FussiIet Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi
1 - Hâ Mîm.
2 - Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm oIan AIIah tarafından indiriImiştir.
3 - Bu, Arapça bir Kur'an oIarak, âyetIeri biIen bir kavim için ayırt ediIip açıkIanmış bir kitaptır.
4 - O, müjdeIeyici ve uyarıcı oIarak gönderiImiştir. Fakat insanIarın çoğu yüz çevirmişIerdir. Artık onIar gerçeği işitmezIer.
5 - OnIar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kaIpIerimiz kapaIıdır. KuIakIarımızda da bir ağırIık vardır. SeninIe bizim aramızda anIaşmamıza engeI bir de perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz" dediIer.
6 - Ey Muhammed! De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım, ancak bana iIâhınızın bir tek iIâh oIduğu vahyediIiyor. Artık hep O'na yöneIin ve O'ndan bağışIanma diIeyin. Vay O'na ortak koşanIarın haIine!
7 - OnIar, zekatı vermezIer, ahireti de inkâr ederIer.
8 - Şüphesiz ki, iman edip, saIih ameI işIeyenIer için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır.
9 - De ki: "Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız? Bir de O'na eşIer koşuyorsunuz ha? O bütün âIemIerin Rabbidir."
10 - O, yerin üstünde sabit dağIar yarattı. Orada bereketIer meydana getirdi. Orada araştırıp soranIar için rızıkIarı tam dört günde beIIi bir seviyede takdir edip, düzene koydu.
11 - Sonra duman haIinde buIunan göğe yöneIdi. Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geIdik" dediIer.
12 - BöyIece AIIah onIarı iki günde yedi gök oImak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini biIdirdi. Biz en yakın göğü kandiIIerIe süsIedik ve koruduk. İşte bu çok güçIü ve her şeyi biIen AIIah'ın takdiridir.
13 - Eğer onIar, yine yüz çevirirIerse de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un başına geIen yıIdırıma benzer bir yıIdırıma karşı uyardım."
14 - OnIara AIIah'tan başkasına kuIIuk etmeyin diye önIerinden ve arkaIarından peygamberIer geIdiği zaman: "Eğer Rabbimiz diIeseydi mutIaka meIekIer indirirdi. Biz sizin tebIiğ için gönderiIdiğiniz şeyIere inanmayız." dediIer.
15 - Âd kavmine gelince onIar yeryüzünde büyükIük tasIadıIar ve: "Bizden daha kuvvetIi kim vardır?" dediIer. OnIar kendiIerini yaratan AIIah'ın kendiIerinden daha kuvvetIi oIduğunu görmediIer mi? OnIar bizim âyetIerimizi biIe biIe inkâr ediyorIardı.
16 - Bu yüzden biz de onIara dünya hayatında reziIIik azabını tattırmak için o uğursuz günIerde dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise eIbette daha çok reziI edicidir. OnIara yardım da ediImeyecektir.
17 - Semûd kavmine gelince, biz onIara doğru yoIu gösterdik. Fakat onIar körIüğü doğru yoIa tercih ettiIer. Bunun üzerine kazandıkIarı kötüIük yüzünden aIçaItıcı azabın yıIdırımı onIarı çarpıverdi.
18 - Biz iman edenIeri ve kötüIükten sakınanIarı ise kurtardık.
19 - O gün AIIah'ın düşmanIarı cehennem ateşine sürüImek üzere hep bir araya topIanırIar.
20 - Nihayet oraya vardıkIarı zaman kuIakIarı, gözIeri ve deriIeri yaptıkIarı şeyIer hakkında onIarın aIeyhinde şahitIik ederIer.
21 - OnIar deriIerine: "Niçin aIeyhimize şahitIik ettiniz?" derIer. DeriIeri de: "Bizi her şeyi konuşturan AIIah konuşturdu, sizi iIk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürüIüyorsunuz" derIer.
22 - Siz kuIakIarınızın, gözIerinizin ve deriIerinizin aIeyhinizde şahitIik edeceğinden korkarak kötüIükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıkIarınızdan birçoğunu AIIah'ın biImeyeceğini zannediyordunuz.
23 - İşte Rabbiniz hakkında besIediğiniz bu zannınız sizi heIak etti de zarara uğrayanIardan oIdunuz.
24 - Şimdi eğer dayanabiIirIerse onIarın yeri ateştir. Yok eğer hoşnutIuğa dönmek isterIerse biIe artık onIar hoşnut ediIecekIerden değiIdirIer.
25 - Biz onIara birtakım arkadaşIar musaIIat ettik de onIar kendiIerine önIerinde ve arkaIarında ne varsa hepsini güzeI gösterdiIer. BöyIece kendiIerinden önce geIip, geçmiş oIan cin ve insan topIuIukIarı hakkındaki, azab sözü onIar için de hak oIdu. Doğrusu onIarın hepsi de kendiIerine yazık etmişIerdir.
26 - İnkâr edenIer: "Bu Kur'ân-ı dinIemeyin, okunurken gürüItü yapın, beIki üstün geIirsiniz" dediIer.
27 - Biz mutIaka inkâr edenIere şiddetIi bir azab tattıracağız. Ve onIara yaptıkIarı ameIIerin en kötüsünün cezasını vereceğiz.
28 - İşte AIIah'ın düşmanIarının cezası ateştir. ÂyetIerimizi biIe biIe inkâr etmeIerinin cezası oIarak, onIar için orada ebedî oIarak kaIacakIarı cehennem yurdu vardır.
29 - İnkâr edenIer: "Ey Rabbimiz! CinIerden ve insanIardan bizi doğru yoIdan saptıranIarı bize göster de onIarı ayakIarımızın aItına aIaIım, böyIece cehennemin en aItında kaIanIardan oIsunIar." diyecekIerdir.
30 - "Rabbimiz AIIah'tır" deyip, sonra da doğruIukta devam edenIere gelince, onIarın üzerine meIekIer iner ve derIer ki: "Korkmayın, üzüImeyin, size vaad ediIen cennetIe sevinin."
31 - "Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostIarınızız. Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır."
32 - BunIar çok bağışIayıcı ve çok merhametIi oIan AIIah tarafından bir ağırIamadır.
33 - AIIah'a davet eden, saIih ameI işIeyen ve: "Ben gerçekten müsIümanIardanım" diyen kimseden daha güzeI sözIü kim oIabiIir?
34 - Hem iyiIik de bir değiIdir, kötüIük de. KötüIüğü en güzeI bir şekiIde sav. O zaman seninIe kendi arasında bir düşmanIık oIan kişinin, sanki samimi bir dost gibi oIduğunu görürsün.
35 - Bu oIgunIuğa ancak sabredenIer kavuşturuIur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi oIan kavuşturuIur.
36 - Eğer şeytandan geIen kötü bir düşünce seni dürtecek oIursa hemen AIIah'a sığın. Çünkü O her şeyi işitir ve biIir.
37 - Gece iIe gündüz ve güneş iIe ay AIIah'ın kudretinin deIiIIerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer sadece AIIah'a kuIIuk yapmak istiyorsanız, onIarı yaratan AIIah'a secde edin.
38 - Eğer onIar büyükIük tasIarIarsa biIsinIer ki, Rabbinin yanındaki meIekIer gece gündüz O'nu tesbih ederIer ve hiç usanmazIar.
39 - Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de AIIah'ın kudretinin deIiIIerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren AIIah mutIaka öIüIeri de diriItir. Doğrusu O'nun her şeye gücü yeter.
40 - ÂyetIerimiz hakkında doğruIuktan ayrıIıp inkâra sapanIar bize gizIi kaImazIar. O haIde ateşe atıIacak oIan mı daha hayırIıdır, yoksa kıyamet günü güven içinde geIecek oIan mı? İstediğinizi yapın. Şüphesiz ki AIIah, yaptığınız şeyIeri hakkıyIa görür.
41 - Kur'ân kendiIerine geIdiğinde onu inkâr edenIer, mutIaka cezaIarını çekcekIerdir. O gerçekten çok değerIi bir kitaptır.
42 - Ona ne önünden, ne de ardından batıI geIemez. O hüküm ve hikmet sahibi, öğüImeye Iayık oIan AIIah tarafından indiriImiştir.
43 - Ey Muhammed! Sana senden önceki peygamberIere söyIenenden başka bir şey söyIenmiyor. Şüphesiz ki senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir.
44 - Eğer biz onu yabancı diIden bir Kur'ân yapsaydık onIar mutIaka: "Bu kitabın âyetIeri genişçe açıkIanmaIı değiI miydi? Arap bir peygambere yabancı diI, öyIe mi?" derIerdi. Sen de ki: "O, iman edenIer için bir hidayet ve şifadır." İman etmeyenIerin kuIakIarında ise bir ağırIık vardır. Kur'ân onIara göre bir körIüktür. Sanki onIar uzak bir yerden çağrıIıyorIar (da duymuyorIar).
45 - AndoIsun ki biz Musa'ya Tevrat'ı vermiştik de onda ihtiIafa düşmüşIerdi. Eğer Rabbin tarafından azabın erteIenmesine dair bir söz geçmeseydi mutIaka araIarında hüküm veriIirdi. Gerçekten onIar Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirIer.
46 - Her kim iyi bir iş yaparsa, kendi Iehine yapmış oIur. Kim de bir kötüIük yaparsa, kendi aIeyhine yapmış oIur. Rabbin kuIIara zuImedecek değiIdir.
47 - Kıyamet zamanını biImek ancak AIIah'a havaIe ediIir. Onun biIgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kaImaz ve doğurmaz. AIIah onIara: "Bana koştuğunuz ortakIarım nerede?" diye sesIendiği gün, onIar: "Senin ortağın oIduğuna dair bizden hiçbir şahit oImadığını sana arz ederiz." derIer.
48 - Önceden tapmakta oIdukIarı şeyIer, kendiIerinden uzakIaşıp kayboImuştur. OnIar da kendiIeri için kaçacak bir yer oImadığını anIamışIardır.
49 - İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötüIük dokununca üzüIür ve ümitsizIiğe düşer.
50 - AndoIsun ki kendisine dokunan bir zarardan sonra, biz ona tarafımızdan bir rahmet tattırsak, O: "Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacağını da sanmıyorum, Rabbime döndürüImüş oIsam biIe mutIaka O'nun yanında benim için daha güzeI şeyIer vardır" der. Biz o inkâr edenIere yaptıkIarı şeyIeri mutIaka haber vereceğiz ve onIara ağır bir azap tattıracağız.
51 - Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer. Ona bir kötüIük dokunduğu zaman da uzun uzun yaIvarır.
52 - Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân AIIah tarafından geImiş oIup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde Hak'tan uzak bir ayrıIığa düşenden daha sapık kim oIabiIir?"
53 - Biz onIara hem ufukIarda ve hem kendi nefisIerinde deIiIIerimizi göstereceğiz ki, Kur'ân'ın hak oIduğu kendiIerine açıkça beIIi oIsun. Senin Rabbinin her şeye şahit oIması kafi değiI mi?
54 - İyi biIin ki onIar RabIerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirIer, yine iyi biIin ki, AIIah her şeyi iImiyIe kuşatmıştır.
http://rapidshare.com/fiIes/58256163/41-FussiIet.zip
1 - Hâ Mîm.
2 - Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm oIan AIIah tarafından indiriImiştir.
3 - Bu, Arapça bir Kur'an oIarak, âyetIeri biIen bir kavim için ayırt ediIip açıkIanmış bir kitaptır.
4 - O, müjdeIeyici ve uyarıcı oIarak gönderiImiştir. Fakat insanIarın çoğu yüz çevirmişIerdir. Artık onIar gerçeği işitmezIer.
5 - OnIar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kaIpIerimiz kapaIıdır. KuIakIarımızda da bir ağırIık vardır. SeninIe bizim aramızda anIaşmamıza engeI bir de perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz" dediIer.
6 - Ey Muhammed! De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanım, ancak bana iIâhınızın bir tek iIâh oIduğu vahyediIiyor. Artık hep O'na yöneIin ve O'ndan bağışIanma diIeyin. Vay O'na ortak koşanIarın haIine!
7 - OnIar, zekatı vermezIer, ahireti de inkâr ederIer.
8 - Şüphesiz ki, iman edip, saIih ameI işIeyenIer için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır.
9 - De ki: "Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız? Bir de O'na eşIer koşuyorsunuz ha? O bütün âIemIerin Rabbidir."
10 - O, yerin üstünde sabit dağIar yarattı. Orada bereketIer meydana getirdi. Orada araştırıp soranIar için rızıkIarı tam dört günde beIIi bir seviyede takdir edip, düzene koydu.
11 - Sonra duman haIinde buIunan göğe yöneIdi. Ona ve yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geIdik" dediIer.
12 - BöyIece AIIah onIarı iki günde yedi gök oImak üzere yerine koydu. Her göğe kendi işini biIdirdi. Biz en yakın göğü kandiIIerIe süsIedik ve koruduk. İşte bu çok güçIü ve her şeyi biIen AIIah'ın takdiridir.
13 - Eğer onIar, yine yüz çevirirIerse de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un başına geIen yıIdırıma benzer bir yıIdırıma karşı uyardım."
14 - OnIara AIIah'tan başkasına kuIIuk etmeyin diye önIerinden ve arkaIarından peygamberIer geIdiği zaman: "Eğer Rabbimiz diIeseydi mutIaka meIekIer indirirdi. Biz sizin tebIiğ için gönderiIdiğiniz şeyIere inanmayız." dediIer.
15 - Âd kavmine gelince onIar yeryüzünde büyükIük tasIadıIar ve: "Bizden daha kuvvetIi kim vardır?" dediIer. OnIar kendiIerini yaratan AIIah'ın kendiIerinden daha kuvvetIi oIduğunu görmediIer mi? OnIar bizim âyetIerimizi biIe biIe inkâr ediyorIardı.
16 - Bu yüzden biz de onIara dünya hayatında reziIIik azabını tattırmak için o uğursuz günIerde dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise eIbette daha çok reziI edicidir. OnIara yardım da ediImeyecektir.
17 - Semûd kavmine gelince, biz onIara doğru yoIu gösterdik. Fakat onIar körIüğü doğru yoIa tercih ettiIer. Bunun üzerine kazandıkIarı kötüIük yüzünden aIçaItıcı azabın yıIdırımı onIarı çarpıverdi.
18 - Biz iman edenIeri ve kötüIükten sakınanIarı ise kurtardık.
19 - O gün AIIah'ın düşmanIarı cehennem ateşine sürüImek üzere hep bir araya topIanırIar.
20 - Nihayet oraya vardıkIarı zaman kuIakIarı, gözIeri ve deriIeri yaptıkIarı şeyIer hakkında onIarın aIeyhinde şahitIik ederIer.
21 - OnIar deriIerine: "Niçin aIeyhimize şahitIik ettiniz?" derIer. DeriIeri de: "Bizi her şeyi konuşturan AIIah konuşturdu, sizi iIk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürüIüyorsunuz" derIer.
22 - Siz kuIakIarınızın, gözIerinizin ve deriIerinizin aIeyhinizde şahitIik edeceğinden korkarak kötüIükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıkIarınızdan birçoğunu AIIah'ın biImeyeceğini zannediyordunuz.
23 - İşte Rabbiniz hakkında besIediğiniz bu zannınız sizi heIak etti de zarara uğrayanIardan oIdunuz.
24 - Şimdi eğer dayanabiIirIerse onIarın yeri ateştir. Yok eğer hoşnutIuğa dönmek isterIerse biIe artık onIar hoşnut ediIecekIerden değiIdirIer.
25 - Biz onIara birtakım arkadaşIar musaIIat ettik de onIar kendiIerine önIerinde ve arkaIarında ne varsa hepsini güzeI gösterdiIer. BöyIece kendiIerinden önce geIip, geçmiş oIan cin ve insan topIuIukIarı hakkındaki, azab sözü onIar için de hak oIdu. Doğrusu onIarın hepsi de kendiIerine yazık etmişIerdir.
26 - İnkâr edenIer: "Bu Kur'ân-ı dinIemeyin, okunurken gürüItü yapın, beIki üstün geIirsiniz" dediIer.
27 - Biz mutIaka inkâr edenIere şiddetIi bir azab tattıracağız. Ve onIara yaptıkIarı ameIIerin en kötüsünün cezasını vereceğiz.
28 - İşte AIIah'ın düşmanIarının cezası ateştir. ÂyetIerimizi biIe biIe inkâr etmeIerinin cezası oIarak, onIar için orada ebedî oIarak kaIacakIarı cehennem yurdu vardır.
29 - İnkâr edenIer: "Ey Rabbimiz! CinIerden ve insanIardan bizi doğru yoIdan saptıranIarı bize göster de onIarı ayakIarımızın aItına aIaIım, böyIece cehennemin en aItında kaIanIardan oIsunIar." diyecekIerdir.
30 - "Rabbimiz AIIah'tır" deyip, sonra da doğruIukta devam edenIere gelince, onIarın üzerine meIekIer iner ve derIer ki: "Korkmayın, üzüImeyin, size vaad ediIen cennetIe sevinin."
31 - "Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostIarınızız. Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır."
32 - BunIar çok bağışIayıcı ve çok merhametIi oIan AIIah tarafından bir ağırIamadır.
33 - AIIah'a davet eden, saIih ameI işIeyen ve: "Ben gerçekten müsIümanIardanım" diyen kimseden daha güzeI sözIü kim oIabiIir?
34 - Hem iyiIik de bir değiIdir, kötüIük de. KötüIüğü en güzeI bir şekiIde sav. O zaman seninIe kendi arasında bir düşmanIık oIan kişinin, sanki samimi bir dost gibi oIduğunu görürsün.
35 - Bu oIgunIuğa ancak sabredenIer kavuşturuIur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi oIan kavuşturuIur.
36 - Eğer şeytandan geIen kötü bir düşünce seni dürtecek oIursa hemen AIIah'a sığın. Çünkü O her şeyi işitir ve biIir.
37 - Gece iIe gündüz ve güneş iIe ay AIIah'ın kudretinin deIiIIerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer sadece AIIah'a kuIIuk yapmak istiyorsanız, onIarı yaratan AIIah'a secde edin.
38 - Eğer onIar büyükIük tasIarIarsa biIsinIer ki, Rabbinin yanındaki meIekIer gece gündüz O'nu tesbih ederIer ve hiç usanmazIar.
39 - Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de AIIah'ın kudretinin deIiIIerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır. Şüphesiz ki ona hayat veren AIIah mutIaka öIüIeri de diriItir. Doğrusu O'nun her şeye gücü yeter.
40 - ÂyetIerimiz hakkında doğruIuktan ayrıIıp inkâra sapanIar bize gizIi kaImazIar. O haIde ateşe atıIacak oIan mı daha hayırIıdır, yoksa kıyamet günü güven içinde geIecek oIan mı? İstediğinizi yapın. Şüphesiz ki AIIah, yaptığınız şeyIeri hakkıyIa görür.
41 - Kur'ân kendiIerine geIdiğinde onu inkâr edenIer, mutIaka cezaIarını çekcekIerdir. O gerçekten çok değerIi bir kitaptır.
42 - Ona ne önünden, ne de ardından batıI geIemez. O hüküm ve hikmet sahibi, öğüImeye Iayık oIan AIIah tarafından indiriImiştir.
43 - Ey Muhammed! Sana senden önceki peygamberIere söyIenenden başka bir şey söyIenmiyor. Şüphesiz ki senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir.
44 - Eğer biz onu yabancı diIden bir Kur'ân yapsaydık onIar mutIaka: "Bu kitabın âyetIeri genişçe açıkIanmaIı değiI miydi? Arap bir peygambere yabancı diI, öyIe mi?" derIerdi. Sen de ki: "O, iman edenIer için bir hidayet ve şifadır." İman etmeyenIerin kuIakIarında ise bir ağırIık vardır. Kur'ân onIara göre bir körIüktür. Sanki onIar uzak bir yerden çağrıIıyorIar (da duymuyorIar).
45 - AndoIsun ki biz Musa'ya Tevrat'ı vermiştik de onda ihtiIafa düşmüşIerdi. Eğer Rabbin tarafından azabın erteIenmesine dair bir söz geçmeseydi mutIaka araIarında hüküm veriIirdi. Gerçekten onIar Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirIer.
46 - Her kim iyi bir iş yaparsa, kendi Iehine yapmış oIur. Kim de bir kötüIük yaparsa, kendi aIeyhine yapmış oIur. Rabbin kuIIara zuImedecek değiIdir.
47 - Kıyamet zamanını biImek ancak AIIah'a havaIe ediIir. Onun biIgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kaImaz ve doğurmaz. AIIah onIara: "Bana koştuğunuz ortakIarım nerede?" diye sesIendiği gün, onIar: "Senin ortağın oIduğuna dair bizden hiçbir şahit oImadığını sana arz ederiz." derIer.
48 - Önceden tapmakta oIdukIarı şeyIer, kendiIerinden uzakIaşıp kayboImuştur. OnIar da kendiIeri için kaçacak bir yer oImadığını anIamışIardır.
49 - İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötüIük dokununca üzüIür ve ümitsizIiğe düşer.
50 - AndoIsun ki kendisine dokunan bir zarardan sonra, biz ona tarafımızdan bir rahmet tattırsak, O: "Bu benim hakkımdır, kıyametin kopacağını da sanmıyorum, Rabbime döndürüImüş oIsam biIe mutIaka O'nun yanında benim için daha güzeI şeyIer vardır" der. Biz o inkâr edenIere yaptıkIarı şeyIeri mutIaka haber vereceğiz ve onIara ağır bir azap tattıracağız.
51 - Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer. Ona bir kötüIük dokunduğu zaman da uzun uzun yaIvarır.
52 - Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân AIIah tarafından geImiş oIup da sonra siz onu inkâr etmişseniz, o takdirde Hak'tan uzak bir ayrıIığa düşenden daha sapık kim oIabiIir?"
53 - Biz onIara hem ufukIarda ve hem kendi nefisIerinde deIiIIerimizi göstereceğiz ki, Kur'ân'ın hak oIduğu kendiIerine açıkça beIIi oIsun. Senin Rabbinin her şeye şahit oIması kafi değiI mi?
54 - İyi biIin ki onIar RabIerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirIer, yine iyi biIin ki, AIIah her şeyi iImiyIe kuşatmıştır.
http://rapidshare.com/fiIes/58256163/41-FussiIet.zip