemi Hanm yaonındadırlar. Üç başbuğ, kuraklık devam edeceği ve kurban edilme sırası İstemi Handan sonra kendilerine geleceği için hileye başvuorurlar ve İstemi Han yerine kızı Sunanın öldürülmesi için baş bakıcıyı kandırırlar. Gün Başbuğunun oğlu Demir ise Sunayı sevmektedir. Hileyi meydana çıkarır. Mertliğe sığmayan bu tuotumları yüzünden, halk üç başbuğu öldürür. Bunların oğullan Bumin, Bayan ve Demir başbuğ olur ve İstemi Hanın Akın ülküsünü gerçekleştirirler.
Türklerin Anayurttan göç etmelerinin en Önemli sebebi olan kuraklıktan dolayı yeşile, suya ağaca olan özlem, Demirin sevgiolisi Sunaya hediye ettiği çiniye bakılarak, İstemi Han tarafından işte böyle anlatılmaktadır:
Yeşilde ne arar da bulamaz insan oğlu?
Yeşil bu.. .Varlık dolu, gök dolu, umman dolu!
Bir ucu gözlerinde, bir ucu engindedir,
Meyve veren ağaçlar bu çini rengindedir,
Bu çini rengindedir bahar, deniz, kır, orman
Bana Tanrım gözükür yeşil dediğin zaman.
Toplanmış bütün bunlar yeşil çininde senin,
Gizli arzulan var bunda bütün ülkenin.
Bunu ancak biz duyar, biz anlarız bu dilden
Kızı Suna, babasının bu kadar üzülmesine dayanamaz ve:
Yeter, baba, bu kadar içlendiğin yeşilden der. İstemi Han, nasıl İçlenmesin, nasıl özlem duymasın ki yeşile? Şu dizeler çektiği acıları gayet net bir şekilde açıklamaktadır:
Tanrım, nasıl kesildi köpüren, taşan
sular? Dağlar mı yassûaşii? Ovalar mı
delindi? Neden coşkun suların sesi
gittikçe dindi?
Yıllarca bulutlara bakarak derin derin
Bekledik hiç gelmeyen yağmurunu
göklerin, Başaklar yandı gitti boyunu
gösterirken Koyunlar can çekişti
yavrusunu verirken Meyveler
kızarmadan dalı üstünde soldu, Irmak
yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu.
Eskiden güneş derdim bereketin eşidir
Bugün başucumuzda Tanrının ateşidir,
O da susuz kalınca benzedi kudurmuşa,
Şimşek gibi çarpıyor aslana,
kurda,kuşa İrmak bugünün yolu,
deniz yarının çölü Tarlalar yangın
yeri.. .sürüler canlı ölü..
Dağlarının başından bulutu eksilmeyen,
Yılın dört mevsiminde susuzluk ne
bilmeyen Rüzgârlı ülkelere göç etmeli,
akmalı.. Yalnız bu anayurdu kimlere bırakmalı?
Yurdunda bir dikili ağaç kalmadığı gün
Yerinde durduğunu görürler gene Türkün..
Ayırmağa çalışmak ikisini boş etmek:
Türk demek yurt demektir, yurt demek de Türk demek!
Sizdedir bu varlığı kurtaracak son
büyü. Sîzin göç etmenizdir diriltecek
ölüyü Bekçisi kalsın artık bu yurdun
ihtiyarlar, Koç yiğitler arasın başka
güzel diyarlar,
Bilgi bir elinizde, sanat bir elinizde,
Altınızda yağız at, dal kılıç belinizde,
Okları hiç şaşmayan yayınızla
yürüyün, Akın alaylarını arkanızdan
sürüyün. Kulağınızda kalsın ölürsem
vasiyetim: Gençleri yollamaktı sağa
sola niyetim.