Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

30lu 40lı 50lı Yaşlarda Genç Kalabilmenin Yolları

Rapunzel

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    11 Mar 2015
  • Mesajlar
    5,320
  • MFC Puanı
    -445
20’li yaşlar: Her şeyin mümkün göründüğü bu yaşlarda en önemlisi, geleceğin bu zamanlarda hazırlandığı bilincine sahip olmaktır. İyi alışkanlıklar kazanmaya başlamak gelecekten zaman kazanmak anlamına gelmektedir. İşte 20’li yaşlarda dikkat edilmesi gerekenler…


Her gün E vitamini: Gençliği ve güzelliği korumak için en etkili silahlardan birisi E vitaminidir. E vitamini her yaştaki tüm kadınlar için çok değerlidir. Yağlarda (zeytinyağı, vs), yağı çıkartılan meyvelerde (fıstık, badem, fındık), yağlı balıklarda (somon) ve karaciğerde bulunur. Bu besinlerin hepsinin organizmanın bütünü üstünde yaşlanmayı geciktirici etkisi bulunmaktadır.


Gerekli doz: Aldığımız besinlerin de katkısını yok saymamalıyız. Mesela yerfıstığı yağı… Çorbaya ya da salataya konulan iki kaşık yağ ihtiyacınızı karşılamaya yeter. Bunu dışında düzenli olarak badem ve yağlı balık tüketin. Ciğerle yapılan yemekler de çok faydalıdır.


Güzel bir cilt için: Kitabın yazarının üniversitedeki bir hocası “Cildimize yiyemeyeceğimiz hiçbir şey sürmeyiz” demiş. Gerçekten de epiderme sürülen her ürün deri yoluyla kana geçmekte ve böylece vücudun her bölgesine ulaşmaktadır. En iyisi mümkün olduğunda koruyucu maddelerden kaçınmaktır. Doğal ürünler tercih edilmelidir


30’lu yaşlar: 30 güzel bir yaştır; tamamlanma yaşıdır. Gelişme tamamlanır, organizma formunun doruğunu yaşamaktadır. Gençlik döneminin şüpheli günleri, yanlışlıkları geride kalmıştır. Profesyonel olarak önceki döneme göre daha büyük sorumluluklar alınmaktadır. Biyolojik anlamda önceki on yılın dengesizlikleri de geride kalmıştır. İşte 30’lu yaşlar için birkaç öneri…


E vitaminine devam: 30’lu yaşlar da yine E vitaminine devam edilmesi gereken bir dönemdir. 30 yaşında gençliğin sırrı E vitamininde bulunur. Vitamin, östrojen ve progesteron hormonunun üretiminde rol oynar. Yumurtlamayı, döllenmeyi ve yumurtanın tutunmasını kolaylaştırır. Saçların ve cildin kalitesi, güzelliği de hormonal döngüye bağlıdır. Hormonal dengesizlikler ortaya çıktığında cilt kurulaşır, saçlar kırılır. E vitamini aynı zamanda kusursuz bir bakım kremidir


Cilt maskesi: 30’lu yaşlarda cildiniz için size doğal bir maske önerisi var yazarın… Birkaç tane salatalığı rendeleyin ya da ince ince doğrayın. İçine bir çay kaşığı tatlı badem yağı, on damla da limon suyu ekleyin. Oluşan karışımı boynunuza ve yüzünüze uygulayabilirsiniz. Yirmi dakika sonra pamuğu gül suyuyla ıslatarak yüzünüzü temizleyin. Üzerine kullandığınız nemlendiriciyi uygulayın.

40’lı yaşlar: Kırk yaş! Büyük değişimler yaşadığımız yaşlar artık oldukça geride kaldı ve tüm alanlarda artık her şey yoluna girmiş durumdadır. Öncelikle profesyonel alanda hayal gücümüz yüksek, deneyimlerimizin getirdiği avantajlara sahibiz. Ancak; geçmişe göre yorgunluğa daha az tahammül edebiliyoruz. İşte 40’lı yaşlarda genç kalmak için birkaç sır…


Ameliyatsız gerdirme: Neden çocukların yüzünde hiç kırışıklık bulunmaz? Cevabı anatomide saklı… Normalde cilt kaslar arasında gerilmiştir. Kaslar gevşediğinde deri de dolayısıyla gerginliğini kaybeder. Kaslar biraz çöküp hacmini kaybettiğinde cilt üzerinde kırışıklıklar oluşur.


Cilt için en etkili yöntem, kasları uyarıp cildin gergin kalmasını sağlamaktır. Bu da akupunkturun gerginleştirici etkisi olan mekanizmasıdır. Bu mekanizmanın etkisi aynı zamanda psikolojiktir ve organizmanın doğal enerjisini artırıcı etkisi vardır.


Güzel saçların sigortası: Bir sabah aynada beyazlaşmış birkaç tel saçla karşılaşırız ve bu genellikle küçük bir şok etkisi yaratır. Çok da keyif verici olmasa da bu çok yaygın bir belirtidir. Eğer bu süreci olabildiğince yavaşlatmak istiyorsanız geleneksel Çin tıbbına güvenebilirsiniz.Geleneksel görüşe göre saçlar akciğer meridyenine, yani havayla ilgili kısma bağlıdır. Çünkü saç kökleri küçük hava kesecikleri oluşturmak yoluyla renk kazanır ve melanin maddesinin içeriye geçmesini önler. Bu özellik büyük stres dönemlerinde niçin saçın beyazladığını da açıklar. Özetle can sıkıntısı akciğer meridyenin zarar verir, bu durum da saçların beyazlamasına neden olur. Can sıkıntısından hemen uzaklaşın!
 
Üst Alt