Ahmed Cevdet Paşa (1822 - 1895)
Ondokuzuncu yüzyılın en büyük âlimlerinden olan Ahmed Cevdet Paşa 1822'de Lofça'da doğdu. Hacı ismail Ağa'nın oğludur. 1839'da İstanbul'a gelerek burada medrese öğrenimini tamamladı. Müderrislik, kadılık görevlerinde bulundu. Mustafa Reşit Paşa'nın desteği ve kendi kabiliyeti ile süratle yükseldi. Çeşitli yüksek görevlerden sonra Evkaf ve Maarif Nazırlıkları, Dahiliye Nazırlığı, Ticaret ve Ziraat Nazırlığı, Adliye Nazırlığı yaptı. Ömrünün son yıllarını ilmi çalışmalarla geçirdi.
Ahmed Cevdet Paşa, Doğu kültürü ile yetişmiş fakat Batı kültürünü de incelemiş ve bu kültürden yararlanmak gerektiği fikrini savunmuştur. Devlet adamlığı yanında tarihçiligi, hukukçuluğu, edebiyatçılığı ile de ün yapmış olan Ahmed Cevdet Paşa'nın başlıca eserleri şunlardır:
---
ESERLERİ
*Tarihi Cevdet: 1774 Kaynarca Andlaşması'ndan 1826'ya kadar geçen dönemi anlatan 12 ciltlik tarih kitabıdır.
* Tezâkiri Cevdet: Vakanüvisliği sırasında düzenlediği 40 tezkireden ibarettir. Bunlar arasında devrin siyasî, ekonomik, kültürel ve idari özelliklerini yansıtan belgeler de vardır.
* Maruzat: 1839-1876 yılları arasında geçen tarihî ve siyasî olayları anlatır.
* Kısası Enbiya ve Tavarihi Hûiefa (Peygamberlerin Kıssaları ve Hâlifelerin Tarihi): Eğitim ve öğretim ağırlıklı bu eserde Osmanlı Devleti'nin ilk yılları da yer alır.
* Divanca: Bu adı taşıyan küçük divanında gençlik yıllarında yazdığı kaside, gazeî, şarkı, rubaî, tarih ve müfredler yer alır.
* Kavaidi Osmaniye va Medhali Kavaidi Türkîye: Bu eserinde Osmanlıca ve Türkçe'nin kuralları anlatılır.
Ahmed Cevdet Paşa, aruzun Türk diline yabancı bir vezin olduğunu, parmak hesabiyle yapılan hece vezninin Türkçe'nin tabii vezni olduğunu söylemiş ve savunmuştur. Ondokuzuncu yüzyılda güzel ve sâde Türkçe ile eser verenlerden biri, belki en büyüğü Cevdet Paşa'dır. Bu bakımdan onun dilde milliyetçiliği başlatan filimyazarlardan biri olduğunu söyleyebiliriz.
Ahmed Cevdet Paşa'dan:
"... Şimdi Türkçe denilen lisanımızın aslı Çağatayî'nin bir şubesi olup, zaten kavaidi usûlu pek muntazam bir lisan ise de, müfredat ve elfazca vüs'afi olmadığından Arabi ve Farisî'den istiare ve iktibas ederek gayet vâsi bir lisan olmuş ve şimdi hayret-din-i cihan olan fesahat ü belâgati afitab-ı alem tab-ı saltanat-ı Osmaniyye'nin mıntıka-i şarkiyyeyi münevver eylediği zamandan sonra husule gelmiş olduğu misilli bu devlet-i ebed müddetin vasıta-i tenfiz-i ahkâmı olduğuna binaen, Llsan-ı Osmani nâmını almıştır...".
Ondokuzuncu yüzyılın en büyük âlimlerinden olan Ahmed Cevdet Paşa 1822'de Lofça'da doğdu. Hacı ismail Ağa'nın oğludur. 1839'da İstanbul'a gelerek burada medrese öğrenimini tamamladı. Müderrislik, kadılık görevlerinde bulundu. Mustafa Reşit Paşa'nın desteği ve kendi kabiliyeti ile süratle yükseldi. Çeşitli yüksek görevlerden sonra Evkaf ve Maarif Nazırlıkları, Dahiliye Nazırlığı, Ticaret ve Ziraat Nazırlığı, Adliye Nazırlığı yaptı. Ömrünün son yıllarını ilmi çalışmalarla geçirdi.
Ahmed Cevdet Paşa, Doğu kültürü ile yetişmiş fakat Batı kültürünü de incelemiş ve bu kültürden yararlanmak gerektiği fikrini savunmuştur. Devlet adamlığı yanında tarihçiligi, hukukçuluğu, edebiyatçılığı ile de ün yapmış olan Ahmed Cevdet Paşa'nın başlıca eserleri şunlardır:
---
ESERLERİ
*Tarihi Cevdet: 1774 Kaynarca Andlaşması'ndan 1826'ya kadar geçen dönemi anlatan 12 ciltlik tarih kitabıdır.
* Tezâkiri Cevdet: Vakanüvisliği sırasında düzenlediği 40 tezkireden ibarettir. Bunlar arasında devrin siyasî, ekonomik, kültürel ve idari özelliklerini yansıtan belgeler de vardır.
* Maruzat: 1839-1876 yılları arasında geçen tarihî ve siyasî olayları anlatır.
* Kısası Enbiya ve Tavarihi Hûiefa (Peygamberlerin Kıssaları ve Hâlifelerin Tarihi): Eğitim ve öğretim ağırlıklı bu eserde Osmanlı Devleti'nin ilk yılları da yer alır.
* Divanca: Bu adı taşıyan küçük divanında gençlik yıllarında yazdığı kaside, gazeî, şarkı, rubaî, tarih ve müfredler yer alır.
* Kavaidi Osmaniye va Medhali Kavaidi Türkîye: Bu eserinde Osmanlıca ve Türkçe'nin kuralları anlatılır.
Ahmed Cevdet Paşa, aruzun Türk diline yabancı bir vezin olduğunu, parmak hesabiyle yapılan hece vezninin Türkçe'nin tabii vezni olduğunu söylemiş ve savunmuştur. Ondokuzuncu yüzyılda güzel ve sâde Türkçe ile eser verenlerden biri, belki en büyüğü Cevdet Paşa'dır. Bu bakımdan onun dilde milliyetçiliği başlatan filimyazarlardan biri olduğunu söyleyebiliriz.
Ahmed Cevdet Paşa'dan:
"... Şimdi Türkçe denilen lisanımızın aslı Çağatayî'nin bir şubesi olup, zaten kavaidi usûlu pek muntazam bir lisan ise de, müfredat ve elfazca vüs'afi olmadığından Arabi ve Farisî'den istiare ve iktibas ederek gayet vâsi bir lisan olmuş ve şimdi hayret-din-i cihan olan fesahat ü belâgati afitab-ı alem tab-ı saltanat-ı Osmaniyye'nin mıntıka-i şarkiyyeyi münevver eylediği zamandan sonra husule gelmiş olduğu misilli bu devlet-i ebed müddetin vasıta-i tenfiz-i ahkâmı olduğuna binaen, Llsan-ı Osmani nâmını almıştır...".