Şu sözü kaç kez daha edeceğiz:
Gazetecilerin kendilerini iktidarlara beğendirme zorunluluğu yoktur…
Gazetecilerin kendilerini halka beğendirme sorumluluğu vardır. Ki bu sebeple kıblesi gerçeklerdir. Haberi kuyumcu terazisinde tartarak yazar gazeteci…
Gazeteci propaganda memuru değildir…
Gazetecinin amacı hakikati yazmaktır; algı oluşturmak değil…
Gazeteciyi iktidarlar sevmez. Bu sebeple…
Gazetecinin sırtını dayadığı tek güç, hep gerçekleri okumak, dinlemek isteyen halktır…
Dün sabah adliye önünde yine milletvekilleri, gazeteciler, sanatçılar, sivil toplum kuruluşları ve parti temsilcileriyle birlikteydik. Çoğumuzun görüşleri farklı ve hepimizin tek istediği hürriyet nefesi almak…
Düşünceyi sanık sandalyesinde görmek istemiyoruz.
Yazdıkları haber yüzünden gazetecilerin çeşitli bahanelerle hapse atılmasını istemiyoruz.
Özgürlük istiyoruz…
Habercilik yapmak istiyoruz…
Kendimizi güvende hissetmek istiyoruz…
Bugün Türkiye'de gazetecilik büyük baskı altında… Bu öyle bir baskı ki sürekli zindana atılıyoruz…
İşte yine aynı zulümle karşı karşıyayız. Barışlar hakkında 19 yıl hapis isteniyor! Suçları ne; haber yazmak…
Hapiste kaldım; bir gün bile geçirmenin zorluğunu yaşadım… Barışlar FETÖ kumpasıyla 20 ay hapiste kaldı.
Ve bugün FETÖ ile mücadelenin bayraktarlığını yapan Barışlar 115 gündür hapis.
Açın tarihe bakın: Gazetecileri hapse atmak hiçbir iktidara fayda sağlamaz. Gazetecileri susturmanın iktidara ömür katmadığını nasıl bilmezler…
Umarım arkadaşlarımız serbest kalır.
İktidar, hergün gözaltı, tutuklama, mahkeme sözcüğünü gündemden çıkarmalıdır artık…
Bunun Türkiye'ye yararı yok; adaleti sağlamak sürekli ceza maddeleriyle olmaz…
Yazacak çok cümlem yok; aklım duruşmada… Umarım sevindirici haber alacağız…
Bekliyoruz…
SONER YALÇIN
Gazetecilerin kendilerini iktidarlara beğendirme zorunluluğu yoktur…
Gazetecilerin kendilerini halka beğendirme sorumluluğu vardır. Ki bu sebeple kıblesi gerçeklerdir. Haberi kuyumcu terazisinde tartarak yazar gazeteci…
Gazeteci propaganda memuru değildir…
Gazetecinin amacı hakikati yazmaktır; algı oluşturmak değil…
Gazeteciyi iktidarlar sevmez. Bu sebeple…
Gazetecinin sırtını dayadığı tek güç, hep gerçekleri okumak, dinlemek isteyen halktır…
Dün sabah adliye önünde yine milletvekilleri, gazeteciler, sanatçılar, sivil toplum kuruluşları ve parti temsilcileriyle birlikteydik. Çoğumuzun görüşleri farklı ve hepimizin tek istediği hürriyet nefesi almak…
Düşünceyi sanık sandalyesinde görmek istemiyoruz.
Yazdıkları haber yüzünden gazetecilerin çeşitli bahanelerle hapse atılmasını istemiyoruz.
Özgürlük istiyoruz…
Habercilik yapmak istiyoruz…
Kendimizi güvende hissetmek istiyoruz…
Bugün Türkiye'de gazetecilik büyük baskı altında… Bu öyle bir baskı ki sürekli zindana atılıyoruz…
İşte yine aynı zulümle karşı karşıyayız. Barışlar hakkında 19 yıl hapis isteniyor! Suçları ne; haber yazmak…
Hapiste kaldım; bir gün bile geçirmenin zorluğunu yaşadım… Barışlar FETÖ kumpasıyla 20 ay hapiste kaldı.
Ve bugün FETÖ ile mücadelenin bayraktarlığını yapan Barışlar 115 gündür hapis.
Açın tarihe bakın: Gazetecileri hapse atmak hiçbir iktidara fayda sağlamaz. Gazetecileri susturmanın iktidara ömür katmadığını nasıl bilmezler…
Umarım arkadaşlarımız serbest kalır.
İktidar, hergün gözaltı, tutuklama, mahkeme sözcüğünü gündemden çıkarmalıdır artık…
Bunun Türkiye'ye yararı yok; adaleti sağlamak sürekli ceza maddeleriyle olmaz…
Yazacak çok cümlem yok; aklım duruşmada… Umarım sevindirici haber alacağız…
Bekliyoruz…
SONER YALÇIN