UDA teknik ve stratejilerinin hemen her yaştaki otzimli bireylere iletişim, ilişki kurma, oyun becerileri, toplumsal beceriler, öğrenme, okulda başarı sağlama, toplumsal yaşama katılım gibi pek çok becerilerin öğretiminde etkili olduğunu ortaya koyan yüzlerce çalışma vardır.
UDAya dayalı eğitsel temelli uygulamalar otizmli çocuklarda kalıcı gelişmelere ilişkin en güçlü bilimsel temellere sahiptir. Konuyla ilgili pek çok bağımsız kuruluş UDAyı otizmli çocukların eğitiminde en etkili uygulama olarak ileri sürmektedir. Uygulamalı davranış analizi ilke ve yöntemlerinin sınandığı ve hakemli dergilerde yayımlanan çok sayıda araştırma vardır. Bu araştırmaların önemli bir kısmı erken yoğun davranışsal müdahalenin etkileri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Kapsamlı uygulamaların yanısıra, alan yazında çocuklara belirli becerilerin öğretimi hedefleyen ve bu öğretimin kalıcılık ve genelleme etkilerini sınayan çok sayıda etkililik araştırması da vardır. Örneğin, tepki ipuçları ya da görsel destek sistemleri gibi çok farklı uygulamaların etkilerini ortaya koyan çok sayıda deneysel çalışma vardır. Otizmin biyolojik temelleri olduğu düşünülmekle birlikte çevresel düzenlemelerle ve sistematik öğretimle otizmli çocuklara önemli gelişmeler gerçekleşebilmektedir. Araştırmalar, uygulanan programın yoğunluğu, kapsamı vb ölçütlerle birlikte çocuğun yaşının da başarıyı etkileyen önemli etmenler olduğunu ortaya koymaktadır.
Erken ve yoğun davranışsal müdahalenin etkililiğini inceleyen ve yayımlandığı tarihten beri hem uygulama ortamında hem de araştırma ortamında uzmanlara önemli bir ilham kaynağı olan çalışma Lovaas (1987) tarafından yürütülmüş olan küçük yaştaki otizmli çocuklarla yürütülen otizm projesidir. Çalışmaya katılan çocukların en büyüğü 46 aylıktır ve çalışma 38 çocukla yürütülmüştür. Bu çocuklardan 19 tanesi deney grubunu oluşturmuş ve erken ve yoğun davranışsal müdahale uygulamasına devam etmiş, 19 tanesi ise kontrol grubunu oluşturmuş ve genel özel eğitim hizmetlerinden yararlanmışlardır. Çocukların günlük yaşama uyum becerileri bilişsel ve uyumsal işlevlerle belirlenmiştir. Deney grubu haftalık 40 saatlik uygulamadan geçerken kontrol grubu haftada 10 saat eğitim almışlardır. Çalışmada 21 çocuğun katıldığı ikinci bir kontrol grubu da vardır ve bu grupta karışık bir program kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları erken ve yoğun davranışsal müdahale açısından oldukça umut vericidir. Deney grubunda yer alan çocukların yaklaşık %47si bilişsel ve uyumsal becerileri açısından normal gelişim gösteren akranlarıyla benzer performans sergilemişlerdir. Kontrol gruplarında ise çocukların yaklaşık %2,5u bilişsel ve uyumsal beceriler açısından normal gelişim gösteren akranlarıyla aralarındaki açığı kapatmıştır. Deney grubuna katılan çocukların %42si önemli gelişme göstermekle birlikte otizmden kurtulamamışlardır. Geriye kalan %11 ise sınırlı bir gelişme göstermiştir.
Lovaas (1987)ın çalışmasına katılan çocuklarla sonradan yürütülen bir çalışmada erken ve yoğun davranışsal müdahalenin uzun dönemli etkileri incelenmiştir. McEachin, Smith ve Lovaas (1993)tarafından yürütülen bu çalışmada, daha önceki çalışmada %42sinde (N=9) otizmden kurtulduğu belirlenen bu çocukların neredeyse tamamı (n=8) bilişsel ve uyumsal beceriler açısından normal gelişim gösteren akranlarından ayırdedilemeyecek düzeyde performans sergilemişlerdir.
1994 yılında Anderson, Campbell ve Canon tarafından yürütülen bir diğer çalışmada da benzer bulgular elde edilmiştir. Andersan ve meslektaşlarının çalışmasında kuruma dayalı ve eve dayalı erken ve yoğun davranışsal eğitimin okulöncesi dönem çocukları üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Toplam 26 çocukla bir yıl veya daha uzun süre yürütülen bu çalışmada 14 çocuk otizmden kurtularak herhangi bir destek almadan normal eğitime devam etmeye başlamış, 2 çocuk özel sınıfa, 10 çocuk ise özel eğitim okuluna yönlendirilmiştir.
Yukarıda özetlenen bu çalışmalar alanda pek çok çalışmaya kaynaklık ederek tarihsel gelişim içinde farklı parametrelerle değerlendirilen çalışmaların yürütülmesine yol açmıştır. Takip eden yıllarda yürütülen çalışmalarda UDA teknik ve stratejilerin uygulanmaya başlanma yaşının farklılık yaratıp yaratmadığı, sunulan uygulamanın yoğunluğunun etkileri, aile eğitiminin çocuk performansı üzerindeki etkileri gibi araştırmalar yürütülmüştür. Bu araştırmalarda ise, yoğun müdahale programının daha az yoğun olan programa kıyasla daha olumlu sonuçlandığı, eğitime başlama yaşı küçüldükçe sonuçların daha olumlu olduğu, ailenin katılımı sağlandığında yine daha olumlu sonuçlarla karşılaşıldığı ve ailelerin stres düzeyinin azaldığı belirtilmiştir.