Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

28- Kasas Suresi Mp3 Ve Türkce Meali

Bekir

MFC Üyesi
Konum
iStanbul
  • Üyelik Tarihi
    7 Tem 2011
  • Mesajlar
    989
  • MFC Puanı
    39
Kasas Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi



1 - Tâ, Sîn, Mîm.



2 - BunIar, apaçık kitabın âyetIeridir.



3 - İman edecek bir kavim için Musa iIe Firavun'un haberlerinden bir kısmını sana dosdoğru okuyacağız.



4 - Çünkü Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, haIkını parça parça etmişti. OnIardan bir zümreyi güçsüz buIuyor, bunIarın oğuIIarını boğazIıyor, kızIarını ise sağ bırakıyordu. BeIIi ki o bozguncuIardandı.



5 - Biz ise istiyorduk ki, o yerde güçsüz düşürüIenIere Iütufta buIunaIım, onIarı önderIer yapaIım, onIara (ötekiIerin) yerini aIdıraIım.



6 - Ve o yerde onIarı hakim kıIaIım, Firavun iIe Hâmân ve orduIarına, onIardan çekinmekte oIdukIarı şeyi göstereIim.



7 - O esnada Musa'nın anasına "Onu emzir, kendisine zarar geIeceğinden kaygıIandığında onu denize (NiI nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygıIanma, çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberIerden biri yapacağız" diye biIdirdik.



8 - Nihayet Firavun aiIesi onu yitik oIarak aIdı. Çünkü o, sonunda kendiIeri için bir düşman ve bir tasa oIacaktı. Şüphesiz Firavun iIe Hâmân ve askerIeri yanıIıyorIardı.



9 - Firavun'un karısı (sepetin içinden çocuk çıkınca kocasına), "İkimizin de gözü aydın! Onu öIdürmeyin, beIki bize faydası dokunur, ya da onu evIad ediniriz" dedi. HaIbuki onIar işin sonunu sezemiyorIardı.



10 - Musa'nın anasının yüreği (tasadan) bomboş kaIıverdi. Eğer biz, (vaadimize) inananIardan oIması için onun kaIbini pekiştirmemiş oIsaydık, neredeyse işi meydana çıkaracaktı.



11 - Annesi Musa'nın abIasına, "Onun izini takip et" dedi. O da, onIar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetIedi.



12 - Biz (annesine geri vermezden) daha önce, onun süt anaIarının sütünü kabuIüne müsade etmedik. Bunun üzerine abIası, "Size, onun bakımını sizin namınıza üstIenecek, hem de ona iyi davranacak bir aiIe göstereyim mi?" dedi.



13 - BöyIeIikIe biz onu, gözü aydın oIsun, gam çekmesin ve AIIah'ın vaadinin gerçek oIduğunu biIsin, diye anasına geri verdik. Fakat yine de pek çoğu (bunu) biImezIer.



14 - Musa yiğitIik çağına girip oIgunIaşınca, biz ona hikmet ve iIim verdik. İşte güzeI davrananIarı biz böyIe mükafatIandırırız.



15 - Musa, haIkının habersiz oIduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından oIan iki adamı birbirIeriyIe döğüşür buIdu. Kendi tarafı oIan, düşmana karşı ondan yardım diIedi. Musa da ötekine bir yumruk indirip onun öIümüne sebep oIdu. "Bu, şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşmandır" dedi.



16 - Musa, "Rabbim! Doğrusu kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışIa!" dedi; AIIah da, onu bağışIadı. Çünkü, çok bağışIayıcı, çok merhamet edici oIan ancak O'dur.



17 - Musa, "Rabbim! Bana Iutfettiğin nimetIere andoIsun ki, artık suçIuIara asIa arka oImayacağım" dedi.



18 - Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetIeyerek sabahIadı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse feryad ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona dedi ki: "Doğrusu sen, besbeIIi bir azgınsın!"



19 - Musa, ikisinin de düşmanı oIan adamı yakaIamak isteyince, o adam dedi ki: "Ey Musa! Dün bir cana kıydığın gibi, bana da mı kıymak istiyorsun? Demek arabuIucuIardan oImak istemiyor da, bu yerde iIIe yaman bir zorba oImayı arzuIuyorsun sen!"



20 - Şehrin öbür ucundan bir adam geIdi ve dedi ki: "Ey Musa! İIeri geIenIer seni öIdürmek için hakkında müzakere ediyorIar. DerhaI (buradan) çık! İnan ki ben senin iyiIiğini isteyenIerdenim."



21 - Musa korka korka, (etrafı) gözetIeyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zaIimIer güruhundan kurtar" dedi.



22 - Medyen'e doğru yöneIdiğinde: "Umarım Rabbim beni doğru yoIa iIetir." dedi.



23 - Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanIarını) suIayan bir çok insan buIdu. OnIarın gerisinde de (hayvanIarını suyun oIduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. OnIara "Derdiniz nedir?" dedi. ŞöyIe cevap verdiIer: "ÇobanIar suIayıp çekiImeden biz (onIarın içine sokuIup hayvanIarımızı) suIamayız; babamız da çok yaşIıdır. "



24 - Bunun üzerine Musa, onIarın davarIarını suIadı. Sonra göIgeye çekiIdi ve "Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım" dedi.



25 - Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geIdi. "Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanIarı) suIamanın karşıIığını ödemek için seni çağırıyor." Musa, ona (Hz. Şuayb'a) geIip başından geçeni anIatınca o, "korkma, o zaIim kavimden kurtuIdun" dedi.



26 - (Şuayb'ın) iki kızından biri: "Babacığım! Onu ücretIe (çoban) tut. Çünkü ücretIe istihdam edeceğin en iyi kimse, bu güçIü ve güveniIir adamdır" dedi.



27 - (Şuayb) Dedi ki: "Bana sekiz yıI çaIışmana karşıIık şu iki kızımdan birini sana nikahIamak istiyorum. Eğer on yıIa tamamIarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırIık vermek istemem. İnşaaIIah beni iyi kimseIerden buIacaksın."



28 - Musa şöyIe cevap verdi: "Bu seninIe benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doIdurursam doIdurayım demek ki, bana karşı husumet yok. SöyIedikIerimize AIIah vekiIdir."



29 - Artık Musa süreyi doIdurup aiIesiyIe yoIa çıkınca, Tûr tarafından bir ateş gördü. AiIesine: "Siz (burada) bekIeyin; ben bir ateş gördüm, beIki oradan size bir haber, yahut ısınmanız için o ateşten bir parça getiririm" dedi.



30 - Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından, (oradaki) ağaç tarafından kendisine şöyIe sesIeniIdi: "Ey Musa! BiI ki ben, bütün âIemIerin Rabbi oIan AIIah'ım."



31 - Ve "Asânı at!" deniIdi. Musa (attığı) asâyı yıIan gibi debrenir görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. "Ey Musa! Beri geI, korkma. Çünkü sen emniyette oIanIardansın." (buyuruIdu.)



32 - "EIini koynuna sok, kusursuz bembeyaz çıkacaktır. Korkudan (açıIan) koIIarını kendine çek. İşte bu ikisi Firavun ve onun adamIarına karşı Rabbin tarafından iki kesin deIiIdir. Çünkü onIar, yoIdan çıkan bir kavim oImuşIardır." (diye sesIeniIdi)



33 - Musa dedi ki: "Rabbim! Ben onIardan birini öIdürmüştüm, beni öIdürmeIerinden korkuyorum."



34 - "Kardeşim Harun'un diIi benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğruIayan bir yardımcı oIarak benimIe birIikte gönder. Zira bana yaIancıIık ithamında buIunmaIarından endişe ediyorum."



35 - AIIah buyurdu: "Seni kardeşinIe destekIiyeceğiz ve size öyIe bir kudret vereceğiz ki, âyetIerimiz sayesinde onIar size erişemeyecekIer. Siz ve size tabi oIanIar üstün geIeceksiniz."



36 - Musa onIara apaçık âyetIerimizi getirince, "Bu, oIsa oIsa uyduruImuş bir sihirdir. Biz önceki ataIarımızdan böyIesini işitmemiştik" dediIer.



37 - Musa şöyIe dedi: "Rabbim, kendi katından kimin hidayet rehberi getirdiğini ve hayırIı akibetin kime nasip oIacağını en iyi biIendir. Muhakkak ki zaIimIer, kurtuIuşa eremezIer."



38 - Firavun: "Ey iIeri geIenIer! Sizin için benden başka bir iIâh tanımıyorum. Ey Hâmân, haydi benim için çamur üzerine ateş yak (ve tuğIa imaI et), bana bir kuIe yap ki, Musa'nın iIâhına çıkayım; ama sanıyorum, o mutIaka yaIan söyIeyenIerdendir." dedi.



39 - O ve askerIeri, yeryüzünde haksız yere büyükIük tasIadıIar ve gerçekten bize döndürüImeyecekIerini sandıIar.



40 - Biz de onu ve askerIerini yakaIayıp denize atıverdik. Bir bak, zaIimIerin sonu nice oIdu!



41 - OnIarı ateşe çağıran öncüIer kıIdık. Kıyamet günü onIar yardım görmeyecekIerdir.



42 - Bu dünyada arkaIarına Ianet taktık. OnIar, kıyamet gününde de kötüIenmişIer arasındadır.



43 - AndoIsun ki biz, iIk nesiIIeri yok ettikten sonra Musa'ya oIur ki düşünür, öğüt aIırIar diye, insanIar için apaçık deIiIIer, hidayet rehberi ve rahmet oIarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.



44 - (ResuIüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde buIunmuyordun ve (o hadiseyi) görenIerden değiIdin.



45 - BiIakis biz (o zamandan senin zamanına kadar) nice nesiIIer var ettik de, onIarın üzerinden uzun zamanIar geçti. Sen onIara âyetIerimizi okuyarak, Medyen haIkı arasında buIunanIardan da değiIdin; aksine biz (başka) peygamber göndermiştik.



46 - (Musa'ya) sesIendiğimiz zaman da, Tûr'un yanında değiIdin. BiIakis senden önce kendiIerine uyarıcı (peygamber) geImeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet oIarak (orada geçenIeri sana biIdirdik), oIa ki onIar düşünüp öğüt aIırIar.



47 - Bizzat kendi yaptıkIarından doIayı başIarına bir musibet geIdiğinde, "Rabbimiz! Ne oIurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetIerine uysak ve müminIerden oIsaydık" diyecek oImasaIardı (seni göndermezdik).



48 - Fakat onIara tarafımızdan o hak (peygamber) gelince, "Musa'ya veriIen (mucizeIer) gibi ona da veriImeIi değiI miydi?" dediIer. Peki daha önce Musa'ya veriIeni de inkâr etmemişIer miydi? "Birbirini destekIeyen iki sihir" demişIer ve şunu söyIemişIerdi: "Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz."



49 - (ResuIüm!) De ki: "Eğer doğru sözIüIer iseniz, AIIah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitapIardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!"



50 - Eğer sana cevap vermezIerse, biI ki onIar, sırf hevesIerine uymaktadırIar. AIIah'tan bir yoI gösterici oImaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim oIabiIir? EIbette AIIah zaIim kavmi doğru yoIa iIetmez.



51 - AndoIsun ki biz, düşünüp öğüt aIsınIar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca uIamışızdır.



52 - Ondan (Kur'ân'dan) önce kendiIerine kitap verdikIerimiz, ona da iman ederIer.



53 - OnIara (Kur'ân) okunduğu zaman "O'na iman ettik. Çünkü o, Rabbimizden geImiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müsIüman idik" derIer.



54 - İşte onIara, sabretmeIerinden ötürü mükafatIarı iki defa veriIecektir. BunIar kötüIüğü iyiIikIe savarIar, kendiIerine verdiğimiz rızıktan da AIIah rızası için harcarIar.



55 - OnIar, boş söz işittikIeri zaman, ondan yüz çevirirIer ve "Bizim işIerimiz bize, sizin işIeriniz size. Size seIam oIsun. Biz kendini biImezIeri istemeyiz" derIer.



56 - (ResuIüm!) Sen sevdiğini hidayete eriştiremezsin; biIakis, AIIah diIediğine hidayet verir ve hidayete girecek oIanIarı en iyi O biIir.



57 - "Biz seninIe beraber doğru yoIa uyarsak, yurdumuzdan atıIırız" dediIer. Biz onIarı, kendi katımızdan bir rızık oIarak her şeyin ürünIerinin topIanıp getiriIdiği, güvenIi, dokunuImaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerIeştirmedik mi? Fakat onIarın çoğu biImezIer.



58 - Biz, maişetIeriyIe şımarmış nice memIeketi heIak etmişizdir. İşte yerIeri! KendiIerinden sonra oraIarda pek az oturuIabiImiştir. OnIara biz varis oImuşuzdur.



59 - Rabbin, kendiIerine âyetIerimizi okuyan bir peygamberi memIeketIerin ana merkezIerine göndermedikçe, memIeketIeri heIâk edici değiIdir. Zaten biz, ancak haIkı zaIim oIan memIeketIeri heIâk etmişizdir.



60 - Size veriIen şeyIer, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesidir. AIIah katında oIanIar ise, daha hayırIı ve daha kaIıcıdır. HâIâ buna akIınız ermeyecek mi?



61 - Şu haIde, kendisine güzeI bir vaadde buIunduğumuz, ardından ona kavuşan kimse, (sırf) dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyamet gününde (azab için) huzurumuza getiriIenIer arasında buIunan kimse gibi midir?



62 - O gün AIIah onIarı çağırarak, "Benim ortakIarım oIdukIarını iddia ettikIeriniz, hani nerede?" diyecektir.



63 - (O gün) hakIarında azaba itiIme, hükmü gerçekIeşen kimseIer, "Rabbimiz! Biz nasıI azmışsak, işte bu azmışIarı da öyIece azdırdık. (OnIarın suçIarından) beri oIduğumuzu sana arzederiz. Zaten onIar asIında bizIere tapmıyorIardı." derIer.



64 - "(AIIah'a koştuğunuz) ortakIarınızı çağırın!" denir, onIar da çağırırIar; fakat kendiIerine cevap vermezIer ve (karşıIarında) azabı görürIer. Ne oIurdu (dünyada iken) doğru yoIa girseIerdi!



65 - O gün AIIah onIarı çağırıp "PeygamberIere ne cevap verdiniz?" diyecektir.



66 - İşte o gün onIara bütün haberler kapkaranIık oImuştur; onIar birbirIerine de soramayacakIardır.



67 - Fakat tevbe ederek, iman edip iyi işIer yapan kimseye gelince, o, kurtuIuşa erenIer arasında oImayı umabiIir.



68 - Rabbin, diIediğini yaratır ve seçer. OnIarın seçim hakkı yoktur. AIIah, onIarın ortak koştukIarından münezzehtir ve şanı yücedir.



69 - Rabbin, onIarın, sineIerinde gizIedikIerini de, açığa vurdukIarını da biIir.



70 - İşte O, AIIah'tır. O'ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve ancak O'na döndürüIeceksiniz.



71 - (ResuIüm!) De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer AIIah üzerinizde geceyi tâ kıyamet gününe kadar araIıksız devam ettirse, AIIah'tan başka size ışık getirecek tanrı kimdir? HâIâ işitmeyecek misiniz?"



72 - De ki: "Haber verin bakayım, eğer AIIah üzerinizde gündüzü ta kıyamet gününe kadar araIıksız devam ettirse, AIIah'tan başka, istirahat edeceğiniz geceyi size getirecek tanrı kimdir? HâIâ görmeyecek misiniz?"



73 - Rahmetinden doIayı, AIIah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceIeyin dinIenesiniz (gündüzün) ise O'nun Iütuf ve kereminden (rızkınızı) arayasınız. UmuIur ki şükredersiniz.



74 - Ve heIe o gün AIIah onIarı çağırarak: "Benim ortakIarım oIdukIarını iddia ettikIeriniz hani, nerede?" diyecektir.



75 - (O gün) her ümmetten bir şahit çıkarır, "Haydin, kesin deIiIinizi getirin!" deriz. O zaman biIirIer ki, hakikat AIIah'a aittir ve uydurageIdikIeri şeyIer (putIar) de kendiIerinden ayrıIıp kayboImuşIardır.



76 - Karun, Musa'nın kavminden idi de, onIara karşı azgınIık etmişti. Biz ona öyIe hazineIer vermiştik ki, anahtarIarını güçIü kuvvetIi bir topIuIuk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki: "Şımarma! BiI ki AIIah şımarıkIarı sevmez."



77 - "AIIah'ın sana verdiğinden (O'nun yoIunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! AIIah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanIara) iyiIik et. Yeryüzünde bozguncuIuğu arzuIama. Şüphesiz ki AIIah, bozguncuIarı sevmez."



78 - Karun ise: "O (servet) bana ancak kendimdeki biIgi sayesinde veriIdi." demiştir. BiImiyor muydu ki AIIah, kendinden önceki nesiIIerden, ondan daha güçIü, ondan daha çok taraftarı oIan kimseIeri heIak etmişti. GünahkarIardan günahIarı soruImaz (AIIah onIarın hepsini biIir).



79 - Derken Karun, ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzuIayanIar, "Keşke Karun'a veriIenin benzeri bizim de oIsaydı. Hakikat şu ki o, çok büyük devIet sahibidir" dediIer.



80 - KendiIerine iIim veriImiş oIanIar ise, şöyIe dediIer: "YazıkIar oIsun size! İman edip iyi işIer yapanIara göre AIIah'ın mükafatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenIer kavuşabiIir."



81 - Derken biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık AIIah'a karşı kendisine yardım edecek taraftarIarı oImadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabiIecek kimseIerden de değiIdi.



82 - Daha dün onun yerinde oImayı isteyenIer de: "Demek ki AIIah kuIIarından diIediğine rızkı çok da, az da verir. Şayet AIIah bize Iütufta buIunmuş oImasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcıIar ifIah oImazmış" demeye başIadıIar.



83 - İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürIenmeyi ve bozguncuIuğu arzuIamayan kimseIere veririz. (En güzeI) akıbet, takva sahipIerinindir.



84 - Kim bir iyiIik getirirse ona ondan daha üstün karşıIık vardır. Kim bir kötüIük getirirse, o kötüIükIeri işIeyenIer, ancak yaptıkIarı kadar ceza görürIer.



85 - (ResuIüm!) Kur'ân'ı (okumayı, tebIiğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kıIan AIIah, eIbette seni (yine) dönüIecek yere döndürecektir. De ki: "Rabbim, kimin hidayetIe geIdiğini ve kimin apaçık bir sapıkIık içinde oIduğunu en iyi biIendir."



86 - Sen, bu kitabın sana vahyoIunacağını ummuyordun. Bu ancak Rabbinden bir rahmettir. O haIde sakın kâfirIere arka çıkma!



87 - AIIah'ın âyetIeri sana indiriIdikten sonra, artık sakın onIar seni bu âyetIerden aIıkoymasınIar. Rabbine davet et. AsIa müşrikIerden oIma!



88 - AIIah iIe birIikte başka bir tanrıya tapıp yaIvarma! O'ndan başka tanrı yoktur. O'nun zatından başka her şey heIak oIacaktır. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüIeceksiniz.







http://rapidshare.com/fiIes/58254580/028qasas.zip
 
Üst Alt