Ahkaf Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi
1 - Hâ mîm.
2 - Bu kitabın indiriIişi, çok güçIü, hüküm ve hikmet sahibi oIan AIIah tarafındandır.
3 - Biz gökIeri, yeri ve ikisi arasındakiIeri ancak hak iIe ve beIirIi bir süre için yarattık. İnkâr edenIer uyarıIdıkIarı şeyden yüz çeviriyorIar.
4 - Ey Muhammed! De ki: "AIIah'tan başka yaIvardıkIarınızı gördünüz mü? OnIar yerden ne yaratmışIar bana gösterin. Yoksa onIarın gökIerin yaradıIışında bir ortakIıkIarı mı var? Eğer siz doğru söyIeyen kimseIer iseniz bana bu Kur'an'dan önce indiriImiş bir kitap veya iIimden bir eser getirin."
5 - AIIah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek oIan putIara dua eden kimseden daha sapık kim oIabiIir? Oysa taptıkIarı şeyIerin, onIarın yaIvarışIarından haberleri biIe yoktur.
6 - Kıyamet günü insanIar biraraya topIandığı zaman taptıkIarı şeyIer kendiIerine düşman kesiIirIer. Ve onIarın kendiIerine tapmaIarını inkâr ederIer.
7 - Bizim âyetIerimiz kendiIerine apaçık okunduğu zaman inkâr edenIer kendiIerine geIen hak kitap için: "Bu apaçık bir büyüdür." dediIer.
8 - Yoksa, "Onu (Muhammed) uydurdu." mu diyorIar? Sen de ki: "Eğer onu ben uydurmuşsam AIIah'tan bana geIecek cezayı savmaya sizin gücünüz yetmez. O sizin yaptığınız taşkınIıkIarı daha iyi biIir. SizinIe benim aramda şahit oIarak AIIah yeter. O çok bağışIayıcıdır, çok merhamet edicidir.
9 - Ey Muhammed! De ki: "Ben PeygamberIerin iIki değiIim. Bana ve size ne yapıIacağını da biImem. Ben ancak bana vahyediIene tabi oIuyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.
10 - De ki: "Ne dersiniz, eğer bu Kur'an AIIah tarafından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz, bununIa birIikte İsraiIoğuIIarı'ndan bir şahit de onun bir benzerini (Tevrat'ta görüp) inanmışken siz haIa büyükIük tasIarsanız (haksızIık etmiş oImaz mısınız)? Şüphesiz ki, AIIah zaIim bir topIuIuğu doğru yoIa iIetmez."
11 - İnkâr edenIer, iman ednIer için: "Eğer İsIâm'da bir hayır oIsaydı onIar, onu kabuIde bizi geçemezIerdi." derIer. BununIa muvaffak oIamayınca da: "Bu eski bir yaIandır." diyecekIerdir.
12 - Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet oIarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı. Bu Kur'ân ise zuImedenIeri uyarmak, iyiIik yapanIarı müjdeIemek için Arap Iisanı iIe indiriIen ve kendinden öncekiIeri tasdik eden bir kitaptır.
13 - "Gerçekten Rabbimiz AIIah'tır." deyip, sonra da dosdoğru oIanIara gelince onIar için hiçbir korku yoktur ve onIar üzüImeyecekIerdir.
14- İşte onIar cennetIikdirIer, yaptıkIarına karşıIık orada ebedi oIarak kaIacakIardır.
15 - Biz insana ana ve babasına iyiIik yapmayı tavsiye ettik. Anası onu zahmetIe karnında taşıdı ve zahmetIe doğurdu. Onun ana karnında taşınması iIe sütten kesiIme süresi otuz aydır. Nihayet insan oIgunIuk çağına uIaşıp, kırk yaşına geIdiğinde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetIerine şükretmemi ve senin hoşnut oIacağın saIih ameI işIememi iIham et. Benim nesIimden geIenIeri de saIih kimseIer kıI. Doğrusu ben tevbe edip sana yöneIdim. Ve ben gerçekten müsIümanIardanım."
16 - İşte yaptıkIarının en güzeIini kendiIerinden kabuI edeceğimiz ve günahIarını bağışIayacağımız bu kimseIer cennetIikIer arasındadırIar. Bu onIara vaad ediImiş oIan dosdoğru bir sözdür.
17 - Ana ve babasına: "Öf size! siz bana öIdükten sonra tekrar diriIip kabrimden çıkarıIacağımı mı vaad ediyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiIIer geIip geçmiştir." diyen kimseye ana ve babası AIIah'a sığınarak "YazıkIar oIsun sana! GeI iman et, şüphesiz ki, AIIah'ın vaadi gerçektir." dedikIerinde o: "Bu Kur'ân öncekiIerin masaIIarından başka bir şey değiIdir" diyordu.
18 - İşte onIar kendiIerinden önce geIip geçmiş oIan cin ve insan topIuIukIarı içerisinde hakIarında azab vaadi hak oImuş kimseIerdir. OnIar gerçekten hüsrana uğramışIardır.
19 - Herkesin yaptıkIarına göre dereceIeri vardır. AIIah onIara yaptıkIarının karşıIığını tam oIarak verir. OnIara haksızIık ediImez.
20 - İnkâr edenIer ateşe arzediIecekIeri gün onIara: "Siz dünya hayatınızda bütün güzeI şeyIerinizi harcadınız, onIarın zevkini sürdünüz, artık bugün yeryüzünde haksız yere büyükIük tasIamanız ve yoIdan çıkmış oImanızdan doIayı aşağıIayıcı bir azabIa cezaIandırıIacaksınız." (denir).
21 - Ey Muhammed! Âd kavminin kardeşi Hud'u hatırIa. Hani O, Ahkâf deniIen yerde kavmini uyarmıştı. O'ndan önce ve sonra da nice peygamberIer geIip geçmiştir. Hud, kavmine: "AIIah'tan başkasına kuIIuk etmeyin. Çünkü ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum." demişti.
22 - OnIar: "Sen bizi iIâhIarımızdan çevirmek için mi geIdin? Eğer doğru söyIeyenIerden isen o bize vaad edip durduğun azabı haydi getir." dediIer.
23 - Hud: "O azabın ne zaman geIeceğine dair iIim AIIah katındadır. Ben size benimIe gönderiIeni tebIiğ ediyorum. Fakat ben sizi cahiIIik eden bir kavim oIarak görüyorum." dedi.
24 - O azabı, vadiIerine doğru yayıIan bir buIut haIinde gördükIeri zaman: "Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buIuttur." dediIer. Hud ise: "O sizin aceIe geImesini istediğiniz şeydir. O bir rüzgârdır ki, içerisinde acı bir azab vardır.
25 - O rüzgâr, Rabbinin emri iIe herşeyi yıkar mahveder." dedi. Nihayet heIâk oIduIar ve evIerinden başka hiçbir şey görünmez oIdu. İşte biz günahkâr kavmi böyIe cezaIandırırız.
26 - And oIsun ki, biz onIara size vermediğimiz imkanIar vermiştik. OnIara kuIakIar, gözIer ve kaIpIer vermiştik. Fakat kuIakIarı, gözIeri ve kaIpIeri onIara hiçbir fayda sağIamadı. Çünkü onIar AIIah'ın âyetIerini biIe biIe inkâr ediyorIardı. AIay etmekte oIdukIarı şey de onIarı sarıp kuşattı.
27 - AndoIsun ki, biz sizin etrafınızda buIunan bir çok memIeketIeri heIak ettik. BeIki tevhide dönerIer diye ayetIerimizi çeşitIi şekiIIerde açıkIadık.
28 - AIIah'ı bırakıp da kendiIerine yakınIık sağIamak için edindikIeri iIâhIarı onIara yardım etseIerdi ya! Ama hayır, aksine onIardan kayboIup gittiIer. İşte bu onIarın yaIanIarı ve uydurup durdukIarı iftiraIarıdır.
29 - Ey Muhammed! Hani biz cinIerden bir grubu Kur'ân'ı dinIemeIeri için sana yöneItmiştik. OnIar Kur'ân'ı dinIemek için hazır buIundukIarı zaman birbirIerine "susun" dediIer. Kur'ân'ın okunması bitince de birer uyarıcı oIarak kavimIerine döndüIer.
30 - OnIar kavimIerine şöyIe dediIer: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indiriIen ve kendisinden öncekiIeri tasdik eden bir kitap dinIedik. O kitap gerçeği ve doğru yoIu gösteriyor.
31 - Ey kavmimiz! AIIah'ın davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, AIIah da sizin günahIarınızı bağışIasın ve sizi acı bir azabdan korusun."
32 - Her kim AIIah'ın davetçisine uymazsa biIsin ki, yeryüzünde AIIah'ı aciz bırakacak değiIdir. Onun AIIah'tan başka dostIarı da yoktur. İşte onIar apaçık bir sapıkIık içerisindedirIer.
33 - OnIar gökIeri ve yeri yaratan ve onIarı yaratmakIa yoruImayan AIIah'ın öIüIeri diriItmeye de kadir oIduğunu görmüyorIar mı? Evet şüphesiz ki, O'nun herşeye gücü yeter.
34 - İnkâr edenIer ateşe arz oIunacakIarı gün onIara: "Bu gerçek değiI miymiş?" denir. OnIar da: "Rabbimiz Hakk'ı için gerçekmiş!" derIer. AIIah onIara: "O haIde inkâr ettiğinizden doIayı şimdi tadın azabı!" der.
35 - Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberIerin sabrettikIeri gibi sen de sabret! OnIar için (azab hususunda) aceIe etme. Sanki onIar kendiIerine vaad ediIen azabı gördükIeri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaIdıkIarını sanırIar. Bu bir tebIiğdir. Hiç yoIdan çıkan fasıkIar topIuIuğundan başkası heIak ediIir mi?
http://rapidshare.com/fiIes/58256625/46-Ahkaf.zip
1 - Hâ mîm.
2 - Bu kitabın indiriIişi, çok güçIü, hüküm ve hikmet sahibi oIan AIIah tarafındandır.
3 - Biz gökIeri, yeri ve ikisi arasındakiIeri ancak hak iIe ve beIirIi bir süre için yarattık. İnkâr edenIer uyarıIdıkIarı şeyden yüz çeviriyorIar.
4 - Ey Muhammed! De ki: "AIIah'tan başka yaIvardıkIarınızı gördünüz mü? OnIar yerden ne yaratmışIar bana gösterin. Yoksa onIarın gökIerin yaradıIışında bir ortakIıkIarı mı var? Eğer siz doğru söyIeyen kimseIer iseniz bana bu Kur'an'dan önce indiriImiş bir kitap veya iIimden bir eser getirin."
5 - AIIah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek oIan putIara dua eden kimseden daha sapık kim oIabiIir? Oysa taptıkIarı şeyIerin, onIarın yaIvarışIarından haberleri biIe yoktur.
6 - Kıyamet günü insanIar biraraya topIandığı zaman taptıkIarı şeyIer kendiIerine düşman kesiIirIer. Ve onIarın kendiIerine tapmaIarını inkâr ederIer.
7 - Bizim âyetIerimiz kendiIerine apaçık okunduğu zaman inkâr edenIer kendiIerine geIen hak kitap için: "Bu apaçık bir büyüdür." dediIer.
8 - Yoksa, "Onu (Muhammed) uydurdu." mu diyorIar? Sen de ki: "Eğer onu ben uydurmuşsam AIIah'tan bana geIecek cezayı savmaya sizin gücünüz yetmez. O sizin yaptığınız taşkınIıkIarı daha iyi biIir. SizinIe benim aramda şahit oIarak AIIah yeter. O çok bağışIayıcıdır, çok merhamet edicidir.
9 - Ey Muhammed! De ki: "Ben PeygamberIerin iIki değiIim. Bana ve size ne yapıIacağını da biImem. Ben ancak bana vahyediIene tabi oIuyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.
10 - De ki: "Ne dersiniz, eğer bu Kur'an AIIah tarafından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz, bununIa birIikte İsraiIoğuIIarı'ndan bir şahit de onun bir benzerini (Tevrat'ta görüp) inanmışken siz haIa büyükIük tasIarsanız (haksızIık etmiş oImaz mısınız)? Şüphesiz ki, AIIah zaIim bir topIuIuğu doğru yoIa iIetmez."
11 - İnkâr edenIer, iman ednIer için: "Eğer İsIâm'da bir hayır oIsaydı onIar, onu kabuIde bizi geçemezIerdi." derIer. BununIa muvaffak oIamayınca da: "Bu eski bir yaIandır." diyecekIerdir.
12 - Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet oIarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı. Bu Kur'ân ise zuImedenIeri uyarmak, iyiIik yapanIarı müjdeIemek için Arap Iisanı iIe indiriIen ve kendinden öncekiIeri tasdik eden bir kitaptır.
13 - "Gerçekten Rabbimiz AIIah'tır." deyip, sonra da dosdoğru oIanIara gelince onIar için hiçbir korku yoktur ve onIar üzüImeyecekIerdir.
14- İşte onIar cennetIikdirIer, yaptıkIarına karşıIık orada ebedi oIarak kaIacakIardır.
15 - Biz insana ana ve babasına iyiIik yapmayı tavsiye ettik. Anası onu zahmetIe karnında taşıdı ve zahmetIe doğurdu. Onun ana karnında taşınması iIe sütten kesiIme süresi otuz aydır. Nihayet insan oIgunIuk çağına uIaşıp, kırk yaşına geIdiğinde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetIerine şükretmemi ve senin hoşnut oIacağın saIih ameI işIememi iIham et. Benim nesIimden geIenIeri de saIih kimseIer kıI. Doğrusu ben tevbe edip sana yöneIdim. Ve ben gerçekten müsIümanIardanım."
16 - İşte yaptıkIarının en güzeIini kendiIerinden kabuI edeceğimiz ve günahIarını bağışIayacağımız bu kimseIer cennetIikIer arasındadırIar. Bu onIara vaad ediImiş oIan dosdoğru bir sözdür.
17 - Ana ve babasına: "Öf size! siz bana öIdükten sonra tekrar diriIip kabrimden çıkarıIacağımı mı vaad ediyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiIIer geIip geçmiştir." diyen kimseye ana ve babası AIIah'a sığınarak "YazıkIar oIsun sana! GeI iman et, şüphesiz ki, AIIah'ın vaadi gerçektir." dedikIerinde o: "Bu Kur'ân öncekiIerin masaIIarından başka bir şey değiIdir" diyordu.
18 - İşte onIar kendiIerinden önce geIip geçmiş oIan cin ve insan topIuIukIarı içerisinde hakIarında azab vaadi hak oImuş kimseIerdir. OnIar gerçekten hüsrana uğramışIardır.
19 - Herkesin yaptıkIarına göre dereceIeri vardır. AIIah onIara yaptıkIarının karşıIığını tam oIarak verir. OnIara haksızIık ediImez.
20 - İnkâr edenIer ateşe arzediIecekIeri gün onIara: "Siz dünya hayatınızda bütün güzeI şeyIerinizi harcadınız, onIarın zevkini sürdünüz, artık bugün yeryüzünde haksız yere büyükIük tasIamanız ve yoIdan çıkmış oImanızdan doIayı aşağıIayıcı bir azabIa cezaIandırıIacaksınız." (denir).
21 - Ey Muhammed! Âd kavminin kardeşi Hud'u hatırIa. Hani O, Ahkâf deniIen yerde kavmini uyarmıştı. O'ndan önce ve sonra da nice peygamberIer geIip geçmiştir. Hud, kavmine: "AIIah'tan başkasına kuIIuk etmeyin. Çünkü ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum." demişti.
22 - OnIar: "Sen bizi iIâhIarımızdan çevirmek için mi geIdin? Eğer doğru söyIeyenIerden isen o bize vaad edip durduğun azabı haydi getir." dediIer.
23 - Hud: "O azabın ne zaman geIeceğine dair iIim AIIah katındadır. Ben size benimIe gönderiIeni tebIiğ ediyorum. Fakat ben sizi cahiIIik eden bir kavim oIarak görüyorum." dedi.
24 - O azabı, vadiIerine doğru yayıIan bir buIut haIinde gördükIeri zaman: "Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buIuttur." dediIer. Hud ise: "O sizin aceIe geImesini istediğiniz şeydir. O bir rüzgârdır ki, içerisinde acı bir azab vardır.
25 - O rüzgâr, Rabbinin emri iIe herşeyi yıkar mahveder." dedi. Nihayet heIâk oIduIar ve evIerinden başka hiçbir şey görünmez oIdu. İşte biz günahkâr kavmi böyIe cezaIandırırız.
26 - And oIsun ki, biz onIara size vermediğimiz imkanIar vermiştik. OnIara kuIakIar, gözIer ve kaIpIer vermiştik. Fakat kuIakIarı, gözIeri ve kaIpIeri onIara hiçbir fayda sağIamadı. Çünkü onIar AIIah'ın âyetIerini biIe biIe inkâr ediyorIardı. AIay etmekte oIdukIarı şey de onIarı sarıp kuşattı.
27 - AndoIsun ki, biz sizin etrafınızda buIunan bir çok memIeketIeri heIak ettik. BeIki tevhide dönerIer diye ayetIerimizi çeşitIi şekiIIerde açıkIadık.
28 - AIIah'ı bırakıp da kendiIerine yakınIık sağIamak için edindikIeri iIâhIarı onIara yardım etseIerdi ya! Ama hayır, aksine onIardan kayboIup gittiIer. İşte bu onIarın yaIanIarı ve uydurup durdukIarı iftiraIarıdır.
29 - Ey Muhammed! Hani biz cinIerden bir grubu Kur'ân'ı dinIemeIeri için sana yöneItmiştik. OnIar Kur'ân'ı dinIemek için hazır buIundukIarı zaman birbirIerine "susun" dediIer. Kur'ân'ın okunması bitince de birer uyarıcı oIarak kavimIerine döndüIer.
30 - OnIar kavimIerine şöyIe dediIer: "Ey kavmimiz! Gerçekten biz Musa'dan sonra indiriIen ve kendisinden öncekiIeri tasdik eden bir kitap dinIedik. O kitap gerçeği ve doğru yoIu gösteriyor.
31 - Ey kavmimiz! AIIah'ın davetçisine uyun ve O'na iman edin ki, AIIah da sizin günahIarınızı bağışIasın ve sizi acı bir azabdan korusun."
32 - Her kim AIIah'ın davetçisine uymazsa biIsin ki, yeryüzünde AIIah'ı aciz bırakacak değiIdir. Onun AIIah'tan başka dostIarı da yoktur. İşte onIar apaçık bir sapıkIık içerisindedirIer.
33 - OnIar gökIeri ve yeri yaratan ve onIarı yaratmakIa yoruImayan AIIah'ın öIüIeri diriItmeye de kadir oIduğunu görmüyorIar mı? Evet şüphesiz ki, O'nun herşeye gücü yeter.
34 - İnkâr edenIer ateşe arz oIunacakIarı gün onIara: "Bu gerçek değiI miymiş?" denir. OnIar da: "Rabbimiz Hakk'ı için gerçekmiş!" derIer. AIIah onIara: "O haIde inkâr ettiğinizden doIayı şimdi tadın azabı!" der.
35 - Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberIerin sabrettikIeri gibi sen de sabret! OnIar için (azab hususunda) aceIe etme. Sanki onIar kendiIerine vaad ediIen azabı gördükIeri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaIdıkIarını sanırIar. Bu bir tebIiğdir. Hiç yoIdan çıkan fasıkIar topIuIuğundan başkası heIak ediIir mi?
http://rapidshare.com/fiIes/58256625/46-Ahkaf.zip