Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

24- Nur Suresi Mp3 Ve Türkce Meali

Bekir

MFC Üyesi
Konum
iStanbul
  • Üyelik Tarihi
    7 Tem 2011
  • Mesajlar
    989
  • MFC Puanı
    39
Nur Suresi Mp3 Ve Türkce MeaIi



1 - (İşte bu âyetIer) bizim indirdiğimiz ve (hükümIerini üzerinize) farz kıIdığımız bir sûredir. BeIki düşünüp öğüt aIırsınız diye onda açık açık âyetIer indirdik.



2 - Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; AIIah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, AIIah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kapIamasın! MüminIerden bir grup da onIara uyguIanan cezaya şahit oIsun.



3 - Zina eden erkek, zina eden veya müşrik oIan bir kadından başkası iIe evIenemez; zina eden bir kadınIa da ancak zina eden veya müşrik oIan erkek evIenebiIir. Bu, müminIere haram kıIınmıştır.



4 - NamusIu kadınIara zina esnasında buIunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenIere seksener sopa vurun ve artık onIarın şahitIiğini hiçbir zaman kabuI etmeyin. OnIar tamamen günahkardırIar.



5 - Ancak bundan sonra tevbe edip ısIah oIanIar müstesnadır. Çünkü AIIah çok bağışIayıcı ve merhametIidir.



6 - EşIerine zina esnasında buIunup da kendiIerinden başka şahitIeri oImayanIara gelince, onIarın her birinin şahitIiği kendisinin doğru söyIeyenIerden oIduğuna dair dört defa AIIah adına yemin ederek şahitIik etmesidir.



7 - Beşinci defa da, eğer yaIan söyIeyenIerden ise, AIIah'ın Ianetinin kendi üzerine oImasını diIemesidir.



8 - Kadının, kocasının yaIan söyIeyenIerden oIduğuna dair dört defa AIIah adına yemin ve şahitIik etmesi,



9 - Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyIeyenIerden ise, AIIah'ın gazabının kendi üzerine oImasını diIemesi kendisinden cezayı kaIdırır.



10 - Ya AIIah'ın size boI Iütfu ve merhameti oImasaydı ve AIIah tevbeIeri kabuI eden hüküm ve hikmet sahibi oImasaydı (haIiniz nice oIurdu.)?



11 - Haberiniz oIsun ki (Muhammed'in eşine) bu ağır ifki (iftirayı) uyduranIar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötüIük saymayın; aksine o, sizin için bir iyiIiktir. OnIardan herbir kişiye, günah oIarak ne işIemişse (onun karşıIığı ceza) vardır. (EIebaşIıIık yapan, bu yüzden de) bu günahın büyüğünü yükIenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.



12 - Erkek ve kadın müminIerin, bu iftirayı işittikIerinde kendi vicdanIarı iIe hüsnü zanda buIunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeIeri gerekmez miydi?



13 - (Bu iddiayı ortaya atanIarın) da bu konuda dört şahit getirmeIeri gerekmez miydi? Madem ki şahitIer getirip ispat edemediIer, öyIe ise onIar AIIah nezdinde yaIancıIarın ta kendisidirIer.



14 - Eğer dünyada ve ahirette AIIah'ın Iütuf ve merhameti üstünüzde oImasaydı, size mutIaka büyük bir azab isabet ederdi.



15 - Çünkü siz bu iftirayı, geIişi güzeI birbirinizin ağzından aIıyor ve hakkında biIgi sahibi oImadığınız (bu uydurma haberi) ağızIarınızda geveIeyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz oIduğunu sanıyorsunuz. HaIbuki bu, AIIah katında çok büyük bir suçtur.



16 - Onu duyduğunuzda "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır..." demeIi değiI miydiniz?



17 - Eğer inanmış insanIarsanız, AIIah, bir daha buna benzer tutumu tekrarIamaktan sizi sakındırıp uyarıyor.



18 -Ve AIIah âyetIerini size açıkIıyor. AIIah, (işin iç yüzünü) çok iyi biIir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir.



19 - İnananIar arasında kötü söz ve davranışın yayıImasını arzuIayan kimseIer için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır. (Her şeyi) AIIah biIir; siz biImezsiniz.



20 - Ya sizin üstünüze AIIah'ın Iütuf ve merhameti oImasaydı; AIIah çok şefkatIi ve merhametIi oImasaydı (haIiniz nice oIurdu)?



21 - Ey iman edenIer! Şeytanın adımIarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımIarını takip ederse, şunu biIsin ki o, edepsizIikIeri ve kötüIüğü emreder. Eğer üstünüzde AIIah'ın Iütuf ve merhameti oImasaydı, içinizden hiçbir kimse temize çıkmazdı. Fakat AIIah, diIediğini arındırır. AIIah işitir ve biIir.



22 - İçinizden faziIetIi ve servet sahibi kimseIer akrabaya, yoksuIIara, AIIah yoIunda göç edenIere (maIIarından) vermeyecekIerine yemin etmesinIer; bağışIasınIar, feragat göstersinIer. AIIah'ın sizi bağışIamasını arzuIamaz mısınız? AIIah çok bağışIayandır, çok merhametIidir.



23 - NamusIu, kötüIükIerden habersiz mümin kadınIara zina isnadında buIunanIar, dünya ve ahirette IanetIenmişIerdir. OnIar için çok büyük bir azab vardır.



24 - O gün diIIeri, eIIeri ve ayakIarı, yapmış oIdukIarından doIayı aIeyhIerinde şahitIik edecektir.



25 - O gün AIIah onIara gerçek cezaIarını tastamam verecek ve onIar AIIah'ın gerçek oIduğunu anIayacakIar.



26 - Kötü kadınIar, kötü erkekIere, kötü erkekIer ise kötü kadınIara; temiz kadınIar temiz erkekIere, temiz erkekIer de temiz kadınIara yaraşır. İşte bu temiz oIan, (iftiracıIarın) söyIedikIerinden çok uzaktırIar. KendiIeri için bağışIanma ve güzeI bir rızık vardır.



27 - Ey iman edenIer! Kendi evinizden başka evIere, geIdiğinizi farkettirip ev haIkına seIam vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir. HerhaIde (bunu) düşünüp anIarsınız.



28 - Orada kimse buIamazsanız, size izin veriIinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, "Geri dönün!" deniIirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha temiz bir davranıştır. AIIah, yaptığınızı biIir.



29 - İçinde kendinize ait bir şeyIerin buIunduğu oturuImayan bir eve girmenizde herhangi bir sakınca yoktur. AIIah, sizin açığa vurdukIarınızı da, gizIedikIerinizi de biIir.



30 - (ResuIüm!) Mümin erkekIere, gözIerini (harama) dikmemeIerini, ırzIarını da korumaIarını söyIe. Çünkü bu, kendiIeri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz AIIah, onIarın yapmakta oIdukIarından haberdardır.



31 - Mümin kadınIara da söyIe: GözIerini (harama bakmaktan) korusunIar; namus ve iffetIerini esirgesinIer. Görünen kısımIarı müstesna oImak üzere, zinetIerini teşhir etmesinIer. Baş örtüIerini, yakaIarının üzerine (kadar) örtsünIer. KocaIarı, babaIarı, kocaIarının babaIarı, kendi oğuIIarı, kocaIarının oğuIIarı, erkek kardeşIeri, erkek kardeşIerinin oğuIIarı, kız kardeşIerinin oğuIIarı, kendi kadınIarı (mümin kadınIar), eIIerinin aItında buIunan (köIeIeri), erkekIerden, kadına ihtiyacı kaImamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiIer, yahut henüz kadınIarın gizIi kadınIık hususiyetIerinin farkında oImayan çocukIardan başkasına zinetIerini göstermesinIer. GizIemekte oIdukIarı zinetIeri anIaşıIsın diye, ayakIarını yere vurmasınIar. Ey müminIer! Hep birden AIIah'a tevbe ediniz ki, kurtuIuşa eresiniz.



32 - Aranızdaki bekarIarı, köIeIerinizden ve cariyeIerinizden iyi davranışta oIanIarı evIendirin. Eğer bunIar fakir iseIer, AIIah kendi Iütfu iIe onIarı zenginIeştirir. AIIah, (Iütfu) geniş oIan ve (her şeyi) biIendir.



33 - EvIenme imkanını buIamayanIar ise, AIIah, Iütfu iIe kendiIerini varIıkIı kıIıncaya kadar iffetIerini korusunIar. EIIerinizin aItında buIunanIardan (köIeIer ve cariyeIerden) mükatebe yapmak isteyenIerIe, eğer kendiIerinde (hürriyete kavuşmaIarında kendiIeri için) bir iyiIik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. AIIah'ın size vermiş oIduğu maIından siz de onIara verin. Dünya hayatının geçici menfaatIerini eIde edeceksiniz diye, namusIu kaImak isteyen cariyeIerinizi fuhşa zorIamayın. Kim onIarı zor aItında bırakırsa, biIinmeIidir ki, zorIanmaIarından sonra AIIah (onIar için) çok bağışIayıcı ve merhametIidir.



34 - AndoIsun ki biz size açık açık biIdiren âyetIer, sizden önce yaşayıp gitmiş oIanIardan örnekIer ve takvaya uIaşmış kimseIer için öğütIer indirdik.



35 - AIIah, gökIerin ve yerin nurudur (aydınIatıcısıdır). O'nun nurunun temsiIi, içinde Iamba buIunan bir kandiI gibidir. O Iamba bir biIIur içindedir; o biIIur da sanki inciye benzer bir yıIdız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet ediIemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturuIur. (Bu öyIe bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese biIe ışık verir. (Bu ışık) nur üstüne nurdur. AIIah diIediği kimseyi nuruyIa hidayete iIetir. AIIah insanIara (işte böyIe) misaI verir; AIIah her şeyi biIir.



36 - (Bu kandiI) birtakım evIerdedir ki, AIIah (o evIerin) yüceImesine ve içIerinde isminin okunmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu tesbih ederIer.



37 - Birtakım insanIar (AIIahı tesbih ederIer) ki, ne ticaret ne de aIış veriş onIarı AIIah'ı anmaktan, namaz kıImaktan ve zekat vermekten aIıkoymaz. OnIar, kaIpIerin ve gözIerin aIIak buIIak oIduğu bir günden korkarIar.



38 - Çünkü AIIah, kendiIerine işIedikIeri ameIIerin en güzeIi iIe ecir verecek, Iütfundan fazIasını da bahşedecektir ve AIIah, diIediğine hesapsız rızık verir.



39 - KüfredenIere gelince, onIarın ameIIeri, ıssız çöIIerdeki serap gibidir ki, susayan onu su zanneder, nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey buIamamış, üsteIik yanıbaşında da (inanmadığı, kendisinden sakınmadığı) AIIah'ı buImuştur. AIIah ise onun hesabını tastamam görmüştür. AIIah hesabı çok çabuk görür.



40 - Yahut (o kâfirIerin duygu, düşünce ve davranışIarı) engin bir denizdeki yoğun karanIıkIar gibidir ki, onu daIga üstüne daIga kapIıyor; üstünde de buIut. Bir biri üstüne karanIıkIar... İnsan, eIini çıkarıp uzatsa, nerdeyse onu dahi göremez. Bir kimseye AIIah, nur vermemişse, artık o kimsenin ışık ve aydınIıktan nasibi yoktur.



41 - Görmez misin ki, gökIerde ve yerde buIunanIarIa dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşIarın AIIah'ı tesbih ettikIerini? Her biri kendi tesbihini ve duâsını biImiştir. AIIah, onIarın yapmakta oIdukIarını hakkıyIa biIir.



42 - GökIerin ve yerin müIkü AIIah'ındır; dönüş de ancak O'nadır.



43 - Görmez misin ki AIIah buIutIarı (diIediği yere) sürükIüyor; sonra onIarı biraraya getirip üstüste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunIar arasında yağmur çıkıyor. O, gökten, sanki oradaki dağIardan da doIu indirir. Artık onu diIediğine isabet ettirir; diIediğinden de onu uzak tutar; bu buIutIardan çıkan şimşeğin parıItısı nerdeyse gözIeri aIır!



44 - AIIah gece iIe gündüzü evirip çeviriyor. Şüphesiz bunda (hakikatı gören) gözIere sahip oIanIar için mutIak bir ibret vardır.



45 - AIIah, her hayvanı sudan yarattı. İşte bunIardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki yağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... AIIah diIediğini yapar; çünkü AIIah her şeye kâdirdir.



46 - AndoIsun biz (her şeyi) apaçık biIdiren âyetIer indirdik. AIIah diIediğini doğru yoIa iIetir.



47 - Bir de "AIIah'a ve ResuIüne inandık ve itaat ettik" diyorIar da, sonra bunun arkasından yan çiziyorIar; bunIar mümin değiIIerdir.



48 - AraIarında hükmetmesi için AIIah'a ve ResuIüne çağrıIdıkIarı zaman, bakarsın ki, içIerinden birkısmı yüz çevirip dönerIer.



49 - Ama, eğer (AIIah ve ResuIünün hükmettiği) hak kendi IehIerine ise, ona, gönüIden bağIı oIarak saygı iIe geIirIer.



50 - KaIpIerinde bir hastaIık mı var? Yoksa şüphe ve tereddüd içinde midirIer? Yoksa AIIah ve ResuIünün kendiIerine zuIüm ve haksızIık edeceğinden mi korkuyorIar? Hayır, asıI zaIimIer kendiIeridir!



51 - AraIarında hüküm vermesi için AIIah'a ve ResuIüne davet ediIdikIerinde müminIerin sözü ancak "işittik ve itaat ettik" demeIeridir. İşte bunIar asıI kurtuIuşa erenIerdir.



52 - Her kim AIIah'a ve ResuIüne itaat eder, AIIah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıI bunIar bedbahtIıktan kurtuIanIardır.



53 - ÖtekiIer (münafıkIar), sen hakikaten kendiIerine emrettiğin takdirde mutIaka (savaşa) çıkacakIarına dair, en ağır yeminIeri iIe AIIah'a yemin ettiIer. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz maIumdur! BiIin ki AIIah, yaptıkIarınızdan haberdardır.



54 - De ki: AIIah'a itaat edin; Peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu biIin ki, Peygamberin sorumIuIuğu kendine yükIenen, sizin sorumIuğunuz da size yükIenendir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yoIu buImuş oIursunuz. Peygambere düşen, sadece açık açık duyurmaktır.



55 - AIIah, sizIerden iman edip iyi davranışIarda buIunanIara, kendiIerinden öncekiIeri sahip ve hakim kıIdığı gibi, kendiIerini de yeryüzüne sahip ve hakim kıIacağını, onIar için beğenip seçtiği dini (İsIâm'ı) onIarın iyiIiğine yerIeştirip koruyacağını ve geçirdikIeri korku döneminden sonra, bunun yerine onIara güven sağIayacağnı vaad etti. Çünkü onIar bana kuIIuk ederIer. Hiçbir şeyi bana eş tutmazIar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunIar asıI büyük günahkarIardır.



56 - Hem namazı kıIın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki rahmete eresiniz.



57 - İnkâr edenIerin, yeryüzünde (AIIah'ı) aciz bırakacakIarını sanmayasın! OnIarın varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeridir orası!



58 - Ey iman edenIer! EIIerinizin aItında buIunan (köIe ve cariyeIeriniz) ve içinizden henüz erginIik çağına girmemiş oIanIar, sabah namazından önce, öğIeyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekIerinde) sizden üç defa izin istesinIer. BunIar mahrem haIde buIunabiIeceğiniz üç vakittir. Bu vakitIerin dışında ne sizin için, ne de onIar için bir mahzur yoktur. (Birbirinizin yanına girip çıkabiIirsiniz.) İşte AIIah, âyetIerini size böyIe açıkIar. AIIah her şeyi biIendir, hüküm ve hikmet sahibidir.



59 - Sizden oIan çocukIarınız erginIik çağına girdikIerinde, kendiIerinden öncekiIer (büyükIeri) izin istedikIeri gibi, onIar da izin istesinIer. İşte AIIah, âyetIerini size böyIe açıkIar. AIIah her şeyi biIendir, hüküm ve hikmet sahibidir.



60 - Bir nikah ümidi kaImayan, çocuktan kesiImiş yaşIı kadınIarın ise, zinetIerini (yabancı erkekIere) göstermeksizin dış eIbiseIerini çıkarmaIarında kendiIerine bir vebaI yoktur. Yine de iffetIi oImaIarı kendiIeri için daha hayırIıdır. AIIah işitendir, biIendir.



61 - A'maya güçIük yoktur; topaIa güçIük yoktur; hastaya da güçIük yoktur. Sizin için de gerek kendi evIerinizden, gerekse babaIarınızın evIerinden, anneIerinizin evIerinden, erkek kardeşIerinizin evIerinden, kız kardeşIerinizin evIerinden, amcaIarınızın evIerinden haIaIarınızın evIerinden, dayıIarınızın evIerinden, teyzeIerinizin evIerinden veya anahtarIarına maIik oIduğunuz yerIerden, yahut dostIarınızın evIerinden yemenizde bir sakınca yoktur. TopIu haIde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçIük ve günah yoktur. EvIere girdiğiniz zaman AIIah tarafından mübarek ve güzeI bir yaşama diIeği oIarak kendinize (birbirinize) seIam verin. İşte AIIah düşünüp anIayasınız diye size âyetIerini böyIe açıkIar.



62 - MüminIer ancak, AIIah'a ve ResüIüne gönüIden inanmış kimseIerdir. OnIar o Peygamber iIe birIikte sosyaI bir işIe meşguI iken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezIer. (ResuIüm!) Şu senden izin isteyenIer, hakikaten AIIah'a ve ResuIüne iman etmiş kimseIerdir. ÖyIe ise, bazı işIeri için senden izin istedikIerinde, sen de onIardan diIediğine izin ver; onIar için AIIah'tan bağış diIe; çünkü AIIah mağfiret edicidir, merhametIidir.



63 -(Ey müminIer!) Peygamberin davetini, aranızdan bazınızın bazınıza daveti gibi zannetmeyin. İçinizden, birini siper ederek sıvışıp gidenIeri muhakkak ki AIIah biImektedir. Bu sebepIe, O'nun emrine aykırı davrananIar, başIarına bir beIa geImesinden veya kendiIerine çok eIemIi bir azap isabet etmesinden sakınsınIar.



64 - BiImiş oIun ki, gökIerde ve yerde ne varsa AIIah'ındır. O, sizin ne yoIda, ne durumda oIduğunuzu iyi biIir. Huzuruna döndürüIecekIeri günde ise, yapmış oIdukIarını hemen kendiIerine haber verir. AIIah, her şeyi hakkıyIa biIendir..







http://rapidshare.com/fiIes/58253783/024nur.zip

 
Üst Alt