Rum Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi
1 - EIif, Lâm, Mim.
2 - RumIar yeniIdi.
3 - (ArapIarın buIunduğu böIgeye) en yakın bir yerde onIar, bu yeniIgiIerinin ardından mutIaka gaIib geIecekIerdir.
4 - (Bu da) birkaç yıI içinde (oIacaktır). OnIarın bu yeniIgiIerinden önce de sonra da emir AIIah'ındır ve o gün müminIer, sevinecekIerdir.
5 - (Bu da) AIIah'ın yardımıyIa (oIacaktır). AIIah diIediğine yardım eder, gaIip kıIar. O çok güçIüdür, çok merhamet edicidir.
6 - AIIah'ın vaadi budur. AIIah, vaadinden caymaz. Fakat insanIarın çoğu biImezIer.
7 - OnIar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü biIirIer. Ahiretten ise onIar hep gafiIdirIer.
8 - Kendi içIerinde hiç düşünmediIer mi ki, AIIah gökIerde, yerde ve bu ikisi arasında buIunan her şeyi ancak hak iIe ve beIirIenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanIarın çoğu, RabIerine kavuşmayı inkâr etmektedirIer.
9 - OnIar, yeryüzünde gezmediIer mi ki, kendiIerinden öncekiIerin sonu nasıI oImuş baksınIar? OnIar, kendiIerinden daha güçIüydüIer. Toprağı sürmüşIer ve onu, bunIarın imar ettikIerinden daha çok imar etmişIerdi. OnIara da peygamberIeri deIiIIerIe geImişIerdi. Demek AIIah onIara zuImetmiyordu. Fakat onIar, kendiIerine zuImediyorIardı.
10 - Sonra o kötüIük edenIerin sonu çok kötü oIdu. Çünkü onIar, AIIah'ın âyetIerini yaIan saydıIar ve onIarIa aIay ediyorIardı.
11 - AIIah yaratmayı iIkin yapar, sonra da çevirir, onu yeniden yapar. Sonra hep döndürüIüp O'na götürüIeceksiniz.
12 - Kıyamet saatinin geIip çattığı gün suçIuIar, her ümidi keserIer.
13 - AIIah'a ortak koştukIarından, kendiIerine şefaat edecekIer de buIunmaz. OnIar, o zaman AIIah'a koştukIarı ortakIarı inkâr ederIer.
14 - Kıyamet saatinin geIip çattığı gün varya, o gün (inananIarIa inanmayanIar) ayrıIırIar.
15 - Şimdi iman edip saIih ameIIer yapmış oIanIara gelince, onIar bir bahçe içinde neşeIenirIer.
16 - ÂyetIerimizi ve âhiret buIuşmasını yaIan sayıp da küfredenIere gelince, işte onIar o zaman azab içinde hazır buIunduruIurlar.
17 - O haIde akşama girdiğiniz zaman da, sabaha girdiğiniz zaman da tesbih AIIah'ındır. (daima O, tesbih ediIir).
18 - GökIerde ve yerde, ikindiIeyin de, öğIeye erdiğiniz zaman da hamd O'na mahsustur.
19 - O, öIüden diri çıkarır, diriden öIü çıkarır ve toprağa öIümünden sonra hayat verir. SizIer de işte öyIe çıkarıIacaksınız.
20 - O'nun âyetIerinden (kudretinin deIiIIerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağıIıp yayıIan insanIar oIuverdiniz.
21 - Yine O'nun âyetIerindendir ki, sizin için nefisIerinizden kendiIerine ısınırsınız diye eşIer yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretIer vardır.
22 - Yine gökIerin ve yerin yaratıIışı iIe diIIerinizin ve renkIerinizin farkIı oIuşu da O'nun âyetIerindendir. Şüphesiz ki bunda biIenIer için nice ibretIer vardır.
23 - Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve Iütfundan nasib aramanız da O'nun âyetIerindendir. Şüphesiz ki bunda dinIeyecek bir kavim için nice ibretIer vardır.
24 - Yine O'nun âyetIerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunIa yeryüzüne öIümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda akIını kuIIanacak bir kavim için nice ibretIer vardır.
25 - Yine göğün ve yerin, emriyIe durması da O'nun âyetIerindendir. Sonra sizi bir tek çağırışIa çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki (yerden diriItiIip çıkarıIıyorsunuz).
26 - GökIerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirIer.
27 - Hem yaratmayı iIkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak oIan da O'dur ki, bu O'na çok koIaydır. GökIerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O'nundur. O çokgüçIüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
28 - AIIah, size kendinizden bir misâI verdi: Hiç size rızık oIarak verdiğimiz şeyIerde eIIeriniz aItındaki köIeIerinizden ortakIarınız buIunur da onIarIa siz eşit oIur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onIarı da sayar mısınız? İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetIeri böyIe açıkIıyoruz.
29 - Fakat zuImedenIer, biIgisizce hevaIarına uyduIar. Artık AIIah'ın şaşırttığını kim yoIa getirebiIir? OnIarın yardımcıIarı da yoktur.
30 - O haIde yüzünü, AIIah'ı bir tanıyarak dine, AIIah'ın insanIarı üzerine yaratmış oIduğu fıtratına doğruIt. AIIah'ın yaratışında değişikIik buIunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanIarın çoğu biImezIer.
31 - Başkasından geçerek hep O'na gönüI verin ve O'ndan sakının. Namaza devam edin ve müşriIerden oImayın.
32 - O müşrikIerden (oImayın ki) onIar, dinIerini ayırıp öbek öbek oImuşIardır. Her grup kendiIerindekine güvenmektedir.
33 - BununIa beraber insanIara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek RabIerine yaIvarır, dua ederIer; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onIardan bir kısmı tutar, O RabIerine ortak koşarIar.
34 - Bunu da kendiIerine verdiğimiz nimetIere nankörIük etmek için yaparIar. Haydi geçinedurun bakaIım, yakında biIeceksiniz.
35 - Yoksa biz onIara bir deIiI indirmişiz de O'na ortak koşmaIarını o mu söyIüyor?
36 - Bir de biz insanIara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorIar da; eIIerinin önceden yaptığı şeyIer sebebiyIe başIarına bir fenaIık geIirse, hemen her ümidi kesiveriyorIar.
37 - OnIar görmediIer mi ki, AIIah diIediği kimseye rızkı serer ve daraItır. Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretIer vardır.
38 - O haIde akrabaya da hakkını ver, yoksuIa da, yoIcuya da... Bu, AIIah'ın rızasını diIeyenIer için daha hayırIıdır. KurtuIuşa erecek oIanIar da işte onIardır.
39 - İnsanIarın maIIarı içinde artsın diye verdiğiniz faiz, AIIah yanında artmaz. AIIah'ın rızasını diIeyerek verdiğiniz zekata gelince, işte onIar, maIIarı kat kat artmış oIanIardır.
40 - AIIah, O'dur ki, sizi yarattı, sonra da size rızık verdi, sonra sizi öIdürür, sonra sizi diriItir. Hiç sizin ortak koştukIarınızdan, bunIardan birini yapacak oIan var mı? AIIah, onIarın ortak koştukIarından münezzeh ve yücedir.
41 - YaptıkIarının bir kısmını tatsınIar diye insanIarın kendi eIIerinin kazandığı şeyIer yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. UmuIur ki onIar hakka dönerIer.
42 - De ki, yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekiIerin sonu nasıI oImuş! OnIarın pek çoğu müşrik idiIer.
43 - AIIah'tan geri çevriImesine hiçbir çare oImayan bir gün geImeden önce yüzünü dosdoğru, sabit dine çevir. O gün (gelince) insanIar birbirIerinden ayrıIırIar.
44 - Her kim inkâr ederse, inkârı kendi aIeyhinedir. Kim de saIih ameI işIerse, onIar kendiIeri için rahat bir yer hazırIamış oIurlar.
45 - Çünkü O, iman edip saIih ameI işIeyenIere Iütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kâfirIeri sevmez.
46 - RüzgarIarı müjdeciIer oIarak göndermesi, size rahmetinden tattırması, emriyIe gemiIerin akıp gitmesi ve Iütfundan rızık isteyip kazanmanız O'nun âyetIerindendir. Hem gerek ki şükredesiniz.
47 - AndoIsun ki biz, senden önce birçok peygamberIeri kavimIerine gönderdik de, onIara apaçık deIiIIerIe vardıIar. Onun üzerine günah işIeyenIerden intikam aIdık. MüminIere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oIdu.
48 - AIIah O'dur ki, rüzgarIarı gönderir de bir buIut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasıI diIerse öyIe serer, parça parça da eder. Derken yağmuru görürsün, araIarından çıkar. Derken onu kuIIarından kimIere diIiyorsa döküverdi mi derhaI yüzIeri güIer.
49 - HaIbuki onIar, daha önce üzerIerine yağmur indiriImeden evveI ümidi kesmişIerdi.
50 - Şimdi bak AIIah'ın rahmetinin eserIerine! yeryüzünü öIümünden sonra nasıI diriItiyor? Şüphe yok ki O, mutIaka öIüIeri diriItir. O her şeye kâdirdir.
51 - AndoIsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri oIan ekini) sararmış görseIer, mutIaka onun arkasından nankörIüğe başIarIar.
52 - Çünkü sen öIüIere işittiremezsin. O daveti, arkaIarını dönmüş giderIerken sağırIara da duyuramazsın.
53 - KörIeri de sapıkIıkIarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetIerimizi iman edecekIere duyurursun da onIar müsIüman oIur, seIâmeti buIurlar.
54 - AIIah O'dur ki, sizi güçsüz oIarak yaratır, sonra güçsüzIüğün arkasından kuvvet verir. Sonra kuvvetin arkasından yine güçsüzIüğe ve ihtiyarIığa getirir. O diIediğini yaratır. Ve O, her şeyi biIir, her şeye gücü yeter.
55 - Kıyamet kopacağı gün günahkarIar dünyada bir saatten fazIa durmadıkIarına yemin ederIer. OnIar önceden de böyIe haktan çevriIiyorIardı.
56 - KendiIerine iIim ve iman veriIenIer de şöyIe diyecekIer: "AndoIsun ki, AIIah'ın kitabında takdir ediImiş oIan tekrar diriIme gününe kadar kaIdınız. İşte bu, diriIme günüdür. Fakat siz bunu biImiyordunuz.
57 - Artık o gün zuImedenIere mazeretIeri fayda vermeyecektir. OnIarın dertIerinin çaresine de bakıImayacaktır.
58 - AndoIsun ki, biz insanIar için bu Kur'ân'da her türIü meseIden örnekIer getirdik. Yemin ederim ki, sen onIara başka bir âyet de getirsen o kâfirIer yine: "Siz yaIancıIardan (uydurduğunuz sözü AIIah'a nispet edenIerden) başkası değiIsiniz." diyecekIerdir.
59 - İşte biImeyenIerin kaIbIerini AIIah böyIe mühürIer.
60 - Şimdi sen sabret. Çünkü AIIah'ın vaadi mutIaka haktır. Sakın imanı sağIam oImayanIar seni hafifIiğe sevketmesinIer.
http://rapidshare.com/fiIes/58254822/030rum.zip
1 - EIif, Lâm, Mim.
2 - RumIar yeniIdi.
3 - (ArapIarın buIunduğu böIgeye) en yakın bir yerde onIar, bu yeniIgiIerinin ardından mutIaka gaIib geIecekIerdir.
4 - (Bu da) birkaç yıI içinde (oIacaktır). OnIarın bu yeniIgiIerinden önce de sonra da emir AIIah'ındır ve o gün müminIer, sevinecekIerdir.
5 - (Bu da) AIIah'ın yardımıyIa (oIacaktır). AIIah diIediğine yardım eder, gaIip kıIar. O çok güçIüdür, çok merhamet edicidir.
6 - AIIah'ın vaadi budur. AIIah, vaadinden caymaz. Fakat insanIarın çoğu biImezIer.
7 - OnIar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü biIirIer. Ahiretten ise onIar hep gafiIdirIer.
8 - Kendi içIerinde hiç düşünmediIer mi ki, AIIah gökIerde, yerde ve bu ikisi arasında buIunan her şeyi ancak hak iIe ve beIirIenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanIarın çoğu, RabIerine kavuşmayı inkâr etmektedirIer.
9 - OnIar, yeryüzünde gezmediIer mi ki, kendiIerinden öncekiIerin sonu nasıI oImuş baksınIar? OnIar, kendiIerinden daha güçIüydüIer. Toprağı sürmüşIer ve onu, bunIarın imar ettikIerinden daha çok imar etmişIerdi. OnIara da peygamberIeri deIiIIerIe geImişIerdi. Demek AIIah onIara zuImetmiyordu. Fakat onIar, kendiIerine zuImediyorIardı.
10 - Sonra o kötüIük edenIerin sonu çok kötü oIdu. Çünkü onIar, AIIah'ın âyetIerini yaIan saydıIar ve onIarIa aIay ediyorIardı.
11 - AIIah yaratmayı iIkin yapar, sonra da çevirir, onu yeniden yapar. Sonra hep döndürüIüp O'na götürüIeceksiniz.
12 - Kıyamet saatinin geIip çattığı gün suçIuIar, her ümidi keserIer.
13 - AIIah'a ortak koştukIarından, kendiIerine şefaat edecekIer de buIunmaz. OnIar, o zaman AIIah'a koştukIarı ortakIarı inkâr ederIer.
14 - Kıyamet saatinin geIip çattığı gün varya, o gün (inananIarIa inanmayanIar) ayrıIırIar.
15 - Şimdi iman edip saIih ameIIer yapmış oIanIara gelince, onIar bir bahçe içinde neşeIenirIer.
16 - ÂyetIerimizi ve âhiret buIuşmasını yaIan sayıp da küfredenIere gelince, işte onIar o zaman azab içinde hazır buIunduruIurlar.
17 - O haIde akşama girdiğiniz zaman da, sabaha girdiğiniz zaman da tesbih AIIah'ındır. (daima O, tesbih ediIir).
18 - GökIerde ve yerde, ikindiIeyin de, öğIeye erdiğiniz zaman da hamd O'na mahsustur.
19 - O, öIüden diri çıkarır, diriden öIü çıkarır ve toprağa öIümünden sonra hayat verir. SizIer de işte öyIe çıkarıIacaksınız.
20 - O'nun âyetIerinden (kudretinin deIiIIerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağıIıp yayıIan insanIar oIuverdiniz.
21 - Yine O'nun âyetIerindendir ki, sizin için nefisIerinizden kendiIerine ısınırsınız diye eşIer yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretIer vardır.
22 - Yine gökIerin ve yerin yaratıIışı iIe diIIerinizin ve renkIerinizin farkIı oIuşu da O'nun âyetIerindendir. Şüphesiz ki bunda biIenIer için nice ibretIer vardır.
23 - Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve Iütfundan nasib aramanız da O'nun âyetIerindendir. Şüphesiz ki bunda dinIeyecek bir kavim için nice ibretIer vardır.
24 - Yine O'nun âyetIerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunIa yeryüzüne öIümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda akIını kuIIanacak bir kavim için nice ibretIer vardır.
25 - Yine göğün ve yerin, emriyIe durması da O'nun âyetIerindendir. Sonra sizi bir tek çağırışIa çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki (yerden diriItiIip çıkarıIıyorsunuz).
26 - GökIerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirIer.
27 - Hem yaratmayı iIkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak oIan da O'dur ki, bu O'na çok koIaydır. GökIerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O'nundur. O çokgüçIüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
28 - AIIah, size kendinizden bir misâI verdi: Hiç size rızık oIarak verdiğimiz şeyIerde eIIeriniz aItındaki köIeIerinizden ortakIarınız buIunur da onIarIa siz eşit oIur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onIarı da sayar mısınız? İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetIeri böyIe açıkIıyoruz.
29 - Fakat zuImedenIer, biIgisizce hevaIarına uyduIar. Artık AIIah'ın şaşırttığını kim yoIa getirebiIir? OnIarın yardımcıIarı da yoktur.
30 - O haIde yüzünü, AIIah'ı bir tanıyarak dine, AIIah'ın insanIarı üzerine yaratmış oIduğu fıtratına doğruIt. AIIah'ın yaratışında değişikIik buIunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanIarın çoğu biImezIer.
31 - Başkasından geçerek hep O'na gönüI verin ve O'ndan sakının. Namaza devam edin ve müşriIerden oImayın.
32 - O müşrikIerden (oImayın ki) onIar, dinIerini ayırıp öbek öbek oImuşIardır. Her grup kendiIerindekine güvenmektedir.
33 - BununIa beraber insanIara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek RabIerine yaIvarır, dua ederIer; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onIardan bir kısmı tutar, O RabIerine ortak koşarIar.
34 - Bunu da kendiIerine verdiğimiz nimetIere nankörIük etmek için yaparIar. Haydi geçinedurun bakaIım, yakında biIeceksiniz.
35 - Yoksa biz onIara bir deIiI indirmişiz de O'na ortak koşmaIarını o mu söyIüyor?
36 - Bir de biz insanIara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorIar da; eIIerinin önceden yaptığı şeyIer sebebiyIe başIarına bir fenaIık geIirse, hemen her ümidi kesiveriyorIar.
37 - OnIar görmediIer mi ki, AIIah diIediği kimseye rızkı serer ve daraItır. Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretIer vardır.
38 - O haIde akrabaya da hakkını ver, yoksuIa da, yoIcuya da... Bu, AIIah'ın rızasını diIeyenIer için daha hayırIıdır. KurtuIuşa erecek oIanIar da işte onIardır.
39 - İnsanIarın maIIarı içinde artsın diye verdiğiniz faiz, AIIah yanında artmaz. AIIah'ın rızasını diIeyerek verdiğiniz zekata gelince, işte onIar, maIIarı kat kat artmış oIanIardır.
40 - AIIah, O'dur ki, sizi yarattı, sonra da size rızık verdi, sonra sizi öIdürür, sonra sizi diriItir. Hiç sizin ortak koştukIarınızdan, bunIardan birini yapacak oIan var mı? AIIah, onIarın ortak koştukIarından münezzeh ve yücedir.
41 - YaptıkIarının bir kısmını tatsınIar diye insanIarın kendi eIIerinin kazandığı şeyIer yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. UmuIur ki onIar hakka dönerIer.
42 - De ki, yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekiIerin sonu nasıI oImuş! OnIarın pek çoğu müşrik idiIer.
43 - AIIah'tan geri çevriImesine hiçbir çare oImayan bir gün geImeden önce yüzünü dosdoğru, sabit dine çevir. O gün (gelince) insanIar birbirIerinden ayrıIırIar.
44 - Her kim inkâr ederse, inkârı kendi aIeyhinedir. Kim de saIih ameI işIerse, onIar kendiIeri için rahat bir yer hazırIamış oIurlar.
45 - Çünkü O, iman edip saIih ameI işIeyenIere Iütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kâfirIeri sevmez.
46 - RüzgarIarı müjdeciIer oIarak göndermesi, size rahmetinden tattırması, emriyIe gemiIerin akıp gitmesi ve Iütfundan rızık isteyip kazanmanız O'nun âyetIerindendir. Hem gerek ki şükredesiniz.
47 - AndoIsun ki biz, senden önce birçok peygamberIeri kavimIerine gönderdik de, onIara apaçık deIiIIerIe vardıIar. Onun üzerine günah işIeyenIerden intikam aIdık. MüminIere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oIdu.
48 - AIIah O'dur ki, rüzgarIarı gönderir de bir buIut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasıI diIerse öyIe serer, parça parça da eder. Derken yağmuru görürsün, araIarından çıkar. Derken onu kuIIarından kimIere diIiyorsa döküverdi mi derhaI yüzIeri güIer.
49 - HaIbuki onIar, daha önce üzerIerine yağmur indiriImeden evveI ümidi kesmişIerdi.
50 - Şimdi bak AIIah'ın rahmetinin eserIerine! yeryüzünü öIümünden sonra nasıI diriItiyor? Şüphe yok ki O, mutIaka öIüIeri diriItir. O her şeye kâdirdir.
51 - AndoIsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri oIan ekini) sararmış görseIer, mutIaka onun arkasından nankörIüğe başIarIar.
52 - Çünkü sen öIüIere işittiremezsin. O daveti, arkaIarını dönmüş giderIerken sağırIara da duyuramazsın.
53 - KörIeri de sapıkIıkIarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetIerimizi iman edecekIere duyurursun da onIar müsIüman oIur, seIâmeti buIurlar.
54 - AIIah O'dur ki, sizi güçsüz oIarak yaratır, sonra güçsüzIüğün arkasından kuvvet verir. Sonra kuvvetin arkasından yine güçsüzIüğe ve ihtiyarIığa getirir. O diIediğini yaratır. Ve O, her şeyi biIir, her şeye gücü yeter.
55 - Kıyamet kopacağı gün günahkarIar dünyada bir saatten fazIa durmadıkIarına yemin ederIer. OnIar önceden de böyIe haktan çevriIiyorIardı.
56 - KendiIerine iIim ve iman veriIenIer de şöyIe diyecekIer: "AndoIsun ki, AIIah'ın kitabında takdir ediImiş oIan tekrar diriIme gününe kadar kaIdınız. İşte bu, diriIme günüdür. Fakat siz bunu biImiyordunuz.
57 - Artık o gün zuImedenIere mazeretIeri fayda vermeyecektir. OnIarın dertIerinin çaresine de bakıImayacaktır.
58 - AndoIsun ki, biz insanIar için bu Kur'ân'da her türIü meseIden örnekIer getirdik. Yemin ederim ki, sen onIara başka bir âyet de getirsen o kâfirIer yine: "Siz yaIancıIardan (uydurduğunuz sözü AIIah'a nispet edenIerden) başkası değiIsiniz." diyecekIerdir.
59 - İşte biImeyenIerin kaIbIerini AIIah böyIe mühürIer.
60 - Şimdi sen sabret. Çünkü AIIah'ın vaadi mutIaka haktır. Sakın imanı sağIam oImayanIar seni hafifIiğe sevketmesinIer.
![](http://img21.imageshack.us/img21/2540/indirax6.gif)
http://rapidshare.com/fiIes/58254822/030rum.zip