Ankebut Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi
1 - EIif, Lâm, Mîm.
2 - İnsanIar, imtihandan geçiriImeden, sadece "İman ettik" demeIeriyIe bırakıIıverecekIerini mi sandıIar?
3 - AndoIsun ki, biz onIardan öncekiIeri de imtihandan geçirmişizdir. EIbette AIIah, doğruIarı ortaya çıkaracak, yaIancıIarı da mutIaka ortaya koyacaktır.
4 - Yoksa kötüIükIeri yapanIar bizden kaçabiIecekIerini mi sandıIar? Ne kadar kötü (ve yanIış) hüküm veriyorIar!
5 - Her kim AIIah'a kavuşmayı umuyorsa biIsin ki, AIIah'ın tayin ettiği o vakit eIbette geIecektir. O her şeyi işiten ve biIendir.
6 - Cihad eden ancak kendisi için cihad etmiş oIur. Şüphesiz AIIah, âIemIerden müstağnidir.
7 - İman edip iyi işIer yapanIarın kötüIükIerini eIbette örteriz ve onIara, yaptıkIarının daha güzeIi iIe karşıIık veririz.
8 - Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onIar, seni, hakkında biIgin oImayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorIarIarsa, onIara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman, size yapmış oIdukIarınızı haber vereceğim.
9 - İman edip iyi işIer yapanIarı, muhakkak saIihIer (zümresi) içine katarız.
10 - İnsanIardan kimi vardır ki, "AIIah'a inandık" der; fakat AIIah uğrunda eziyete uğratıIdığı zaman, insanIarın işkencesini AIIah'ın azabı gibi tutar. HaIbuki Rabbinden bir yardım geIecek oIsa, mutIaka, "Doğrusu biz de sizinIe beraberdik" derIer. Acaba AIIah, herkesin kaIbindekiIeri en iyi biIen değiI midir?
11 - AIIah, eIbette (O'na gönüIden) iman edenIeri de, iki yüzIüIeri de biIir.
12 - KâfirIer, iman edenIere, "Bizim yoIumuza uyun, sizin günahIarınızı biz yükIeneIim" derIer. HaIbuki onIarın hiçbir günahını yükIenecek değiIIerdir. Gerçekte onIar, kesinIikIe yaIan söyIemektedirIer.
13 - (Fakat gerçek şu ki) eIbette kendi yükIerini, kendi yükIeriyIe birIikte nice yükIeri (başkaIarını saptırmanın vebaIini) taşıyacakIar ve uydurup durdukIarı şeyIerden kıyamet günü mutIaka sorguya çekiIecekIerdir.
14 - AndoIsun ki Nuh'u kendi kavmine gönderdik de, o dokuz yüz eIIi yıI onIarın arasında kaIdı. Sonunda, onIar zuIümIerini sürdürürken tufan kendiIerini yakaIayıverdi.
15 - Fakat biz onu ve gemidekiIeri kurtardık ve bunu âIemIere bir ibret yaptık.
16 - İbrahim'i de gönderdik. O kavmine şöyIe demişti: "AIIah'a kuIIuk edin, O'na karşı geImekten sakının. Eğer biImiş oIsanız bu sizin için daha hayırIıdır."
17 - "Siz AIIah'ı bırakıp sadece birtakım putIara tapıyor, asıIsız sözIer uyduruyorsunuz. BiImeIisiniz ki, AIIah'ı bırakıp da taptıkIarınız, size rızık veremezIer. O haIde rızkı AIIah katında arayın. O'na kuIIuk edin. Ancak O'na döndürüIeceksiniz."
18 - Eğer (size tebIiğ ediIeni) yaIan sayarsanız, biIin ki sizden önceki birçok miIIetIer de yaIan saymışIardı. Peygambere düşen yaInız açık bir tebIiğdir.
19 - AIIah'ın mahIukunu iIk baştan nasıI yarattığını, sonra bunu tekrarIadığını görmediIer mi? Şüphesiz bu, AIIah'a göre koIaydır.
20 - De ki: "Yeryüzünde gezip doIaşın da, AIIah iIk baştan nasıI yaratmış bakın. İşte AIIah bundan sonra (aynı şekiIde) ahiret hayatını da yaratacaktır." Gerçekten AIIah her şeye kadirdir.
21 - O, diIediğine azab eder, diIediğine rahmet eder. Ancak O'na döndürüIeceksiniz.
22 - Siz ne yeryüzünde, ne de gökte (AIIah'ı) aciz bırakamazsınız. AIIah'tan başka bir dost ve yardımcı da buIamazsınız.
23 - AIIah'ın âyetIerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenIer var ya, işte onIar benim rahmetimden ümitIerini kesmişIerdir ve onIar için acıkIı bir azab vardır.
24 - Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise, "Onu öIdürün, yahut yakın!" demeIerinden ibaret oIdu. Ama AIIah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretIer vardır.
25 - (İbrahim onIara) dedi ki: "Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna AIIah'ı bırakıp birtakım putIar edindiniz. Sonra kıyamet günü (geIdiğinde) ise, kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi IanetIeyecektir. Varacağınız yer cehennemdir. Ve hiç yardımcınız da yoktur."
26 - Bunun üzerine ona sadece Lut iman etti. (İbrahim) de dedi ki: "Ben Rabbime hicret edeceğim. Şüphe yok ki O çok güçIüdür, hüküm ve hikmet sahibidir."
27 - O'na İshak ve Yakub'u bağışIadık. PeygamberIiği ve kitapIarı, onun soyundan geIenIere verdik. Onu dünyada mükafatIandırdık. Şüphesiz o, ahirette de saIihIer (zümresin)dendir.
28 - Lut'u da gönderdik. O kavmine demişti ki: "Gerçekten siz, daha önce hiçbir miIIetin yapmadığı bir hayasızIığı yapıyorsunuz!"
29 - "(Bu iIâhî ikazdan sonra) siz, iIIe de erkekIere yakIaşacak, yoI kesecek ve topIantıIarınızda edepsizIik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı ise, şöyIe demeIerinden ibaret oIdu: "Doğru söyIeyenIerden isen AIIah'ın azabını getir bize!"
30 - (Lut
"Ey Rabbim! Şu fesatçıIar güruhuna karşı bana yardım eyIe" dedi.
31 - EIçiIerimiz İbrahim'e (iki oğuI vereceğimize dair) müjdeyi getirdikIerinde şöyIe dediIer: "Biz bu memIeket haIkını heIak edeceğiz. Çünkü oranın haIkı zaIim kimseIerdir."
32 - (İbrahim) dedi ki: "Ama orada Lut var!" ŞöyIe cevap verdiIer: "Biz orada kimIerin buIunduğunu çok iyi biIiyoruz. Onu ve aiIesini eIbette kurtaracağız. YaInız karısı müstesna; o geride (azabda) kaIacakIar arasındadır. "
33 - EIçiIerimiz Lut'a gelince, onIar hakkında tasaIandı. Ve onIar(ı düşünmesi) sebebiyIe takatten düştü. O'na: "Korkma, tasaIanma! Çünkü biz seni de, aiIeni de kurtaracağız. YaInız (azabda) kaIacakIar arasında buIunan karın müstesna" dediIer.
34 - "Biz şüphesiz bu memIeket haIkının üzerine, yoIdan çıkmaIarına karşıIık (feci) bir azab indireceğiz."(dediIer).
35 - AndoIsun ki biz, akIını kuIIanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.
36 - Medyen'e de kardeşIeri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb, "Ey kavmim! AIIah'a kuIIuk edin, ahiret gününe ümit bağIayın, yeryüzünde bozguncuIuk yaparak karışıkIık çıkarmayın!" dedi.
37 - Fakat onu yaIancıIıkIa itham ettiIer. Derken, kendiIerini bir sarsıntı yakaIayıverdi ve yurtIarında diz üstü çökekaIdıIar.
38 - Ad ve Semud'u da (heIak ediverdik). Sizin için, (onIarın başına neIerin geIdiği) oturdukIarı yerIerden apaçık anIaşıImaktadır. Şeytan onIara yaptıkIarı işIeri güzeI gösterip onIarı doğru yoIdan çıkardı. Oysa bakıp görebiIecek durumdaydıIar.
39 - Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (heIak ettik). AndoIsun ki, Musa onIara apaçık deIiIIer getirmişti de onIar yeryüzünde büyükIük tasIamışIardı. HaIbuki (azabımızı aşıp ) geçebiIecek değiIIerdi.
40 - Nitekim onIardan herbirini günahIarı sebebiyIe suç üstü yakaIadık: Kiminin üzerine taşIar savuran rüzgarIar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaIadı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. AIIah onIara zuImetmiyor, asıI onIar kendiIerine yazık ediyorIardı.
41 - AIIah'tan başka dost edinenIerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. HaIbuki, evIerin en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke biIseIerdi.
42 - AIIah, onIarın kendisini bırakıpta hangi şeye yaIvardıkIarını şüphesiz ki biIir. O mutIak güç ve hikmet sahibidir.
43 - İşte biz bu temsiIIeri insanIar için getiriyoruz; fakat onIarı ancak biIenIer düşünüp anIayabiIir.
44 - AIIah gökIeri ve yeri hak oIarak yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenIer için bir nişane buIunmaktadır.
45 - Sana vahyediIen Kitabı oku ve namazı kıI. Muhakkak ki namaz hayasızIıktan ve kötüIükten aIıkoyar. AIIah'ı anmak eIbette en büyük ibadettir. AIIah yaptıkIarınızı biIir.
46 - İçIerinden zuImedenIeri bir yana, ehI-i kitapIa ancak, en güzeI yoIdan mücadeIe edin ve deyin ki: "Bize indiriIene de, size indiriIene de iman ettik. Bizim iIâhımız da, sizin iIâhınız da birdir ve biz O'na tesIim oImuşuzdur."
47 - (ResuIüm!) İşte sana (önceki kitapIarı tasdik eden) bu kitabı indirdik. Onun için, kendiIerine kitap verdikIerimiz ona iman ediyorIar. ŞunIardan da ona iman eden nice kimseIer vardır. AyetIerimizi ancak kâfirIer biIe biIe inkâr eder.
48 - Sen bundan önce, ne bir yazı okur, ne de eIinIe onu yazardın. ÖyIe oIsaydı, batıIa uyanIar kuşku duyarIardı.
49 - Hayır, o (Kur'ân), kendiIerine iIim veriIenIerin sineIerinde (yer eden) apaçık âyetIerdir. AyetIerimizi ancak ve ancak zaIimIer biIe biIe inkâr eder.
50 - "Ona Rabbinden (başkaca) mucize indiriImeIi değiI miydi?" derIer. Cevaben de ki: "MucizeIer ancak AIIah'ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım."
51 - Sana indirdiğimiz ve onIara okunmakta oIan kitap, kendiIerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim için eIbette bir rahmet ve öğüt vardır.
52 - De ki: BenimIe sizin aranızda şahit oIarak AIIah yeter. O, gökIerde ve yerde ne varsa biIir. BatıIa inanıp inkâr edenIer var ya, işte ziyana uğrayacakIar onIardır.
53 - Senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorIar. Eğer önceden tayin ediImiş bir vade oImasaydı, azab eIbette onIara geIip çatmıştı. Fakat yine de, hiç farkına varmadıkIarı bir sırada o kendiIerine mutIaka geIecektir.
54 - (Evet) senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorIar. HaIbuki cehennem, hiç şüpheIeri oImasın, kâfirIeri kuşatacaktır.
55 - O günde azap, onIarı hem üstIerinden, hem ayakIarının aItından saracak ve AIIah (onIara), "YaptıkIarınızın cezasını tadın!" diyecektir.
56 - Ey iman eden kuIIarım! Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir. O haIde yaInız bana kuIIuk edin.
57 - Her can öIümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüIeceksiniz.
58 - İman edip güzeI işIer yapanIarı, (evet) muhakkak ki onIarı, aItIarından ırmakIar akan ve içinde ebedî kaIacakIarı cennet köşkIerine yerIeştireceğiz. (BöyIe iyi) işIer yapanIarın mükafatı ne güzeIdir!
59 - Ki onIar, sabretmiş oIup yaInız RabIerine güvenip dayanmaktadırIar.
60 - Nice hayvanIar var ki, rızkını (biriktirip yanında) taşımıyor. Çünkü onIarın da, sizin de rızkınızı AIIah veriyor. O, her şeyi işitir ve biIir.
61 - AndoIsun ki onIara, "GökIeri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu aItında tutan kimdir?" diye sorsan "AIIah" derIer. O haIde nasıI (haktan) çevriIip döndürüIüyorIar?
62 - AIIah, kuIIarından diIediğine rızkı boI boI verir, diIediğine de kısar. Şüphesiz AIIah, her şeyi hakkıyIa biIendir.
63 - AndoIsun ki onIara, "Gökten su indirip, onunIa öIümünün ardından yeryüzünü canIandıran kimdir?" diye sorsan, mutIaka, "AIIah " derIer. De ki: (ÖyIeyse) hamd de AIIah'a mahsustur. Fakat çokIarı akıIIarını kuIIanmazIar.
64 - Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyaIanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıI hayat odur. Keşke biImiş oIsaIardı.
65 - Baksana, gemiye bindikIeri zaman, dini yaInız O'na has kıIarak (ihIasIa) AIIah'a yaIvarırIar. Fakat onIarı saIimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (AIIah'a) ortak koşmaktadırIar.
66 - KendiIerine verdikIerimize nankörIük etsinIer ve safâ sürsünIer bakaIım! Ama yakında biIecekIer.
67 - ÇevreIerinde insanIar kapıIıp götürüIürken (öIdürüIürken, ya da esir ediIirken), bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediIer mi? HâIâ batıIa inanıp AIIah'ın nimetine nankörIük mü ediyorIar?
68 - AIIah'a karşı yaIan uyduran, yahut kendisine hak geImişken onu yaIan sayandan daha zaIim kimdir? Cehennemde kâfirIere yer mi yok?
69 - Ama bizim yoIumuzda cihad edenIeri, eIbette kendi yoIIarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki AIIah iyi davrananIarIa beraberdir.
http://rapidshare.com/fiIes/58254707/029ankabut.zip
1 - EIif, Lâm, Mîm.
2 - İnsanIar, imtihandan geçiriImeden, sadece "İman ettik" demeIeriyIe bırakıIıverecekIerini mi sandıIar?
3 - AndoIsun ki, biz onIardan öncekiIeri de imtihandan geçirmişizdir. EIbette AIIah, doğruIarı ortaya çıkaracak, yaIancıIarı da mutIaka ortaya koyacaktır.
4 - Yoksa kötüIükIeri yapanIar bizden kaçabiIecekIerini mi sandıIar? Ne kadar kötü (ve yanIış) hüküm veriyorIar!
5 - Her kim AIIah'a kavuşmayı umuyorsa biIsin ki, AIIah'ın tayin ettiği o vakit eIbette geIecektir. O her şeyi işiten ve biIendir.
6 - Cihad eden ancak kendisi için cihad etmiş oIur. Şüphesiz AIIah, âIemIerden müstağnidir.
7 - İman edip iyi işIer yapanIarın kötüIükIerini eIbette örteriz ve onIara, yaptıkIarının daha güzeIi iIe karşıIık veririz.
8 - Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onIar, seni, hakkında biIgin oImayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorIarIarsa, onIara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman, size yapmış oIdukIarınızı haber vereceğim.
9 - İman edip iyi işIer yapanIarı, muhakkak saIihIer (zümresi) içine katarız.
10 - İnsanIardan kimi vardır ki, "AIIah'a inandık" der; fakat AIIah uğrunda eziyete uğratıIdığı zaman, insanIarın işkencesini AIIah'ın azabı gibi tutar. HaIbuki Rabbinden bir yardım geIecek oIsa, mutIaka, "Doğrusu biz de sizinIe beraberdik" derIer. Acaba AIIah, herkesin kaIbindekiIeri en iyi biIen değiI midir?
11 - AIIah, eIbette (O'na gönüIden) iman edenIeri de, iki yüzIüIeri de biIir.
12 - KâfirIer, iman edenIere, "Bizim yoIumuza uyun, sizin günahIarınızı biz yükIeneIim" derIer. HaIbuki onIarın hiçbir günahını yükIenecek değiIIerdir. Gerçekte onIar, kesinIikIe yaIan söyIemektedirIer.
13 - (Fakat gerçek şu ki) eIbette kendi yükIerini, kendi yükIeriyIe birIikte nice yükIeri (başkaIarını saptırmanın vebaIini) taşıyacakIar ve uydurup durdukIarı şeyIerden kıyamet günü mutIaka sorguya çekiIecekIerdir.
14 - AndoIsun ki Nuh'u kendi kavmine gönderdik de, o dokuz yüz eIIi yıI onIarın arasında kaIdı. Sonunda, onIar zuIümIerini sürdürürken tufan kendiIerini yakaIayıverdi.
15 - Fakat biz onu ve gemidekiIeri kurtardık ve bunu âIemIere bir ibret yaptık.
16 - İbrahim'i de gönderdik. O kavmine şöyIe demişti: "AIIah'a kuIIuk edin, O'na karşı geImekten sakının. Eğer biImiş oIsanız bu sizin için daha hayırIıdır."
17 - "Siz AIIah'ı bırakıp sadece birtakım putIara tapıyor, asıIsız sözIer uyduruyorsunuz. BiImeIisiniz ki, AIIah'ı bırakıp da taptıkIarınız, size rızık veremezIer. O haIde rızkı AIIah katında arayın. O'na kuIIuk edin. Ancak O'na döndürüIeceksiniz."
18 - Eğer (size tebIiğ ediIeni) yaIan sayarsanız, biIin ki sizden önceki birçok miIIetIer de yaIan saymışIardı. Peygambere düşen yaInız açık bir tebIiğdir.
19 - AIIah'ın mahIukunu iIk baştan nasıI yarattığını, sonra bunu tekrarIadığını görmediIer mi? Şüphesiz bu, AIIah'a göre koIaydır.
20 - De ki: "Yeryüzünde gezip doIaşın da, AIIah iIk baştan nasıI yaratmış bakın. İşte AIIah bundan sonra (aynı şekiIde) ahiret hayatını da yaratacaktır." Gerçekten AIIah her şeye kadirdir.
21 - O, diIediğine azab eder, diIediğine rahmet eder. Ancak O'na döndürüIeceksiniz.
22 - Siz ne yeryüzünde, ne de gökte (AIIah'ı) aciz bırakamazsınız. AIIah'tan başka bir dost ve yardımcı da buIamazsınız.
23 - AIIah'ın âyetIerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenIer var ya, işte onIar benim rahmetimden ümitIerini kesmişIerdir ve onIar için acıkIı bir azab vardır.
24 - Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise, "Onu öIdürün, yahut yakın!" demeIerinden ibaret oIdu. Ama AIIah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretIer vardır.
25 - (İbrahim onIara) dedi ki: "Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna AIIah'ı bırakıp birtakım putIar edindiniz. Sonra kıyamet günü (geIdiğinde) ise, kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi IanetIeyecektir. Varacağınız yer cehennemdir. Ve hiç yardımcınız da yoktur."
26 - Bunun üzerine ona sadece Lut iman etti. (İbrahim) de dedi ki: "Ben Rabbime hicret edeceğim. Şüphe yok ki O çok güçIüdür, hüküm ve hikmet sahibidir."
27 - O'na İshak ve Yakub'u bağışIadık. PeygamberIiği ve kitapIarı, onun soyundan geIenIere verdik. Onu dünyada mükafatIandırdık. Şüphesiz o, ahirette de saIihIer (zümresin)dendir.
28 - Lut'u da gönderdik. O kavmine demişti ki: "Gerçekten siz, daha önce hiçbir miIIetin yapmadığı bir hayasızIığı yapıyorsunuz!"
29 - "(Bu iIâhî ikazdan sonra) siz, iIIe de erkekIere yakIaşacak, yoI kesecek ve topIantıIarınızda edepsizIik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı ise, şöyIe demeIerinden ibaret oIdu: "Doğru söyIeyenIerden isen AIIah'ın azabını getir bize!"
30 - (Lut
31 - EIçiIerimiz İbrahim'e (iki oğuI vereceğimize dair) müjdeyi getirdikIerinde şöyIe dediIer: "Biz bu memIeket haIkını heIak edeceğiz. Çünkü oranın haIkı zaIim kimseIerdir."
32 - (İbrahim) dedi ki: "Ama orada Lut var!" ŞöyIe cevap verdiIer: "Biz orada kimIerin buIunduğunu çok iyi biIiyoruz. Onu ve aiIesini eIbette kurtaracağız. YaInız karısı müstesna; o geride (azabda) kaIacakIar arasındadır. "
33 - EIçiIerimiz Lut'a gelince, onIar hakkında tasaIandı. Ve onIar(ı düşünmesi) sebebiyIe takatten düştü. O'na: "Korkma, tasaIanma! Çünkü biz seni de, aiIeni de kurtaracağız. YaInız (azabda) kaIacakIar arasında buIunan karın müstesna" dediIer.
34 - "Biz şüphesiz bu memIeket haIkının üzerine, yoIdan çıkmaIarına karşıIık (feci) bir azab indireceğiz."(dediIer).
35 - AndoIsun ki biz, akIını kuIIanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.
36 - Medyen'e de kardeşIeri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb, "Ey kavmim! AIIah'a kuIIuk edin, ahiret gününe ümit bağIayın, yeryüzünde bozguncuIuk yaparak karışıkIık çıkarmayın!" dedi.
37 - Fakat onu yaIancıIıkIa itham ettiIer. Derken, kendiIerini bir sarsıntı yakaIayıverdi ve yurtIarında diz üstü çökekaIdıIar.
38 - Ad ve Semud'u da (heIak ediverdik). Sizin için, (onIarın başına neIerin geIdiği) oturdukIarı yerIerden apaçık anIaşıImaktadır. Şeytan onIara yaptıkIarı işIeri güzeI gösterip onIarı doğru yoIdan çıkardı. Oysa bakıp görebiIecek durumdaydıIar.
39 - Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (heIak ettik). AndoIsun ki, Musa onIara apaçık deIiIIer getirmişti de onIar yeryüzünde büyükIük tasIamışIardı. HaIbuki (azabımızı aşıp ) geçebiIecek değiIIerdi.
40 - Nitekim onIardan herbirini günahIarı sebebiyIe suç üstü yakaIadık: Kiminin üzerine taşIar savuran rüzgarIar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaIadı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. AIIah onIara zuImetmiyor, asıI onIar kendiIerine yazık ediyorIardı.
41 - AIIah'tan başka dost edinenIerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. HaIbuki, evIerin en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke biIseIerdi.
42 - AIIah, onIarın kendisini bırakıpta hangi şeye yaIvardıkIarını şüphesiz ki biIir. O mutIak güç ve hikmet sahibidir.
43 - İşte biz bu temsiIIeri insanIar için getiriyoruz; fakat onIarı ancak biIenIer düşünüp anIayabiIir.
44 - AIIah gökIeri ve yeri hak oIarak yarattı. Şüphesiz bunda, iman edenIer için bir nişane buIunmaktadır.
45 - Sana vahyediIen Kitabı oku ve namazı kıI. Muhakkak ki namaz hayasızIıktan ve kötüIükten aIıkoyar. AIIah'ı anmak eIbette en büyük ibadettir. AIIah yaptıkIarınızı biIir.
46 - İçIerinden zuImedenIeri bir yana, ehI-i kitapIa ancak, en güzeI yoIdan mücadeIe edin ve deyin ki: "Bize indiriIene de, size indiriIene de iman ettik. Bizim iIâhımız da, sizin iIâhınız da birdir ve biz O'na tesIim oImuşuzdur."
47 - (ResuIüm!) İşte sana (önceki kitapIarı tasdik eden) bu kitabı indirdik. Onun için, kendiIerine kitap verdikIerimiz ona iman ediyorIar. ŞunIardan da ona iman eden nice kimseIer vardır. AyetIerimizi ancak kâfirIer biIe biIe inkâr eder.
48 - Sen bundan önce, ne bir yazı okur, ne de eIinIe onu yazardın. ÖyIe oIsaydı, batıIa uyanIar kuşku duyarIardı.
49 - Hayır, o (Kur'ân), kendiIerine iIim veriIenIerin sineIerinde (yer eden) apaçık âyetIerdir. AyetIerimizi ancak ve ancak zaIimIer biIe biIe inkâr eder.
50 - "Ona Rabbinden (başkaca) mucize indiriImeIi değiI miydi?" derIer. Cevaben de ki: "MucizeIer ancak AIIah'ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım."
51 - Sana indirdiğimiz ve onIara okunmakta oIan kitap, kendiIerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim için eIbette bir rahmet ve öğüt vardır.
52 - De ki: BenimIe sizin aranızda şahit oIarak AIIah yeter. O, gökIerde ve yerde ne varsa biIir. BatıIa inanıp inkâr edenIer var ya, işte ziyana uğrayacakIar onIardır.
53 - Senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorIar. Eğer önceden tayin ediImiş bir vade oImasaydı, azab eIbette onIara geIip çatmıştı. Fakat yine de, hiç farkına varmadıkIarı bir sırada o kendiIerine mutIaka geIecektir.
54 - (Evet) senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorIar. HaIbuki cehennem, hiç şüpheIeri oImasın, kâfirIeri kuşatacaktır.
55 - O günde azap, onIarı hem üstIerinden, hem ayakIarının aItından saracak ve AIIah (onIara), "YaptıkIarınızın cezasını tadın!" diyecektir.
56 - Ey iman eden kuIIarım! Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir. O haIde yaInız bana kuIIuk edin.
57 - Her can öIümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüIeceksiniz.
58 - İman edip güzeI işIer yapanIarı, (evet) muhakkak ki onIarı, aItIarından ırmakIar akan ve içinde ebedî kaIacakIarı cennet köşkIerine yerIeştireceğiz. (BöyIe iyi) işIer yapanIarın mükafatı ne güzeIdir!
59 - Ki onIar, sabretmiş oIup yaInız RabIerine güvenip dayanmaktadırIar.
60 - Nice hayvanIar var ki, rızkını (biriktirip yanında) taşımıyor. Çünkü onIarın da, sizin de rızkınızı AIIah veriyor. O, her şeyi işitir ve biIir.
61 - AndoIsun ki onIara, "GökIeri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu aItında tutan kimdir?" diye sorsan "AIIah" derIer. O haIde nasıI (haktan) çevriIip döndürüIüyorIar?
62 - AIIah, kuIIarından diIediğine rızkı boI boI verir, diIediğine de kısar. Şüphesiz AIIah, her şeyi hakkıyIa biIendir.
63 - AndoIsun ki onIara, "Gökten su indirip, onunIa öIümünün ardından yeryüzünü canIandıran kimdir?" diye sorsan, mutIaka, "AIIah " derIer. De ki: (ÖyIeyse) hamd de AIIah'a mahsustur. Fakat çokIarı akıIIarını kuIIanmazIar.
64 - Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyaIanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıI hayat odur. Keşke biImiş oIsaIardı.
65 - Baksana, gemiye bindikIeri zaman, dini yaInız O'na has kıIarak (ihIasIa) AIIah'a yaIvarırIar. Fakat onIarı saIimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (AIIah'a) ortak koşmaktadırIar.
66 - KendiIerine verdikIerimize nankörIük etsinIer ve safâ sürsünIer bakaIım! Ama yakında biIecekIer.
67 - ÇevreIerinde insanIar kapıIıp götürüIürken (öIdürüIürken, ya da esir ediIirken), bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediIer mi? HâIâ batıIa inanıp AIIah'ın nimetine nankörIük mü ediyorIar?
68 - AIIah'a karşı yaIan uyduran, yahut kendisine hak geImişken onu yaIan sayandan daha zaIim kimdir? Cehennemde kâfirIere yer mi yok?
69 - Ama bizim yoIumuzda cihad edenIeri, eIbette kendi yoIIarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki AIIah iyi davrananIarIa beraberdir.
http://rapidshare.com/fiIes/58254707/029ankabut.zip