- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Başkurdistanın Çıgay köyünde 1889 yılında doğdu
Rusyanın Çarlık döneminde Troyitskde Resuliye ve Yüksek Öğretmen Okulunda öğrenim gördü (1914) Resuliye Okulu Müdürü Abdurrahman Resuli ve Rusya Türklerinin ünlü yazarı Muallim dergisi yayıncısı Hasan Ali Efendinin özendirmesi ile Türk folkloru konusunda çalışmaya başladı Öğretmenlik görevini sürdürmeye başladığı sıralarda bu konuda geniş bir zamana ve imkana da kavuşmuştur (1915-1923)
Rus istilasına karşı Başkurdistanın bağımsızlığını korumak amacıyla girişilen mücadeleye etkin bir biçimde katıldıBir ara Başkurt Eğitim Bakanlığı Bilim Kurulu üyeliğinde bulundu Başkurt kadınlarının beşik ninnileri Ruslarla yapılan mücadeleleri konu edinen destan parçaları gibi folklor malzemelerini toplarken Zeki Velidî Toganın tavsiyesi üzerine çalışmalarını bütün Türk boylarının folklorunu kapsayacak genişliğe ulaştırdı Türk destanları (özellikle Kırgızların Manas Destanı) ve Şaman inançları üstüne özgün araştırmalar ortaya koydu Petrograd (Leningrad) kitaplıklarında çalışırken pek çok bilimsel kitabı Başkurdistana getirdi Bağımsızlık savaşı sonunda Türkistandaki komitenin yardımı ile Zeki Velidî Togan ile birlikde Asyadaki Türklerin yaşadığı bölgeleri dolaştıİran ve Afganistana oradan da Hindistana ve Avrupaya geçti (1924)
Paris ve Berlindeki bilimsel çalışmalarına Türkiyeye geldikten sonra asistan olarak girdiği Türkiyat Enstitüsünde devam etti Zeki Velidî Togan ile Yeni Türkistan dergisini (1927) çıkardı
Halk Bilgisi Haberleri (1928) dergisinin yayınına katıldı Türkiye Halk Bilgisi Derneğinin bilimsel komisyonu üyesi iken Erzurum ve Hasankalede folklor araştırmaları yaptı Birinci ilmî seyahate ait rapor (1930) bu dönemin ürünüdür Yeni Türk dergisinde ve Azerbaycan Yurtbilgisi ile zamanının hemen bütün Türkçü/Milliyetçi dergilerinde pek çok değerli araştırmaları yayınlandı Çok verimli bir kalemi vardı Şimdiki Türk Dil Kurumunun ilk şekli olan ve hemen hepsi de Atatürkün istekleri doğrultusunda kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinde vazifeler aldı Birincisinin ilk umumî kâtibliğini üstlendi Ruşen Eşref ve Maarif Vekili Reşid Galibin daveti üzerine Ankaraya gitti
Cemiyette ihtisas katibi olarak görev aldı İlmi komisyon ve kılavuz kolu çalışmaları üyesiyken pek çok defa Atatürk ile görüştü Atatürkün dil konusunda yaptığı toplantılara ve çalışmalara katıldı
Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kurulurken (1935) Atatürk kendisinden fakültede Doğu Türk lehçelerini incelemesini ve bu konuda ders vermesini istedi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde 1944e kadar profesörlük yaptı Türk lehçelerinin özellikleri ve tasnifi Türkolojinin tarihçesi Orhon ve Yenisey yazıtları Kırgızcanın genel özellikleri ve Manas Destanı gibi konularda dersler verdi Bu dersleri de Türkoloji ders Hülâsaları adlı kitabında toplayarak yayınladı (1936)
Ayrıca Güneş Dil Teorisi üzerinde de durdu Bu teorinin temel özelliklerini ve kurallarını açıkladı Bazı Türkçe ve Islavca kelimeleri bu teoriye göre çözümledi 1944 yılında üniversitedeki unvan ve kadrosu kaldırıldı Tercüman ve okutman olarak 1955e kadar görevde kaldı
Bu arada Türk Dil Kurumunda başuzman olarak da çalışıyordu Şaman inançlarının genel özelliklerini belgesel olarak ortaya koydu Diyanet İşleri Başkanlığı Danışma Kurulunda çalıştı 1964den sonra Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsünde uzman olarak görev aldı
Sağlığında yalnızca beş eseri yayınlandı Ölümüne yakın günlerde üç bine yakın makalesinden seçmeler yapılarak yayına hazırlandı ve ilk cildi yayınlandı Ölümünden sonraki yıllarda da ikinci cildi yayınlandı Bunlar bin sahifeye yaklaşan hacmi yanında muhtevası ile de Türk milletinin esas ve temel kaynaklarını araştıran tetkik eden yorumlayan yazılmamış ve yazılamayacak kadar derin ve tarihî malzemenin yorumları idi 1 Ekim 1976 tarihinde öldü
MİSYONU
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında kurulan dil ve tarih kurumlarında üniversitelerin kuruluş ve teşkilatlanmalarında da çok önemli roller aldı Atatürkün bir akademi gibi çalışan Çankaya toplantılarının en devamlı ilim adamlarından birisi de o idi
Aynı zamanda büyük bir istiklâl savaşçısı devlet adamı Türk dili ve kültürü bilim adamıdır
HAKKINDA YAZILANLAR
ABDÜLKADİR İNANIN TEMEL ESERİ:
TARİHDE VE BUGÜN ŞAMANİZM
Türk Tarih Kurumu yayınları arasında birkaç kere basılan bu ünlü eser kendi dönemine kadar konu ile ilgili yayınlar arasında başköşeyi alır Bu eserin de Atatürkün ilgisi ve teşviki ile uzun araştırmalar sonucunda hazırlandığını Abdülkadir İnan söylerdi Türk ve Batı kaynaklarında Şamanizm ile ilgili hemen her eser incelenmiş ve çok iyi bildiği Rusça yanında üç Batı dilindeki literatürü de inceleyerek yazıldığı için bugüne kadar bir benzeri bile yazılamamıştır
Çünkü rahmetli hoca hiç açık nokta bırakmamacasına konuya hakim bir durumda kalmıştır Türkçemizde Şamanizm konusunda Atanaş Manofdan M Türker Acaroğlunun yaptığı ve 1930lu yıllarda rahmetli Yaşar Nabi Nayırın ilk Varlık Yayınları arasında çıkan eserinden başka bir eser bulunmadığı göz önüne alınırsa Abdülkadir İnanın bu eseri hazırlayıp yayınlamasındaki isabet de ortaya çıkar
Abdülkadir İnanın eseri bize Türklerin en eski inançlarında ve ibadetlerinde bile İslâma çok yakın ve yatkın bulunduklarını göstermektedir
Bugünkü dünyamızda yalnızca Yakutistanda Şamanizm yaşamaktadır Şamanizm konusu ve Şamanlık bundan yıllarca önce yalnızca Ziya Gökalpin eserlerinde ve özellikle kısa bir bölüm halinde yer almıştır
Ayrıca yine Abdülkadir İnanın İslâmiyetdeki batıl inançlar konusunda yaptığı bir başka araştırma da Diyanet Yayınları arasında küçük bir kitap halinde yayınlanmıştı Bu hacmı küçük ve fakat muhtevası büyük eserin de yeniden yayınlanması bugün için büyük bir ihtiyaç ve zarurettir Ayrıca yine İnan hocanın Türkçe Kuran tercümeleri konusundaki sistematik bilimsel eserinin de taşıdığı öneme binaen yeniden basılması lâzımdır
Bu küçük eser de Diyanet Yayınlarındandır İlk yayınlanmasının üzerinden otuz yıl kadar uzun bir zaman diliminin geçmesine karşın bu eser de yeniden bir daha yayın sahasına çıkarılmamıştır Bu esere de çok büyük bir ihtiyaç vardır İki büyük cilt halinde yayınlanan araştırmalarına gelince: Bu iki cildin de Türk Tarih Kurumu Yayınları arasındaki baskısı çok az bir miktarda basılmıştır Keza mevcudu da kalmamıştır Gerek bu iki araştırma kitabının ve gerekse Şamanizmin yeniden yayınlanması çok iyi olacaktır
Bizden hatırlatması
Orada Mustafa Kemal Paşa var
Ord Prof Dr Hikmet Bayur rahmetliden dinlemiştim: Atatürkün Çankayadaki akademik sohbetlerinde bulunulduğu sıralarda konuşmalar çok uzun sürer ve Abdülkadir İnan bazen uyuklarmış Bir defasında Cemal Paşadan konuşulurken de böyle olmuş Atatürke hazır bulunanların işareti ile uyuklayan Abdülkadir Bey gösterilmiş Atatürk kendisine seslenerek:
- Abdülkadir Bey bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Diye sorulunca hazret birden bire kendine gelir Hiç bir duraksama yapmadan der ki:
- Ben onun büyüklüğünü Türkistandan bilirim
Herkes birbirine bakar: Bu adam neler saçmalıyor diye
Atatürk ise oralı olmadan devam eder:
- E Anlat bakalım nasıl?
Abdülkadir Bey devam eder:
- Biz istiklâlimizi ilân etmiş Ruslarla çarpışıp dururken çıktı geldi Vara yoğa işimize karışmaya başladı Biz kendisine çıkıştık:
- Senin buralarda ne işin var? Biz kendi yağımızla kavrulup gidiyoruz Sen Anadoluya gitsene? Hem orada biliyorsun bir istiklâl savaşı veriliyor Yunanlılar Kütahya Afyon ve Bursayı aldılar Eskişehir de düştü Türkün son kalesi Ankara üzerine yürümeye hazırlanıyorlar Ankara da düştü mü anavatan istiklâlini kaybetti mi Türkistanın Başkurdistanın istiklâlinin ne kıymeti kalır ki? Senin yerin orasıdır Türklüğün son mücadelesinin yapıldığı topraklardır!
İşte bize o çıkışmamız üzerine verdiği cevaptan onun büyüklüğünü anlamıştım Bize:
- Orada Mustafa Kemal Paşa var! dedi
Elbette huzurda bulunanlar Abdülkadir İnanın bu defa uyumadığını bütün konuşmaları büyük bir dikkatle izlediğini anlamakla mahcub olmuşlar ve bu arada gözleri yaşarmıştı
Abdülkadir İnanın büyük bir Türk milliyetçisi olduğunu kaydetmeye lüzum görmüyorum Fakat aynı zamanda onun büyük bir Türk kültür tarihçisi ve araştırmacısı olduğu noktasında herkes fikir birliği içindedir Araştırdığı ve yayınladığı konuların hemen her biri Türk millî kültürünün hiç bilinmeyen ya da çok az bilinen bir konusunu aydınlığa çıkarmıştır Onun Tarihde ve Bugün şamanizm gibi Manas Destanı gibi pek çok eseri vardır ki hemen her zaman okunan ve aranan eserlerindendir Ayrıca metinde zikrettiğimiz gibi iki büyük cilt halinde yayınlanan yüzlerce araştırması da onun adının Türk milleti ile beraber yaşayacağının en güzel kanıtıdır.
Rusyanın Çarlık döneminde Troyitskde Resuliye ve Yüksek Öğretmen Okulunda öğrenim gördü (1914) Resuliye Okulu Müdürü Abdurrahman Resuli ve Rusya Türklerinin ünlü yazarı Muallim dergisi yayıncısı Hasan Ali Efendinin özendirmesi ile Türk folkloru konusunda çalışmaya başladı Öğretmenlik görevini sürdürmeye başladığı sıralarda bu konuda geniş bir zamana ve imkana da kavuşmuştur (1915-1923)
Rus istilasına karşı Başkurdistanın bağımsızlığını korumak amacıyla girişilen mücadeleye etkin bir biçimde katıldıBir ara Başkurt Eğitim Bakanlığı Bilim Kurulu üyeliğinde bulundu Başkurt kadınlarının beşik ninnileri Ruslarla yapılan mücadeleleri konu edinen destan parçaları gibi folklor malzemelerini toplarken Zeki Velidî Toganın tavsiyesi üzerine çalışmalarını bütün Türk boylarının folklorunu kapsayacak genişliğe ulaştırdı Türk destanları (özellikle Kırgızların Manas Destanı) ve Şaman inançları üstüne özgün araştırmalar ortaya koydu Petrograd (Leningrad) kitaplıklarında çalışırken pek çok bilimsel kitabı Başkurdistana getirdi Bağımsızlık savaşı sonunda Türkistandaki komitenin yardımı ile Zeki Velidî Togan ile birlikde Asyadaki Türklerin yaşadığı bölgeleri dolaştıİran ve Afganistana oradan da Hindistana ve Avrupaya geçti (1924)
Paris ve Berlindeki bilimsel çalışmalarına Türkiyeye geldikten sonra asistan olarak girdiği Türkiyat Enstitüsünde devam etti Zeki Velidî Togan ile Yeni Türkistan dergisini (1927) çıkardı
Halk Bilgisi Haberleri (1928) dergisinin yayınına katıldı Türkiye Halk Bilgisi Derneğinin bilimsel komisyonu üyesi iken Erzurum ve Hasankalede folklor araştırmaları yaptı Birinci ilmî seyahate ait rapor (1930) bu dönemin ürünüdür Yeni Türk dergisinde ve Azerbaycan Yurtbilgisi ile zamanının hemen bütün Türkçü/Milliyetçi dergilerinde pek çok değerli araştırmaları yayınlandı Çok verimli bir kalemi vardı Şimdiki Türk Dil Kurumunun ilk şekli olan ve hemen hepsi de Atatürkün istekleri doğrultusunda kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinde vazifeler aldı Birincisinin ilk umumî kâtibliğini üstlendi Ruşen Eşref ve Maarif Vekili Reşid Galibin daveti üzerine Ankaraya gitti
Cemiyette ihtisas katibi olarak görev aldı İlmi komisyon ve kılavuz kolu çalışmaları üyesiyken pek çok defa Atatürk ile görüştü Atatürkün dil konusunda yaptığı toplantılara ve çalışmalara katıldı
Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kurulurken (1935) Atatürk kendisinden fakültede Doğu Türk lehçelerini incelemesini ve bu konuda ders vermesini istedi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde 1944e kadar profesörlük yaptı Türk lehçelerinin özellikleri ve tasnifi Türkolojinin tarihçesi Orhon ve Yenisey yazıtları Kırgızcanın genel özellikleri ve Manas Destanı gibi konularda dersler verdi Bu dersleri de Türkoloji ders Hülâsaları adlı kitabında toplayarak yayınladı (1936)
Ayrıca Güneş Dil Teorisi üzerinde de durdu Bu teorinin temel özelliklerini ve kurallarını açıkladı Bazı Türkçe ve Islavca kelimeleri bu teoriye göre çözümledi 1944 yılında üniversitedeki unvan ve kadrosu kaldırıldı Tercüman ve okutman olarak 1955e kadar görevde kaldı
Bu arada Türk Dil Kurumunda başuzman olarak da çalışıyordu Şaman inançlarının genel özelliklerini belgesel olarak ortaya koydu Diyanet İşleri Başkanlığı Danışma Kurulunda çalıştı 1964den sonra Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsünde uzman olarak görev aldı
Sağlığında yalnızca beş eseri yayınlandı Ölümüne yakın günlerde üç bine yakın makalesinden seçmeler yapılarak yayına hazırlandı ve ilk cildi yayınlandı Ölümünden sonraki yıllarda da ikinci cildi yayınlandı Bunlar bin sahifeye yaklaşan hacmi yanında muhtevası ile de Türk milletinin esas ve temel kaynaklarını araştıran tetkik eden yorumlayan yazılmamış ve yazılamayacak kadar derin ve tarihî malzemenin yorumları idi 1 Ekim 1976 tarihinde öldü
MİSYONU
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında kurulan dil ve tarih kurumlarında üniversitelerin kuruluş ve teşkilatlanmalarında da çok önemli roller aldı Atatürkün bir akademi gibi çalışan Çankaya toplantılarının en devamlı ilim adamlarından birisi de o idi
Aynı zamanda büyük bir istiklâl savaşçısı devlet adamı Türk dili ve kültürü bilim adamıdır
HAKKINDA YAZILANLAR
ABDÜLKADİR İNANIN TEMEL ESERİ:
TARİHDE VE BUGÜN ŞAMANİZM
Türk Tarih Kurumu yayınları arasında birkaç kere basılan bu ünlü eser kendi dönemine kadar konu ile ilgili yayınlar arasında başköşeyi alır Bu eserin de Atatürkün ilgisi ve teşviki ile uzun araştırmalar sonucunda hazırlandığını Abdülkadir İnan söylerdi Türk ve Batı kaynaklarında Şamanizm ile ilgili hemen her eser incelenmiş ve çok iyi bildiği Rusça yanında üç Batı dilindeki literatürü de inceleyerek yazıldığı için bugüne kadar bir benzeri bile yazılamamıştır
Çünkü rahmetli hoca hiç açık nokta bırakmamacasına konuya hakim bir durumda kalmıştır Türkçemizde Şamanizm konusunda Atanaş Manofdan M Türker Acaroğlunun yaptığı ve 1930lu yıllarda rahmetli Yaşar Nabi Nayırın ilk Varlık Yayınları arasında çıkan eserinden başka bir eser bulunmadığı göz önüne alınırsa Abdülkadir İnanın bu eseri hazırlayıp yayınlamasındaki isabet de ortaya çıkar
Abdülkadir İnanın eseri bize Türklerin en eski inançlarında ve ibadetlerinde bile İslâma çok yakın ve yatkın bulunduklarını göstermektedir
Bugünkü dünyamızda yalnızca Yakutistanda Şamanizm yaşamaktadır Şamanizm konusu ve Şamanlık bundan yıllarca önce yalnızca Ziya Gökalpin eserlerinde ve özellikle kısa bir bölüm halinde yer almıştır
Ayrıca yine Abdülkadir İnanın İslâmiyetdeki batıl inançlar konusunda yaptığı bir başka araştırma da Diyanet Yayınları arasında küçük bir kitap halinde yayınlanmıştı Bu hacmı küçük ve fakat muhtevası büyük eserin de yeniden yayınlanması bugün için büyük bir ihtiyaç ve zarurettir Ayrıca yine İnan hocanın Türkçe Kuran tercümeleri konusundaki sistematik bilimsel eserinin de taşıdığı öneme binaen yeniden basılması lâzımdır
Bu küçük eser de Diyanet Yayınlarındandır İlk yayınlanmasının üzerinden otuz yıl kadar uzun bir zaman diliminin geçmesine karşın bu eser de yeniden bir daha yayın sahasına çıkarılmamıştır Bu esere de çok büyük bir ihtiyaç vardır İki büyük cilt halinde yayınlanan araştırmalarına gelince: Bu iki cildin de Türk Tarih Kurumu Yayınları arasındaki baskısı çok az bir miktarda basılmıştır Keza mevcudu da kalmamıştır Gerek bu iki araştırma kitabının ve gerekse Şamanizmin yeniden yayınlanması çok iyi olacaktır
Bizden hatırlatması
Orada Mustafa Kemal Paşa var
Ord Prof Dr Hikmet Bayur rahmetliden dinlemiştim: Atatürkün Çankayadaki akademik sohbetlerinde bulunulduğu sıralarda konuşmalar çok uzun sürer ve Abdülkadir İnan bazen uyuklarmış Bir defasında Cemal Paşadan konuşulurken de böyle olmuş Atatürke hazır bulunanların işareti ile uyuklayan Abdülkadir Bey gösterilmiş Atatürk kendisine seslenerek:
- Abdülkadir Bey bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Diye sorulunca hazret birden bire kendine gelir Hiç bir duraksama yapmadan der ki:
- Ben onun büyüklüğünü Türkistandan bilirim
Herkes birbirine bakar: Bu adam neler saçmalıyor diye
Atatürk ise oralı olmadan devam eder:
- E Anlat bakalım nasıl?
Abdülkadir Bey devam eder:
- Biz istiklâlimizi ilân etmiş Ruslarla çarpışıp dururken çıktı geldi Vara yoğa işimize karışmaya başladı Biz kendisine çıkıştık:
- Senin buralarda ne işin var? Biz kendi yağımızla kavrulup gidiyoruz Sen Anadoluya gitsene? Hem orada biliyorsun bir istiklâl savaşı veriliyor Yunanlılar Kütahya Afyon ve Bursayı aldılar Eskişehir de düştü Türkün son kalesi Ankara üzerine yürümeye hazırlanıyorlar Ankara da düştü mü anavatan istiklâlini kaybetti mi Türkistanın Başkurdistanın istiklâlinin ne kıymeti kalır ki? Senin yerin orasıdır Türklüğün son mücadelesinin yapıldığı topraklardır!
İşte bize o çıkışmamız üzerine verdiği cevaptan onun büyüklüğünü anlamıştım Bize:
- Orada Mustafa Kemal Paşa var! dedi
Elbette huzurda bulunanlar Abdülkadir İnanın bu defa uyumadığını bütün konuşmaları büyük bir dikkatle izlediğini anlamakla mahcub olmuşlar ve bu arada gözleri yaşarmıştı
Abdülkadir İnanın büyük bir Türk milliyetçisi olduğunu kaydetmeye lüzum görmüyorum Fakat aynı zamanda onun büyük bir Türk kültür tarihçisi ve araştırmacısı olduğu noktasında herkes fikir birliği içindedir Araştırdığı ve yayınladığı konuların hemen her biri Türk millî kültürünün hiç bilinmeyen ya da çok az bilinen bir konusunu aydınlığa çıkarmıştır Onun Tarihde ve Bugün şamanizm gibi Manas Destanı gibi pek çok eseri vardır ki hemen her zaman okunan ve aranan eserlerindendir Ayrıca metinde zikrettiğimiz gibi iki büyük cilt halinde yayınlanan yüzlerce araştırması da onun adının Türk milleti ile beraber yaşayacağının en güzel kanıtıdır.