- Konum
- Cennet Şelaleleri. ♡
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 4,143
-
- MFC Puanı
- 312
KADININ 28 GÜNÜ
Üreme çağında olan bir kadında ortalama 28 günde bir tekrar eden sürece adet döngüsü adı verilir.
Adet kanamasını tarif etmek için dilimizde halk arasında farklı ifadeler kullanılmaktadır. Bunlar arasında en sık rastlanılanları "aybaşı olmak", "adet olmak", "adet görmek", "regl olmak", "menstruasyon kanaması görmek" (menstruasyon İngilizce'de adet kanamasının tam karşılığı olan menstruation kelimesinden dilimize aktarılmıştır), "mens olmak", "kanama görmek", "peryod" ve "hastalanmak" ifadeleridir. Daha ender rastlanan ve olayın tam karşılığı olmaktan uzak olanlar ise "kirlenmek" ve "renkli olmak" şeklinde olanlardır.
Adet döngüsü veya siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen zamanı ve bu zaman içinde kadın vücudunda gerçekleşen olayları ifade eder.
Bir adet döngüsü kadında genellikle 28 gün sürmekle birlikte 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır. Adet kanaması ortalama 4 gün devam eder ve 1 ile 7 gün arası normalin alt ve üst sınırları olarak kabul edilir. Adet kanaması esnasında 20 ile 80 mililitre arasında miktarda kan kaybedilir.
Adet döngüsü ergenlik döneminden, yumurtalıklarda olgunlaşabilecek yumurta hücrelerinin tümüyle tükendiği menopoz dönemine kadar devam eder. Bu zaman dilimi içerisinde gebelik döneminde ve emzirmenin devam ettiği sürenin büyük kısmında geçici olarak duraklar.
Adet Kanamasının Ay İle İlgisi Var mı?
Kadınların bir kısmı adet kanamasını "aybaşı" olarak tarif ederler. Bu, insanoğlunun ay ile kadının adet döngüsünü çok önceden beri ilişkilendirdiğini gösteren önemli bir bulgudur. Aynı ilişkilendirme yabancı dillerde de yaygındır.
"Menses" Latince'de "adet kanaması" anlamına gelmekle beraber yine bu dilde aynı zamanda "ay" anlamına gelen "mensis" kelimesinin çoğuludur yani "aylar" anlamına da gelmektedir. Bu kelime Latince'ye muhtemelen Yunanca'da "ay" anlamına gelen "mene" kelimesinin aktarılmasıyla türetilmiştir.
Ay ile adet döngüsü ve kanaması arasındaki en önemli benzerlik dünyanın uydusu olan Ay'ın da aynen adet döngüsü gibi kendine özgü bir döngüsü olmasıdır. Bu döngünün başından sonuna doğru ay dünyamızda farklı şekillerde görünür. Ay'ın bir döngüsü 29.5 gün sürer ve bu döngüde bir şaşma olmaz.
Bazı kültürlerde tüm kadınların aynı zamanda adet gördüklerine ve kadınların hepsinin Ay ile birlikte çeşitli ruhsal ve bedensel evrelerden geçtiklerine inanılmaktadır. Bilimsel olarak kanıtlanmamış, ancak Amerikan halkının kullandığı bir yönteme göre adet düzensizliği olan kadınlar odalarında ay ışığını temsil eden hafif bir ışığı açık bırakarak uyumakta ve iddialarına göre adetleri düzene girmektedir. Yine eski bir Amerikan geleneğine göre adet sorunları olan kadınlar ayla konuşmaktadırlar.
İlk "Adet Kanaması"
Çocukluk çağından ergenlik çağına geçiş döneminde, ortalama olarak 12.5 yaşında kız çocuğu ilk adet kanamasını görür. Bu "ilk kanama" henüz yumurtlama süreci devreye girmediğinden, gerçek ve düzenli aralıklarla oluşan bir adet kanaması olmaktan uzaktır. Kız çocuğunun hormon salgı mekanizmaları ve genital organları olgunlaştığında yumurtlama süreci de başlar ve oluşan adet kanamaları, adet döngüsünün bir parçası olarak düzenli hale gelir.
Adet kanamasının işlevi nedir?
Adet döngüsü esnasında beyinde, yumurtalıklarda ve rahim iç tabakasında farklı olaylar meydana gelir. Beyinden salgılanan hormonların yumurtalıklardan birini uyarmasıyla başlayan süreç, uyarılan yumurtalıktan döllenmeye hazır bir yumurta hücresinin serbestleşmesine neden olur, bu esnada rahim iç tabakası da kendini muhtemel bir gebeliğe hazırlar. Döllenme gerçekleşmediğinde serbestleşen yumurta hücresinin ömrü biter ve gebelik için hazırlanmış rahim iç tabakasının adet kanamasıyla dışarı atılmasını takiben yeni bir adet döngüsü başlar.
Adet kanamasının amacı her adet döngüsünde oluşabilecek muhtemel bir gebeliğin yerleşebilmesi ve uygun şartlarda gelişebilmesi için rahim iç tabakasının "tazelenmesi" olarak değerlendirilebilir.
Adet döngüsünde beyinde gerçekleşen olaylar
Adet kanamasının ilk günü yeni bir adet döngüsünün başlangıcıdır. Bu aşamada beyin dokusunun derinlerinde yer alan hipotalamus adlı bölgeden salgılanan GnRH adı verilen hormon, hipotalamusa yakın yerleşimli hipofiz adı verilen salgı bezinden folikül uyarıcı hormon (FSH) salgısını başlatır. FSH hormonu etkisiyle yumurtalıklardan birinde yeni bir yumurta hücresi folikül adı verilen bir kesecik içinde olgunlaşmaya başlar. Bu olgunlaşma süreci tamamlandığında, olgun folikül içinde üretilen yüksek miktarlarda östrojen hormonu etkisiyle bir yandan rahim iç tabakası gelişmeye başlar, öte yandan hipofiz bezinden LH adı verilen başka bir hormon salgılanır. LH hormonu yumurta hücresini barındıran folikülü "çatlatır" ve yumurta hücresini serbest bırakır. Yumurta hücresinin serbest kalmasına yumurtlama (ovulasyon) adı verilir.
yukarıdakı şekli ortadan ayıran kesikli çizgi yumurtlamanın oluştuğu anı, eğriler ise LH ve FSH hormonlarının kan seviyesini göstermektedir. Hemen yumurtlama öncesinde LH hormonunun ne kadar keskin bir yükselme gösterdiğine dikkat ediniz. Bu ani yükselmeye LH piki (pik, ingilizcede doruk anlamına gelen peak kelimesinden dilimize uyarlanmıştır) adı verilmektedir. LH pikinin oluşamadığı durumlarda folikül olgunlaşsa dahi, yumurtlama gerçekleşemez. Halk arasında "çatlatıcı iğne" olarak bilinen ilaçlar LH hormonu içerirler.
Yumurtlama olduktan sonra gebelik oluşursa salgılanan hormonlar beyindeki hormonların işlevlerini durdururlar ve böylece gebelik döneminde ve lohusalık döneminde yumurtlama ve adet kanaması geçici olarak durur.
Gebelik gerçekleşmediğinde belli bir süre sonra oluşan adet kanaması sonrasında beyindeki hormonlar yeni bir adet döngüsünü başlatmak amacıyla yeniden salgılanırlar.
Görüldüğü gibi yumurtlama ve adet kanaması temel olarak beyin tarafından yönetilen işlevlerdir. Bu işlevin merkezi olan hipotalamus beyin dokusunun duygulanımlarla ilgili olan bölümleriyle çok yakın komşuluktadır. Bu yakın komşuluk nedeniyle ruhsal kaynaklı stres kadında yumurtlama işlevinin olumsuz etkilenmesine ve bu da adet kanamasının zamansal özeliklerinin değişmesine neden olabilir (adet kanamasının gecikmesi veya erken gerçekleşmesi gibi).
Her adet döngüsünün başında yumurtalıklardan birinde yumurtalığın dış yüzeyine yakın yerleşimli yumurtalık hücrelerinden biri beyinden salgılanan FSH hormonu etkisiyle olgunlaşma sürecine girer. Olgunlaşan yumurta hücresi bu süreçte içi berrak bir sıvı dolu olan ve folikül adı verilen bir kesecik içindedir.
Başlangıçta birkaç milimetre olan folikül, adet döngüsünün ortasına yaklaşıldığında 16-20 milimetre çapına ulaşır.
Folikül içinde adet döngüsünün ilk günlerinden itibaren giderek artan miktarlarda salgılanan östrojen hormonu folikül olgunlaştıkça ve büyüdükçe daha da çok miktarlarda üretilir ve kana geçer. Kandaki östrojen en yüksek seviyeye ulaştığında beyinde luteinize edici hormon (LH) salgısını uyarır.
LH salgısı 12 saat gibi kısa bir sürede hızla artar ve doruk noktasına ulaşır. LH hormonu seviyesinin bu denli hızlı artmasıyla olgun folikül yapısı en ince noktasından çatlar ve içindeki yumurta hücresini serbest bırakır. 28 günlük adet döngüsü olan bir kadında yaklaşık 14. gün gerçekleşen bu olaya yumurtlama adı verilir.
Serbestleşen yumurta hücresi komşu Fallop tüpünün saçakları tarafından yakalanarak tüp içine alınır.
Yandaki resimde bir Fallop tüpünün kesiti görülmektedir. Fallop tüpü saçakların bulunduğu uçta karın boşluğuyla, diğer uçta rahim içi boşlukla temas halindedir. Saçakların aktif hareketleri yumurta hücresinin karın boşluğuna düşmesini engeller ve tüp içine giren yumurta hücresi, tüpün içinde bulunan silya adlı tek yönde harekete izin veren özel "tüycükler" yardımıyla Fallop tüpünün içinde rahim içi boşluğa doğru ilerler.
Folikül çatladıktan sonra "çatlama bölgesinde" Sarı Cisim (lat: Corpus Luteum) adı verilen bir yapı oluşur ve bu yapı progesteron hormonu üretmeye başlar.
Sarı Cisim gebelik oluştuğunda bebeğe hormon desteği vermek üzere yaklaşık 10. gebelik haftasına kadar progesteron hormonu salgılamaya devam eder. 10. haftadan itibaren bebek kendi progesteron hormonunu kendisi üretebilecek hale gelir ve görevi devralır.
Gebelik oluşmazsa Sarı Cismin işlevi 14 günde biter ve sarı cisim geriler. Sarı Cismin hormon salgısının durmasıyla kanda progesteron hormonu seviyesi kısa sürede düşer ve bu rahim iç tabakasının desteğini kaybederek "yıkılmasına" neden olur. Bu "yıkılma" adet kanamasıyla birlikte olur ve "yıkılan" doku kanamayla birlikte vücuttan atılır.
Adet kanamasıyla birlikte yeni bir adet döngüsü başlar.
Yumurtalık dokusunda adet döngüsünün ilk yarısında östrojen hormonu hakimiyetinde gerçekleşen folikül olgunlaşması foliküler evre, ikinci yarısında Sarı Cisim (Corpus Luteum) tarafından salgılanan progesteron hormonu hakimiyetinde gerçekleşen evre luteal evre adını alır.
Rahim iç tabakasında gerçekleşen olaylar
Rahim iç tabakası adet döngüsünün ilk gününden itibaren salgılanan östrojen hormonu etkisiyle kalınlaşır. Yumurtlama gerçekleştiğinde salgılanan progesteron hormonu bir yandan östrojen hormonunun bu kalınlaştırıcı etkisini frenler, öte yandan rahim iç tabakasını özel bazı maddeler salgılamaya yönelterek döllenmesi muhtemel bir yumurta hücresinin yerleşmesi ve gebeliğin başlaması için elverişli duruma getirir.
Rahim iç takasında adet döngüsünün ilk yarısında östrojen hormonu hakimiyetinde gerçekleşen kalınlaşma proliferatif evre (proliferasyon=kalınlaşma), ikinci yarısında progesteron hormonu hakimiyetinde gerçekleşen salgılama ise sekresyon evresi (sekresyon= salgılama) adını alır.
Neden kanama olur?
Yumurtlama sonrası yumurtalıkta oluşan Sarı Cismin ömrü 14 gündür. Sarı Cisim "yaşlandıkça" salgıladığı progesteron hormonu azalır. Kandaki progesteron hormonu belli bir seviyenin altına indiğinde rahim iç tabakası desteğini kaybederek "yıkılmaya" başlar. İşte bu "yıkılma" kanamayla birlikte olduğundan adet kanaması adını alır.
Sarı Cismin ömrünün sabit olarak 14 gün olmasının özel bir anlamı vardır: 28 günde bir adet kanaması gören bir kadında yumurtlama 14. günde olmaktadır, halbuki 30 günde bir adet kanaması gören bir kadında yumurtlama günü 30-14=16. gündür. Aksine 26 günde bir adet kanaması gören bir kadında ise yumurtlama günü 26-14=12. gündür.
Solda üstteki resim rahim iç tabakasında adet döngüsünün ilk gününden itibaren başlayan kalınlaşma sürecini şematik olarak göstermektedir. Alttaki şemada ise adet döngüsünün günlerine göre vücutta oluşan hormon seviyeleri görülmektedir. Östrojen hormonunun kanda artmasından hemen sonra LH hormonunun da bariz bir şekilde arttığına dikkat ediniz.
Şemada ayrıca progesteron hormonu salgısının yumurtlamadan önce oldukça düşük olduğu, yumurtlamadan sonra ise bariz bir şekilde arttığı gözlenebilir.
Adet Döngüsü Uzunluğu
Adet döngüsünün süresi, yani adet kanamasının ilk gününden bir sonraki adet kanamasının ilk gününe kadar geçen zaman ortalama 28 gündür. Kadınların %15'i 28 günde bir adet kanaması görürlerken, %0.5'i 21 günden daha kısa, %1'i 35 günden daha uzun bir zamanda kanama görürler.
Adet kanamasının ilk başladığı zamanı takip eden 5-7 yıllık süre içerisinde adet döngüsü genellikle daha uzundur. Hormon salgılayan sistemler olgunlaştığında üreme çağına özgü düzenli kanama paterni ortaya çıkar.
Kadın 40'lı yaşlara geldiğinde hormon salgısındaki doğal değişiklikler döngünün yeniden uzamasıyla sonuçlanır. 2-8 yıl devam eden bu süre sonunda menopoz ortaya çıkar. Bu süre içerisinde adet döngüsünün uzamasını belirleyen temel olay yumurta hücresinin olgunlaşmasına kadar geçen sürenin uzamasıdır.
Şekilde üst üste yer alan üç eğriden ortada olanı kadınların çoğunda görülen adet döngüsü süresini gösterirken bu eğrinin üstünde ve altında yer alan eğriler kadınların %5'inden daha azında görülen adet döngüsü süresinin kadının yaşına göre dağılımını göstermektedir.
Üreme çağında olan bir kadında ortalama 28 günde bir tekrar eden sürece adet döngüsü adı verilir.
Adet kanamasını tarif etmek için dilimizde halk arasında farklı ifadeler kullanılmaktadır. Bunlar arasında en sık rastlanılanları "aybaşı olmak", "adet olmak", "adet görmek", "regl olmak", "menstruasyon kanaması görmek" (menstruasyon İngilizce'de adet kanamasının tam karşılığı olan menstruation kelimesinden dilimize aktarılmıştır), "mens olmak", "kanama görmek", "peryod" ve "hastalanmak" ifadeleridir. Daha ender rastlanan ve olayın tam karşılığı olmaktan uzak olanlar ise "kirlenmek" ve "renkli olmak" şeklinde olanlardır.
Adet döngüsü veya siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen zamanı ve bu zaman içinde kadın vücudunda gerçekleşen olayları ifade eder.
Bir adet döngüsü kadında genellikle 28 gün sürmekle birlikte 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır. Adet kanaması ortalama 4 gün devam eder ve 1 ile 7 gün arası normalin alt ve üst sınırları olarak kabul edilir. Adet kanaması esnasında 20 ile 80 mililitre arasında miktarda kan kaybedilir.
Adet döngüsü ergenlik döneminden, yumurtalıklarda olgunlaşabilecek yumurta hücrelerinin tümüyle tükendiği menopoz dönemine kadar devam eder. Bu zaman dilimi içerisinde gebelik döneminde ve emzirmenin devam ettiği sürenin büyük kısmında geçici olarak duraklar.
Adet Kanamasının Ay İle İlgisi Var mı?
Kadınların bir kısmı adet kanamasını "aybaşı" olarak tarif ederler. Bu, insanoğlunun ay ile kadının adet döngüsünü çok önceden beri ilişkilendirdiğini gösteren önemli bir bulgudur. Aynı ilişkilendirme yabancı dillerde de yaygındır.
"Menses" Latince'de "adet kanaması" anlamına gelmekle beraber yine bu dilde aynı zamanda "ay" anlamına gelen "mensis" kelimesinin çoğuludur yani "aylar" anlamına da gelmektedir. Bu kelime Latince'ye muhtemelen Yunanca'da "ay" anlamına gelen "mene" kelimesinin aktarılmasıyla türetilmiştir.
Ay ile adet döngüsü ve kanaması arasındaki en önemli benzerlik dünyanın uydusu olan Ay'ın da aynen adet döngüsü gibi kendine özgü bir döngüsü olmasıdır. Bu döngünün başından sonuna doğru ay dünyamızda farklı şekillerde görünür. Ay'ın bir döngüsü 29.5 gün sürer ve bu döngüde bir şaşma olmaz.
Bazı kültürlerde tüm kadınların aynı zamanda adet gördüklerine ve kadınların hepsinin Ay ile birlikte çeşitli ruhsal ve bedensel evrelerden geçtiklerine inanılmaktadır. Bilimsel olarak kanıtlanmamış, ancak Amerikan halkının kullandığı bir yönteme göre adet düzensizliği olan kadınlar odalarında ay ışığını temsil eden hafif bir ışığı açık bırakarak uyumakta ve iddialarına göre adetleri düzene girmektedir. Yine eski bir Amerikan geleneğine göre adet sorunları olan kadınlar ayla konuşmaktadırlar.
İlk "Adet Kanaması"
Çocukluk çağından ergenlik çağına geçiş döneminde, ortalama olarak 12.5 yaşında kız çocuğu ilk adet kanamasını görür. Bu "ilk kanama" henüz yumurtlama süreci devreye girmediğinden, gerçek ve düzenli aralıklarla oluşan bir adet kanaması olmaktan uzaktır. Kız çocuğunun hormon salgı mekanizmaları ve genital organları olgunlaştığında yumurtlama süreci de başlar ve oluşan adet kanamaları, adet döngüsünün bir parçası olarak düzenli hale gelir.
Adet kanamasının işlevi nedir?
Adet döngüsü esnasında beyinde, yumurtalıklarda ve rahim iç tabakasında farklı olaylar meydana gelir. Beyinden salgılanan hormonların yumurtalıklardan birini uyarmasıyla başlayan süreç, uyarılan yumurtalıktan döllenmeye hazır bir yumurta hücresinin serbestleşmesine neden olur, bu esnada rahim iç tabakası da kendini muhtemel bir gebeliğe hazırlar. Döllenme gerçekleşmediğinde serbestleşen yumurta hücresinin ömrü biter ve gebelik için hazırlanmış rahim iç tabakasının adet kanamasıyla dışarı atılmasını takiben yeni bir adet döngüsü başlar.
Adet kanamasının amacı her adet döngüsünde oluşabilecek muhtemel bir gebeliğin yerleşebilmesi ve uygun şartlarda gelişebilmesi için rahim iç tabakasının "tazelenmesi" olarak değerlendirilebilir.
Adet döngüsünde beyinde gerçekleşen olaylar
Adet kanamasının ilk günü yeni bir adet döngüsünün başlangıcıdır. Bu aşamada beyin dokusunun derinlerinde yer alan hipotalamus adlı bölgeden salgılanan GnRH adı verilen hormon, hipotalamusa yakın yerleşimli hipofiz adı verilen salgı bezinden folikül uyarıcı hormon (FSH) salgısını başlatır. FSH hormonu etkisiyle yumurtalıklardan birinde yeni bir yumurta hücresi folikül adı verilen bir kesecik içinde olgunlaşmaya başlar. Bu olgunlaşma süreci tamamlandığında, olgun folikül içinde üretilen yüksek miktarlarda östrojen hormonu etkisiyle bir yandan rahim iç tabakası gelişmeye başlar, öte yandan hipofiz bezinden LH adı verilen başka bir hormon salgılanır. LH hormonu yumurta hücresini barındıran folikülü "çatlatır" ve yumurta hücresini serbest bırakır. Yumurta hücresinin serbest kalmasına yumurtlama (ovulasyon) adı verilir.
yukarıdakı şekli ortadan ayıran kesikli çizgi yumurtlamanın oluştuğu anı, eğriler ise LH ve FSH hormonlarının kan seviyesini göstermektedir. Hemen yumurtlama öncesinde LH hormonunun ne kadar keskin bir yükselme gösterdiğine dikkat ediniz. Bu ani yükselmeye LH piki (pik, ingilizcede doruk anlamına gelen peak kelimesinden dilimize uyarlanmıştır) adı verilmektedir. LH pikinin oluşamadığı durumlarda folikül olgunlaşsa dahi, yumurtlama gerçekleşemez. Halk arasında "çatlatıcı iğne" olarak bilinen ilaçlar LH hormonu içerirler.
Yumurtlama olduktan sonra gebelik oluşursa salgılanan hormonlar beyindeki hormonların işlevlerini durdururlar ve böylece gebelik döneminde ve lohusalık döneminde yumurtlama ve adet kanaması geçici olarak durur.
Gebelik gerçekleşmediğinde belli bir süre sonra oluşan adet kanaması sonrasında beyindeki hormonlar yeni bir adet döngüsünü başlatmak amacıyla yeniden salgılanırlar.
Görüldüğü gibi yumurtlama ve adet kanaması temel olarak beyin tarafından yönetilen işlevlerdir. Bu işlevin merkezi olan hipotalamus beyin dokusunun duygulanımlarla ilgili olan bölümleriyle çok yakın komşuluktadır. Bu yakın komşuluk nedeniyle ruhsal kaynaklı stres kadında yumurtlama işlevinin olumsuz etkilenmesine ve bu da adet kanamasının zamansal özeliklerinin değişmesine neden olabilir (adet kanamasının gecikmesi veya erken gerçekleşmesi gibi).
Her adet döngüsünün başında yumurtalıklardan birinde yumurtalığın dış yüzeyine yakın yerleşimli yumurtalık hücrelerinden biri beyinden salgılanan FSH hormonu etkisiyle olgunlaşma sürecine girer. Olgunlaşan yumurta hücresi bu süreçte içi berrak bir sıvı dolu olan ve folikül adı verilen bir kesecik içindedir.
Başlangıçta birkaç milimetre olan folikül, adet döngüsünün ortasına yaklaşıldığında 16-20 milimetre çapına ulaşır.
Folikül içinde adet döngüsünün ilk günlerinden itibaren giderek artan miktarlarda salgılanan östrojen hormonu folikül olgunlaştıkça ve büyüdükçe daha da çok miktarlarda üretilir ve kana geçer. Kandaki östrojen en yüksek seviyeye ulaştığında beyinde luteinize edici hormon (LH) salgısını uyarır.
LH salgısı 12 saat gibi kısa bir sürede hızla artar ve doruk noktasına ulaşır. LH hormonu seviyesinin bu denli hızlı artmasıyla olgun folikül yapısı en ince noktasından çatlar ve içindeki yumurta hücresini serbest bırakır. 28 günlük adet döngüsü olan bir kadında yaklaşık 14. gün gerçekleşen bu olaya yumurtlama adı verilir.
Serbestleşen yumurta hücresi komşu Fallop tüpünün saçakları tarafından yakalanarak tüp içine alınır.
Yandaki resimde bir Fallop tüpünün kesiti görülmektedir. Fallop tüpü saçakların bulunduğu uçta karın boşluğuyla, diğer uçta rahim içi boşlukla temas halindedir. Saçakların aktif hareketleri yumurta hücresinin karın boşluğuna düşmesini engeller ve tüp içine giren yumurta hücresi, tüpün içinde bulunan silya adlı tek yönde harekete izin veren özel "tüycükler" yardımıyla Fallop tüpünün içinde rahim içi boşluğa doğru ilerler.
Folikül çatladıktan sonra "çatlama bölgesinde" Sarı Cisim (lat: Corpus Luteum) adı verilen bir yapı oluşur ve bu yapı progesteron hormonu üretmeye başlar.
Sarı Cisim gebelik oluştuğunda bebeğe hormon desteği vermek üzere yaklaşık 10. gebelik haftasına kadar progesteron hormonu salgılamaya devam eder. 10. haftadan itibaren bebek kendi progesteron hormonunu kendisi üretebilecek hale gelir ve görevi devralır.
Gebelik oluşmazsa Sarı Cismin işlevi 14 günde biter ve sarı cisim geriler. Sarı Cismin hormon salgısının durmasıyla kanda progesteron hormonu seviyesi kısa sürede düşer ve bu rahim iç tabakasının desteğini kaybederek "yıkılmasına" neden olur. Bu "yıkılma" adet kanamasıyla birlikte olur ve "yıkılan" doku kanamayla birlikte vücuttan atılır.
Adet kanamasıyla birlikte yeni bir adet döngüsü başlar.
Yumurtalık dokusunda adet döngüsünün ilk yarısında östrojen hormonu hakimiyetinde gerçekleşen folikül olgunlaşması foliküler evre, ikinci yarısında Sarı Cisim (Corpus Luteum) tarafından salgılanan progesteron hormonu hakimiyetinde gerçekleşen evre luteal evre adını alır.
Rahim iç tabakasında gerçekleşen olaylar
Rahim iç tabakası adet döngüsünün ilk gününden itibaren salgılanan östrojen hormonu etkisiyle kalınlaşır. Yumurtlama gerçekleştiğinde salgılanan progesteron hormonu bir yandan östrojen hormonunun bu kalınlaştırıcı etkisini frenler, öte yandan rahim iç tabakasını özel bazı maddeler salgılamaya yönelterek döllenmesi muhtemel bir yumurta hücresinin yerleşmesi ve gebeliğin başlaması için elverişli duruma getirir.
Rahim iç takasında adet döngüsünün ilk yarısında östrojen hormonu hakimiyetinde gerçekleşen kalınlaşma proliferatif evre (proliferasyon=kalınlaşma), ikinci yarısında progesteron hormonu hakimiyetinde gerçekleşen salgılama ise sekresyon evresi (sekresyon= salgılama) adını alır.
Neden kanama olur?
Yumurtlama sonrası yumurtalıkta oluşan Sarı Cismin ömrü 14 gündür. Sarı Cisim "yaşlandıkça" salgıladığı progesteron hormonu azalır. Kandaki progesteron hormonu belli bir seviyenin altına indiğinde rahim iç tabakası desteğini kaybederek "yıkılmaya" başlar. İşte bu "yıkılma" kanamayla birlikte olduğundan adet kanaması adını alır.
Sarı Cismin ömrünün sabit olarak 14 gün olmasının özel bir anlamı vardır: 28 günde bir adet kanaması gören bir kadında yumurtlama 14. günde olmaktadır, halbuki 30 günde bir adet kanaması gören bir kadında yumurtlama günü 30-14=16. gündür. Aksine 26 günde bir adet kanaması gören bir kadında ise yumurtlama günü 26-14=12. gündür.
Solda üstteki resim rahim iç tabakasında adet döngüsünün ilk gününden itibaren başlayan kalınlaşma sürecini şematik olarak göstermektedir. Alttaki şemada ise adet döngüsünün günlerine göre vücutta oluşan hormon seviyeleri görülmektedir. Östrojen hormonunun kanda artmasından hemen sonra LH hormonunun da bariz bir şekilde arttığına dikkat ediniz.
Şemada ayrıca progesteron hormonu salgısının yumurtlamadan önce oldukça düşük olduğu, yumurtlamadan sonra ise bariz bir şekilde arttığı gözlenebilir.
Adet Döngüsü Uzunluğu
Adet döngüsünün süresi, yani adet kanamasının ilk gününden bir sonraki adet kanamasının ilk gününe kadar geçen zaman ortalama 28 gündür. Kadınların %15'i 28 günde bir adet kanaması görürlerken, %0.5'i 21 günden daha kısa, %1'i 35 günden daha uzun bir zamanda kanama görürler.
Adet kanamasının ilk başladığı zamanı takip eden 5-7 yıllık süre içerisinde adet döngüsü genellikle daha uzundur. Hormon salgılayan sistemler olgunlaştığında üreme çağına özgü düzenli kanama paterni ortaya çıkar.
Kadın 40'lı yaşlara geldiğinde hormon salgısındaki doğal değişiklikler döngünün yeniden uzamasıyla sonuçlanır. 2-8 yıl devam eden bu süre sonunda menopoz ortaya çıkar. Bu süre içerisinde adet döngüsünün uzamasını belirleyen temel olay yumurta hücresinin olgunlaşmasına kadar geçen sürenin uzamasıdır.
Şekilde üst üste yer alan üç eğriden ortada olanı kadınların çoğunda görülen adet döngüsü süresini gösterirken bu eğrinin üstünde ve altında yer alan eğriler kadınların %5'inden daha azında görülen adet döngüsü süresinin kadının yaşına göre dağılımını göstermektedir.